23 Eylül 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

23 Eylül 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 EYLÜL 1932 Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matban 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için n LK 3 aylığı 4 — 7s0 Mü İdarehane: Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbı işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me #'uliyetini kabul etmez ya ait BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- zinden verilen malümata göre bugün hava açık olacak, rüz- gür şimalden hafif kuvvette esecektir. 229982 tarihinde tazyiki 759 milimetre en çok si- caklık 24 en az 12 santigrat kaydedilmiştir hava Ahmet Rasim Bey Dünkü gazeteler bize Ab- met Rasim Beyin de hayat ki- tabını kapattığını haber verdi. Ahmet Rasim Beyin vefatından duyduğumuz teessürü ifade i- çin edebi kudrete ve kalem yor- mağa hacet yoktur. O bize ilk samimi ve candan hitabı yapan yazı babamızdı. Onun ne | na ettiği hizmetleri, ne gazete- ciliğe verdiği © emekleri sayıp dökmeye şimdi mahal yok. Da- ba yakınlarının göz yaşları din meden böyle maddi hesaplara girmek doğru değildir. Ahmet Rasim Bey. tam ma- nası ve bütün vasıflarile (Şehir uşağı) dediğimiz. zeki, cevval ve nüktedan adam tipini yarat- mıştı. Bu tip bizde enderdir. Merhumun en büyük meziyet- lerinden biri de herkesle iyi ge- çinmesi ve meclis © âra oluşu Yazılarmda olduğu kadar sözlerinde de (nüktedan ola; Ahmet Rasim Beyin zıyaı telâ- fi edilemez. Cenabı hak ona rahmet etsin ve bize de Ahmet Rasimler ihsan eylesin!.. Kuleye dürbün Dürbün lüzumlu bir şeydir. Hele her şeyi mek istiyenler için elzemdir. Ben seyahate çıktığım zaman dürbün almak isterim almam. Çünkü herkes Dü en lüzumlu zamanda den alır ve beni kır... Nezaket icabı vermemek te olmaz. Böylece iş $ır. İstifade edemediğim şeyi “başkalarına yarasın diye götür amma; dürbü- yakından gör- | elim- | sipsivri bıra | tatsızla- | İ mekte de mana görmem... Fa kat daima itiraf ederim bün lüzumlu şeydir. Tersin- den bakmamak şartile.. Bugünlerde öğreniyoruz ki. | Bayezit kulesine kuvvetli bir dürbün koymuşlar... Pek musip | bir teşebbüs. Fakat bana sorsalardı bu dür- bünü kuleye değil, belediye dı resine koydururdum. Yusuf Ziya Beye Aziz meslektaş! İşittim ki; ben yokken se- yahat mektuplarım —— hakkın- da: Davulun set | gelir! demişsin Kullanılmış ta olsa fena | nükte değil... Benim hoşuma git » Ve anladım ki bazan davü- i yakından da hoş geli- ol! Benimki lun s yor. Lâkin sami gibi senin inin de uzaktan hoş © gelmesi o mümkün olda davul olmayı reddetmezsin ya! Bu nükteyi taşıyan satırları okumadığım için orada davulu tezyif makamın- da mı kullandın. Böyle yapdi- bilmiyorum san bı i Sana intihap hakkı- nı hatırlatan ve askerlik vazife sine seni çağıran odur, Ve ni hayet ben davul olmayı düm- belek olmaya tercih ederim. Dünkü Cümhuriyette Abi- din Daver ağabeyimizden ka- lan sütunda benim mektupl İ ıma karşı yaptığın tarize gelin ce., Ben, tedavi için (o Fransaya gitmiş bir muharririm. Oradan Fransanın san'at, tic: İ yaset hayatma dair de | seyyahın gördüğü. görebildiği şeylere dair mektuplar yazdım. Mektuplarımın. umduğum- dan fazla muvaffak olduğunu İ yalnız arkadaşlarımın değil, se İ nin de alâka, anud alâkanla an İlryorum. İ O mektuplarda ne edebi bir iddia, ne de ilmi bir o kiymet vardı. Yalnız bir maksat var- dı: Karileri sıkmadan © oyala- mak... (Komedi fransez) e gi- dip gitmediğime gelince: ya bundan sekiz sene evvel bir. Doğrudan ayrılma! — Dağ dağa kavuşmaz; insan insana kavuşur — — Atalar sözü — dönüyo- Gece yarısı. Eeve İrum. Kalabalık bir tramvayda i uzaktan hoş | rum. Ben bu na değil davula hakaret | rum?.. | | ora- | altı sene evvel bir ve dört sene | evvel bir ki. cem'an üç evvelki | Paris seyahatimde gitmiş ve | gördüklerimi yazmıştım. Bun- | ları tekrara ve ekserisi İstanbul da türnelerle tanmmış eser ve artistler (o hakkında karakuş! hükümler yazmaya lüzum gör- | medim.. Böyle şeyler yazsam mektuplarımı kimse okumaz- dı. Filvaki dediğiniz gibi tabi- İ attan hiç ders almadım. Pen- ceremin önünden geçenleri ol- duğu gibi kaydettim. Ve bu- nunla bütün bu son senelerde Avrupalı gezetecilerin yaptık- larını taklide çalıştım. İnşallah siz Avrupaya bir seyahat yap- tığınız zaman söylediğiniz şe- kilde ilmi tetkikat yapar. Ko. medi Franseze gider ve anla dıklarınızı uzun uzadıya yazar- sınız. Bakalım o zaman davu- | evvelâ Muzafferin lun sesi uzaktan hoş gelir mi7. | I FE Milliyet'in Edebi Romanı : 101 Ölüler yaşıyorlar mı? (Felsefi fantastigwe roman) rsıla sarsıla “gelirken, evde karıma söylenecek yalanı zi nimde tesbit etmeğe çalışıyo- zamana nerede kaldım? Eve verilecek olan pa- ta nereye gitti? Bü iki suale münasip birer cevap bulmak lâzım.. Dur bakayim, şöyle bir yaz lan uyduramaz mıyım: Akşam işten çıktıktan sonra: bütün na muslu adamların yaptıkları gi- bi yavaş yavaş eve gidiyorum. Rir de baktım. karsıki kaldı rında o gidiyor. O mu, değil mi? Bu saatte? İmkânı yok!. Fakat. Fakat. Yanılmayo- rum. O yahu!. Ne Pişşşt. hey... Yahul... Beni gördü: Haaay, ya relerdesin? — Eve gidiyorum. Bu rast geldiğim zat sevgi- ii arkadaşım Zarif Raci idi. A — Musiki ahlâkı tatlr- laştırm — Fransızcadan tercüme — Civar bahçeli kazinolardan birinden baygın bir musiki sesi ve kadın kahkahaları duyulu- yor Raci bana dedi ki: — Bende mangiz yok, sen de de yoksa. halimiz... O sırada bahçede gelen bes- teler: “Ah. şu çingeneler... Ben de bir taraftan tuttur- dum “Gel Râcicim gidelim Buradan, buradan Muzafferde içelim Cabadan, cabadan... Ah. bu züğürtlük! Bir papel de çıkmayo Buradan, şuradan... yasın be... Ne — Tittiri tittam. Zoes. Refik Hayati Tramvaydan indikten son- ra karanlık, bozuk kaldırımlı sokaklara dalarak. güç hal ile evini bul- duk. Müşarünilehy hüsnü istik bal etti. Söz sözü açtı. Nihayet gece yarısını'da bulduk. di eve dönüyorum. Fakat bü- tün bunları böyle anlatacak de- ğilim. Bir defa Muzafferin, e- vine hiç gitmedik. Sonra nımdaki arkadaş Raci değildi. Yanımdaki arkadaşımı karım tanımazdı, Binaenaleyh o tanı- madığı adamlarla görüştüğü- mü de istemezdi. Binaenaleyh ben ne yes — yapa- Zarif Raciys rast geldiğimi ve onun ısrarı ile evine giderek bir resimle, musiki ile, edebiyatla, san'atla (o vakit geçirdiğimizi söyleyecektim. Ve bu kadar masumane bir ziyarete de ka- rımın kızacağını tahmin etme- caktım, Sadece çerçivelerini sarsarak geldiler.. Mesa şaha kalkarak maverai tr kırtısına giriş Mürebbiye — Kimsin ruh? Ruh — Ulvi Nadir. Mürebbiye — Yalnız mısm? Ruh — Hayır öteki mel'un Yazan: HÜSEYİN RAHMİ | ds beraber. Hak ve insafla alış verişiniz | bul etmiyorsanız namlumun ö- | yım, Sakıp Cem yok. Şeytana mı taparsınız? “Yoksa iblisin kendisi misiniz? Orhan ise bu leim ruhlara karşı zevcesi kadar nazik ola- miyor, elindeki rovelveri boşlu ğa uzatarak şöyle tahkirlere gi- rişiyordu: — Denaet dünya ve ahrette ayni menfuriyette bir fiildir. Ölüm sizin tıynetinizi değiştir- memiş. Öbür âlemde de bu dün yanm ahlâki fesat ve gayzla- rı içinde yaşayorsunuz... Şeha- meti biribirinizden kıskanarak en büyük cinayeti işlediniz. Şimdi de tükenmez bir aşk ile sevişen karı kocanın saadetini çekemiyorsunuz. Fakat ne yap sanız beni Şehametten ayıra- mazsınız. Ölsek te ruhlarımız #tirak kabul etmez ebedi bir © kaynaşma ile birleşmiş olarak İmüne geliniz, ölü varlığınızın Diğer ruh — Ben de burada- iki rakip biribirimizin kanını | müfsit dimağlarını bir daha par | dökmeden bu çok elim muvace çalayayım. | Bu vaziyetin vehameti git- İ tikçe artıyordu. Bu karı koca Je yavruları. göze görünmez düşmanların icat ettikleri her İ gün bir türlü tazip işkenceleri- ra uğrayorlardı. Araya tavsit için yine başka heye nasıl tahammül edeceğiz. Mürebbiye — Yok.. Çok ri- ca ederiz. Biz sizi buraya kav: gaya değil sulh için davet et- tik, Sakıp Cemal — Biz sulh ada | mı değiliz.. Ebedi kavgacıyız.. Ulvi Nadir — Sulh lâfz mu medyumlar aradılar. Ruhiyat- | rat uydurma bir sözdür. Tabi- |la uğraşanlardan bu ağrep ©s- | atta hüküm süren cidaldir. Her rarm künhüne vakıf hiç birini bulamadılar. Bu şerirlerle bir | uzviyet hayatını gücü yettikle- rini nefsine kurban etmeğe de- sulh mukavelesi akdetmek için | vam ettirebilir, Ölüm hayattan İ nihayet mürebbiy luğundan imdat ummak ıztıra- İrmda kaldılar. İ © Bir gece bu azliları devet için aile âzasından malöm kim selöği masa başına toplandılar. Biribirinin kati | nin medyum | efdaldir. Mürebbiye — Vahşi sözler. Ulvi Nadir — Muahezenizi halika yapımız. Biz onun emri- le ölüp diriliyoruz.. Biz öldük; | şimdi öldürüyoruz. Biz asıl ka- hakkın tahrikile katle duruyo- | müddet | Fakat biz | yordum. | —4— — Doğrudan ayrılma — | — Baba nasihatı — İ Bu seferde avdet tramva- İ yından indikten sonra, yalan | dudağımda hazır, eve vardım. Zile bastım. Bir karyola gıcır- tısı.. Uykusundan uyanan bir insanın nâhoş mırıltıları, iç çe- kişleri.. Merdivende terlik şa- | pırtısı.. Kilidin içinde dönen a- | nahtarın sesi.. Sonrada karı- mın çıkışması.. | — Bu sasfe kadar nereler | de idin? İ| — Raciye rast | rarla evine devet etti. Yemek yedirdi. Sonra şöyle biraz dert leştik. Öteden beriden konuş- tuk, Bu zamana kadar nerede | idin? | İşte söyledim ya.. Raci | ile beraberdik. On dakika evvel İ ayrıldık. l Kaçtan beri beraberdiniz? İ — Saat altıdan beri, | Senigidi yalancı, utan- | maz. arlanmaz, yüzsüz. surat sız mendebur, senigidi ayaz. kalmış hindiba suratlı may. mun azmanı.. Sen bana yalan söyleyorsun ha! Raci gelip se- ni burada aradı. Hattâ birde mektup bıraktı, Bak işte masa nın üstünde duruyor. | — Fakat karıcığım... — Nerede idin? İ Bizim kavgamızı duyan ko- İ nukomşulardan bir Rus ailesi İ var. Onlar pencereye gelip yük İ sek sesle bir şeyler konuştular. | Arka tarafta bir ermeni ailesi oturuyor. Onlar da seyrederlerken; yüksek sesle ermenice konuştular.” Karım türkçe bağırırken, ben de kü- fürleri pek duyulmasın diye keyifli kafamla: We hav nö Bananes Today, Diye İngilizce bir şarkı tut turdum, Saat ikide beynelmi- lel konser bitmişti. biz de bü tün namuslu adamlar gibi mı sıl mışıl uyuyorduk. Karıc. ğım, işte bir şeyler oldu diy: | af dileyip doğrudan ayrılma- saydım keşke... | İş ve İşçi Milliyet bu sütanda iş ve işçi istiyenlere tavassut ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektup- la İş büromuza müracaat et- melidirler. İşçi istiyenler 2 marangoz ustası, 8 marangoz çırağı 2 mozayik ustası | işçilere ihtiyacı vardır. Arzu eden ler Şişlide son tramvay istasyonu karşısında 336 No da | Hur; İ Ziya beyin Güzel iş fabrikasına mü. racant etsinler İki Türk tenekeci ustasına ihtiyaç vardır. Taliplerin Karaağaçta Tapa fabrikasına müracaatları Mürebbiye — İsyankâr çir- İkin lâkırdılar... | Sakıp Cemal — Bizden İ alışkın olduğunuz müraice İler mi bekliyorsunuz? Diri im- sanlar her fesadı. her fenalığı İriyakârlkla örtmekteki günah- İlarınm cezasını çekiyorlar. riler, ah menfaatinize göre İ tefsir ediyorsunuz. Ona en doğ ru hakiki manasmı vermekten korkuyorsunuz... Mürebbiye — Biz Hik dersi almak için çağırma- dık. Ahlâka, fa davet için çağırdık... Süt kuzusu o melek- İten ne istiyorsunuz? Her gece yavrucağı odanın bir tarafına fırlatıyorsunuz.. Bu masumcuk size ne yaptı? Ruh — Bizim masuma bir garazımız yoktur... Mürebbiye — Ya niçin ço- cukla top oynuyorsunuz? Ruh — Anasını babasını ta- zip için. de zinle sulh akti için her teklifi kabule hazırdırlar. Şartlarımızı söyleyiniz. geldim. İs- | kavgamız: | sizi ah. | Mürebbiye — Ana baba si- | Maarifte . | Akalliyet | | . Mekteplerinde| İ Kırkı mütecaviz mu- allimin vazife- he i 4 | sine nihayet verildi | Ecnebi ve ekalliyet İ türkçe muallimleri kadrosu mektep- | lere tebliğ © edilmiştir. Lise ve orta | kısım kadroları tamamen gelmiş olup | ilk kısım kadroları yarın bildirilecek tir. Bu sene ecnebi ve ekkaliyet mek teplerinden 40 : mütecaviz . mualli- min vazifesine nihayet © verilmiştir. Çıkarılan muallimler arasında diş İ çi, eczacı, doktor gibi mesleği ayrı olan ve ehliyetname ile hocalık eden | muallimler vardır. Yeni kadro çıka rılan muallimler arasında ademi mem İ nuniyet uyandırmıştır. Bir çok munllimler haklarını ara. | | mak maksadile vekâlete etmişlerdir. l ıkarılan imuallimlerin yerine res- mi mekteplerde hocalık eden mual- limlerden bazı kimseler ve muallim mekteplerinden bu sene mezun olan lardan bir miktar muslim tayin edil İ miştir, I Çatalcada bir Mektep açıldı C. H. fırkası İstanbul © teşkilât #eisi Cevdet Kerim Bey Çataleadan avdet etmiştir. Cevdet Kerim — Bey, Çatalcada yeni açılan Orta | mekte bin resmi İüşadında hazır bulunmuş tur C.H. fırkası mektebin © yanımda | bir de leyli talebe yurdu tesis etmiş ir. Bu yurt Çatalca irfan hayatı için büyük bir ihtiyaca cevap olmuş | tar Selçuk hatun | Mektebinde Selçuk Hatun kız san'atlar mek- tebine bu sene fazla rağbet olduğun dan üç sınıfa yeniden şubeler ilâve | edilmiştir, mektepleri Ticaret lisesi me- | zunları imtihanı tasaray Tise ile yeni ticaret lisesi mezunlı imtihan edileceklerdir. Bu imtihanlar bir hafta sürecek ve yurt bilgisi, içtimsiyat, tarih, teş | rih ve fiziyolojiden yapılacaktır. İm- tihanda muvaffak olanlar Yükset | Iktisat ve Ticaret mektebine kabul edileceklerdir. | Sain Benoit | Mezunları Saint Benoit İlsesinden bu sene mezun olanlar dün muallim mekte | dersinden imtihan | carat kımsı| binde yurt bilgi ” | edilmişlerdir. Muvaffak olanlara bise | İ ve Rifat Kamhi ve Ali Macit Kara: | diploması verilecektir Muallim mektebi | müdürü çekildi. | Yüksek muallim mektebi müdü- | rü Hümit Bey, kesreti meşguliyetin den dolayı vazifesinden istifa etmiş- | tir. Yerine henüz kimin tayin edile- | ceği malüm değildir Niçin toplanılıyor İstanbul Erkek Muallim Mek- tebi Müdürlüğünden dün şu mek tubu aldık: “Muteber gazetenizin bugünkü (22/9 932) nüshasmın üçüncü sahifesinin üçüncü sütu- munda - ders tevzi - başlığı - ile) (Erkek Muallim mektebinde bu- İ süretile BUGUN GÖRECEĞİNİZ FİLM ALEMDAR SİNEMASI Dı Dünden itibaren iraesine başlanan SESSUE HAYAKAVA ve ANNA MAX WONG'un temsili EJDER İN KIZI muazzam ve muhteşem sesli ve sözlü filmidir. Bu filme Tpekfilm stüdyosu tarafından Türkçe mükölemeler ilâve edilmiştir. Ayrıca: gülünçlü kamik ve varyete numeroları, Gündüz: 2, 4, Bugün Rollerini pek mahirane bir surette oynayan JENNY JUGO ve THEO SHALL'i ISEVGİLİ 4DELİKANLI filminde görmek üzre MAJİK Sinemasına gidiniz. İlâveten: K. O. dünya h tenzil edilmişti Ko- vadisleri RAMON NOVARRO Fransızca uşacak ve şarkı söyleyecektir İLÂN Omniom Şark Sinai Anonim Şirketinden: Hisse senedatına 9 numaralı ku pon mukabilinde 17,80 kuruş verile- ceği ve işbu mebaliğin 1 Teşriniev vel 1982 tarihinden itibaren Galata İ da Banka Komerçiyale İtalyana gi- şelerinden tesviye olunacağı ilân o lunur Meclisi İdare Istanbul, 15 Eylül 1932 Istanbul 7 inci icra memurlağun. dan: Bir borçtan dolayı mahcuz paraya çevrilmesi mukarrer tehmi- nen 200 lira kı etinde sandık kereste 25-9-932 pazar günü sant 9 dan itibaren tahta kalada 17 No. lu da açık arttırma taliplerin mezkürde mahallinde hazır buluna. ve marangoz fab satılacağından İ cak memurune müracaatları ilân 0- Tunar. Sultan Ahmet İkinci Sulh Hukük Mahkemesinden: Ester hanım ve Ma dam Heryanti ve Hanri Delmediko kaş bey ve Hanri Fuks ve Davit Şil ton ve Moşe Kamhi efendiler şayian mutasarrıf oldukları mukad Avram vasisi dozef ve Defterdarlığın doma İbrahim Paşayi atik elyevm Tahtakale mahallesinde Fincancılar yokuşunda eski 14,14 mükerrer ve yeni 33-63, 63-2, 63-3, 17 numaralar ile murakkam ve Riza Paşa arsı samile maruf arsanın Tahtakale cad desinde bir methali havi olup deru- nunda müteaddit barakalar mevcut olduğu ve krokisi veçhile olduğu ve sairesi hali bul aksamı n mezkür | 6, Gece 9,30 da Mamma IDON JOSE | MOJİCA'nın Son aşkım isimli büyük filmini muvaffakiyeti | göstermektedir. Bu film herkese şu) | karı söyletmektedir: Kadım: Mağrur ve ateşli Erkek: Kanı kaynıyan kanlı, Netice: Onları ayırabilmek için hiç bir mania mevcut değildir | ilâveten: Sihirli Halı ile İSTA | BUL'dan BAĞDAT'a. İ dan filme alınmış bir seyahat, | Hususi mektepler için muallim Muallime bir deli Fox tar ihtiyacı mektepler için senelerce resinde muallimlilk türkçe ve fransızça der: ta kısımlarda muallimlik decektir. Adres: Topl apartmanında 15 No.da vantasile A. B. Güzel seslilere.. Darülbedayi müdürlüğünden 1 — Darülbedayide teşkil edil. gütme âr bey üsmlera her gün sabahlar İ dan on ikiye kadar müracaatla kaydolmalar 2 — Talebe derslerin: bır. Geçen sene devam e cek koro heye isteyeni sesleri müsait he la bu sene yeniden İ vücutları dansa girmek isteyen müsait hanımların da, cumadan madan her gün ondan İ on ikiye kadar müracı nur, du- Tstanbul dördüncü icra m ğundan; Istanbul limon iskele, kağında 80 No. lu dükkün hisseda. rından olup Pangaltıda Altın bak kalda 77 No İm apartımanda mükim iken elyevm ikametkâhı meçhul o İlan Tanaş veledi. İstiradiyati efen diye: Temliken Kirayako Teberik o lu efendiye birinci derecede ipo! olan İstanbul limon iski da 80 No. lu dükkünur gün Orta kısım muallimleri top- | arsa otuz gün müddetle müzayede: | tarihine müsadif lanarak aralarında ders tevzintı için görüşeceklerdir) diye derco- | lunan fıkranın, tedrisata 17 eylül | İ cumartesi gününden beri başlan- masi ve ders tevziatımın daha ev- velce takarrur ettirilmesi ve bu- | gün için vuku bulacağı gazeteler- | le ilân olunan toplantının mektep İ talimatnamesinin icap ettirdiği | İ mevadı görüşmeğe ait bulunduğu | İ tavzihen arzolunur efendi l Mürebbiye —Bu ebedi ci- dalin sonu neye varacak? Ruh — Dünya hayatında her dert, her müşkül ölümle ni hayet bulur... Mürebbiye — Görünmez du İ daklarınızda daima bu meş'um İsöz dolaşıyör.. Ölüm. ölüm. ö- | Tüm. Ruh — Evet ölüm ulvi ke- | N İ ruh — Biz öldük. Mürebbiye — Ne demek is- teyorsunuz zalimler?.. Ruh —Biz sevgili kadın uğ runa biribirimizin katili olduk.. Mürebbiye — Kabahat si- İzin... Diğer ruh — Uğruna kanı- | mızı döktüğümüz kadın şimdi İbir genç erkekle yaşayor.. | Mürebbiye — Yaşayor ne İ demek? Meşru bir karı kocalık | | hayatı sürüyorlar. Taarruzları- | İnızden masun kalsalar çok İ mes'ut olacaklar. lerini çekemeğiz.... | Mürebbiye — Maksadınız nedir? Açık söyleyiniz... İ zev İ ye vazedilmiş ve 1 teşrinisani 1962 salı günü sast on beşte ihalesi m karrer bulunmuş olduğundan talip olanların mezlcür arsanm aymeti muhammenesi olan (40.000) karkbin liranın yüzde onu nisbetinde pey ak çesini müstashiben İstanbul Sultan Ahmet İkinci Sulh Hukuk mahkeme sine müracaat etmeleri ilân olunur — Ne suretle? — Bu güzel kadını kendi &- lemimize çekmek suretile çocu ğu hayata terkediyoruz. Bab; smın hesalımı sonra göteceğ Masa başındakilerin yüzleri hep birden büyük bir dehşet helecanile sarardı. Ve tıkırtı kesildi.. Sude id İsa'dan sonra göke uçan ölü İki şeririn arasında ebedi bir rekabet vesilesi teşkil eden güzel Şehametin hayatına kı- yılarak zevcinden, yavrusun- dan ayırtılacağı çok hain bir intikam hissinin şiddetile ha- ber veriliyor..... Çoçuk hayat- ta bırakılıyor. Hesabına bakı- lacağı söylenen babanın her hangi bir sebeple olduğu bili- nemez ölümü tecil ediliyordu. Aileyi ağır bir matem hava- sardı. Herkes yaşlı gözlerle | biribirinden bir ümit sözü bek- | Ruh — Biz onların sandet- | leşerek dertleşiyorlardı. Bu ne | gelen felâketti. Vukuunu men için yapılacak şeyi kimse bilmiyor. ! kimse her hangi bir kararı ve- 9 ile 12 arasında m İ ve taktiri kaymet mua cağından mahalline kanuni bulundu zumuna dair olan ihbarnsı iflis kanı mücibince bir vekili nunun 69 931-941 dosya numarasiyle tarafınıza ilânen numaralı İcra w uncu mad: etbliğ olunur. İ gibi bu matemzedelerin arasın- da dolaşıyor her birini avut- İ mak için münasip sözler araya- İrak; — Bu ne olduğu bellisiz ke- hanet önünde bu derece ye'se İ kapılmakta mana yoktur.. Si- zi ruhlar öldürmeyecek siz ken- di kendinizi telkinle korkudan öleceksini Orhan karısının huzurunda İ ümitsiz ve dehşetlenmiş görün İ memeye uğraşıyor göz yaşla- Dayısı bir gün onu tek başı aa bir odada mendilini ıslatır- ken gördü ve serzenişle yüzüne bağırdı: — Koca bebek., Sana ağla- ma yaraşmıyor... Orhan cevaben inledi İ — Bu felâkete uğramadan gayrı yapılacak şey var mı? Talât Bey inatla: | —var.. İ Nedir?. Böyle masa tehditlere İ vermemek... Bu müthiş tehlikeyi hâlâ imansızlıkla mı karşılayalım? bacağından ehemmiyet ki ruh adeta | til de; | Ruh — Sulh adamı olmadı. | — Çok kıskandığımız ğumızı kaç defa anlatalım. İceyi zevcinden ayıracağız.. remiyor... | ölürüz. Alçaklar bu sıfatı ka. | şiddetli bir bora gibi salonun | vasıtayız. Tale Böke ia "

Bu sayıdan diğer sayfalar: