10 Eylül 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

10 Eylül 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yunanlılar Türk müdür? Bir Yunan mebusu- nun eseri ve Hâmit B. in izahatı Bundan 40 sene kadar evvel bası- İn yunanca tarihi bir kitapta şaya- mı dikkat bazı izahata tesadüf edil- miştir. Bu eser “Yorgi Tipaldos Ya- Hâmit Bey kovatos'un nutukları” isminde bir Yorgi Yakovatos 1850 senelerinde Yapmıştır. 1814 de Kefalonyada doğ | Muş, ömrünü Yunanistan, Vilâyette Fena yapılan Yollar Bir çok mukavele- ler bozuldu İdaresi hususiye namma ihale edi- len yollardan bir kısmının inşaat mn kavelelerinin müteahhitleri tarafın- dan ker tatbik i anlaşılmış, nafın başmühendisi Cevdet beyin gösterdiği fenni lüzum üzerine bu mukavelelerden bir kısmı feshedil. miştir, Bir kısmı da gene feshedil- mek üzere şehir meclisi daimi encü- menine tevdi edilmişti Cevdet bey, inşası biten veyahut inşa edilmekte olan yollardan mü- him bir kısmının arzu edilen derece de metin olmadığını, bir çok sakat tarafları bulunduğunu görmüş ve bu yolların az bir zaman içinde bozula rak yeniden esaslı surette tamirine # lüzum hissedileceğini anlamıştır. İskelelerde polis kalabalık: dolayısile zabtın vaka fril- lerini bulmak için müşkülât çekmek tedir, Bundan sonra böyle kalabalık, is- kelelerde birer polis memuru balun- durulması Bu iskelelerde bulunan hamal ve kayıkçıların kâhyaları da Bilumum hamalların ve kayılıçıların birer fo- | toğraflarını çıkarıp iskele polisleri. ne vereceklerdir. İ Bu suretle iskelelerde vukubula- | cak her hangi bir vakada polis me murları kolaylıkla vazifelerini ifa e- “İdecekler ve faili yakalayacaklar- ie | der. bi he ünkilk sevgisi taşımasıdır. Yu- Yanlı muharrir bu eserinde "Yunan ETü, Türk Yunanlıdır”” demekte- | dir. Muherrir li un.” Yorgi Yakovatos, Türk di- halkile tetkik etmiş bir âlimdir. Kerinde Yunan medeniyetinin Türk Medeniyeti Mektedir. Netekim bugünkü garp üzme bir çok bagimli ep .. Yorgi r bir çok “Tesalya; gelir” de Son yapılan tarihi tetkikat Akde- Viz havana: medeniyetinin ve bura Poliste larda medeniyet kuranların aslan Türk olduklarım ortaya koyrmuştur. Dün bu hususta kendisile görüş- tüğümüz tarih müderrislerinden Hâ mit B. bize dedi kir — Ege havzası o medeniyetinin Türk medeniyetinin varisi olduğu ta hakkuk etmiştir. Eğe havzasında ya şayan insanlar aslan o Türktür. Yu nanlıların Türk olması tabiidir. İlk medeniyet sahibi Türkler olduğu İ- çin bütün kültür sahalarda ilk | fi- kir ve mevcudiyetler de Türklere aittir, Bunun misallerini her sahâda görüyoruz” Mevzuu bahsettiğimiz Yunanlı mu barririn eserinin tercüme ve tetkiki- ne devam edilmektedir. Tetkikat ne ticesinde mühim (fikirlerin tebellür edeceği anlaşılmaktadır. Bir kadına lâf atmak bir hâdise çıkardı Kadının yanındaki adam tabancasını çekince birden boşaltmağa başladı 'atibte kadına sarkıntılık et- in mücssif bir hâdise ol | olmaması ve ateşin her tarafı sarı- meş bulunması yüzünden yangını Deponun üstündeki tavanlar be ton olduğundan ateş harice sirayet edememiş, depo kâmilen yanmıştır Yapılan tahkikatta yanan depoda - İki eşyam iki şirkete 25 bin liraya - | sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Yan- gmın sebebi tahkik ediliyor Maltepede yangın i- İlen yanmıştır. Evin 3500 liraya si- — | gortalı olduğu anlaşılmıştır. Tramvaya atlarken 'Herant isminde 9 yaşlarında bir “| çocuk düm Fındıklıda tramvaya at başından yaralan. İarken düşmüş, maştr. Mecruh çocuk baygın bir halde hastaneye kaldırılmıştır. Otomobil kazası Sarıyerden Şişliye gitmekte olan - | şoför Zeki efendinin idaresindeki 0- Bir depo yandı! e gece Marpuççularda bö- tomebil Maslaktan geçerken 1247 numaralı işaret memuru Fikri efen- diye çarpmış, muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Türkiye - Yemen Bağdatta çıkan (Elirak) gazetesi tarafından verilen omalümata göre Türkiye ile Yemen arasında dostluk muahedesi ekdi ii MİLLİYET CUMARTESİ 10 EYLUL Bakırköy Doğum Evi Merasimle Açıldı Ekonomi Kışlık Yiyecek Memlekette istihsal vaziyeti nasıl? İktımat vekâleti © meteoroloji enstitüsünün son bültenine naza- ran bu ay başında memleketimiz- de mahenl vaziyeti şöyle idi: takalarıma göre pi- rinçlerin vaziyeti iyidir. Tosya ve havalisinde pirinçler Ubaşaklan- —. > İtalyan çeltik nevileri de ık etmiştir. Diğer bazı mınta- Sağl; pirinçler çiçekte ve Diya- rıbekir havalisinde ise başakta o- lup taneler teşekkül etmiştir. Üzüm, incir: Bu sene her ta- rafta üzüm mahsulü biraz erken kemale gelmiştir. Bilhassa Eğe mıntakasında üzümler iyi hasılat vermiştir. Ağustos ayınm kurak geçmesi üzümlerin kurutulmasın- da faydalı olmuş ve | sergilerin munta; bir surette yapılabilme sine âmil olmuştur. Kuru üzüm- den elde edilen neticeler | gerek kemiyel ve gerekse keyfiyet itiba rile şayanı memnuniyet derece- dedir , Zeytin: Zeytin mmtakalarında zeytinlerin — bilyümeleri iyi olup ekseri yerlerde taneler tamamen teşekkül etmiştir. Mahsulün ümit bahşolduğu anlaşılmaktadır. Yal mız Artivin ve havalisinde zeytin ağaçlarında mahsul yoktur. Fındık: Karadeniz sahil mın- takası fındık mahsulünün va- siyeti iyidir. İlk fındık harmanla- rı kaldırılmış ve fındık piyasaya çıkarılmıştır. Mahsul geçen sene ye nazaran boldur. Yalnız bazı yerlerde ayın ilk nısfı yağışlı geç- miş olduğundan fındık harman- ları biraz teehhüre uğramıştır. Şeker pancarı: Trakya mınta- kasında pancar mahsulü ğe devam edilmiş olmakla bera” ber, havaların yağmursuz geçme #inden ve toprağın sert olmasın- dan sökülmesinde biraz müşkülü- ta tesadüf olunmaktadır. Uşak ve havalisinde © pancar mahsulü hemen geçen senenin ay ni netice vereceği tahmin edilmek tedir , Bu havalide pancarlar kurak- tan biraz müteessir olmuşlardır. Sökme ameliyesine bu mımtakada da başlanmıştır. Pamuk: Adana ve havalisinde ji ağmurların az oluşu bu mahsu- ün az olmasına sebep olmuştur. Hasat başlamıştır. Mahsul geçen senenin mısfı derecesinde azdır. Eğe mıntakasında pamuk ati yapılan yerlerde hasat başla- —... iyi neticeler elde edilmiş- * Binz mıntakalarda ise pamuk lar henüz kemale g: Tütün: Tütün anha ber tarafta hasadı devam. etmekte olup son ana ve uç yaprakları top lanmağa başlanmıştır. Ege mıntakasındaki mahsul ke miyet itibarile çok iyidir. Kara- deniz sahil mıntakasında ve diğer yerlerde hasat devam iyi edilmekte- Bostan ve meyvalar: Her ta- rafta bostan ve meyvalar kema le gelmiş ve çok mebzul hasılat alınmaktadır. Yalnız bazı yerler de kuraklığın fazla yağmursuzluktan meyvalarını dö ken ağaçlar vardır. ünlerde iyi bir yağmura çek ihtiyaç Var. Hidir. Yumurta ticareti miz duruyor Son zamanlarda yumurta tcareti- 5 Evvelce en büyük © müşterimiz 'ransa idi, Fransa kontenjan asuli- le bizden aldığı yumurta miktarını pek ziyade tahdit etmiştir. Bundan sonra alıcı olarak İtalya ve İspanya gelmektedir. İtalya hükü meti de son zamanlarda yumurtanın sandığına 16 lira gümrük resmi kuy muştur. Sandığı 27 lirsya satılan yu murla bukadar ağır bir resme müte- hammil olmadığı için İtalyaya ihra. cat da durmuştur, Şimdi ortada yalnız. bir İspanya kalmıştır. Buraya yapdan ihracat ta bii kâfi ir. Evvelce yu- murtadan memlekete 13 milyon Ji. ra girerdi, şimdi bu para yedi mil. yona düşmüştür. İtalya hükümetinin aldığı tedbir | Yugoslavyanın yumurtalarına karşı | olmakla beraber bilhassa bizi muta- | zarrır etmektedir. Tütün almıya başladılar Çekoslovakya rejisi İzmir mınta- | kasında tütün mübayaatma devam . Çekoslovakya rejisi 2 Ayastarya veğisi * Belediyede Terkos Geçince.. Belediye bunu bir kâr mem- baı yapmıyacak Terkos şirketi belediyeye geçtik- ten sonra su işinin nasıl idare edile ceğini müzakere için id komisyon teşkil edilmişti, Komisyon lar bazı kararlar vermişlerdir. Bütün âzâ su işleri bir ano- nim şirket teşkiline aleyhtar bulun mmaştar, Bir kis özü halkın dai rakile bir nevi kooperatif teşkilini, bir kısmı ise terkos, şehir o meclisi nin kontrolu altnda ve mülhak bir bülçe ile idaresini mavafık görmüş- lerdir. Encümen su işinin, mezbaha gibi varidat memba: O yapılmamasma ta- raftardır. Encümen halka kâr bek- lemeden ucuz ve bol su temini nok tasında israr elmektedir. İstanbulun haritası Istanbulun şehir haritası vaktile bir alman şirketi tarafından yapılma ğa başlanmıştı. Bilâhare bu iş bir. türk müessesesine verilmişti. Şimdiye kadar İstanbul, Beyoğlu ve Kadıköy haritaları yapılmıştı.Son zamanlarda Boğaziçi haritası da ta- mamlanmıştır. Bu sene de Bakırköy semtinin haritası ikmal edicleektir. Bundan sonra Kurbağalıdereden Bostancıya kadar uzanan sahanın ha ritası yapılacak, müteakiben Adala- rın haritaları tanzim edilecektir. Yapılan bu baritaların içinde şeb rin bütün sokakları, meydanları ve meşhur binaları gösterilmiştir. Musiki mütehassısı geliyor Belediyenin Avrapadan getirtme- ime | ğe karar verdiği mutikişinas profe- sör Mar teşrinievvel ibüdasında şeh rimize gelecektir. Profesör İstanbul konservatuarını ilahı edecek, kon- servatuardaki muallimlerin vaziyet- lerini de tetkik edecek hariçte daba muktedir şahıslar bulunduğu takdir de bunları müesseseye alacaktır. Bir icra Hikâyesi Kadıköy icra da- iresinde geçen bir hâdise Meseleyi izah edelim: Geçen gün kiracısına bir ödeme em ri göndermek isteyen bir zat, Kadı- köy icra memurluğuna müracaat €- derek ne yapmak Wi izim geldiğini s0 xar ve şu cevabi alır: — Şuradan biraz eyağıda bir dük kân var, oradan son şekle göre ha bir ödeme emri alırsınız o nu doldurduktan sonra konturatın su ret ve bir | talepmame —. birlikte bir zarf içine koyarak bize getirir. siniz. Şurasını kaydedelim ki icra me muru B. in göstermiş olduğu düklkân | ödeme emirlerine 8 evrâki be ser kuruş ücretle satmaktadır... Bu dükkün icra dairesinin İzm gelen evrâki hazırlamak için halka küçük bir suhulet söstermemesi yüzünden icraya müracant kimselerin evrükını yazmak suretile kendisine * | oldukça rsühüm me li sormuştur: — Evrâk, tarifsiz mücibince bar zırladım, ödeme emirlerinin para Kabinde hariçten tedariki Yeni ka. mun icabından — Hayır, amanda böyle hir şey yoktur. fakat öyle icap © mudurlar? — Ahval şimdilik böyle icap etti. riyor... İşte Kadıköy icrasında geçen hi- İ kâye burada bitiyor. İstanbul icra reisi pek kıymetli Sunt B. im bu hâdise ie alâkadar &- lacağını kuvvetle ümit ediyoruz. Defin metasimi Cenazenin gelmemesinden dolayi | geri kalan, Viyana'da vefat eden Yol İ se Yapı Limitet Şirketi müdürlerin | den Murat Zade Mehmet Beyin mah | İ tumu Niyazi Beyin, cenaze namazı bugünkü cumartesi günü öğle mama jam. Mİ Beşiktaş'ta “ra | Geçen gün şöyle bir davet mektubu aldım: Efendim; 2 eylül 932 cuma günü sa- at ikide zatı âlinizi Feneryo- lunda Mahmut Muhtar Paşa bağına davetle şereflendirme nizi arzeyleriz efendim. Ve altımda acemi bir yazı ile şu imza: Bağcı Hasan... Feneryolu islasyonunda trenden indim. Bağ, çok uzak değil, Hemen sola sapıyorsu- nuz, Daracık bir yolun niha- yetinde karşınıza ilk gelen be- yaz boyalı büyük bir kapı.. Tam kapıdan içeri girece- ğim sırada. baktım, gazeteci ari Kapıyı el birliğile ittik. İki tarafı ağaçlıkı göz alabildiği kadar geniş bir bağdayız. Yal- Bız yolu bilmediğimiz için ev- velâ küçük bir tereddüt geçir- dik: — Şimdi ne tarafa sapaca- ğız? Nihayet, seslenmeğe karar verdik: — Baksanıza. Kimse yok mu orada,.. Elinde çapa, poturlu. çep- kenli birisi peyda oldu: — Ki rayorsun efendi.. Ben hemen atıldım: — Bağcı Hasan Beyi. Adamcağız düşündü: — Hasan Bey.. Hüten Bey.. Bizde bir — Canım, Muhtar ” Paşanın bağı değil mi burası. — He. Muhtar Paşanın ba- ğı. — O halde Hasan Bey de o- lacak... “ Neden sonra farkma vardı: — Hasan Bey yoktur emme; Hasan ağa var.. — Tamam işte.. Bey, ağa... Her ne ise.. Bizi onun yanına götürüver.. Bir beğ kütüğünün önünd ile yemek yiyen 76 ki, açık göz bir köylü, lokma- sını bırakıp ayağa kalktı: — Buyurun efendiler. Hoş geldiniz, safa geldiniz!., — Hasan .. siz iz iniz? Muhtar ai bağının her ta- rafı demir potrellerle tuttu rulmuş, üstü asma yaprakla- rile örtülü muazzam bir ka- meriyesi var. Adamcağız. bu kameriyede bize yer gösterdi. Oturduk. Merak içindeyiz: — Bu Hasan ağa kim? Bizi — Kuzum Hasan ağa.. Bize mektup göndermek nereden hatırına geldi? Hasan ağa, çarıklı sa Bakır harp dediğimiz işlek köylü 2e- kâsile sinsi sinsi güldü: — Efendim, biz sekiz arka- daş, yüz ellişer iki yüz lira ser- maye koyup bu bağın üzümünü ep 2 Velâkin, geçen 8e- ümler fiatlı zi e zarar edeceğiz.. Kızıl pe oturan bir bey var. | Ceridelere yazı yazar. O gel. Halimizi anlat. me emme azetelere ve- İreyim, ister misin? dedi. İste- İ mez olur müyum?. Eline aya- ğına düştüm. O da hemence- İcik makine ile sekiz on mektup İ karalayıp sizlere ge : Dünyalar benim oldu, geldinize... Adamcağız. bize tekrar: niz.. Allah aşkına kusura bak- mayın! dedikten sonra, elinde bir sepet, bağdan üzüm topla- mağa gitti, Biraz sonra; değil İstanbulun. belki dünyanın en iyi bakımlı üzümile doldurul- muş büyücek bir tabağı önümü ze sürdü. Çeşit çeşit çavuşlar, renk renk misketler.. Her tanesi. mübalâğasız ce- viz büyüklüğünde, zar gibi in ce kabuklu. ağızda kütürdeyen bu enfes üzümlerden belki bi- rer okka yedik. me ağanın ortakları da çok geçmeden etrafımızı aldı- lar. Birisi dedi ki: — Ah. efendi. Ne olursa sizden olur. Bu bağa,bu yıl bütün kazancımızı döktük., Gay rı siz bilürsünüz! Kastamonunun Araç kaza- sının bilmem hangi köyünden- mişler. Şurada burada bel belleyip, çapa çapalayarak kazandıkları üç beş kuruşu. şu bağa kapat mışlar. Allah ta bir üzüm ver- miş bu yıl.. Eh işte o kadar o- lur.. Yalnız. talihlerinden fiat- lar düşmüş. Gezdiricilerde on kuruşa kadar üzüm satılıyor- muş. Halbuki bunlar, geçen sene- ki fiatları hesap edip bağı kira- lamışlar. İkide bir soruyorlar: Acap ziyanımızı çıkaracak mıyız İ Ve sonra. hep birden yalva- rıyorlar: — Aman efendi.. Gazeteye şöyle bir enikunu yazın sevabı- |, . Dıza... , Hasan ağanm bağında yedi- ğimiz üzümlerin İstanbulda bir eşini bulmak imkânsızdır, Ken dilerine teminat verdik ki: E- ğer müşteriyi memnun etme nin yolunu bilir ve hele fiatla- nda biraz indirirler meselâ, otuz kuruşa filân satarlarsa bağ mevsiminde bütün İstan- yağma edercesine kapışırlar. bul buraya taşmıp üzümleri, | ler. Istanbul Nasıl Eğleniyor? Fener yolunda Muhtarpaşa bağı.. Bağcı Hasan ağanın çavuş üzümleri harikadır! Hasan B. yok, Hasan ağa var..- Mübalâgasız ceviz büyük- lüğünde üzümler - Ah, efendi, ne olursa sizden olur.. Türkün bildiğini tilki bilmez - Bağı büyük gördüğün yere.. Biz bunu söylerken, yüzle- ri gülüyor: — Ah işallah efendi. saye nizde begüm... Reklâmin kıymetini, Hasan ağa ve arkadaşları, bizim şehir lilerin pek çoğundan daha iyi takdir ediyorlar: — Uzümleri (o gördünüza,.. İ Gayri bildiğiniz gibi döşenivi- rin! Anadolu köylerinde ağızdan ağza dolaşır bir mesel vardır; “Türkün bildiğin, ti bil. mez!” derler. Türk zekâsının bütün inceliği bu küçük mesel- de gizlidir. Hasan ağanın ve arkadaşlar rının bize ikram ettiği şu bir | kaç salkım üzümde, en muhte- şem ziyafetlerin veremiyeceği hazzı duyduk. Bağdan çıkar- ken, Hasan küçük birer İkeseküğdi içinde üzümlerinin €n âlâlarından bize bir kaç sal- kım üzüm ayı — Canım..Ne zahmet ettin? diyecek olduk. — Az veren candan verir. begüm.. dedi. sepet kalmamış ta., Artık siz yabancı di niz!.. Kusura bakmayın... Gazeteci arkadaşla. elimiz- de üzüm kâğıdı istasyona gel- dik, Tanıdıklardan sordu: — Nedir o küğittaki? İzüm... Salkımların azametini rünce: — Aman, dedi, nereden aldı» nızsa ben de alayım.. Ne gü- Cevap verdik: — Muhtar Paşa bağının ü- zümleri.. Yalnız kese kâğıdile bağdan üzüm getirmeğe akıl erdireme- miş olacak ki: — Amma yaptınız ba. dedi, bari bir sepet bulup doldurt- saydınız... Ben gülümsedim: — Azizim. sen onu bilmez. misin, bağını büyük gördüğün yere, sepeti küçük götür der- gö- M. Salâhaddin " Bakırköyde resmi küşadı yapılan doğum evi Bakırköy Doğum Evi dün merasimle açıldı Bu küşat Bakırköy himayei etfalinin muvaffak bir eseridir Himayeietfal Cemiyeti Bakır- köy şubesi tarafından inşa ettiri- len doğum evinin küşat resmi dün birçok güzide davetlilerin huzu- rile yapılmıştır Bir kat üzerine inşa edilmiş ©- lan bu doğum evi beş yataklı ön oda ile bir isterlize odasını, bir a- İ meliyathaneyi ve bir tabii doğum lar odasını ihtiva etmektedir. Ay- nen başhekim, hasta bakıcı, hem 1 EML rifer dairesi de bina müştemilâk meye Binen inşa olildiği area bü yök olduğu için ileride bu arsa ü- zerine küçük, küçük © pavyonlar inşası da tasavvur edilmektedir. Doğum evinim £ sertabipliğini, Etfal hastanesi nisaiye şefi dok- uf Fehmi Bey der'uhte ete Küşat resminde Rauf © Fehmi Bey doğum evlerinin ehemmiyetin adi bele rilkarmmrağd si

Bu sayıdan diğer sayfalar: