24 Mayıs 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

24 Mayıs 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. 24 MAYIS 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 Idare ve Matbaa 24310 (ABONE ÜCRETLER Türkiye için Bu işin sonu.. Pas i patikalarından birinde iki hasım | karşı karşıya © bulunuyorlardı. İkisinin elinde tabanca. Hugue cansız bir cisim gil eki ta | bancasını kaldırmış nişan alıyor | du. Kısa bir ses yükseldi. Ay-| ni zamanda iki tabanca birden patladı. Hugue boylu boyunca | yuvarlanmıştı. Çok mahir bir| nişancı olan hasmın £ kurşunu tam kalbe isabet etenişti. l Yirmi adım ötede de hasmı | Hugue de Lorane şatonun alçak tavanlı küçük © odasında ğ dolaşıyordu. Çehresi leri, yumruklarının iddetli ol. duğunu anlatmağa kâfi idi. Odadaki masalardan birinin | yanından (geçerken, üzerinde| duran bir cetvel tahtasmı aldı| ve bir sıkışta ikiye böldü. San- ki bu, içini kemiren gayzın son tecellisi imiş gibi, bir parça sü künet buldu.. Şöminenin karşı | sındaki koltuklardan birine otur | du. Uzun uzun ocaktaki odun ların yanışını seyretti. Sonra birkaç saniye kıvrandıktan son (Başı birinci sahifede) mez! Alesi hareket kanuna mu- halif olur. Celâl Nuri Beyin bu sözleri, ( salonu dolduran bine yakın gay rimübadilin bir ağızden yükselt tiği itiraz sadaları arasında güç | lükle işitilebiliyordu. | Celâl Nuri Bey hançeresinin | bütün kuvvetile bağırıyordu: — Efendiler.. Beni dinle; Hükümet nezdinde gayrimül diller namına teşebbüsatta bu. lunan heyet reisimiz izahat ve- | recektir... İ Toplantının mahiyeti?. İ Fakat gürültüler gittikçe ar | tıyordu. Bir gayrimübadil ba. | ğırdı: — Gazeteler bu içtimaı kon- ra yere yıkılmıştı. Şahitler der | gre diye yazdılar! Toplantının hal iki cesede doğru koştulai Bunlardan yalnız Robert ismin ! mahiyetini öğrenmek ii dı Efendim, herkes bir şeyin pe yinde koşar ama galiba insanla. rın yüzde doksan dokuzu para ile aşkın arkasmdan giderler Şu günlerde dünyada para kalma. dı.. ki, arkasmdan koşalım. Ka yor aşk. Doğrusunu söyliye- yim mi?, Ben aşktan da nefret ettim. Sinemada, tiyatroda, hi- kâyede, romanda, mahkemede, belediyede aşk aşk aşk... Eğer elimden gelse içimde hiç aşktan bahse dilmeyen bir roman ya zardım. Bir excentrigue a- dam çıksa da içinde aşktan bah sedilmeyen iyi bir roman yaza- © na 1000 lira mükâfat vadetse © Bakınız ne enfes şeyler yazılır... © Artıkülikilah canım... Allah bizi saklasın! Yugoslavya'da muvaffak bir e er 7 Eer geri j TEA 18 turne yapan Beşiktaş kulübün- balk tabancaları çeker, havaya ateş ederlermiş.. O kadar ki; taraftarları çok bir takımın go- © lünü tes'it edenlerin silâhleri © bazan muharebe çeşnisi alırmış. Bunu öğrenince tüylerim ürper Ai... Allah hemen böyle âdetler en -bizi saklasın!.. Orada halk bizim seyirciler pek nişancı de. derken karşiki tribünü alan ran ederler... Çok şükür ıalimize!, Demek beterin beteri varmış!, Kabine dökümü bi şeyler yazılıdır ya!.. Bu gün © İlere de kabine dökümü diye işa ret etseler yeridir. Çünkü” Fransız kabinesi Japon kabinesi Yunan kabinesi © sabancaları havaya atar amma | | | Zildir. Havaya nişan alayım | danı aldı ve - | dehlizlerinden zevcesinin odası- i mürahhaslarımızın verdikleri izahat üzerine bir karar ittihaz edilmek için arkasına dayanarak tavana ak- deki hasım yaşıyordu. | seden ziya oyunlarını temaşaya daldı . Şimdi, o gün geçen gürültü hâdiseleri büyük bir iç yara- v. Robert üç hafta ölümle ha. yat arasında & müthiş bir cidal ikten sonra, ilk defa göz lerini açtı. İlk sözü (kendisine! mektup gelip gelmediğini sor. | mak oldu. | Hizmetçi dedi ki: — Bu mektubu düello günü İ getirmişlerdi. Hugue düellonun neticesi kendi aleyhine çıktı takdirde, mektubu size verilme sini şabitlerden rica etmi Robert bir müddet durakla: | dı ve sonra zarfı açıp okudu: “Bu mektubu okumak sana İnasip olduğu zaman, ben ölmüş bulunacağım. Fakat memnun olma ve mektubu nil İ yetine kadar oku! r geç takip i geçen er keğin şatoya gelişini hatırladı. Ve gayri ihtiyari o parmakları, oturduğu koltuğun kenarlarını kıvırdı. Tıpkı o gün hain raki. bin gırtlağını yakalayıp sıktığı gibi... Fakat biran aklını topla- öldürmekten vaz geçmiş, ni gevşetmişti.. Tıpkı onün gi- bi parmaklarını koltuğun kenar larında yavaş yavaş gevşedi. Fakat ertesi sabah bu facia nın behemehal © neticelenmesi lâzımdı.. Düellonun şeraiti tes | |bir şey canlanmıştı . Kendi ken den öğrendiğimize nazaran Yu. | © goslavyada gol olduğu zaman | gi, | dudak duğa gelmiş o mes'utve bit edilmiş, silâh olarak taban- ca kabul edilmişti. Hasmının nişancılıkta ne kadar mahir ol. duğunu Hugae bilmiyor değil- di ve bu düellodan sağlam çıka | cağına da kanaati yoktu.. Onu bu derece asabileştiren, kalbine yerleşmesi çok muhte. mel kurşunun vereceği akibet | değildi. Cesurdu, lümden | korkmıyord Onun içini kemiren şey, ölümünün iki haine (meydanı boş bırakması ve onlara niha- yetsiz bir saadet devresi açma. sr idi. Bunu düşününce titredi: — Hayır, dedi, işte bu ola- maz. Müthiş bir karar vermiyen insanlara has bir tavırla yerin. den kalktı. Sonra vazgeçerek durakladı. Kafasında müthiş ine: — Feci olur, diye (o düşün- “Fakat o bu fikirden uzaklaş mak istedikçe, fikir onu bırak- miıyordu. Gözünün önünde bain bir hayali belirip du ruyordu. Birden yerinden fırla- dı ve küçük bir masaya | gidip birkaç dakika düşündü ve kısa bir mektup yazdı, kapadı, oda da yanan on iki mumluk şam- na doğru yürüdü. İ »> 4 Ertesi sabah şatonun geniş yazdıktan sonra be: nın yanına gidecek ve onu beni İ takibe icbar edeceğim. Şatonun, ecdadım zamanm- da muhasara anlarında istifade İedilmek üzere kullanılan ve bu gün ancak bence (o malüm olan gizli bir yolundan, onu, küçük bir böcreye hapsedeceğim. Dü- ellodan salim çıkarsam, avde- timde,- bittabi kendisini ora- || dan çıkaracağım. Aksi takdirde bu vazifeyi ifa etmek sana ka- lıyor. Zekânın bütün kudretini sarfederek, sevgilini kurtarma ğa çalış.. Fakat şimdiden haber vereyim ki, onu bulmak için şa de taş bırakma- mak lâzımdır . Sen bunu yapın açlık, suzluk veya cinnet şekillerin ğin hedefi mahv ve tahrip edip etmiyeceğini evvelden tahmin etmek mümkün değildir..,, Robert mektubu okuyunca müthiş bir sayha kopardı, Göz leri mektubun © tarihine takıl. mış, adeta oyuklarından dışarı fırlamıştı, düellodan beri üç haf ta geçmişti. Biran için, sevdiği kadınm mahpus kaldığı dört duvarlı bir odada, uzayan tırnakları ile taş ları tırmaladığını o düşündü ve bu manzaranın dehşeti ğımdan yere yuvarlaı iz- metçiler gelinceye o kadar Ro- bert zayi ettiği kanla, her türlü yardımı faydasız bir hale koy- muştu. Türk Gayri Mübadiller Cemiyetinde: : Gayri mübadillere mahsus emval hakkında Ankara'dan avdet eden biri ile vasıl olmak istedi. | karım | Bey bilmelidir ki, burası Halke ve senin de metresin olan kadı| vidir, Kendi hayati i j İ | gayri mübadiller cemiyetine dahil olan ve olmayan gayri mübadillerin Halk Evinde dünkü gün bir içtima akdedilmesi için hükümetten lâzem gelen resmi müsaade istihsal edilmiş ve cemiyetimizin teşebbüsü ile bu içtima akdedilmiştir. Toplanan bir kaç yüz gayri mübadil arasından mevzu ha- ricine çıkmak isteyenler olmuş ve fartı asabiyet ve galeyan gösterilmek Belçika kabinesi İstifa etmişlerdir. Tahmis önünde leb- lebici dükkânları Geçende para vermek için Telefon şirketine gitmiştim... Şirketler içinde binası en sapa yerde olan yegâne şirket tele-| fon olduğu halde paraları ciba- yet için tahsildarı yoktur. İster | #eniz paranızı vermeyin! He- men telefonu kapatırlar. Mec- bur olursunuz... Ayacıklarımızla apış tıpış gidip paraları verme- | ye.. rulmuşa döner. Lâtife bertaraf! Dediğim gibi para vermeye | Şirketten avdet ederken burnu- gittiğim zaman Telefon şirketi- | ma gayet güzel leblebi kokusu nin neden Tahmis sokağını in- | geldi... Canım da çekti. Leble. © tihap ettiğini düşündüm. Para- | bici dükkünini araştırdım. Bu- ları verdikten sonra bu sırrı keş | lamadım. Hepsi kahveci dükkâ fettim, Bu sokakta kahve kav- | nı imiş!.. rulduğu gibi insan da iki kav. FELEK Itünadı Milli TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel: Beyoğlu : ile söz anlatmak imkânı kalmamış olduğundan hiç bir karar istihsal edil- meden içtimam dağıtılmasına mecburiyet hasıl olmuştur. 4887 KADIKÖY SÜREYYA SİNEMASINDA 25 mayıs çarşamba günü akşamı saat 21,45 de Raşit Riza Tiyatrosu CEZA KANUNU vodvil 3 perde Muharriri İbnirrefih o Ahmet Nuri | Rey. Otobüs temin edilmiştir. ! çok kimseler, İsmail Müştak Be Burada ev sahibi benim. Ali Bey kürsüye — Celâl Nuri Bey, bu içtima garip şekilde tarif ettiler. Biz burada gayrimübadillere taal- lük eder bütün meseleleri müza kere edeceğiz. Tek bir mesele konuşmayacağız! — Hay ha yorsun! sesleri Kanuni mâni var mı? | Ak Beyden sonra Şakir Bey inde genç bir hukukçu or! ya çıktı, güt bir sesle gayri badillere hitaben şu sözleri si Doğru söylü- | ledi : — Beyfendiler.. - Hanımlar.. | Celâl Nuri Bey, demin kanunu | ileri sürdüler. Hayır! Ortada hiç bir kanuni mâni yoktur. Ce lâl Nuri Bey bilmelidir ki teşki lâtı esasiye kanunumuz ser- bestçe söz söylemek hakkı bahşetmi: âl Nuri işlerini gö-| şmek üzere bazı vatandaşlar burada toplanmışlardır. Celâl Nuri Bey gene bilmelidir ki, bu rada muztarip bir kütle yardır, hasta analarmı, yatakta bırakıp gelen biçareler vardır. Celâl Nu ri Beyin, bu muztarip kürleden Celâl Nuri Bey, cevap verdir — Içtimâ ve söz hürriyetinin mukaddes olduğunu ben de bili rim, Halkevinde bulunduğumu- zu bize hatırlattıklarından dola yı kendilerine teşekkür ederim. Burada muztarip bir kütle var- dır, buyurdular. Doğrudur. An- | cak, bilmeleri lâzrmdir ki, hi riyetler de mukayyet ve mah-| duttur. Birçok toplanışlar yapı- labi Kimine cemiyet, kimine içtima, kimine kongre derler. Gürültüler, tekrar yükseldi: | Şakir Beye — Lüfa karnımız tok! İş! isteriz! İ kkımızı isteriz! | iralık bonoyu on dört | Kiraya satıyoruz... Celâl Nuri B. ısrar ediyor Celâl Nuri Bey bütün itiraz | lara rağmen eski noktai nazarm da ısrar ediyordu: — Hükümete bir beyanname verdik, Bu beyannamede Anka raya giden heyetimiziri vereceği izahatı dinlemek üzere toplana cağımızı bildirdik. Beyanname haricine çıkamayız. Şakir Bey, tekrar atıldı: — Muhterem meb'usüumuz, mübalâğa ediyorlar. ö İ leyeceğiz. Yahut her dedikleri- | ne “evet” diyeceğiz! Celâl Nu- ri Bey, bizi zımnen tehdit mek istiyor, İdare heyeti rında ısrar ederse kendileri çı- | kıp gidebilirler. f Bu sırada içtimaa bir reis inti | habı mevzuu bahsolmuştu. Bir | Ya yin ismini ileri sürdüler. Müş tak Bey buna yanaşmadı. Celâl Nuri Bey kürsüde idi, — Durun, ben söyleyeceğim. Diye haykırdı. Esat Paşanın izahatı Bundan sonra, Ankaraya den gayrimübadiller heyeti si Esat Paşa, sık sık gürültüler le kesilen izahatına başladı. E. sat Paşa, şunları anlattı: — Nusret ve Hamdi Beyler le birlikte Ankaraya gittik, Ma liye vekili beyi gördük. Gayri- mübadillerin ıztırabını kendile. rine arzettik, Bonolar kıymeti. ni kaybediyor. Bunları vadeli ve faizli yapinız, ricasında bu- lunduk. “Hazine bunu; taahhüt Fırtınalı, sinirli, heyecanlı bir toplanma.. İma, işte bu hususta bir karar | edemez!” cevabını (verdiler, mumi bir tasvip ile bir ağızdan | uhtelit mübadeledeki 62500 | haykırıştılar: | lirayi tevzi ediniz!” dedik. Şar | — İstemiyoruz! Cemiyeti is ta muallâktır, dediler. Buna mu | temiyoruz!, kabil bize bir teklifte bulundu: ! Birisi sordu: lar. Şahsiyeti maneviyeyi haiz | bir heyet huzurunda bütün em — İşlerimizi hükümete mi yek nda Dü bı ŞT inizi size verelim! Biz bu hu | ırakalım cemiyete mi? sta sizlerle istişare etmeden | eya “es pen bir karsz veremesdik. Bu içt-|/7e Ererşeşi “Hükümetten bekliyoruz! — Cemiyeti istemeyenler el- lerini kaldırsın? Bütün eller kalktı, Bu esnada biri bağırdı: — Heyeti idare çekilmiştir. Yeniden intihap yapacağız! Fakat bu kararın üzerinde gok durulmadı. Cemiyetin esa- smdan feshi fikri galebe etti. vermek üzere yapılanıştır. Son karar size aittir. Ali Bey, tekrar kürsüye gel- di. Esat Pş. heyetinin teşebbü tında asıl gayeden uzaklaştığın dan şikâyet ederek dedi ki: — Otuz milyonluk bir serve- gayri mes'ul ellere bırakıla- ğın kat'iyyen zannetmiyo- rum, Kime emniyet edebiliriz?. | Benim kendime bile emniyetim yok. (Bravo... Çok doğru sesle Derhal oracıkta bir mazbata ya pılarak cemiyetin mevcudiyeti münfesih addedildiği, gayri i ederek takdiri kıymet komisyon badillere ait para ve emvalin hü kümetçe temin edil! : Vi karara alınarak mazbı tüm ni şiddetle tenkit | aza tarafından birer birer imza- ları yüzünden gayrimübadille. | da in milyonlarca lira ziyana gi! Fesih kararı geri alındı diklerini, gayri mübadilliklerini | © İçtima dağılmak üzere iken isbat etmek için kendilerinden | bir kısım aza, araya girdiler. birçok vesikalar arandığını, ve | Bilhassa İsmail Müştak Beyin bu yüzden boş yere vakit kaybe şiddetli müdahalesi üzerine ce- dildiğini, hülâsa cemiyetin şim miyetin feshedilmemesi lehinde diye kadar faydalı bir tek iş vap bir cereyan tevlidine muvaffakı madığmı söyledi. yet hâsıl oldu. Ve çok geçme- Ali Beyin, izahatı alkışlarla | den bu telkinatın tesiri ile dağıl sık sık inkıtaa uğrayordu. mağa hazırlananlar tekrar salo İna döndüler. Uzun münakaşa- lardan sonra ikinci bir mazbata İşte tam bu esnada, salonun | yapıldı, Bunda idare heyetinin bir köşesinden “Paff” diye bir iskat edildiği tesbit olundu. Ve ses işidilmişti. Salonu dolduran | mazbataları imzalayanlar birer nirleri gergin halk arasında ikişer salonu terke başladılar. bu ses, sanki korkunç bir infi- Gayrimübadiller, önümüzdeki lâk tesiri yapmıştı. Birçok ağız | çarşamba günü Darülfünun kon ri...) Ali Bey, bundan sonra cemi- yetin mesi i Yangın İlar.. diye yolu tutan yaşlı bir lardan: — Yaniyoruz! — Yangın var.. Sesleri işidildi. Biribirini ite. ! safhasını, objektifinde tesbit et mek istemişti, Gürültünün mağ indan ileri gel diğini henüz öğrenemiyen.. Ce- lâl Nuri Beyin aleyhtarları ba- | gen gurışıyorlardı: — Durun., Kaçmayın! Bizi! buradan kaçırmak © istiyorlar baksanıza. vuruluyor. Bir başka ses: — Icabımda ölümden bile korkmayız. Biz, Rumeliye akı yapanlarm ahfadıyız! Türlü hilelere baş | — Hay sağlık selâmetle gel- mez olaydım. Mal uğruna üste lik canımız da gidecek » dost- hanım ortalığa büsbütün heye- can verdi. Sinirler, biraz sükü- ! net bulunca Şakir Bey söz iste- di. Celâl Nuri Bey söz vermek istemeyince yeniden gürültü koptu: — Bırak! Karışma! İste: mizi söyleyeceğiz! Celâl Bey, mütemadiyen: — Beni dinleyiniz! Bir daki. ka için dinleyiniz! diyordu, kat sözünü kimseye dinletemi. | yordu. O sırada Ali Bey Mustafa A rif Beye çıkıştı: — Size bol bol maaşlar vere- meyeceğiz efendiler! Bir muarız bağrıyor İ müracaat edilerek müsaade is. ! tenmiştir. İ rında dolaşan aşiretler ferans salonunda toplanarak cemiyetin yeni heyeti idaresini intihap edeceklerdir. Bunun i- çin dün akşam vilâyete resmen er taraftan Celâl Nuri Be, yin başında bulunduğu gayrimü | badiller cemiyeti erkânmdan bir zat matbaamıza telefonla şu teb liği verdi: | Gayrimübadiller cemiyetin- | Gayrimübadillere emval hakkında Ankaradan av det eden murahhaslarımızın ver dikleri izahat üzerine bir karar ittihaz için oGayrimübadil cemiyetine dahil olan ve olma. vinde içtima hükümetten lâzım gelen resmi müsaade istihsal edilmiş ve ce- miyetimizin & ile bu iç içinde mevzu i isteyenler olmuş ve ferti asabi. yet ve galeyan gösterilmek ile söz anlatmak imkân olduğundan hiç bir karar istih- sal edilmeden içtimam dağılma sına mecburiyet hâsıl olmuştur. Kuraklıktan hicret eden muhacirler Suriyede, ezcümle Halep civa- kuraklık | yüzünden çok sıkıntı çekmekte- dir. Bu aşiretler halkı, hayvanla; na ot bulmak için Meydanrekbe; civarına gelmişlerdir. İ namesinin tastiklerine dair lâyiha Bugünkü program Bir muarız bağırıyordu: — Durun, muhalif tarafı da dinleyelim! Heyetle beraber giden Ham- di Bey izahat vermek istedi, ISTANBUL — (1200 m.) 18 Gramofon, 19,5 Hafız Burhan B., i- | de bulundu, fakat derhal red ile "karşılandı. fakat sözünü yarıda kesmeğe mecbur oldu. Nihayet, bütün gayretini toplayarak kısaca sor di — Emlâki bize veriyorlar. A- lalrm mı, almayalım mı? Bütün sıralardan; — Almayacağız! İstemiyo. ruz.. Malrmızı cemiyete yedir: | meyeceğiz! Biz hükümeti tanı. rız,. Sizi tanımıyoruz. sesleri. Azadan biri, bu teklifi tetkik için bir encümen teşkili fikrin- Cemiyet istenmiyor Şakir Bey bağırıyordu: — Seneler geçiyor. Gelecek sene toplandığımız zaman biri- birimizi daha noksan bulacağız! Efendiler! Gayrimübadiller ce. miyetine ademi itimat beyan 6- 20,5 opera parçaları, 21 Hafız Burhan Bey, 22 orkestra. BUKREŞ — (394 m.) 19,40 gramofan, 20 orkestra Bethoven- den muhtelit parçalar, 20,45 şar- kı 21,05 orkestra, BELGRAD — (429 m.) 20,50 Milli şarkılar, 21,30 Zağrepten naklen gece programi. ROMA — (441 m.) 21,45 Mil li bayram müsamereleri, | 21,20 Artesionun üçüncü perdesi, PRAĞ — (488 m.) 20 gazete haberleri ve konferans, 21 kon- ser, 21,45 R. J. orkestrası, VİYANA — (517 m.) 20,20 Viyana şarkıları, 200,55 Elekra | isminde bir trajedi, 23,05 akşam konseri, handeler diyarı operetin den muhtelif parçalar. PEŞTE — (550 m.) 21,18 kon ser, 23,35 orkestrası. VARŞOVA, — (1411 m.) 20, 36 gramofon, 21,15 halk konseri, | 23 piyar 50 dana he ri Poliste Tıpkı bir Deli gibi. Eli kamalı bir sar- hoşun yaptıkları Yenikapıda oturan Remzi is- münde birisi evvelki gece kör kö tük sarhoş bir halde evine gir- miş, bir müddet avluda dolaştık: tan sonra ayni evin üst katında oturan İranlı Hüseyin efendinin dinin üzerine hücum etmi — Şimdi seni keseceğim. Diye adamcağızı kovalamaya başlamış tr. Hüseyin efendi müşkilâtla ka Şıp kurtulmuştur. Bunun üzerine Remzi elinde- ki bıçakla evde ne kadar cam, çerçeve varsa parçalamıştır. Gü. rültüye yetişen polisler sarhoşu yakalamışlardır. Kaçak kâğıtlar Taksimde Madam Katinanın evinde araştırma yapılmış bir çok ka çak siğara kâğıtları ve ecnebi si ğaraları bulunmuştur, Dolandırıcılık Dimitri isminde biri Taksimde oturum Pandeli efendinin 100 Wi- rasını dolandırmak cürmile yaka lanmıştar. Mendil hırsızı Sabıkalı yankesici Mehmet A- li Karaköyden geçmekte olan Ali Fuat bey isminde bir zatın men- dilini çalarken yakalanmıştır. Araba altına düşen çocuk Edirnekapıda sur haricinde fe ci bir araba kazası olmuştur. mi bir beygiri arabaya koşarak hayvanları alıştırmak için sürat- le koşturmaya başlamıştır. A i ve ürkek hayvanlar birden arabacının elinden dizginleri ke- pararak arabayı sağn sola sürük İemeğe başlamışlardır. Bu esma- | da yoldan geçmekte olan Zekiye mahsus | isminde 6 yaşlarında bir kızcağız arahanm altında kalmıştır. Çocuk tekerleklerin altında bir müddet sürüklenmiş, yüzü gö i ve vücudunun surette yaralanmıştır. Moruk i : cek bir halde hastahaneye kaldı rılmıştır. Jandarma dairesi araba cıyı yakalamıştır. Mayısta kar VAN 22 — Havalar birdenbire kıyor. Yeni mukaveleler ANKARA, 23 — Irakla akte- dilen ikamet mukavelenamesinin tadili hakkında lâyiha (o hariciye encümeninde kabul edilmiştir. lar, Adliye encümenince müzake- re ve kabul işti Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğleder sonra saat (2,30 dan Se) kadar İs tanbulda Divanyolunda 118 muma rahı hususü dairesinde dahili hasta lıkları muayene ve tedavi eder. Te- lefon: İstanbul 22398, SATILIK ve KİRALIK HANE Beşiktaşta Kılıç Alide Alem Kadın sokağında 12 No. hane (6i oda mutbah, bahçe, kuyu ve tu lumbası, terkos ve elektriği havı) satılık ve kiralıktır. Görmek iste- yener yanındaki | haneden veya bekçiden anahtarı alabilirler. Gö- İrüşmek için de Milliyet matbaası- na Nihat ve Nuri Beylere müra- caat edebilirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: