19 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

19 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GÜNEŞ. ALTINDA “Orada çiçekler hiç ara ver ışıklar daima parlar. Orası meden biribiri ardınca açar; orada şarktır: Güneş üli si Fayda'lar.. Tehlike'ler Yeni çıktığı zaman güneş ban- Yosü ancak bazı hastalara yapılır- dı. Hekimlerin gözü önünde ya- pılan bu banyolardan iyilik görü- lüyordu. Çünkü küçük bir tedbir- meydan verilmiyordu. imdi hiç lüzumu olmadığı hal- de herkes güneş banyosu yapıyor; plâjlara giderken kimseye sormu- yor. Vücudunu açık havaya, güne- şe cermek, derisinin Hayti ve Do- minik habeşleri gibi karardığını görmek keyfi her tehlikeyi göze aldırıyor. En iptidai küçük tedbirler ya- pılırsa bu tehlikeler azalır. Bu ted- birler şunlardır: İlk önce 25 daki- kadan ziyade güneş altında kalma- ML yalnız bir tarafın ko- lunu, bacağını güneşe göstermek; Baş örtülü bulunmak; Derinin taamülüne bakarak kes- tane rengi almcıya Kadr v8 yövaş yavaş kararıncıya kadar ışık ban- yosu müddetini arttırmak; 2000 metreden ötelerde Ultra - viole ışıkların şiddeti artar, dokun dukları yerleri yakarlar. .» —Glimeşiltiysirlare. çile haplar. Onların gövdelerini güneşe göster- meleri kadar yolsuz bir şey olmaz. Nesine güvenecek?.. Kırmızı kan damarlarının gençlikte olduğu gi- i elâstikiyeti kalmamıştır. Güneş banyosu onlarda kan hücumlarına, bazı intanlara sebep olur. Gençlerde bile bazı ârızalar o- İuyor. Uzun uzadıya güneş banyo- su yapan bir genç kızın kalbinin | içzarı iltihaplanmış, ateşli nöbetle- re tutulmuştur. Halk musiki cemiyeti mensuplarına Halk musiki cemiyetinden : İdare Heyetimiz Umumi İleyetin fevkalâde olarak toplanmasına karar vermiş oldu “ undan Cemiyette kayıtir bilumum Aza nın 28-7-933.cuma günü saat 11 de Şeh radebaşında Latafet apartımanında C. H. F. salonuna teşrifleri. ————— NİŞAN Halil Hamit Paşa *zadelerden mçr- hum Ralf Bey kızı ve Suphi Paşa zade merhum' Simi Bey hafidesi Nesrin Ha- Bim ile Hâçı ağa oğullarınday merhüm Dr. Binbaşı Hüsnü Atıf Beyin oğlu Emcet Bey nişanlanmışlardır. Tarafey pe sândetler dileriz. (5615). Harik - Hayat Sigortalarınızı “Galstadâ (BYRON) Derideki ince kan damarları gü- neşin tesiri ile © zorlanacağından kalbi hasta olanlarla tansiyonları yüksek olanlar için buda başka bir tehlike olur. Kalbin çarpması artar, tansiyon daha ziyade yükse- lir. Tansiyonu yükselenler bunu anlıyamıyacakları için orta yaşta “m tansiyonlarmı ölçtürmeli. ler. Böbrekleri bozuk olanlar da gü- neş baiiyosundan sakusmalı. Gü- neş deriyi kurutur; terle çıkması lâzımgelen şeyler oradan çıkamaz. Çıkmak için başka yer arar; böb- reklere hücum eder. o Hasta böb- reklerin vazifesi bu suretle artmiş olur. Büsbütün yorulurlar. “ Bir vakitler akciğer veremi için Veremliler bu yüzden bir çok kor. kuriç arızalara tutulurlar : Ciğerlerine kan hücum eder, Kan tükürürler, Ateşleri artar. Güneş banyoları bez veremleri- ne, kemik veremlerine iyi gelir; ak ciğer veremine yaramıyor. Göğüs tutuklukları da böyle. Artm'ı olan lar çırçıplak güneş altında bulunur larsa hemen nöbet geliyor. Ve bu nöbetler biribiri ardınca sürüp gi- diyor. Geceleri uyuyamıyan; bir yerde | duramıyan, daima gezip dolaşmak istiyen, her şeyden canları sıkılan sinirliler güneş banyosu yaparlarsa | bu halleri daha ziyade artar. * Bir çök deri hastalıkları ve ba- husus egzema güneşe gösterilme- melidir. peyda olduğunu söyliyorlar. Dr. Rusçuklu HAKKI İşçi aranıyor TABANCA BOYACISI ARANİYOR Demir, boru ve &aç lavhalardan ya- pılmış madeni eşyaları tabanca ile ve nitro sellor boyaları işlemekte . tecrü- beli bir ustaya ihtiyaç vardır. Anka rada çalıştırılacaktır. Galatada Ferme- mecilerde Şirketi Hayriye. ittinelinde 90 nilmeroya müracaat, İş arayanlar Pransızca,Türkçe ve İrigilizce bilir tecrü beli bir matmazel çocuklara hususi dersler verir. Büyük Ada Poste Res- tante No: 1315. Melle J: B. Kaza ve Otomobil Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede abilâfasıla icrayı muamele etmekte olan NYON Kumpanyasına bir kere uğramadan Sigorta yaptırmayınız. w Telefon: Beyoğlu 4.4593 Milliyet'in edebi romanı: 33 in edebi romanı: 33 4030 silâhçı, podüsuetle bir tabancanın sapını te- mizliyordu. Dükkânmın kapısı birden bire açıldı ve içeriye otuz sekiz yaş- larında bir adam girdi. Saçı başı kar- yakarışiktı Alnından terler akıyor- a Şimdiye kadar sakin ücaretini hiç bir vakanın ihlâl etmediği M. Durbon durakladı. Gelen adama baktı: — Buyurunuz efendim, dedi, şey mi İstiyorsunuz? Öteki cebinden çıkardığı mendille alnın terlerini sildi: — Bir şey istemiyorum, dedi, el: hamdülillâh tabancaya da henüz ih- tiyacım yok. M. Durbon düşündü: — Acaba deli mi? Deli ise işimiz var. Hemen yalın biçaklarn ışıldadığı camekânı kilitledi. Gelen adam biraz kendini toplamış t. Alnımın terlerini sildikten sonra saçlarını taradı: — Affedersiniz, dedi, halin size bel Mühim bir me- bir görüşmeğe geldim. söyleyin efendim. Buyurun, — Efendim, birazdan buraya bir kadın gelecek. — Evet, son senelerde kadınlar er- keklerden fazla alışveriş ediyorlar. kadm da — Olabilir. Bu glecek sizden bir tabanca alacak. — Alabilir a. nünce, kapıyı kapatır o kapatmaz beynine bir kurşun sıkacak. — Nereden biliyorsunuz? — Bu kadın bana yapacağı söyledi ve söyledi mi de yapar, rim. — np mısınız? Br süküü Füslanı geçti. Sonra meç- hâl adam izahat verdi: « Karımın bu kararını tatbik edece- ğine eminim. Şu kadar senedir evli- yiz. Karımı severim. Fakat başka ka» dınlardan da kendimi - alamıyorum. O da buna razı olmıyor. Böyle yaşa- | maktansa, ölmek iyi, diyip duruyor. — O halde polise haber veriniz. . — Faydası olsa evet. iknaa çalıştımsa muval Dedim ya efendim, kafasına bir şey koy du mü mutlaka yapar. Onun için sizden büyük bir ricam var. Karımın bu kararma mâni olmak. - — İyi ki her şeyi söylediniz. Karı tmuyacağım. Yani bir çek müşküller — Sakın böyle ter yapmayın?. — “Naar nasıl? a. — Eğersiz'kendisine ante mazsanız, gider kendini suYa çatar, tramvayın altına atar, ne bileyiti, bir ee netice gene ayni olur. O halde ne yapayım?” — Alacağı tabancaya leyen fişek veriniz. Karım tabancayı beyni: syf vi vir rm valyeyemlaryiz yesine sıkacaksa, tabanca patlar. Ama | açan olmadığı Sai BERiDMiriEaeer | gelmez: O da o zaman ihtiharm ma- nasız şey olduğunu daha iyi anlar. ettiğimi de görmüş olursunuz. İ Meçhül müşteri dükkünm arka ta- rafına geçti. Camlı kapı yarı açık bı- rakıldı. Tam o sırada idi ki'bir kadın | dükkâna girdi: — Çeşitlerimiz çoktur madam, han- | gisinden istiyorsunuz? ! — Hangisinden olursa olsun. — Şunu beğenir misiniz? — Muvafık... Fakat dolu bir şar. | jör de koysanız. — Emredersiniz efendim. Silâhçı evvelden hazırladığı kuru i — Bir tabanca #tiyorum. | ! | pla terjürlü tabancayı Göllerde ve | sa Hikme enli ii YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — — Sarhoşum yahu! Ne © var? Vız gelir kâinat. Ben bugün mu- iyi kafese gün izin kopardım. Onun keyfi se karıyorum. Soldaki masada iki beyle dört gocuklu bir hanım. müş dördüncü çocuğunu hem em- ziriyor hem uyusun diye sallıyor. Muzika boyuna çalıyor. N var. Babaları ölmüş gibi somur- p Bir efendi garsonla ağaz dala- gına tutulmuş. Eteğini çeken hanı- ma aldırdığı yok. Petek bahçe eğlencesi bu mu? bl mele daldı. İ endi masalarında da (kimse niye Babalığı cebine bir şişe rakı koymak için dışarıya çıkmıştı. Benzigül can - sıkıntısını avul için eğlence programını okudu: Nutuk. Piramit. Alafranga güreş. İskrim müsabakası. Falan | filân. Sonra en. yik elbise ve dans | müsabakaları. Sarhoş bey tekrar şahlandı: 1 Hey! Öamen! Haniya! Ne- oyuncular. Oyuna başlıyacak- larsa başlasınlar! Yakan başlar mısın o başlıyalım mıdan tutturu- ruz ha! Garson işitmemezlikten gele- rek sıvıştı. Arka masada oturan üç gençten bir tanesi yüksek ses- le karıştı; — Burası oyuncu yeri değildir Beyfendi. Sirk de hiç değil! | Başını çevirmeden: | — Bana mı söyliyorsun? | — Evet, size söyliyorum. Bura- | da inkılâp gençlerinin bir klübü bir aile eğlencesi tertip etmiştir. — Sana ne oluyor? — Bana şu oluyor ki.. — Sen mi yaptın bu eğlenceyi? — Öyleyse sana ne? Üç şik genç iskiömlelerinde bi- raz doğruldular. Sarhoş Beyin e- şek sudan gelinciye kadar dayak yıyıp kapı dışarı atılacağını Nefi- ün dizini tuttu: — Kavga çıkacak başka yere- idelim. Bereket versin klübün reisi genç yetişti. — Çok rica oğerlk. Size yakış- tırmam Affan Cehri Bey, biraz durgun olunuz. Sarhoşun yanmdaki hanımlarla yerin dibine Bu aralık Nuri Efendi geldi. Memnundu. Yüz dirheniliği bir ce- bine, leblebiyi öbür cebine yerleş- tirmişti. Bir dakika içinde olup bi- teni karısından öğrendi. Üç genç başka bir hırıltı çıkmasın diye ma salarını değiştirdiler. » Sarhoş Bey bunu bir'şey sandı. Hasır koltuğa yaslandıkça yaslan- dı. Bacaklarını uzattıkça uzattı. Koltuklarını kabardıkça kabarttı. Bir aralık Petek gözüne ilişti: Yüksek sesle : — Vay! Dedi. Kabakçı bebesi! Sen ne şirin şeymişin. Petek aldırmadı. Nuri Efendi sus diye işmar etmişti. Süslü sar- hoş bu sefer ortaya söyledi: — Uulan! Hıyar tarlasından da böyle kadife gülleri çıkarmış be! > Nuri Efendi hemen karşılık ver- iz kadına uzattı. — İşini kapatayım mı? yim, Kadın tabancayı alır almaz, âni bir hareketle şakağına dayadı ve ateş etti: Bom.. Olduğu gibi de yere yıkıldı. , Kancaya kuru sıkı fişek koyacak'ın? Ve bir yumrukta adamcağızın yü- sünü Perşembe pazara çevirdi. Si iâbçı yüzü gözü kan içinde yers yu- verlanırken: Yetişin, katil var! diye bağ'ra- bil Gürültüye civardan ve po lisler yetiştiler. Nihayet zabıta dok- toru geldi. Yerde yatan kadmın ka- iasını yokladı, göğsünü açıp kalbini yokladı. Hiç bir kurşun yarası yoktu. Tekrar muayene etti, teşhisini koy du: — Ihtikanı demden ölmüş. Hem hiç ıztırap çekmeden.. Bir tavzih Güzel Sanatlar Birliği Resim şube- sinden : Resim şubesi 17 senedenberi Galata Saray lisesinde serği açmaktadır. Bu #ene birlik sergisi 29 Temmuz 933 açıla- caktır. Galata Saray lisesinde şimdiki resim scrğisi sanatkârlardan bir zatın musust sergisi olduğundan keyfiyet tav zih olunur, DAKTİLO ARANIYOR İİ) Sumer Bank servislerinde isti İİ dam edilmek üzre daktiloya ihtiyaç vardır. Ankaraya - gitmeleri şarttır. Lisan bilenler tercih olunacaktır. Talip olanlarm Galata'da Sumer Bank'a müracaatları. (5647) Sultan Ahmet üçüncü sulh hukuk hâ. kimliğinden : Andon Aperyis Efendinin Kosti E- fendi aleyhine (200) liranın tahsilini havi 31-5-1933 tarihli istihsal eylediği bir kıt'a giyabi ilâm mucibince gönde- rilen Başkâtip- ihbarnamesi mümailey- hin gösterilen adresi terk ile bir'semti meçhule gitmiş olduğundan tebliğ edi. lememiş ve ilânen tebliğat icrasına ka rar verilmiş olinakla Başkâtip ihbarna mesi makamına kaim olmak © Üzere ve on biş gün-müddetle ilânen » tebliğat ifa olunur. (5634) Jtlilliy: ei Asrm umdesi "MİLLİYET" ör. BUGUNKU HAVA Yepilköy askeri rasat merkezinden ve- rilen malümata Bava kısmen , bulutlu ve şimeli istikametlerden hafif rüzgârlı olarak devam edecektir. 187-1033 tariihnde hava tazyiki 760 mümkin, ei sacaklak 27, © ” da 24 k Karısı titriyordu. Benzigül par- mağmm ucu o ile Nuri Efendiyi EN ee A İK — Onu seni mi söyliyorsun kaka” van! , Nuri Efendi kımıldamadan ve i arasından: başından çı. kar da benimle öyle konuş bertl — Şimdi geldim. o Unutmuşum Suçumu inkâr etmem. Ama zatınızın da biraz insanca 0- turup konuşmanız gerektir, — Hödüklüğün yeri değil! İş hem azıştı, hem kızıştı. Eğlen ceyi düzenlerden beş altı genç ye- tişti. Klüp reisi gene reca etti. Sar. hoş Bey haykırdı: — Medenileşin be! İnsan mı bo- ğaZ... Demeğe kalmadan bir karışık- lık oldu. Bahçenin kapısı uzaktı. İstasyon caddesi üzerindeki set he men şuracıkta idi.Şık sarhoşu bi- ran içinde karga tulumba edip ar- mut kabuğu atar gibi setten aşağı fırlattılar, Gardenpartinin program dışın. dai olan bu numarası böylece bir başın çatlaması ve bir kolun çık- © ması İle bitti, , Hayır, bayır, bir de ben göre-. & Hariciye vekili gitti! Darülfünun “ Gazete, Türk - Yunan -yakınlı- ğından memnuniyetle bahsediyor ve diyor ki : « Eğer Yunan milleti, eski kinlerini unutup zaman icabatına elinden geldi- ği kadar uymak cssâret ve ditayetini gösterdise, bu yakmlık şüphesiz ve ayni zamanda, yeni Türkiyenin yarat- mış olduğu ve. eski Osmanlı impera- törlüğu zamanında aslâ görülmek ihti- mali olmayan bu inkişafı tacil eden milli bir ruh sayesinde de kolaylaştırıl mıştır. ları şangur şungur aşağıya indi He- | © Temps gazetesi Türk - Yunan men karısını kucakladı, başını dizinin | yarısması, bugünkü Türkiyenm siyasi Peren m giy eği inkişafına lâzım bir başlangıç olmuştur. e a « İstanbul ve şarki Tarakya tarafrn- — Sefil herif, katil adam, Hani ta. | dan Türkiye Avrupa devletidir.Bu, o- nu ergeç , hadiselerin sevkile, Avrupa çevresine sokacaktı. Nerede kaldı ki, Türkiyenin derin inkilâbr garp pren- sip ve metotlarından ilham almakta dir, Türkiye Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Bey, son Avrupa seyakatinde, Londra, Paris ve Romada mülim gö- Füşmeler yaparak memleketinin büyük devletlerle beynelmilel bir sahada mü- nasebetini inkişaf ettirmek hususunda ki arzusunu gösterdi. Temps gazetesi Pransız - Türk mü- nasebetlerinin mütekabi! itimaç izleri üzerine kurulduğunu görüyor. İki dev- let arasında derin ibtilâflara sebep ola- cak meseleler yoktur. Suriye hududu meselesinin dostane bir şekilde halin. den beri, mahir bit siyasi faaliyet saye- sinde, Türk - Fransız münastbati ta- mamen tabiidir. Türkiyenin siyasi Avrupa çervesine dönmesine Fransanın samimiyst ve iyi bir görüşle karşılamaması . için ortada hiçbir sebep yoktur. Temps'in Roma muhabirine göre Temps gazetesinin Roni muhabiri de 15 tarihile yazıyor : « Malümdur ki, mayısında dört sene için aktedilen Türk- Italyan dost- | luk , geçen sede bir o kadar İ zaman için Romada tecdit edilmişti, | Diğer taraftan 13 mayıs 933 te Fransa ile Türkiye arasında aktedilen dostluk, muhadenet ve hakem muahedesi iki memleket arasındaki müinasebatta asır larca devam eden o mahabbet havasını yandırdı. Romada, Türkiyenin İtalyaya karşı olan vaziyetinde tebeddül husule gel- diği zannedilmişti. Tevfik Rüştü B. ie noktada lâzım gelen teminatı ver- Ankara hükümetinin aktettiği muac bedeler yakm şarkta sulhü istihdaf et- mn ir ve Türk-Fransız , dostluğu, k-ltalyan döslüğü İle hiç dö mü. tearız değildir, Diğer, tan M1, Brüseotini ile Ter fik örasındaki mükâlemeler- de Balkanlara temas edildi. ise; Türk Hariciye Vekili bir Balkan ademi te- cavüz mişakının eğer tahakkuk ederse | her halde İtalya aleyhine müteveccih olmıyacağına dair teminat vermiş olsa gerektir. Düce'nin bilhassa bir mesele dikka- tini alıkoymuştur : İtalyan - Türk ikti- tadi münasebatı. - Bir kaç defa tekrar ettiğimiz gibi, İtalya, Italyan - Türk dostluk muahedesinden © iletisadi baz: faideler bâsil olabileceğini . ümit * et- ir, Bu netice bir dereceye kadar el ir, fakat daha çok lâzımdır. Bu noktada İtalyan arzularının. tat #ih edileceğini zannediyoruz. İki tarafın ticari mümasebatta ameli sistem teşkilâtı imkânlarını. tetkik | ettikleri anlaşılıyor. Bu sahada Ankarada ve Londra kön ferânsındaki İtalyan - Türk heyeti mur rahhasları arasında noktai nazarlar tea tında Boğazlar mesele sine temas edildiği zannedilmiyor. Ma- İ Jâmdur ki Türkiye geçen bahar Cenev İ sede Boğazlarm askerlikten ttcridi Petek şaşdıkça ğü Nefise ablaya eğlenti zehir ol Klüp reisi genç çok canlı, çok güzel bir nutuk söyliyordu. Yapı- nuştu. Petek söylenenleri anlamadığı için sadece dinliyor ve - gözlerini fıldır fıldır masalara gezdiriyordu. — Ses biraz az gibi. — Az değil pürüzlü. — Ammada uzattı, — Can sıkmağa başladı. — Efendi sen sus! Cazbant sen başla! — Çok doğru söyliyor. Aşkol- sun gence. Bir inkılâbı genç soyu gerçekten böyle olmalı. — Bizden geçti. Bütün umduk- larımız işte bu biçim gençliktedir. — Şu oğlanı sustur. — Nerde çocuğun biberonu, ge- ne yızıldamağa başladı. — Anne! Benim gazozumu a- gabeyim içti! — Ne gülüyorsun Şeri! — Jestleri öyle komik ki, Şar- loya benzettim, ona My — Vatan meselesi monşer — Hik, hik, hik, bil 2045 : Ajans haberleri. VARŞOVA-1411 m. Zr Hafif musiki, ALS; elik, #8 1 İslâhatı di (Bişe. 1 inci. sahifede)? bulunmuştur. Halbuki hukuk fakütesi, merkez bina” katına ancak sığışabileceğini rerek hukukun fen fakültesi binaya yerleşmesi imkânsız nu söylemektedirler. Vakıa, 4 - 500 kişiye baliğ olan P. Üy nıfı 7 » 800 mevcutlu ilk s1 sinin ayni konferans i Kâmil konağında hukukun lik ikinci, 300 kişilik üçüncü için birer dershane yapılmas dilik kabil olamayacaktır. B# ten Hukukun şimdiki yerinde zaruri görülmüş ve Muzaffer bu teşebbüsü neticesir rahpaşa hastahasinde yapı »fi polikliniğin 68 bin liraya lesi yapılmıştır. Darülfün imtihanlar bitmiştir. Yalnız 9 dan avdet eden Muslihiddin yin hukuku idare ii etmektedir. Kari şikâyetleri < “Kadın birliği,, ve Şüphesiz oradan her geçeni nim gibi gözüne çarpmıştır. dınlar birliğinin bulunduğu ekseri pençereleri kalesile sem palıdır. Gazete çıkartmağa, köylere ir yetleri göndermeğe kalkışan vE ecnebi kadınları da misafir dınlar Birliği evvelâ işe o kafi dirmakla' başlasa daha iyi olm#f Bu acaip manzara eminim ki gibi bütün türk gençlerinin d€ büyük bir üzüntü döküyor. Maçka — N. RADYO Bugünkü proğr İSTANBUL ; 18 Gramofon. 19 Saz (Mahmure Hamam). 19,45 Hazım B. tarafından karaşi 20,30 Udi Selâhattin B. Nobar B banamı J: TEM 7: /7 ik i e SİP. SİG EESES ELİ İEE> m LİFİ 21,30 Gramston. 27 Ajanı, Borsa haberi, saat .— ANKARA, 1538 m. 4 12,30» Gramelem. b 18,» Salon orkestram; Besthoref tür Prometheus Granichinedten Pi Orlew Bayer valss soünen Mozrat Turca 18, 7 4 Dans muslkisi, veç konseri, 2320 Kahve konseri. BUDAPEŞTE 550 m. 2030: Tağanni, 2125: Sigen 250: Pik. VİYANA S18 m. 194481 Viyana amelesinin Türk sı zamanındaki yararlıkları. 21,35: G m siranlarınım . garka mit at ANE TORİNO - FLOJ 2135: temsili, PRAG 488 m. 21405. Keman kanseri, 2103; faritari temsil, i BÜKREŞ 394 m. 7 SAATİM. meselesini açıkça ortaya koymü! Hulâsa Tevfik Rüştü B.in bulutuşu iktisadi ve siyasi her iki memleket menafii için istifade noktai nazarlar , teati kün vermiştir. Kah, kah, kah, kah! — Susssss!! — İk böler Daha bu işli — İşte böyle. Daha N rıyamadık. o Sinirsizleştik oldu bize! — Kızma. Dün bir bü ke ei miz bir gençlik temiz bir i#7€İ ken biz. - — Dedim ya, bunda beş za y İki şik komiklikler çel rındaki favurili bey yüzünü turarak, ellerini oynatarak yet run ne kaba, ne bayağı bir #© duğunu anlatmak istiyor. Orta yaşlı bir adam, bir çinin yaptığı güzel bir oyu haykırıyor:. Yaşa aslan Tü ğ (Arkasi

Bu sayıdan diğer sayfalar: