6 Eylül 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

6 Eylül 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Uk 1914 ten beri ilk defa askeri tezahurat Türk dili kurultayı | Çelik migferliler üç saat devam eden bir geçit resmi yaptılar Sabık veliaht, 20 prens, hükümet erkânı ve bir çok cenerallar geçit resminde bulundular. Bazı hâdiseler oldu Eylülün son günlerinde Dolma- bahçe Sarayında bir Türk Dili Ku- rultayı toplanacaktır. mizde çıkan tebi kurultay e sas maksatlarını anlatmaktadır. azasdırlar. Her söyliyeceği olan, sesini herkese oduyuri Bunun iki faydası vardır. bir şey bilenlerin bildikleri: 2 rg l İarma fırsat vermek, ikincisi de, | her milli davada kayıtsızlanıp ve alâkasızlanıp, arkadan tenkit del ilim ve teknik kusuru değil, bilhas sa zevk kusurudur. Hor türlü sstı- güzete- | lah, mademki bir talebe beş sene onu söyliyerek imtihana girecek- tir, kabul ettirilebilir: “Müselles itün vatandaşlar kurultaym. | mütevaziüladla!” gibi.Fakat zevk siz olan, zoraki olan, sun'i olan hiç bir kelime ve tabir konuşma diline geçirilemez. Şuna dikkat ediniz. Halk biz- den değil, daha fazla biz halktan yeni kelime alıyoruz. Herhangi lallığı yapanlara hiç bir mazeret | kullanılır bir eşyayı isim takmak- ihtiyaçlara Ve müstakbel inkişaflarına Göre tetikik ve tesbit etmek ifesini almıştır. derin bir yazı dili buhranı içinden geliyor. Bir yazı dili tasavvur ediniz ki yirmi beş senede artık anlaşılmaz olur; | ran da o vakit başlamıştır. . Bir tarafta, Arap ve acem kaideleri kullan maksızan bir yazı dili, yani ilim ve edebiyat dili mümkün olmıyacağı- | nı, Karşı Arap lddin edenler iki saf kurmuş” lardır. Bir taraf, iyi yazmak için masa sının üstünde türkçeden arapçaya ve türkçeden acemceye iki lügat, öbür taraf ise arapça ve acemce- ray türkçeye iki lügat bulundurur ve dehası değil idi. Bündan başka Osmanlılar iki şeyi maskaralık ve alay için kulla nırlardı: 1 — Yahudi taklidi, — Öz türkçel Güldürmek istiyen Osmanlınm ağzı ya Yahudi taklidi ile yayvan hira ya öz Türk kelimesi ile kaba udi. Öz türkçenin adı, kaba türkçe idi. Öz Türkün adı kaba Türk ol- » Bugün ne olacağını herkes biliyor. İ ter. Köylü birkaç yüz kelime Fakat yapamıyor! Yapamadığı min sebebi yalnız Haftalık Edebi Musahabe sızın, birkaç Türk köyüne, bir de li elle birkaç muharrire veriniz. Altı ay | sonra kullandığı için halkın tak- mağa mecbur olduğu ismi, bir de kitapta p zorlanınış ismi alı- niz! Halkınkini beğeneceksiniz. Fakat halkın vazifesi ve kud- reti dar bir sahada başlar ve bi- konuşur ve anlaşır. Türkçe o mek değildir. Milli dil davasının bir mü | noktası öz Türk iştikak zevkinin doğuşu, ikinci mühim noktası besi ve arka lahikalar, üçüncü mühim noktası kamusta kelimelerin şah- siyetleştirilmesidir. Öz türkçe zevkinin . leşmasi ahenk vo ancak sanli gi dir. Bu zevk, yalnız güzel yazı sinde âlim san'atkâra yardım ede- En başta bütün heyecanımızla Türk kelimesi ile alay, Öz türkçe ki ga şanların aşk ve şevkleri ile al lifi, her teklif aslında güzeldir, wyidir, doğm olmıyabilir, münaka; sa edilebilir, fakat istihfaf edile. mez! Bütün san'atkârlar, görüyorsu Büz ki sizden on yaş büyüklerin yazıları tarihe karıştı. Eğer ede. biyat kitapları isimlerinden bah- | setmese, bugünün çocukları ede- biyatı cedide şairlerinin isimlerini bile hatırlamıyacaktır.. Halbuki halk şairlerinin sesi, altı yedi a5- rın arkasından hâlâ kulaklarımı- 1a geliyor. Divan şairleri arasın. da Yunus'tan büyük olanları var- dır. Fakat birkaç sene sonra onla» | rın kitapları artık ev kütüphanele | |, akademi müzelerinde bulunacak, Yunus'u torunlarımız dahi anlıyacaktır. San'atkâr, Yaşıyacak yazı dilinin vücut dır. Bu yazı dilinin vücut buluşu” na en çok yardım edecek olan da odur. Bir mermer üstüne oyan san? | yaratılmış en güzel çizgi, çamur- dan fazla nasıl yaşasın Türk Dili Kurultayı, esas fikir lerin herkeste olgunluğu devrine rast geliyor. Bu teşebbüs zanne- dil, den fazla ve tahmin edile- mediği kadar az metice- lerini verecektir. Falih RIFKI Bugün münderecatımı- zın çokluğu dolayısile “Kemalizm nedir?,, tef- rikamızı koyamadık.. Fikirler ve insanlar Yarı münevverler Şevket Süreyya'ya kitabından bahsetmek yordum. feinlie. ve hadro'yu (1) okurken insan, kafasında uyanan itirazlara ve bazı parçaların ku- ruluğuna rağmen; birtakım fikir. lerin, bir romanın eşhası gibi yı sadıklarını, hareket sörüyor. "Fakat Kadro'nun ağustos mu- (0). İnkalâp ve Kadro (İnkılâbin | cemiyetimizin en feci sefaleti say makta seninle beraberim. de en büyük yara da kendimi © i liğim» | biliyeti ile ölçe: zl m Gi bulunmasından me çıkar? Victor . Car le sage İri - gine Hug: selen Poccurence, — Son 'entötement et son jour digmer. BERLİN, SA A — Havas A- jansı muhabirinden: Sabık Kayseri | kinci Vilkemin Alman kıtaatına ge- | sit resimleri yaptırmış olduğu Tem pelhoff manevra sahası 1914 sene sinden beri ilk defn olarak heyecan lr askeri tezahürata sahne olmuştur. Berlin tayyare limanının binala rı önünde — zira Tempelhoff mey- danı bir tayyare limanı haline ifrağ edilmiştir — derin saflarin mhz et- miş olan Çelik Miğferlilerden mü: rekkep taburlar bayrakları havada | dalgalanır ve başlarındaki bölükleri bila tevekkuf eski Prusya | askeri marşlarını terennğm ederken ihtiyar Fel Mareşal | Mackensen'in önünde bir geçit resmi yapmışlar. dır. Kıtnat ayni zamanda Alman milli nazırı ceneral fen Schlei <her, başlıca hükümet erkân, sa- bak Alman veliahtı ve biraderleri ve sabık Alman hükümdar hanıdanla- rma mentüp 20 kadar prensin de ön lerinden uş e Çelik Miğfer teşkilâtı bu geçit res mi ile kendi teşkilatına mensup efra- dın inzibat ve intizammın mükemme liyetin tezahür ettirmek ( İsteyordu | fer Bunun inkârı gayri mümkün bir lerek rar be kesbettiğini söy lemek lâzımdır. : ih a ; # i flaması araba: i 3 saat devam etli Gaçit ancak bir anat sonra başla” mış ve bütün geçit müddeti zarfın- | da bazı da M von Papen ile M, von Sehlei- cher, manevra meydanında — ayakta durmuşlar ve ekserisi sivri uçlu miğ fer taşiyan cenerallerle ve Avustür ya Heimvehrenleri reisi Prens Stah rembere ile görüşmüşlerdir. Geçit üç saatten fazla devam Tet miştir. İ Şurası dikkate şayanlar ki , Stahl helin, bir kuvvet tezahürü göster- | miş olmakla beraber sosyalistlerin, karünistlerin ve Hitlereilerin ayni zamanda toplu olarak blunduğu bir şehir olan Berlinde pek © kadar mer | gup olmadığını da bu vesile ispat et miştir. Zira geçit resmi bu kabil merasime istirak eden nüma yişçi kitlelerini celbedememiş ve bu kitleler ya evlerinden dışarı çıkma- Bu alâkasızlık ve lâkaydi, von Pa- psn'e muzaheret eden çelik o miğfer 168 bin kişi BERLİN, 5. A. A. — Çelik miğ ia nazaran 168.000 kişiden ibaret. Hadiseler BERLİN, $. A. A. — Havas mu: habiri bildiriyor: Çelik miğfer kongresinin sonün- hâdiseler olmuştur. Evlerine inmek olan br takım mubarple re komünistler hücum © ederek ma. bariplerden bir baylisini yaralamış- lardır, Hitlerin Viyana seyahati VEYANA, 5. A, A. — Viyananın antifaşist cephesi, | Hitlerciler tara- funda Viyanada iL ietima «ktedilmiştir. Miting esmaam- da Hitlerin söz alması mukarrerdir. Mareşal Hindenboarg ve kabine BERLİN, 5. A, A — Volff Ajan. » Gazetelerin matuf bulunan tedabiri muhtevi ka. rarnameyi İmza etmistir. M. Gurtius Amerikaya gitti , BERLİN, S.A A — Vol A- » Sabık Almanya hariciye nazırı M. Von Curtius, dün Cemahi mak üzre harici ve iktisadi siyaset meselelri bakında 30 kadra konfe- Trans verecektir. Mümaileyhin seyahati San Fran- disco'dan başlıyacak ve takriben 3 ay devam edeceleir. Times gazetesi, “bir tin sonu” serlavbası altında İstan | bul muhabirinden Aldağ bir mek- Muhabi: ra tarihi, meyen bir işin nihayet başarılı nu yazmaktadır. Times; muhabiri- nin bu mektubunu dercettikten İ sonra bu mesele hakkında bir baş makale yazmıştır ki bazı kısımla. rını iletibas ediyoruz: “Afyon Karahisar muharebesi nin Anadoluda bir Yunan impera torluğu hakkındaki rüyaya niha- yet verdiği gün on sene arkada kalmıştır. Askeri noktai nazar dan bu ver zmfe: zaferdi. Bu Gazinin ve aralarında İsmet Paşanın en mühim mevkii İ işgal ettiği arkadaşlarının sabırlı ve isabetli neticesi idi. Zaferin siyasi neticeleri hattâ askeri meticesinden bile daha e- Türk-Yunan dostluğu ve ekalliyetler.. Times'in şayanı dikkatmakalesi “Memleketlerinde ekalliyet olan hükü- metler Türk-Yunan ekalliyet mesele- lerinin hallinden ibret dersi alabilirler. ,, nihai surette tayin eden Lausanne muahedesinin imzası olmuştur. Di yat mahiyetinde idi. Ancak Garp devlet adamlarının hüsnü niyetle- rine rağmen ve belki de onların müdahaleleri tesirile müzmin bir şekil alan hastalığı esasından te- davi etti. yapıldı Yeni fabrikalar ne- relerde kurulacak? | Altı fabrikadan iki büyüğü için üç merkez intihap edildi Şerif B.in beyanatı KONYA, 5. A. Az— Türk ve Rus ! lara karşı gördüğüm sanayi mutahassıslarından mürekkep * ki ve intibak eserlerini | tetkik heyeti, dün etomobille Akşe | dederim | le Slenige geliştir. Eleyete | Gadiğimiz sebirlerin emen hepi İ Şer Be tetkik seyahtleri halkın | #i seneyi ve fabrika istiyorlar ile hall Kekiirini ASKİM | çoklarımın sinai teşebbüslere ciddi öl : İ tiyaçları vardır. Bununla heraber & Heyetimizin tetkikatında balı pi e Saikrii ma bahistir, | sisaı simiyenin en münasip yerler en yapılması » mecburiyeti mevcut Banunla berakar iktveeti vekiletime | £5. Köprolücik altı fakladan İN e büyüğü için üç merkez intihap e | inkiçafem olilendar çk, Bunlar, Eskişehir, Konya, vi aks Kayseri vilâyetleridir. Tetkikatımız mr Şaş Midir Kyle, re ikmal ettikten şonra bunlardan fab ak ekeni Ye rikaya en müsait olanı intikap edile e Hi Eskişehir, İzmir, Kükikya, Saray. önle / köy, Denizli, Burdur, İsparta, Yal | © Memleketimizde dokuma ev sana yas ye dak bam ehirlerde tetkike | yü çin merkesler de yapacacız. Te Konyaya gel: | sisat sayesinde dokumacılığı da sw Gk, Halkimenda sanayi ve Take tiharin ka: lah edeceğiz.” M. Vekili Afyonkarahisar'da AFYONKARAHİISAR.S (A.A.) — Maarif Vekili Esat B£. refakatlerindeki zevatla birlikte bu sabah şehrimizi teşrif buyur- muş ve Vali Beyle kumandan Paşa tarafından istikbal edilmişler dir. Vekil Bey. resmi ziyaretleri yaptıktan sonra lisesi gezmiş ve ihtiyaçları tetkik etmişlerdir. Öğleden sonra ilkmektep ve tarihi âsarı gezmiş ve muallimlerle terbiyevi ve mesleki bir hasbühalde bulunmuştur. Vekil Bey; yarın sabah Ekspresle Ankaraya avdet edecektir. Filomuz Zonguldak limanında ZONGULDAK, 4 (A.A.) — Filomuz bugün limanımıza gel imiş ve böyük tözabüratla karşılamıştır. Gece belediye tarafanı. dan şereflerine bir ziyafet verilmiştir. Amerikada iki yüz bin çocuk yersiz NEVYORK, 5 (A.A.) — Mesai nezareti tarafından neşro- lunan istatistiklere nazaran halihazırda Amerikada memleket da- hilinde serseriyane dolaşmakta olan aile ocağından mahrum 200 bin çocuk vardır. daşlarının ayrılmalarını istemedi. ler. Her iki taraf ta an'aneye sap- kalmak istedi ve belki de siya- si bir mülâhaza ile hareket etti. Ve bunun içindir ki her iki ekalli- yet te mutazarrır oldu. Fakat İs- met Paşa ile Venizelos arasındaki itilâfın imzalanması her iki ekalli yetin vaziyetini iyileştirdi. Korku ve şüphe dostluğa münkalip olun- ca ekalliyet meselesi de ortadan rini tedvir hususundaki mesaisin- den bir. eri lisanile bahsedil- misyonun kolay kolay halledeme diği meselelerden biri olmuştur. Bu noktada Türk ve Yunan hükü- metleri haziran 1930 tarihinde a- ralarında imzaladıkları bir itilâf- istiyor. balla bir müliyetperyeriğe ka pılarak ettiler. Bunu hallettikten sonra ortada bir mesele kaldı: Mübadeleden iki #i- istisna edilmişti. Yunanlılar, verilmiyor. Bu devlet adamların cesaretle ve metanetle çalışmaları tarihin açtığı yaralar ance,, diyor. “Yarı münevver neye inanır? Yarı münevver neye, bağlanır? Bunları tayin mümkün değildir,, diyorsun. Yarı münevver kendi- ne inanır, kendine bağlanır; bu- Sun içindir ki hiç bir şeye inanıp bağlanmaz. Ozan indinde bütün kâinat kendi bildiklerinden iba- tir Her geni kendi salam he ildikle- anlıya- bildiklerinden başkası manaarr- dır. Fakat onun böyle £ sadece kendine inanıp bağlanışı bazan, i zannedildiğ. hilâfına olarak, bor manlarını teyit edenler dır. Yarı - münevverler arasında bazan bir Paul Valiry veya ü Durokhei mahrumdur. mun hiç bir inandırmak kabildir. Yarı münev yerin. asıl porişanlığı ondan h- Seninle beraber o- seye lir, Yarı münevver, bir insan ola- rak değilse de, bir münevver ola- rak ancak bir hayalettir, irresl- dir. “Onunla konuşmasını bilirsen, se sin, Ozuliz kimaşmkada bilmeli; olmadığını hissettirmek demek- tir. Şu benim Yunanca - Lâtince davasından bahsederken muhatap larımın bazıları, sözlerimi kabu- le meylediyor. Fakat o dillere aşina olmıyanın kelimenin Avru- palı manası ile bir münevver ola- k sc, kendi mecbur. olacak, Bur işine gelmi- > ben olduğum için bu gibi mükellefiyetlerden istima (edil. meliyim!,, Bunu dilleri değilse de kadar açıkça sö) irorlar ki müdafaa (ettiğim fikirlere onları da taraftar gör- mektense Inız kalma; Zaruri gördüğü gayretlerden kendini istimaya da yarı münevverin— sanımdandır. bahseüi; O muharrirlerin bazılarmı ben de bilirim, içlerin de çok sevdiklerim vardır. O a- lar hakkında okuduğu tenkitler- le tanıyormuş. . Yarı - münevver işte böyle metinleri değil, o me- tinler hakkmda yazılan tahlille- okur. Daha az üzüntülü bir O, yalnız kendisi için, “sa- yi akal, e taraftardır.. Modaya uyması da bunun içindir; bir mü- nevverin birtakım fikirleri olma. sı lâzmeeldiğini bilir; fakat bu fikirleri, kanaatleri kendi kendi- len şey alelekser | itiyatlarımıza uymuyan şeyleri tebarüz ettirmek tir; güzel ifade denince de coğu kimselerin anladığı, sözü © eski kalıplara dökmekten başka ne- dir? Fakat zekâ daima müteces olduğu için © “anlamıyoruz. cezbedebilirler. Her (yeniliğin diyeceğim iyi taraflara değil, £ itiyatları. | yok. Zaten “anlamıyoruz, cula- için gös | rm kendi zanları i eder: | na göre anlamanm kuvvetli şeklidir. olan beşeriyetin düşma! lar. Ne kadar delice olursa olsun her "röyolution” yaratıcı, ne ka- dar haklı ve akilane olursa olsun her “rönction,, bunaltıcı ve öldü- rücüdür. “Anlamıyoruz,, cular ğumız için hız verme kabiliyetini kaybetmiş fikirlerin müdafiidir. Her “röactionnaire,, muhakkak yarı - münevver değ balıktır. Fakat kendini o beğem- miş okur yazara nerede tesadüf edersen bil (Ooradada öyle bir ır; çünkü yarı - münev kalamaz; o etrafına toplar, onları sathi görüşlerine iştirak ettirir, tıpkı kendisine benzetir ve (o böylece fakat “anl iz,, Cu cinsi muhakkak ! bir küme teşkil eder. öyledir. Hoşça kal, dostum. “Anlamıyoruz,, cularm ekseri. Narallah ATA Â

Bu sayıdan diğer sayfalar: