28 Şubat 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Şubat 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet 28 ŞUBAT 1933 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: Tet. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye işin — Hariç için LK 3 aylğı 4 — e 7s e eğ —— m... Gelen evrak geri verilmez. — Müd- deti geçen nüshalar 10 kuruştur, Ga #ete ve matbaaya ait işler için mü- diriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilnların mes'uliyetini kabul etmez. Me BUGÜNKÜ HAV A Yeyilköy askeri rasat merkezin. den verilen habere göre bugün hava bulutlu olacak ve rüzgâr karayelden erecektir. iğ) 272-933 tarihinde hava tazyiki 769 milimetre, on fazla sıcaklık 9, en 42 3 santigrat kaydedilmiştir. li A ELEK” Vergi verenlerve Vermiyenler... Vali Bf.nin huzurunda Bu ikinci oluyor, yeni belediye vergileri münasebetile Belediye reisi Muhittin Beyefendinin hitap- larına ve alâkalarına mazhar olu- yoruz. Belediye (vergileri (hakkında bundan evvelki ve o- kuyucularm bize gönderdikleri e- saslı karşı vali ve be- ledi$e reisi beyefendi “bunları takbih ederim” işti, Buna cevap verdim. Vergi nisbetleri ve | mahiyetlerini Bu arada Burhan Cahit Bey ar. kadaşımız da gene (Milliyet) te İstanbullularm hayata ait her ha- meş riyatımız da muhterem belediye reisimizi alâkadar ettiğini görü- yoruz, Muhittin Beyefendi bu son yazılarımıza (Akşam) m dünkü müshu ye a reyi veriyorlar: Bir il ii u yenler veya nuşuyor. iyi asla sa vergi; verme; ler, başkaları tarafından bila vergilerden istifade ile iktifa eden lerdir.” ” Gene acı acı şikâyet ederim ki; bu cevap bizi ve umumi efkârı ile na etmekten ziyade asılsız bir ta- rizden ibarettir. Bizde öteden be- ri hangi bahse karışsanız size ve. rilecek başlıca cevap şudur; — Sen onu anlamazsın! Vâkra belediye işlerimiz, dey- me ulemanm anlayabileceği basit şekilden çoktan çıkmıştır. Amma | Milliyet'in edebi roj MAKE Aşk, Kâzım Nami Beyin ie ve bir kulağından giriyor öbür kula- önden çikayordu. Kolağası bunu anlamakta iz — Neye somurtkan duruyor- sun öyle? — diye sordu — Doğru değil mi söylediğim sözler?. — Doğru söylüyorsun. . Doğru söylüyorsun kolağasım ama. . be- nim konuşacak vaktim yok. — Neye? — Şimdi paşadan emir aldım; intel hareket edeceğim de on- — Ne tarafa? — Ergeriye yollanıyorümi. — Tuhaf şey.. Mühim bir va- zife mi? — Zannederim. . Oku şunu. Yaver önündeki yığından seç- tiği büyücek bir kâğıdı uzattı. Ce- mal Bey her saniye bir parça da- ha yükselen bir hayretle şu satır- ları okudu: — “Muallim Bayram o Fehmi Efendinin (1) biraderi Cercis na- mında biri Ergeriden dağa çıkmış | miyecek bir şey yoktur ve beledi- İ | yeye - şüphesiz | kendinin ne gil şu projesini gördüğümüz yeni gilerde de anlaşılmayacak ve | yenin bugünkü ilmi varlığı bizim gibi cahillerin bile meçhulü olamı- | yacak kadar azdır. Binaenaleyh bu söz eğer benim ile Burhan Ca- hit arkadaşımıza ise bunu bir ce- vaptan ziyade yerinde olmıyan bir tariz telâkki ederek ehemmi- yet atfetmem. Lâkin hatırlatırım ki; bizi teç- hil etmekten ziyade tenvir etmek bir belediye reisine daha ziyade yakışabilir bir harekettir. Muhte- rem ediye reisimizin “Dikkat ettim. Vergiden şikâyet edenler asla vergi vermeyenler ve başkala ği vergiden şikâyet e- denlerdir” sözüne gelince bunu, Muhittin Beyefendinin söylediği. ne bile inanamıyacak kadar nâbe- ca bulduğum için bilhassa (Ak- far) gazetesinden sordum ve bu | | sözlerin söylendiğine kani olduk- tan sonra büyük bir teessürle şu satırları yazdım: Bu meseleyi imzasile tenkit e- den Burhan Cahit Beyle, benim. Ben İstanbulda 75 senedir ev bark sahibi ve binaenaleyh hükümet ve Belediye hazinelerine 78 senedir | bilâ fasıla vergi vermiş bir aileye mensubum. Binaenaleyh burada rakam yazmıya lüzum görmeden iddia ederim ki; belediye ve mali vali ve belediye fazla vergi veri- Beye gelince; | mal ve mülkü ol duğunu bilmiyorum amma, bir o- tomobili olduğunu bildiğim için onun da belediyeye senede 130 Hi ra verdiğini yazabilirim. Şu halde biz vergi vermeyenlerden olmadı ğımız gibi başkasının verdiği ver gilerden istifade edenlerden de değiliz. Çünkü belediyeden her ne namla olursa olsun para pul al mMAYIZ... Kaldı ki; bir ba.-'iye vergisini münakaşa etmek için eğer vergi vermek şart olsaydı, şehir meclisi azalarmı mal ve mülk sahibi olan- lardan intihap ederlerdi. Halbuki iş böyle değildir. Muhterem mecli sin bir kasım azası doğrudan doğ ruya belediyeye vergi vermezler. Belediye erkân da verenleri ve vermiyenleri vardır. O halde bu iddin da maalesef yerinde değil dir. Cevabım sakatlıklarından üçün- cü bir nokta da şudur: Vergileri vermeyenler değil, ve renler onlar nisbetinden, tarzı ci bayetinden veya esasmdan şikâ- yet ederler. Vermeyenler ise emsa İini gördüğümüz gibi göğüslerini gere gere: o - — Biz bu vergileri seve seve ve receğiz... derler. Vergi verenlerle e vermeyenleri böylece muhterem belediye reisimi reisimizden dal rim. Burhan zin huzurunda ve kendilerile bir. | likte tetkikten sonra bu yazıma u- fak bir şey ilâve edeceğim. Muhittin Beyefendi yeni vergile rin tesisinde başlıca sebep olarak İstanbulun imarı lüzumunu ileri sürmektedi Bundan müddet evvel Bul- gar Başvekili Muşanof Razgrad'. da bir nutuk irat etmişti. Bu nut. kun İstanbula kadar gelen metnin de Bulgar hükümet adamı hülâsa | luk misakları vardır. Bunları bizzat ben MİLLİYET SALı;, Journal de Paris gazetesi muhabiri | sfatile Balkanlar vaziyetini tetkike me» mur edilmiş olan M. Me Helsey M. Venizelos'a : müracaat! 'unanis- tan siyaseti hariciyesinde son senelerde husule gelen cezri değişiklikler hakkın. da izahat istemiştir. Mümsileyh M. Venizelosla mülâka tanı İzah ederken yaptığı mukaddemede evvelce tanıdığı Yunanistan'ın e - Bulgaristan - Türkiyeden mürekkep büyük düşmanı olduğunu, fakat bugün, Serez, Drama ve Kavala'da halâ gözü olduğunu Bildiği yalım komşusu Bul garlarla olan muhteriz ve müçtenip bir münasebet idame etmekte olmasma mu- kabil, evveldenberi Sırp dostu olan bu memleketin İtalyan ve Türk dostluğu bulunduğunu yazmaktadır. N Mr. Helsey Mr. Venizelos'in olan mülâkatınr şöyle anlatmaktadır: / Ne kendir değişmiş! Fakat vücut i- tibarile değil, kendi yaşma nazaran ha» rikulâde genç buldum. e Parlak balaşlı, çevik hareketli, berrak sesli ve fevkalâ- de cevval zekâlı. Yalnız fikirleri evvel. kilerinin ayni değil. M. Venizelos'a mak sadıroz kosaca izah ettim. Mütebessima. | ne beni dinledi. Mahaza sonuna kadar dinlemek lüzumunu da görmedi. Bu ka dar çabuk anlayış kabiliyeti olan adam hiç görmedim. Bu sefer o söze başladı: — Balkanlarda yalırnda bir harp mı? ım İnanmam, İnanamam. Daha m var: Böyle bir şeye İnanmıyorum. na dair hususi bir malümatım yoksa da vaziyeti biliyorum. Meselâ Belgrad'ım sulh istediğinden kimse şüphe edemez. İtalyaya gelince, gizli düşünceleri ne olursa olsun, bun- İarı sulh yollarile temin etmek tasav- vurunda olduğuna (o mutmainim. Mir, Moussolini bana bu hususta müteaddit | defalar teminat vermiştir. Müşarünileyh bu hususta bana mükemmel deliller de gösterdi. Adriyatik © mmtakas a | sında bazı tarhihat yapılmasını arzu et. mesi indür, arzu (ettiği sarihtir. Fakat zamanımızda talep edilen şeyi el. de etmek için mitralyözlerden daha eyi vasıtalar vardır. İtalyan nüfusunun faz la miktarda artması bu memleketi ge. nişlemeğe sevketmektedir.Gözlerini bil hasın Arnavutluğu iştir. “ Bu sr. rada Me. Venizelos'un çehresi daha cid- di bir ifade aldı” fakat harp... Bu ih. #mali ancak top seslerini işittiğim za. man kabul edeceğim... — Eğer top seslerini işitirseniz. Baş vekil Cenapları? — Yunanistanda fikirler bu hususta müttehit olduğu için size cevap verebi. Birim. Yunanistan'ın ber iki tarafla dört müzakere ettim. Vaktile Belgrad'la ol- du gibi, Roma ile de açık konuşarak ân aştım. Biz sulh istiyoruz, eğer uzlaştır- ma İçin gayret sarfı icap ederse | nüfu- zumuz nisbetinde ve gücümüzün yetti- ği kadar buna çalışınız. Fakat eğer be- nim kuvvetli ümitlerim boşa çıkarsa da bu, havsalamın kabul etmediği şey, vu- kua emin olunuz ki Yunanistan, gelirse, her iki tarafın da eyiliği için ihtilâf tahdit ve en seri bir surette halletmek ten başka bir düşünceye sahip olmamak şartile, bitaraf kalacaktır. temiz caddelerde gezmek ve şık Dn yaşamak isteriz. Lâkin unu bü buhran samahlarında yap mıyacağız. Şimdi yalnız ruzmer- re işlerimizle uğraşacağız ve halkı bu sıkıntı zamanlarında daha faz- la tazyik etmeyip bunu ileride ge- ten diyor ki: “Hepimiz memleketimizi imar ONYA Kin, Politika ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif Seemamamasaaemesieeiee ve arkasına taktığı müsellâh bir > ein Pürmedi havali- sinde dolaşarak ahaliyi hükümet sline. tahrike e z Muhtelif hafi cemiyetlere men. sup Bulgar komitelerile. Sırp eş kiyasmın had dereceye gelen faa, liyetleri sırasında, bir taraftan da Arnavut çetesinin zuhuru bil. hassa Arnavutlarla meskün olan vilâyetlerde asayişi içinden çıkıl. maz bir vaziyete sokacağı için umumi müfettişlik bu meseleyi henüz çıban başı halinde iken izaleye karar vermiştir.” “Üsküp, Manastır ve Selânik takip kumandanlıkları vak'ayı haber alır almaz mıntakaları da- hilinde derhal faaliyete başlamış- larsa da umumi müfetti hâdi- seyi bir defa da siyasi tarikle hal- letmek çaresini makul bulmuş ve hafi vazife ile arnavutcaya ve mahalli âdetlerine vâkıf bir zabi- tin Pürmedi havalisine izamını kararlaştırmıştır. Selânikteki hu- susi kuvvetler kumandanı Ferit nişlik zamanlarına talik edece- Dostuz, dost kalacağız M. Venizelos bizden bahsederken bir gazeteciye böyle söyleyor | deribeka eylemiştir. Cenazesi bugünkü ŞUBAT 1933 hususta faideli yardanlarını hesaba ka- İ tabiliriz. İstanbul'a karşı mücadeleleri idare 6- | den birinin ağzından bu. yeni Türk- Yunan ssmimiyetinin hatırlatılması ba- na gayri iradi bir hareket yaptırdı mı bilmem? Çünkü (Mr. Venizelos derhal sesini irdi. Yüzüme dikkatle baka rak ciddi bir sesle şunları söyledi: — Bunun aklınızda eyi tutunuz. Vak tile biz büyük bulyalar peşinde koştuk. Bu artık bitti, temamen bitti. Biz, bizim için ağır hükümleri havi olan Lausan- ne muahedesini yalnız Oimza etmekle Idamadık. Onu dudaklarımızla ve kalbi- mizle de kabul ettik. Bütün bu hulyalar maziye karıştı. Bunların üzerine biz ar- tik haç diktik. Yenilenler yenildiklerini kendiliklerinden kabul etmedikçe devam Ir bir sulh dünyada hiç Bir zaman olamı yacaktır. Bizler temamen, samimi ola. rak, kati surette eyildik. Bir gün ev- velki düşmanlarımız!a yalnız bir sulh muahedesi imzalamadık. Onlarla barış tik da, Buna daima sadık kalacağız. Mağlubiyeti kabul etmek, ne büyük ders | Fakat, heyhat bunu anlıyabilecek kaç millet var? Bu saf sulh arzusunda herkes müttefik mi? Bu arzu umumi mi? Hiç olmazım eskisinden biraz daha fazla mı? — Hele bir de Sofyaya gidip görelim. Açık teşekkür Pariste iki sone evvel peyda eyle- diğim pek fona bir ekzema hastalığın dan dolayı bütün profesörlere caat ettiğim halde bir fayda göremi yerek İstanbula avdetimde Fakültede bulunan Emrazı cildiye £ ve efrenciye | müderrisi Doktor Hasan Reşat Beyin | sayesinde tedavi olundum. Gerek mu- maileyh doktor Reşat Beye ve gerek sinesine alan folrülte mücssesei Oin- saniyesine teşekküratımı takdim eyle- rim, | Emil Rosano TEŞEKKÜR | Jan, Andre ve Pol Hasun efendileri tekmil akraba ve taallükatı JAK HASUN EFENDİNİN vefatından mütevellit teessürlerine hüt- fen iştirak etmiş olan zevata teşekkür. | lerini arz ederler. İ İrtihal Ankarada Anadolu Maarif kütüp- hanesi sahibi ve Gamabknle mab'unu Ziya Gevher miştesi Ahmet Edip Bey evedki gece mim sif bir kaza neticesinde | vefat etmiştir. Maarif © hayatımızda tam kare beş sene hizmet eden mu- maileyh fazilet ve liyakatile kendini herkese sevdirmişti. Bu itibarla vefa & bütün tanıyanlar arasında derin bir tessür uyandırmıştır. Cenazesi bu, gün öğleden sonra Teşvikiye camiin” den kaldırılarak medfoni mahsasına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyle ye. IRTİHAL Mülkiye mektebi Mecelle Muallimi ve Meclisi İdare evkaf reisi merbum Atıf | Beyin zevcesi Sabik Şurayı devlet aza- | sından Kemaj Atıf, Sabık Mülkiye Kay» | makamlarından Cemal Atif ve Mülkiye Mektebi, Harp o Akademisi ve Robert Kolleç muallimlerinden Hazım Atıf Bey lerin Valideleri Feriha Hanım irtihali #alı günü sabah saat 11 de Lâlelide Ha- | rikzedeğân apartımanlarının. üçüncü daj- re (11) numaradan kaldırılarak cenaze namazı Aksaray Valde camiinde kılını diz” Paşa Heirdlrimsii” la mü- fettişliğe gelen malümata naza- ! maiyeti o devletinizde bulundu- ğu anlaşıldığından Üçüncü Ordu müşür! yaveri Kâzım Nami | Beyin sür'atle Marastırda Hadi Paşa hazretleri nezdine izamma müsaade buyurulması müsterham dır.” — Vay canma! Arnavutlar da baş kaldırmağa başladılar dese- ne. — Bundan anlaşılan ©.. — Eb.. Ne yapacaksın şimdi?. — Fesimi başıma © geçirece- im, kılıcımı belime takacağım ve... Cemal Bey yaverin sözünü kes- medim amma.. Zanı PR bir haleyola koyabilece- im. Kâzım Nami evrakı avü mış, maruken bir çantaya ek la meşguldü. — Bilirsin ki.. — diye devam etti— Ben yaver olmazdan vel Tiran redif taburunda zabit- tim. z — Evet, ran matlup evsafı baiz bir zabitin | — Ha. Henüz bir karar ver. | nederim ki bu | İ çıkardı: rak Merkez efendi'de defnedile. İ ettiği zaman bizim silâh altına almışlar ve buraya göndermişlerdi. Tiranda iken navutların ileri gelenlerile, fa. raza “Toptani” lerle temas edi. | yordum. Ö zaman Cercis'in adın. dan bahsedildiğini hatırlar gibi oluyorum. Bu biraz okur bir i | kendisine Âdem Beyi: rm et- re e Beyin yardım et. — Bu Âdem Bey de kim?. — Torba sakallı bir Arnavut mütegallibesi. & Oralarda prens | gibi hü süren bir adam. Bu | İ Adem Beyi de Tiranda görmüş- tüm. Velhasıl aşağı yukarı tah- min ediyorum ki bir şeyler yapa- bileceğim. Ve ayağa kalkarak arkadaşı. na elini uzattı: — Şimdilik Allaha ismarladık. Güle güle. — Ha az kalsm unutacaktım. Acele acele çantasını açtı. Etrafa şöyle bir göz kulak olduk- tan sonra çantadan iki üç gazete al. Oku. Yalnız kimseye vereyim deme.. — Neden? — Gücenme.. İyisin hoşsun am- ———————— İla ve onbeş şilri havi olarak Şafak kü taburu da | ma adam seçmekteki maharet- Sinir ierafer e İSTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi temsilleri İstanbul Sehir Tiyatrosu Bugün suvare snat 21,30 HİLE ve SEVGİ İM un Tercüme eden: IN mele Haile 5 perde Mua'lim ve talebe gecesi Mart ayı zarfında Pazartesi günleri de temsil vardır. pe Yeni neşriyat ———— Kalbimin suçu Kıymetli edip ve güzide romancıları. mızdan Mahmut Yesari Beyin yeni bir eseri kitap halinde neşredildi.. Bu eser “ Kalbimin suçu” isimli romandır, Mah. | mut Yeserinin en muvaffak eserlerinden birisi olan bu yeni romanı karilerimi- ze İevsiye ederiz. Tevzi merkezi Suhu- let kitaphanesidir. Çanakkale izleri İbrahim Alâeddin Beyin o Çanakkale izleri isimli şiir mecmuası nefis bir sz- rette Suhulet kitapbanesi (tarafından neşrolunmuştur, Karilerimize tavsiye e derib, Bir yıldız aktı İ i ğ Jsmet Hüsnü | Genç şairlerimizden Beyin bu namdaki eseri nefis bir kapak» tüpamesi tarafından & meşrolunmuştur. Adliye encilmeni azalarından Kayse- ri meb'usu Salt Azmi ve Tokat meb'u- su Nazım İzzet Beylerin “ Yeni icra ve iflâs kanunu esasları ve şerhi” ismi al. tonda müştereken yazdıkları kitap meşre İktisadi, imali ve ailevi muamelelerde hakkımı aradığı ve koruduğu â çin bu kanımun hemen herkesi alâkadar ettiğine şüphe yoktur. Yeni kanunun daha iyi anlaşılması i- çin prensiplerini bulâaa ve izah etmek faydalı bir şey olacaktı. Prensipler iyice anlaşıldıktan sonra, kanunun anlaşılma- sı bittabi kolaylaşacaktı, Bu itibarla neş | redilen bu eser maddeleri şerhetmek su retile kanunu prensipleri dahilinde izah “imei Adli ve hukuki kütüphanemizin bü yük bir boşluğunu dolduran — bu'eseri Yalniz hukukcularımız Tavsiye ederiz. İcra ve iflâs kanunu | bütün vatandaşlar | | İttihad , Acentası Tel Masifal vamek Aalaydlik eter, eğer daki ve du Berşemke akyami Zed GLORY SERBES RULAR'E görünüz derse, iyi sandal İlanaz. Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyıeriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir &İ Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında n bulunmayan (şehirlerde acenta aranmaktadır. 3 Beyoğlu : 4887 TERLEME ga ği mk Gençler, Mektep- liler, Kadınlar İhtiyarlar ve bütün İstanbullular Günlerden beri iş- tiyak ve hasretle beklediğimiz huzur ve neş'e günümüz. Yarın saat gece 9,30 te başlıyor. KarımBeni Aldatırsa Hayretlerle alkışladığımız bü- tün dünyanın beğendiği Türk eseri ALEMDAR ve Kadıköy Hale Sinemalarında ayni zamanda Ege gecesi Darülfünun ve yüksek © metkeplerde | tahsilde bulunan Ege mmtakası gençleri 2 Mart perşembe akşamı Park otelde E ge gecemi namile bir eğlence tertip et- meyi kararlaştırnışlardır. Çok zevkli ve neş'eli geçeceği şimdiden £ tahmin olu- nan bu eğlence gecesinde yerli mahsülü tan memleket dahilinde vevacımı termin i çin davetlilere nefis incir, üzüm ve şer- bet ikram olunacak ve Eğe havalisinin zarif halıları teşhir edilecektir. Ayrıca gençler tarafından milli şarkılar söyle necek ve meşhur Zeybek oyunları oyna- le geçecek olan bu müsamereye şebri- mizde bulunan Ege meb'usları ve büyük ler de iştirak edeceletir. ZAYİ — Üsküdar Askerlik şubesinden almış olduğum askeri vesikamı zayi et- tim. Yenisini alacağımdan zayiin hüle- ı Milli 12 liğin bence malümdur. Allaha ısmarladık. Yaver seri adımlarla odadan çikti. Şimdi pencerelerden giren #i- ya hortumları istikametlerini de- Ziştirmişlerdi. Civar minarelerde öğle ezanları okunuyordu. Cemal Bey kılıcmı taktı, Bıyıklarını bu- rarak, kendi kendine homurdana- rak elini kapının tokmağına at tu Karşılaşma Pirnar kümesinin biribirine sarmaşmış ince dalları arasından mor menevişli çelik bir namlu u. zandı. gr Çiftlesen yüz bin arı.gibi biri. birine girmiş, yusyumak olmuş, kenarları, dikenli, sert ve yeşil yapraklar, hışırdayarak ayrıldı. lar. Menevişli çelikten namlu, meç- hul bir düşmanm izini araştır yormuş gibi bir an sola döndü, bir an sağa meyletti. Sonra, tıpkı av kokusu arayan cins bir ta- zı gibi burnunu havaya dikti, Durdu. Ovaya dağın gölgesi sinmişti. Şimdi, dallı budaklı yaban ağaç- ki kulağını yere da; sivri kü” lâhlı bir devdi. ub Namlunun ardından bir el w zandı. Yassı ve koca - tırnaklı bir el.. Daha sonra bu elle, o namlur nun açtığı delikte az sakallı bir kafa belirdi. Kafa, bir an sağa döndü. A- teşten iki göz bir an sola meyle- der gibi oldular. Sonra, çifte top" lu bir diritnot tarentini andıran bu kafanın ateşten iki gözü, nam lunun istikametinde havayı ker” teriz etti. Dağı saran derin süküt içinde bir ses; — Ne in var. — diye söylem di — Ne cin! Dağ da bizim bağ da.. Yananla yanılmaz kaçmanıf yoluna bakmalı. Bu ses, kaçakçı Alinin sesiY” di. Derinden davar sesleri gelk yordu. İçine ot bir id çan kim bilir, hangi dalda Yaf rak koklayan çapkm keçilerin 69 (Devamı var) mana N (1) Bayram Fehmi Bey — Bi lâhare Selânik Sultanisi Müdürü ve milli inkılâp senelerinde Ka“ seri ve Afyon Mutasarrıfı olmuf larile damalanan ovada dağ san- ta, mm

Bu sayıdan diğer sayfalar: