6 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

6 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmm Tp) HARICT HA Yanlışlığı (latişar etmemiş kısa sözler) ne suretle kitaba uydurmalı? Enderun Efendisi ağlayıp sızlayor. AÂyandan Vak'a Nüvis Ab- dürrahman Şeref Bey merhum vekayii tarihiyede hafızası çok kuvvetli, okuduğunu veya işit © tiğini kolay kolay unutmaz, nükteşinas, ve mahfuzatını za rafetle tam yerinde isti e “den güzide bir şahsiyet idi. Sultan Reşat merhumla haf tanın birçok günlerini, saatleri ni beraber geçirir; günün de- dikodularile, eski (o selâtinin menkıbelerile uzun, uzun mü- bağasatı tarihiyede bulunurlar dı. Bir gün Sultan Reşattan; kerdisine akraba derecesinde münasebetleri olan enderründa maaşla mukayyet iki efendi- den birinin, mabeyinde husu- si hizmetlerden bir münasibi- ne naklini, diğerinin de hu- kuk mektebine girerek tahsile serbestçe devamı için hizme- tinden afvını huzurda şifahen istirham etmiş, ve Sultan Re- şat da vak'a Nüvisin bu ar- ı birkaç gün sonra is'af işti. Halbuki, Sultan Reşat bu arzuyu dalgınlıkla büsbütün aksine anlamış, hazinei hassa ile Hazirei Hümayuna tebliğ ettirdiği (İradei ceniye) de, mektebi hukuka girmek üze- re hizmetinden afvı arzusun- da bulunan efendiyi maaşile naklen mabeyine, ve mabeyin hizmetlerinden birine girmesi için istirham olunan efendiyi de ( tinden afvı) ibaresi- le bü in endröndan çıkarı- larak (maaşının da hazine rianda edilmesini) | yazdırmış «lduğu için, taltif ve terfi su- vetile mabeyine gireceğini s€- vinçle bekliyen efendi, böyle birden bire büsbütün hizme- tinden ve maaşından mahru- wiyetinin acısile ağlıya sızlı- ya evvelâ mabeyine, sonra da Vak'a Nüvisin evine koşmuş- a, eyi il işin, usul ve an'aneye tâbi olan diğer bir fecaati de, tebliğ olunan (İvadei seniye) lerin yâfilişlik vukuu, sehiv is- madı süretile geri alınması, iba re tasbihatı, ve hele (İmzayi bümeyün) un — velevki Hün- kârın kendi kalemile olsun — silinmesi veya hakki gibi o ta- rihlere gelinciye kadar hiç em sali geçmemiş müşkül bir şek Je maruz kalması idi. Zavallı Endrân Efendisi ağ layıp sıkılıyor, Hünkâra söy- leyip söyliyeceğine pişman o- Yazan: İZZET ZİYA lan Vak'a Nüvis de bu yanlış- lığın saray usulünce ne şekilde kitaba uydurma, tashihi mu- amele etmekle içinden | çıkıl- mak lâzem geleceğini düşünüp duruyor, bu hatayı da kimse üzerine almak istemiyordu! Nihayet, iradeli kâğıdın ge riye alınması muvafıkı usul ol- müddetin geçmesine, sonra ye niden bir (İradei seniye) teb- liği suretile işin tashihi şekli- ne karar verilmiş ce sıkıntıda bırakan bu yanlış luğın tashih edildiği günü, Ab dürrahman Şeref Beyin neş'esi yerine gelmiş ve tebrik ( için gülerek yanma sokuld ğum zaman, büsbütün (tersi- Be is'af edilmiş istirham) i ve- silesile hatırladığı bir fıkrayı, bana orada usulcacık şöyle an- latmıştı; — Eskiden avcıların (Şa- hin) kuşu besledikleri malüm. raylarda eskiden ( Şa hinci bölüğü) namile kuşçuba- şının maiyetinde Hünkâra av İ kuşları tedarik eden bir takım teşkilât ta vardı. (avcı kuş) talim ve terbiye edilerek kuş tuta: dı. O tarihlerde avcmm birisi, kendi şahininin son derece ma hirane kuş tutmasma rağmen, onun bir tek, fena bir huyun- dan hoşnut değilmiş. Tuttu- kopartıp attıktan sonra kuşla- rı sahibine getirir imiş! Bu mahir kuşu, bu usulsüz fena huyundan bir türlü vaz geçirtememiş.. Nevmit olmuş. gün, tanıdıklarından bi- rda yatan bir (Veli) Yi tavsiye ederek: — Bu zat, çok büyük vd adakları çok mücerrep bir (Ev liya) dır.. Ona git, sanduka- sının baş tarafına diz çök, va- ziyeti anlat, niyazda bulun, her halde bu kuşun fens hu- yu, onun manevi himmet ve tesirile derhal zail olur.. de- miş... Avcı da maneviyata mute- kit bir zat imiş. Bu tavsiyede bulunan zata teşekkür ettik. ten sonra, bir aralık evliyanm İ türbesini arayıp bulmuş. Sandukanın baş tarafına diz çökerek ellerini açmış, ağ- zını sandukaya yaklaştırarak, kuşunu bu kötü huyundan vaz geçirtmesi için uzun, uzun ni- için, aradan zaruri bir | Günlerce Vak'a Nüvisi epey! İngilterede Fırtına Şehirlerde camlar par- çalandı, yara- lananlar. ve ölenler var LONDRA, 4 A.A, — Fırtma bir takım telefata sebebiyet vermiştir. Londrada bir parmaklığın yıkılması neticesinde bir kadın, ölmüştür. St. radford'ta kırılan camlar dört mek- teplinin ağır surette yaralanmasnı intaç eylemiştir. Whitlesey'de yıkı- lan ir kapı hic iktiyanı öldürmüş. tür, LONDRA, 5 (A.A.) — İngiltere nin büyük bir kısmında 24 saatten beri hüküm sürmekte olan şiddetli fırtına 4 kişinin ölümüne sebep ol- muş, ehemmiyetli mikdurda maddi zar ve hasar yapmış, Galle memleke tinde, Yorkehire'da ve göller mrnta- kasında feyozanlar vukuuna sebebi- yet vermiştir. Bu havalide birçok yollar su altın da kalmış veya toprak çöküntüleri yüzünden tıkanıp kapanmıştır. Norveçte feyezanlar BERGEN, 5 (A.A.) — Mütema diyen yağmakta olan yağmurlar, Ylordüland, ve Songo fojordano kont Hakları de feyezanlara sebebi- yet vermiştir. Hasarat mühimdir. Dört kişinin boğulmuş olduğu haber veriliyor, Japonyadaki zelzele 'TOK1O, 4 (A.A.) — Şiddetli bir yet vermiştir. Şimdiye kadr telefat vukuuna dair hiç bir haber yoktur. Nichinichi - Shinbun gazetesine na- zaran Kamsishi limanı açıklarındaki ufak bir ada kismen deniz altında kalmıştır. Bu zelzele, son üç gün zar fında Japonyada vukua gelen ikinci zelzeledir. —. m —— yazlarda, saatlerce istirhamat- ta bulunmuş, vaziyeti iyice an latmış. Sonra, sahih bir iman, tam bir itikatla türbeden çık- mış. Ertesi günü, memnun mem mun ava gitmiş. Bir aralık, şa hini havada bir avla uğraşır. ken, bir kartal peyda olmuş. Havada kuşlar birbirine gir- mişler, bir azıcık sonra, hava dan yani başıma bir kopmuş kuş kafası düşmüş.. Avcı bir de bakmış ki, bu sefer düşen kafa, kendi şahini nin kafası! Bu feci vaziyetin karşısın- da, avcının imanı, itikadı birbi rine girerek, bu kafayı aldığı gibi, o hiddetle evliyanın tür- besini boylamış, kopmuş başı sandukanın üstüne bıraktıktan sonra ağzımı sandukaya yak- laştırarak evliyaya şu sözü söy lemiş: iş: — Ey Veli! Senin lü ğüne söz yok.. Velisin, çok büyüksün.. Fakat, senin de kötü bir kusurun var, lâkırdı Yı tersine alıyorsun! “ Şubat — 337 (Devamı var) zelzele, bu sabh Japonyanın şimali şarkisinde mühim hasarata sebebi: | Ti Mançuri'de Vaziyet Çinliler yaktıkları köprüyü tamir ettirmeyorlar rin Taonan-Anganchi demiryolunu işgal ettiklerini haber vermiştir. Yıkılan köprâ 'TOKTO, 4. A.A.— Nonni ırmağı üstadeki köprüyü O#smir için 500 kadar Japon askeri Taonandan ba- || reket etmiştir. İki Çin cemeralinin || bu köprünün 10 kilome- tre gerisine, çekmeleri için Japon kumandanlığı tarfmdan vaki o olan talebi kabul ettikleri resmi surette beyan edilmekle beraber Çin asker- lerinin Japon devriyel dün ek- sam ateş açtıkları Har ş mahafilinden bildirilmiştir. Japonların takviye kıtantı gönde-| recekleri söylenmektedir. Yeni ihtilatlar TOKYO, 4. A.A.— Son haberler, Mançuride yeniden yeniye ihtilâtlar vuku bulmuş olduğunu göstermekte dir, Her nekadar ceneral Ua-Tchan- Tehan ile o ceneral Tchang Hai Peng'un kuvvetlerini Nenni r Üzerinde hasara uğramış olan prünün Japonlar tarafından temiri esnasında 9kilometra uz gı çekmeği kaba! etmiş oldukları resmen idare- sindeki kuvvetlerin tamirat işini, yapılmasına mani olduklarını dün akşam Japon karakolları üzeri- ne ateş ettiklerini göstermekte: in | hareket etmiş olduğunu — bildirmek- tedir, Bu haber, köprüyü tamir ile meşgul olan takımın takviye edil mek istenildiğine (delâlet etmekte. dir, te oldukları Nonni irmağı civarında Çinlilerle Japonlar © arasmda ehem- miyetli bir çarpışma olmuştur. Ja- ponların Taonandan takviye kıtant göndermekte oldukları rivayet edi. Tiyor, Tsitsika işgal olunmadı TOKİO, 4. A.A.— Toitsika nın Japon askerleri tarfından işgali res- mi surette tekzip edilmiştir. Japo- nya Nonni irmağtam şimal kısmına asker göndermek niyetinde değildir. İzvestisün bir tekzibi MOSKOVAJ'4. A.A.— İzvostia gezetesi, bışrakal:sinde Mançuri bududunda Sovyet kıtatının tahaş? şüdüne dair olan haberi tekzip | et mektedir. Bu gazite, Karabanın dediği gibi, Japonlar bu haberlerin saçına oldu. ğuna kani olabilmelerini temin ede- cek derecede istihbar menba ve va- sıtalarına melik bulunmaktadırlar, Japonların bir talebi TOKlO,. 5. A.A— Menserkle İ Yorgun düşen Japon askerlerinin dinlenmesini temin için askeri ma. kamlar bunların yerine adan | 4000 asker gönderilmesini hüküme- te teklif etmeğe karar vermislirdir. Bu makamlar Kânunucvelde ask r. lik müddetleri bitecek olan kura eri) radının Man“urids k İnekler müd- detin temdidin de istemektedirler, Cemiyeti akvam meclisine | bir nota daha CENEVRE, $.A.A. — Cemiyeti i el parlamentodaki liberal fırkasının d | ray | inkişaftan cidden endişe edildiğini İ yasetinde bir komisyon tarafından Lloyd George Çekildi Liberal firkası reisli- ğine Sir Herbert Samuel geçti İngiliz liberar partisinin yeni reisi | Sir Herbert Samuel LONDRA, 4 (A.A.) — 30 kadar liberal azamın Obazır o bulunduk.) ları bir içtimada M. Herbert Samou A) bu içtim; evresi için reisliğe inti- hap edilmişti iştir, Macaristanda demir yoluna suikast BUDAPEŞTE, 4 A.A. — foeldvar hattı de 400 Bekes metre üş, olmalarım-| edilen yirmi yirmi boş kişi tevkif olunmuştur. Nişanla taltif Mr. Musolininin vuku bulan teklifi üzerine İtalya âyan aza- sından ve Banka Komerçiale İ- aliana reisi (OMösyö Ettore Konti'nin İtalya krallığının en büyük rütbesi olan “Croce dei Cavalieri al Merito del Lavo- beyan etmektedir, Çin hükümeti; askeri bir nüfuz ve tehdidi altında hiçbir za- man ve hiçbir şekil ve surette mü- zakereye icbar edilmeği kabul ede- miyeceğini tekrar etmeğe mecbur ve gerek Cemiyeti Akvam azası hü- kümetlerin ve gerek Vaşington mua bedesini imza eylemiş olan dokuz hükümetin Paris misakının ayaklar alt na alınmama müsaade etmiyecek | lerine emin ir. Çin muhterası, bu üç gün zarfmda Nankinden kablo ile gelmiş bulunan baz haberleri de telhiesne ihtiva ey- Jemelte ve askeri kzvvetlerinin e az ye nazırı M. Vellineton Koonun r ERLER PP ". a m İstanbulun imar plânı Hakimiyetimilliye acı ve tenkitkâr or fıkra neşretti.. ANKARA 5 (Telefonla) — Hâkimiyeti Milliye “Ayıptır!,, serlavhasila şu fıkrayı neşrediyor: İstanbulda bir iki mühendis İstanbul şehrinin plâ- nımı yaptırınaya çalışıyor. Profesör Jansen her Ankaraya geldikçe bu bir iki mühendisin yüreği oynuyor. Ve alttan alta propaganda başlıyor. Yok Profesör Jensen'e çok para veriliyormuş, Profesör Jansen'e bütün Ankara şehrinin plân masrafı ve nezaret ücreti olarak verilen para bu bir iki mü- hendisin İstanbulda her sene şehir ilmi bilmemek yüzünden israf etmiş oldukları paranın küçük bir kısmı bile değildir. Yok bir Alman Profesöri Profesör Janşen'in aleyhinde bulunmuş, yok Profesör Jansen'in Ankara- daki muavinine senede 40 bin lira veriliyormuş. Hepsi baştan başa yalan. Bir doğru varsa o da bir iki mühendisin İstanbul şehrini iflerine gö- ü in in ve-plânım be 'e Ankara plânını yaptırdık. Teti ası şu veya bu profesörü çağırıp çağırma: ması Taksim meydanı gibi çirkin esere tahammül edip etmemesi İstan andaşlarımıza aittir. Fakat, bu vatandaşların serbest muhkeme lerini çelmek için Türkiyenin hükümet merkezinde fenni salâhiyetini Diye kabul etmedi. Şehir, var, ne yoksa hepsini yapmak kudretinde olduğunu ler hakiki bir âlim ve mütchasâısın bu tevazuundan ve menfaat düşünme yişinden ibret alsalr yeridir. Profesör Jansen ve İstanbul plânı ANKARA 5 (Telefonla) — Hülümet profesör Jansenden İstanbul plâ- nnı yapmak için şartları istemiş olduğunu haber aldın. iifak siyaseti Yunan hariciye nazırının Türk - Yunan ve Bulgar müzakeratına dair beyanatı ATİNA, 5 (A.A.) — Hariciye vekili M. Mihalakopulos Bulgar Başve- kili M. Muşanoffun Ankaraya yuk bulacak ziyareti dolayısile Türk - Yu nan - Bulgar imüzakeratma dair deveran etmekte olan ittifak rivayetleri demiştir ki. “Bu haberler tamamen yanlıştır. Çünkü filerine tamamen muarızdır. Bey- n fevkalâde müsaittir. Ittifaklara irişmek kötü bir Daha bidayette iki milleti alâkadar eden bü- ün meselelerin hallinde Türklerle mutabık kaldık. Fakat her türlü ittifnk lardan ve siyasetimizi diğer büyük bir devlet siyasetine tâbi kılmaktan içtinaba karar verdik. Bu siyaset İsmet Paşa ve Tevfik Rüştü Beyin son Arin seyahatlerinde de teyit olunmuştur. Yunan Bulgar müzakeratı hak kında M, Mibalakopulos demiştir ki: “Bulgar Başvekili M. Muşanoff'un son nikbinsne beyanatma ben de iştirak ediyorum. Mürakeratın cereyanı ve mikbinliği haklı göstermektedir. Yunanistan ve Bulgaristan Kafandaris- Molof itilâfnamesi hakkında kendi noktaj nazarlarını muhafaza etmekte dirler, Heyeti vekile dün de toplandı ANKARA, 5 (Telefonla) — Heyeti vekile bu akşam toplandı. İçtima geç vakte kadar devâm etti. Tasarruf ve yerli mallar haftası ANKARA, 5 (Telefonla) — 12 kânunuevvelde İsmet Paşa tasarraf ve yerli malı haftasını Halk evinde bir nutku ile açacaktır. “ Treve de chargemene,, hakkındaki cevabımız ANKARA, 5 A.A.— İstihbaratımıza göre tröve de charge- ment hakkındaki Cemiyeti Akvam kâtibi umumisinin mektubu- na Türkiye Hariciye Vekâleti cevabımı bugün vermiştir. Bu ce- vap postaya tevdian Bern elçiliği vasıtasile gönderilmiştir. !M. Litvinofun Romaya gitmesi muhtemel VENEDİK, 5 A.A, — M. Litvinof'u getiren Ege isminde- tahliye olunan arazinin tesellüm &- il İe icra olunacaktır. ' ki Türk gemisi Venedik'e gelmiştir. M, Litvinof'un Romaya git mesi muhtemel, Haftalık Siyasi İcmal pe Bu dağda fare doğurdu: dir, Amerikanın Avrupa işleri- Fransız Başvekili (OM, Laval nene zaman ve ne şekilde mü- bütün cihanm neticesi hakkın. ! dahale edeceği ve bu müdaha- da bu kadar ümit beslediği A- | esinin ne gibi bir istikamet ta- merika seyahatinden avdet et- | kip edeceği meçhul olduğun- ti. Dünyanm bugün karşılaş- | dan, Fransızlar ne yapacakla- makta olduğu böyük meselele- | rmt şaşırmışlardı. Filhakika bu ri halletmek noktasından La- müdahalelerde bir & insicam yal - Hoover mülükatında hiç | yoktu, Öyle anlaşılıyor ki La- bir netice elde edilemediği an- | val'in seyahati, Fransa namına laşılmaktadır. Mülâkat, belki bu meseleyi halletmeğe yara- Fransanın Avrupadaki heke- | mıştır, Laval'in bu mesele hak- monyasını takviyeye yardım et | kmda Hoover'e (ne söylediği miştir. Eğer bu, mevcut dert. | pek âlâ tahmin edilebilir. Fran lere bir çare teşkil etseydi, | sız Başvekili demiş olabilir ki: Fransa'nın Avrupadaki vaziye- | — Eğer Avrupa umurile alâ- ti esasen kâfi derecede kuvvet- | kadarsanız ve Wilson'un $i Mi idi. i setine avdet etmek isteyorsa- İngiltere'nin inhidammdan | 7:2, bunu ve beraber el birli- sonra Avrupada Fransanın is. | ğiYl Yapalım. Yoksa Vers tediği gibi serbest hareket et. | gez beri takip ettiğiniz siyase- mesine yegâne engel Amerika | ti idame ettirme isterseniz, kalmıştı. Filhakika Amerika resmen Avrupanın Oo umuruna müdahale (etmiyordu. Wil. son'un Versay'daki siyasetini teddettikten © sonra Amerika, kendi kıt'asına çekilmiştir. Bu. nunla beraber, Amerikanın za- man zaman ve biraz da dam- dan düşer gibi Avrupa işlerine karıştığı inkâr er projesi de bu neviden- bari her adım atışınızda bizi de | haberdar ediniz de biz de ga- | Gil avlanmayalım. Amerikalılar fi'len Avrupa- nm umuruna karışmakla bera- ber, bunu itiraf etmek, Ameri. kanım banisi olan Waşing. ton'un siyasetini terketmek de- mek olacağından korktukları için karışmadıklarını söylüyor- lar. Binaenaleyh Laval'in tek- lifine Hoover ancak bir suretle cevap verebilirdi: Amerika an" anevi siyasetten ayrılmak eme- linde değildir. Avrupayı alâka dar eden meseleler de hali ha- zırı tebdil mânasını tazammun eden bir harekette bulunacağı- mız zaman sizi de evvelce haberdar edeceğiz. (o Fransız Başvekilinin de istediği esasen bu idi, Ve bunun neticesi şu olmuştur ki, Almanya bugün tamirat meselesini evvelâ Fran sa ile o halletmeğe çalışmak mecburiyetinde kalmıştır. Al manya, evvelce müşkilât kar- şısda kaldığı zaman İngilte- reye ve Amerikaya müracaat etmekte idi. İngiltere iktısa- den ve mali noktai nazardan za yıfladığı gibi, siyaseten de va- ziyeti haylı sarsılmıştır. Ame- rika da Avrupa işlerine re'sen karışamıyacağını bahane ede- rek, Almanya'yı dinlemek iste- miyeceğine nazaran, Almanya evvelce Fransa ile görüşmek zaruretindedir. Nasıl ki Laval Paris'e avdet edeli bir kaç gün olduğu halde, şimdiden bir ta- raftan Berlin'deki Alman sefi- İri ile Alman Başvekili, diğer | i | taraftan da Laval ile Almanya- nın Paris serifi arasmda doğ- rudan doğruya müzakerat baş- lamıştır. »., Amerika harici | siyasetinin zayıf tarafı, Avrupa işlerine karışmak istememesidir. Ve bu sebepledir ki, tahdidi teslihat meselesinde de bir netice elde edilememiştir. Çünkü Hoover tahdidi teslihat meselesini ile. data girmesini talep etmiştir, Bu taahhüdatım mahiyeti ma- lümdur: Fransa, Amerika ve İngiltereden teminat istiyor. Bir tecavüze uğradı bu devletlerin kendisine yar. dım etmelerini bekliyor. Fran- sanın bugünkü şerait altında tecavüze (o uğraması ihtimi yoktur, Fakat Fransızlar iddia ediyorlar ki, bu Fransanm as- keri noktadan kuvvetli olma- sından ileri geliyor. Yoksa bey nelmilel sulh ve müsalemet teşkilâtı hiç bir devlete teca. vüzden masuniyet temin etmiş değildir. Fransa, bu emniyet âmilini terkedecek olursa, yeri ne hiç olmazsa siyasi bir emni- yet kombinezonu ikame etmek istiyori Filhakika bu, mantık. sız bir talep te (değildi: il terkederim amma, te cavüze maruz kalı: , beni müdafaa eder misin?,, diye bii sual sormak tabii hakkıdır. Amerika Fransaya bu vaadi veremiyor. Sebebini de anla- mak için Amerikadaki efki iyice bilmek lâzımdır. Ameri- kalılar harbi umumiye iştirak ettikleri zaman, bunun sonun- cu harp olduğuna, o dünyanm demokrasi için emin bir yer o- lacağına ve Wilson'un tabirile 'Dünyanın içinde yaşamak içi: daha iyi bir yer olacağına, ka- ni olarak girmişlerdi. Binaen- aleyh harbin neticesi Amerika- lılar için elim bir sukutu ha- yal olmuştur. Bu şerait altın- da Amerikanın tekrar bir Av- rupa harbine girmesi Amerika- lıların havsalasına girer bir mesele bile değildir. Fransaya yardım va'detmek dolayısile Ameril bir o harbe angaje etmek demektir. Bunu da şim- | dilik hiç (bir Amerika devlet | adamı yapamaz, Bunun içindir | ki, Amerika Fransaya istediği teminatı veremiyor. Ve bunun içindir ki, Fransa da Amerika ve İngilterenin tahdidi tesli- hat hakkındaki noktai nazar- larını kabul edemiyor. Tahdidi teslihat meselesi hakkında A- | merika seyahati esnasında bir takım tahminlerden b bir netice elde edilememi;: Bu- nun akıbeti | şubattaki konfe- ransta belli olacak. batı, ek inde emsali- lâamento vermiğtir: Hemen he. | seledir. Binaenaleyh muhafaza. men muhalefetsiz... kâr fırka 615 âzalık bir mec- Mesai fırkası esasen mağ- | lisin 470 âzalığını temin etmiş lâp olacaktı, 1929 da iktidara | bulunuyor ki o bu bile İngiliz geçtiği zaman vaadettiği şeyle | siyasi tarihinde nadir görülen rin hiç birini yapamamıştı: İş- sizlerin mıkdarı gittikçe artı- yor, vergiler ( tezayüt ediyor. İhracat azalıyordu. o Nihayet İngilterenin iki istinatgâhr da- hi sarsıldı: İngiliz hirası ve İn- giliz donanması. Donanmada bir isyan çıktı ve İngiliz lirası da kıymetten düştü. Böyle fev- kalâde şerait altında © yapılan bir intihabatta bir hükümetin, kendi taksiratı olsun olmasın, kazanmasına ihtimal yoktu. Ancak fırka liderleri arasında- ki tefrika da bu mağlübiyeti kahkari bir hezimete çevirdi. Üç yüze yakın âzası (olan ve iktidarı ele geçirmiş bulunan koca bir fırka intihabat netice- si eridi gitti, Sabık nazırlardan ancak biri meb'us olabilmiş- tir. Liderleri o Henderson bile intihap edilememiştir. milli hükümet mi kazandı, yok sa muhafazakâr fırka mr? Milli hükümet 615 âzalığım 550 ka- derım temin etmiştir. Ancak bu 550 âzalığın 470 kadarı mu hafazakâr fırkasına aittir. Mü- tebakisinin hangi | fırkaya ait olduğu ehemmiyetsiz hir me- bir vaziyettir. Harbi umumi i- çindeki. Lloyd George koalis- yonu bile bu kadar büyük bir ekseriyet temin edememişti. Mac Doland'a sorarsanız, bu zafer milli hükümetin zafe- i ridir, Muhafazakârlar da habat devam (o ederken, milli hükümetten çok bahsetmişler- di. Fakat bir defa zaferi temin ettikten sonra milli hükümet- ten gittikçe daha az, ve muha- fazakâr fırkadan da (o gittikçe daha çok bahsetmeğe başladı- lar, Arcak şimdilik milli bloku ğıtmak mevzuu bahis değil- dir. Muhafazakârlar buna lü- zum da görmüyorlar. Ancak kahir ekseriyet kendilerinde olduğuna göre, ya diğer fırka- ların kendi proğramlarıpıa alet olmalarını, yahut ta ayrılmala- üsavi kuvvet- ler arasında olabilir. Yahut ta gayrı müsavi kuvvetlerin, mu: arız kuvvetlere karşı müvaze- nesini temin etmek için teşkil edilebilir. Şimdi İngiliz vaziye- tinde ne biri, ne de diğeri var- dır. O halde muhafazakârlar; yapmak istedikleri şeyleri ha- | rice karşı yalnız yapar gibi gö-

Bu sayıdan diğer sayfalar: