7 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

7 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMARTESİ 7 TEŞRİNİSANİ 1931 6 ncı sene, No. 2062 NUSHASI 5 KURUSTUR Müvazene Politikası İthalât ve ihracat arasında yalnız tevazünü temin etmek kâfi değildir.. Ihracat vaziyetini lehimize olarak h Bütçede tevazün, ithalât ve ihracat arasında tevazün, her memleketin ana politikası ol- muştur. Hiç bir siyasi kombi- Dezon; iktisadi tevezün poli kası kadar bir memleketin ha- yatında birinci derecede âmil olamaz. (Cihan buhranı; her milleti tevazün politikası cep- hesinde bazı tedbirlere sevke- diyor. Bu tedbirler; halin zaru- ret ve icaplarından doğduğu için başkalarını gü mek icap eder. Yeter ki alınan tedbirler; mevcut muahedeler ve mevzu kanunlarla bir taa- ruz teşkil etmesin! Son senelerde, hattâ buh- tandan evvelki seneler de bile ithalâtımızı azaltmak, ihracatı mızı çoğaltmak o yolunda bazı tedbirler almıştık. Bunların te- siri s7 cok görülmüştür. Ancak bugün daha esaslı ve hesaplı bir yoldan gitmek mecburiye- tile karşılaşmış bulunuyoruz. Bu mecburiyeti . ilham eden tey: Nazari bir hak, hattâ sa- dece iktisadi istiklâl endişesi değil; açık manasile boğulma- mak, yaşamak mülâhazasıdır. Bazı memleketler | var ki; Türkiyeye yaptığı ithali nemleketlere yaptığımız ihra- tat mikdarınm bir kaç misli- dir. Meselâ: Bir Japonya var ki, bu memlekete yapılan ihra- <atımız, senede otuz, kırk bin Kirayı bulmuyor. Halbuki Ja- ponyanın Türkiyeye ithalâtı — yanılmıyorsak — üç dört milyon lirayı aşıyor. Bu itha- lâtın pamuklu mensucat ve u- mumiyetle dahili sanayiimiz üzerindeki öldürücü tesiri de ayrıdır. Bu vaziyete, güm- resmini arttırmak suretile karşı koymak — doğru olmaz. Baba ameli tedbirler bulunabi- lir: Düşünmeli ki, meselâ Ja- ponya, yalnız bir ihracat mem- leketi değildir. O da hariçten bir çok mallar © alıyor. Acaba Japonya; mühtaç olduğu bazı maddeleri, Türkiyeye yaptığı ihracat mikdarı (nisbetinde, Türkiyeden © almağa mecbur tutulamaz mı? Mesele; basit bir mübadele esasmı kabul et- mekten ibarettir. Yunanistanla siyasi müna- sebetlerimiz çok yolundadır... İktisadi münasebetlerimize ye- mi bir inkişaf O vermek istiyo- ruz, İki tarafın da hulüs ve sa- mimiyeti vardır. Kanaatimizce bu inkişafa, şu esaslar dahilin- de yeni bir vüs'at verilebilir: Yunanistanın — hariçten satın almağa mecbur olduğu bir çok şeyler var ki, Türkiyede fazla- alletmek lâzımdır sile mevcuttur. Kezalik, Türki- yenin hariçten getirttiği bazı emtia var ki, Yunanistanda is- tihsâl edilmektedir. Her malm dünya piyasasında fiatleri mu- ayyen olduğuna £ göre acaba Türkiye ve Yunanistan, muh- taç oldukları ithalât eşyasın- dan bu memleketlerde yetişti- rilen kısımlarını biribirinden satın almak için ahden ve mü- tekabilen bağlanamazlar mı? Hariçten, başka memleket- lerden de çok eşya alıyoruz. Bir defa hariçten aldığımız bu eşyanın mikdarını asgari had- de indirmek lâzemdir. Fazla olarak bir şey daha yapılabilir ki, o da mühtaç olduğumuz bu eşyayı; ihracat mallarımızdan aynı mikdarda satın almayı kabul eden memleketlerden al- maktır. Şüphe yok ki, bu esas dahilinde bir mübadeleyi, biç bir memleket gayri tabii gör- mez. Çünkü her memleket, ay- Dı ihtiyaç ve zaruret içindedir. Şu noktayı da unutmamak lâzımdır: Türkiyenin ecnebi sermayesi ve ikraz meselele- rindeki politikası malümdur. Normal şartlara tabi istikraz- lara, memlekette normal şart- lar içinde çalışacak ecnebi ser- mayesine karşı hiç bir busu- met beslemiyoruz. Ancak he- sabımızı, mukadderatımızı münhasıran bunların tahakku- ku ümidine bağlayamayız. Bu. bir gaflet olur.Onun için başka imkân ve vasıtaları buluncaya kader kendi yağımizla kavrul- mak yolunu aramağa ve behe- mahal bulmağa mecburuz. Bu noktar nazardan biz, hat- tâ yalnız ithalât ve ihracat arasında müvazene yapmakla iktifa edemeyiz. İhracat vazi- yetinin biraz da lehimizde in- kişafını temin etmek lâzımdır. Halk, başka türlü, çoktan beri beklediği ve hak ettiği nisbi refahı elde edemez, Bu gayeye varmak için, fazla büyütülecek bir faaliyet ve enerjiye lüzum yoktur. Şimdiye kadar oldu- ğundan biraz (daha fazla bir dikkat, hesap ve hassasiyet da- iresinde çalışılırsa matlüp ne- tice mutlaka (elde Memnuniyetle öğrendik ki, kümet, İktısat vekâleti ve bil- hassa iktisat vekili Türkiyenin bu hayati meselesi üzerinde bizzat bir tetkik yapmakta, ameli ve müsbet bir neticeye varmak için devamir surette adır. Sirt Meb'usu MAHMUT Jansen Demagojisi Buradan Stockholm'a. ora- dan da Moskova'ya gidecek o- lan acayip dedikoduları, reji- min her hangi bir prensip me- Selesi gibi tahlil etmek isteriz. Maksat, Jansen'i. müdafaa et- mek değildir. Bunu, kendi bey nelmilel. şöhretine. bırakmak daha doğru ve ziyadesile kâti- “ir. Hatta, bir deus ex machina gibi ortaya çıkarılan topoğraf- va profösörünün, eğer tahrip edilmemişse, oldukça değersi? ve mantıksız şehadetine rağ- men, — : Müdafaa etmek istediğimiz $ey, inkılâp Türkiyesinin ili- me verdiği mevkidir. Bizde, ö tedenberi sürüklene gelen bir garp hayranlığı vardır. Bir şe- Yin, bir fikrin, yahut bir şahsın *bat aşırı bir tesir yaparak (u- Ja) ilân edilmesi için, garptan gelmiş olması kâfi sebeptir. Bu hayranlıkla eski softanın fıkıh bayranlığı arasında, zerre ka- dar fark yoktur. Her ikisinde de, milli olan unsurun yabancı bir küllün mahidlünde erimesi mukadderdir. Halbuki inkılâbı- mız , yabancı olan doğru gü- zel ve iyiyi tetkik ederek bu tetkikin neticelerini milli da- vanın mukabil meselesi namına istismar etmek, yani, milli un sura milli bir şahsiyet vererek milli küllü meydana getirmek tir. Yani, taklitçilikten sakına rak , yapıcı olmak yolunda iler Jemektir. Bu büyük ve mühim işi ba- şarmak için, yabancı ihtisas tan İstifade etmeye mecburuz. Bunun için de, yabancı ihtisa- sın, birinci derecede bir ihtisas olması lâzımdır. Burada, milli J unsur, (Türk Şehirciliği) dir. | Müracaat olunan ihtisas ise, Hermann Jansen'inkidir. İhti- sas, demek oluyor ki, şartına uygundur, çünkü birinci dere- (Devamı 5 inci sahifede) (Sakarya) ya şanlı bayrağımız çekildikten sonra Düntahtelbahirlerimi- ze bayrağımız çekildi. Bu münasebetle Milli Müdafaa vekili ve Donanma kumandanı nutuklar söylediler Halk al binerek tahtelbahirleri seyrediyorlar Genç Cümhuriyet donanmasına iltihak eden Sakarya ve Denki) Ye kruvazöründe çok samimi tezahü rat arasında tes'it edilmiştir. Bu münasebetle Milli Müdafaa ve kili Zel$i ve Deniz müsteşarı Meh- met Ali Beylerle Birinci ordu müfet tişi Ali Sait Pg. dün sabah Ankara dan gelmişler ve Haydarpaşada ü- güncü kolordu mazikasile bir askeri kert'n tarafından resmi selâm ifa olun muştur. Dünkü nüshamızda yazdığımız gi bi deniz altı gemilerimiz, evvelki ge si haber verdi; öğle Donanma kumandanı Şükrü Beyle Deniz müsteşarı Meh- met Ali Beyi bir gün evel İzmitten şehrimize getirmiş ve kruvazör Dol mabahçe açıklarında demirlemiştir. Donanma kumandanlığı, sancak me rasimi için güzel bir program hazar lamış ve bu proğram mucibince sa at yarımdan itibaren bütün davetli- ler donanma kumandanlığı tarafın dan tahsis edilen motör ve istimbot- larla Hamidiyeye nakledilmişlerdir. Hamidiyede Hamidiye kruvazörümüzün güver tesinde sandalyalar hazırlanmıştı. Bahriye erkân ve zabitanı resmi günlere mahsus üniformalrla davet- İileri istikbal etmekte idiler. Ve do- manma kumandanı Miralay Şükrü ve Hamidiye süvarisi Ertuğrul Beyler, davetlilerin istirahatlerini temine uğ iye | girmekte olan gemilere Emel > raşıyorlardı, Saat yarımda, “İstanbul valisi sel vali muavini Fazlı B. birimei Ferik Cev Cevat Paşa, Hinmidiye ye geldi, askeri merasimle istikbal edildi, Müteakıben kolordu kuman- rü Naili Paşa aynı suretle gemi ertesine dizilen efrat tara- Dili muzika ile selâmlanark kar. şılandı. Daha sonra şehrimizde bu- lunan müessosat müdürlerile | Halk fırkası reisi Cevdet Kerim matbuat rile birlikte gelmişlerdi. Gemiler geliyor Sant bir Mama vardiya nöbetçi- — Deniz pe gemileri geliyor!, Ahırkapı istikametinden İmana di. Deniz altı gemilerini örmek üzere sabhleyin Poyki Şe. ket torpido kruvazörü Çekmece açık gitmiş ve gemileri orada kar- sılayarak beraberce gelmişlerdi. Ge- miler, limana girerlerken, Ankara. dan gelen Müdafasi Milliye vekili Zekâi Bey ve refikaları Hanrmefen- di, bir motörle Hamidiyeye geldiler ve askeri merasimle karşılandılar. Zekâi Bey ve kumandan Paşalar, Hamidiyenin güğertetinde İmana dahil olan deniz altı gemilerini tema | şa ediyorlardı, Gemiler Hamidiyenin | önlünden geçtikten ve Çengelköy a- çıklarında geniş bir kavis çizdikten sonra üçe çoyrek kala Hamidiyenin | yanında mevki aldılar... Sahilde ken binlerce halk, yeni gemilerimizi heyecan ve sevinçle temaşa ediyorlar Bey ve imessilleri geldiler. Halik | arasından birçuk kimseler de refikala | (Devamı $ inci sahifede) Tatili ANKARA, 6. (Hususi) — Halta tatilinin pazara kal- bi hakkındaki cereyan git- tikçe o kuvvetlenmektedir. |, Bu hususta yakında bir ka- rar ittihaz edilecektir. Eczacılar Birleşiyor ——... Ancak isim meselesi etrafında ihtilâf var Türk Farmakologlar birliği ile Türkiye eczacılar cemiyetinin tevhi di etrafındaki ceroyan kuvvetlenmiş tir, Yalnız. cczacılar cemiyetlerini feshederek | Farmakologlar birliğine iltihak garip bulmakta ve her iki te şekkülün birleşmesine tarftar olmak tadırlar. Bunun için iki teşekkül bir (Devamı 5 inci sahifede) Yeni ingiliz Hariciye nazırı LONDRA, 5 (A.A.) — M, John Simon Hariciye nazırlığına tayin €- dilmiştir. M. John Simon getin bir iş olan tamirat izlere buna benzer hususatın müzakeresi i- çin lâzım gelen evsafı ve fikri kabili yetleri haiz bir devlet adamıdır, »”.. Sir Zohn Simon, İngilterenin ma- ruf avukatlardan idi. Liberal fırka sına mansapta. Hindistanın vaziyeti ni tetkik eden komisyonun riyaseti- ne tayin edilmişti. Son intihabtta Liberal fırkası üç kısma ayrılmıştı. 1 — Liberal fırkasının resmi züm. resi ki buna Sir Herbert Samowel riyaset etmiştir. 2 — Loyd George zümresi ki, milli hükümete muarız- Sir John Simon dı. 3 — Simon'un zümresi ki bu züm re bilâ kaydü şart milli bülcümete ta | i raftardı Sahip ve Başmuharriri Siirt Meb'usu MAHMUT Umumi Neşriyat ve Yazı Müdürü ETEM İZZET Dahiliye vekili bugün seyahatine başlıyor Bu seyahatte umum jandarma kumandanı da kendisine refakat edecektir Dal vekili Şükrü Kaya Bey, günkü Torot ekspresine raptedi- eo ray ei ta hareket edecektir. Eskişehirde ken disine Ankardan gelmekte olan U- müm Jandarma kumandanı Kâzım Paşa ihtihak edecektir. Şükrü Kayn Beyin seyahat yolu şudur: İlk merhale Malatya olacaktır. Malatyada iki gün kaldıktan sonra Elâzize gidecektir. Dahiliye vekili, fırsattan istifade ederek tetkilkatmı Dersim ve havalisine teşmil edecek, Dersimin hususi ihtiyaçlarile de alâ kadar olacaktır. Elözizden Ergani üzerinden Diyarbekire gidecektir. Birinci müfettiş İbrahim Tali Bey, ağlebi ihtimal Elizizde Dahiliye ve- kiline iltihak edecek ve Şark havli- sinde yapılacak tetkikata İbrahim Ta Bey de iştirak edecektir. Diyarbe İ kirden sonra Mardin ve Siirde gide cektir. Bundan sonra Urfa, Maraş, Gaziantep, Adana, Mersin, Silifkede tetkikat yapıldıktan sonra Vekil B. İ izmir ve havalisine geçecek ve orada da tetkikatmı yaptıktan sonra Uşak, | Afyon, Eskişehir üzerinden Ankara İ ya dönecektir. Bu seyahatin bir ay kadar süreceği muhtemeldir. Dahili- ye vel bu tetkik seyahatine baş maharririmiz Sirt meb'usu Mahmut | zey ve Hâl i Milliye gazetesi tahrir müdürü Naşit Hakkı Bey de iştirak edeceklerdir. “.. amal vekiline refakat edecek ririmiz Siirt meb'usu Prş Bey, yoldaki intibalarını gazetemize yazacaktır. Şükrü Kaya B. ANKARA, 6 (Hususi) — Umum Jandarma kumandanı Köz Paşa yarn 11 trenile buradan hareket e decek, Dabiliye vekili Şükrü Kaya Beye Eskişehirde iltihak edecektir. Fenerbahçe stadının resmi küşadı yapıldı.. Beşiktaş birinci ve ikinci takımları rakipleri gelmediği için galip geldi başartmağa muvaffak olmuştur. Ken disini Dün Fenerbahçe klübü kendi sta- dinda resmi küşadını yaptı. Sporu- muzun beşiği olan sabık ittihat spor çayırı senelerden beri bir baykuş yu | vasından başka bir şey değildi. Mem leketimizde muhtelif spor şubelrinin işine pek güzel yarayabilecek olan bu saha bakımsızlık yüzünden hâli bir arın manzarası arzediyordu. Bu- rada bir saha yapmak ilk defa atle- tizm federasyonunun aklına gelmiş- tir. Uzun uzun uğraşıldıktan so bir pist yaptırıldı. Fakat oraya metüselâm girenler bu pistin muha. fazasma meydan bırakmamkta itunlarımızda tebrik et- vazife biliriz. Sahanın bü- tina yağmurdan mütcessir olmama» «i için iskara tertibatı yapılmıştır. Bundan başka dört etrafı beton ar- me direklerle çevrilmiş ve bu direk ler biribirlerine demir borularla rap tedilmiştir. Bu suretle pist ve futbol sahası tribünlerin önüne gelmiştir. Şimdi Fenerliler tribünleri de tamir edecekler ve etrafı erme çevireceklerdir. Bundan sonra ilk bü yük bir bayram ve ecnebi takımı ma eziyet böyle oldukça yaaülmizel şile bu güzel eserlerinin kapıların ler bu güzel spor sahsından bihak- kin istifadeyi düşündüler ve hükü- mete müracaat ettiler. Spora çok ©- hemiyet veren büyüklerimiz bu te- hüsnü telâkki ettiler vesarı xe bu sahayı 16 sene müd detle verdiler. Bunun üzerine Fener bahçeliler faaliyete geştilr; tıpkı Av | rupda olan klüp sahalarının bir eşini vücüde getirdiler. Yalnız bu şerefin en büyük payı kıymetli sporcumuz Çünkü bu genç bütün ba. #porcu halka açacaklardır.. Dün ye ni odkalsımda ik maçı İtelyanleria yaptılar. Çok temiz bir spor havası içinde cereyan eden maç Fenerlilerin çek eksik olmasma rağmen 3 — 1 galibiyetleri ile neticelendi. Bundan sonra gelen muhiplerine kendi lokal lerinde mükellef bir çay ziyafeti var diler, Hayri Celâl Bey Fenerbahçe klü- bü namma hazıruna bir hitabe irat ederk klübün bu güne kadar geçirdi ği vaziyetleri hülâsaten anlattı ve (Lâtfen sahifeyi çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: