19 Temmuz 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8

19 Temmuz 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gJünlliyet Radyo hastalığı ve radyo deliliği — Efendi, bu zırtullahı kirmani radyoyu satan sen misin? Allahtan bul inşallah.. ANKARA 17 (Milliyet) — Ge- genlerde yazdığım radyo © yazısında Bahsettiğim — gibi dostam Fuat Mü- sit Beyin tesadüf ettiği bazı gülünç- Ki radyo hikâyele- rini o kendisinden dinleyecek ve size anlatacaktım. Me- raklı karilerim bu hikâyelere başla - maklığım için böni sıkıştırıyorlar. Fu- at Münir Bey ilk hikâyeyi anlatıyor! — Bundan iki sene evvel burada Ankafa Palasm müdürü olan bir Fransız arkadaşım, hakiki bir Türk âilesini yuvasında tanımak istiyordu. Aklıma dostluğunu pek güç ve tehli- keli bir şekilde kazandığım bir zat geldi. Bu zat ile lanışmaklığım haki- kâten tuhaf bir şekilde olduğu için evvelâ oradan başlamalıyım. Ne ka- dar oldu bilmiyorum. Bir gün eski dükkândaki yazı odamda çalışıyor- dim. Dükkânm içinde radyo maki- pelerini sıkı sıkıya muayene eden bir zat gördüm. Bu adam elinde bir'sa- atçi pertevsizi makinelerin içini tet- kik edip duruyordu. Şimdi ne söylesem inanmazsın. Fakat temin ederim ki bü anlataca- ğm hikâye aynen olmuştur.. Yanma gittim ve ne istediğini sordum: — Size tmallük etmez. Cevabını aldım. Yahu nasıl etmez. Burası benim dükküânm, makineler de benim malımdı. Lâtifeli bir şekil- de dedim ki: — Acaba parmak izi memuru mu- sunuz?. — Bir radyo almak niyetindeyim, fakat, el değmemiş bir şey olmasını istiyorum. — Hoppala, dedim. Beyim bu na- sıl olur? Bunlar makine ile yapılır amna fabrikadan çıkarken Li ile mu ayene edilir. İstanbul teisiz telefon şirketi ve takse pullarmı el ile yapar ve ya- pıştırır. Nihayet biz de burada lâm- balarını el ile takarız. El değmemiş radyo, daha doğmadı ki... Adamcağız beni dinlemiyordu bile. Kendi haline bıraktım, yazı odama çekildim. Fakat beş dakika sonra bu sakin müşteriyi gözleri hiddetten açıl muş bir halde yanımd. . Bağı» Radyoya hararetle düşkün bir dile rarak konuşuyordu: tane beğendiriniz büna.. değmemiş bir tane olsun vardır. Baktım akıl terelelli, Kısa kesmek istedim. Makinclerimizin hepsi bu- | dur, başka yoktur, dedim, dedim am ma herif durmayor ki: — Şimdi hükümete müracaat edip mağazanızı kapattıracağım. Bir milli müessese paramla bana radyo sat- mak istemiyor diye şikâyet edeceğim. Diyordu. İş gittikçe o barbar bağırıyordu: — Efendi efendi ben hastayım, her gün üç okka ilâç yutarım. Şimdi surada çıldırırım ve siz mes'ul olur- sunuz.. Bana istediğim makineyi bu- lunuz. Bende para bel... Baktım deli. Yavaştan almağa baş- ladım. Tesadüfen yazıhanede buhu- bizim hanım bayıldı. Dükkânda bütün müstahdemin herifin karşısın- elpençe divan kesildi ve tuhaftır, ni- hayet bir de kısa tulü mevçli makine beğendirebildik, gitti. ... alevleniyor, Zamanla bu adamla döst olduk. Bütün delilik enerjisini radyoya ve- ren bu dostumun bir merala vardı: Kısa tulü mevçli el değmemiş maki nelerle Boğaziçinde projesiz bir şekil de Avrupa musikisi dinlemek. Kim- bilir hangi muzip ona bu yalanı kıvır miştı. Nihayet bu zat bu fikrimin tahak- kuku için vaktinden evvel tekaüt ol- muğ ve şimdi Boğaiziçinde ev tut- muştur. Üzvi deliliğine bir de fenni radyo | deliliği katan bu ahbabımdan bugün | artık haber alamamaktayım.. | Fransız dostumu işte bu Türk ah- babımın evine götürmüştüm. Daha gördü; levha kapıdan girince hayli tuhaftı, fakat hoştu. Bu levha- Ev sahibi, mülk sahibi! Hani bunun ilk sahibi? O'da yalan, bu da yalan, Biraz da sen oyalar. Yazılıydı. Odaya girdiğimiz za- man yüksekten kahkahalar atmamak İçin dişimizi sıkmağa mecbur ol- duk. Oris gezen bir Irydı, Tamaklarile örtüleri yan bu kedilerin tahribatından kur- tulmak için böyle yapmışlar. Bu da halli bir aile evi klinde döşenmiş. Biraz sonra içeri beyin hanımı girdi. Resmi tak- dimi hanım acele bir sualle bitir: — Ay, bizim beye radyoyu veren siz misiniz? Başımla tasdik ettim. Hiddetle söy- *endi: — Efendi efendi bir şeycik & Halk için caddeye konmuş bir hoparlör mem, Allahtan bul inşallah. Nedir benim senden çektiğim?.. Kendi kendime eyvah, dedin; $u da kocası gibi. Fakat sonra anladık ki öyle değilmiş. Zavallmm hakikaten bağrı yanmış. Adamcağız radrez aldı alalı hir dakika olsun kaş ayrılmamış. Hatunda ne kafa, miş me sinir. Ben bu zata kısa tulü meri bir makine vermiştim. Bu makinsyi alan- larm yenâne hevesi Ameri " dinle a Bakalım ne zamana kadar? ANKARA, 17 (Milliyet) — Ana- fartalar caddesinin en mutena bir ye- rinde ve en göze çarpar “bir köşmde bir bina vardır ki altında dükkânla bulunan bu bina birkaç senedir dışa- rim sıvasız weleri Oöamsiz met- ruk bir halde bu caddenin manzara- sını bozar. Bu bina kimindir, iyi ka- zanç getirecek bir yerde neye bir sı- va vurularak ve pencerelerine cam tak- dırılarak mamur bir şekle sokolup ade edilmez. Hayli merak verici bir vaziyeti olan bu bina bakalım da- ha kaç sene böyle kalacak?. mektir. Amerika ile saat farkımıza nazaran burayı dinleyebimek için de gece yarısından meşgul olmak Tizımdır. Ad ızda artık uyku dura; kalmamış. Şimdi kadın anlatı. yordu — Gece yarına kadar gıy gıy ke man dinliyoruz. Vücudüm işten, ka- fam radyodan yorgun. Tam bunu kan dırır yatarız. Yarım saat sonra bu zırtullahı kirmani zıppadak yatak- tan fırlar. Yahu ne oldun? demeğe kalmaz, cevabını radyo başından a- lersımız: — Aman karıcığım Amerikanm vakti geldi, kaçırmıyalım... Fesübhanalinh. Amerikayı kaçır. muyalım amma ben aklımı kaçıraca- « Efendi günde yüz bin lâhavle r dururum. Ben bu makineyi bu- na satana beddua etmiyeyim de kime edeyim, sen söyle Allah aşkına?.. Fransız dostuma aynen tercüme ettim, bir duraladı: — Çıkalım, Ded daha oturmak ik Ankaraya ikinci plân İkinci plânın tanzimine de M. Jansen yakında mizi ANKARA, 17 (Milliyet) — çenlerde şekirm ikinci bir plâna ie yacı olduğunu yazmıştık. Haddi za- tında bü lâzımdı.. Çünkü şimdiki şe- bir plânı hududu haricinde yapıla- cak plânsız inşaat bu şehir | tevessü edince ofaların da imarı lüzumu o kar. şısında gene bir çok müşkülât ika e- decekti, Biz haber aldik ki imar müdürli ğü bu lüzumu da düşünmüş ve hattâ faaliyete geçmiştir. Bize verilen iza- hata nazaran, şimdiki plânö üç yüz bin nüfusa göre ve Hisar merkez ol- yank üzere beş kilometrelik bir nısıf kutur çevresi içine yapılmıştır. Şim- di ise gene Hisar merkez olmak üze- re beşten ona kadar ilâveten beş kilo metro nısıf kuturluk çepçevre bir muhit için daha yeni bir plân yapıl- ması için M. Jansenle görüşülmekte- dir. Birinci Kısım plân çarşı, devairi resmiye, ve meskenler içindi. Ankara şehri nüfusunu belki de birkaç on se- neler sonra üçyüz bine çıkarabilecek #ir ve o zaman bu birinci kısım ola- caktır, İkinci kısım plânın ihtiva ettiği sa ba da bu birinci kısımdâ halen otü- ranın ileride oturacaklar için sayfi- ye ve mesire yerleri olarak imar edi- lecektir. Buralarda halka mahsus yazlık evler, umumi bahçeler, eğlen- yüzme havuzları ve bu gi- bi hizmetlere mahsus mahaller inşa İasanın üstündeki e ii doğruldam. Ak- sdsuyar kapağmı açtım, ne göreyim? Radyonun köşesinde iki tane mavi boncuk, makineye cereyan veren a- net bataryasında da kırmızı ve mavi kordelalı fiyongalar.. Artık kahkahalarımızı salıverdik. ... — İşte gazeteci dostum! Radyo me rakı bir nevi deliliktir. Ben bu hasta- ığm ismini radyomani koydum; Bu deliliğin bin bir çeşit hâlâu vardır, kirk bin çeşit te âraz gösterir. Ben bu makineleri satarım arma hiç bir kimseden hayır dan almam. Kimi beceremez inkisar eder. karısile arası açılır beddua eder. Kimisi de artık her şeyi öğren- diği halde bu hastalığa tutturduğum dan dolayı arkamdan atıp tutar. Şu adamcağız da onlardan bir taneciği: dir. Daha hikâye mi ararsın.. Çok? $.R. M. Jansen Bu ikinci plân da yapılmca b lerde lüzumsuz ye mantıksıZ, harici inşani yapılmasına nacak ve ileride de fuzuli istibl re meydan verilmemiş olacaktır M. Jansen plânı yapmaya yah Paramızı koruma ANKARA, 17 — Paramızı kof için yakımda yeni bazı tedbirler -* tasavvuru mevcut ise de henüz bö susta hazırlanmış bir proje yoktur. Resmi ıstılahlar ANKARA, 17 — Başvekâlet Me müdürü Emrullah Beyin rize tında toplanan resmi ıstılâhlar kor nu Başvekâlet, Devlet le D ye, Ziraat, Gümrük ve İnhisarlar “ İetlerine sit ıstılahların tesbitini İ etmiştir; Komisyoz bugünlerde A Vekâleti ıstılahlarını tesbite başlı ve yakın bir zamanda bütün vekâl sit ıştılahları İkmal etmiş buluna€ Hariciye ve Milli Müdafaa Vek lerine nit ıstılahlar tamamen husu hiyette bulunduğundan bunlar içir sıslarından mürekkep olmak i ayrıca teşekkül eden komisyonlar # leri irmek üzeredirler. BURSALI OKUYUCULARIMIZA Sergide Karamürsel 15430) 4423 Rady olin YOZİN bilkimya takim edilmiştir. tüpü diğerinin üc tüpüne muadil olacak derecede teksif olunmuştur.Bunun içindir ki RADYOLİN şimdiye kadar 18 diploma ve 427altın madalya kazanmıştır ve diş ma- Radyolin Radyolin Radyolin Radyolin Her yerce par- mak'a şösterilen diş macımudur. an <a itimat ve teveccühü boşuna değildir: RAD- RADYOLİNİN bir cunu denince hemen hatıra RADYOLİN gelir. RAD- YOLİN diş macunt kullarınız,çok memnun olursunuz. (5622) İnhisarlar umum müdür Nümune ve şartnamesi dairesinde ve takassız ... lüğünden: (165) kilo celik levha satm almacaktır. Taliplerin pazarlığa iştirak etmek üzere yüzde (7;5) teminatlariyle beraber — (25-7- 933) salı günü saat (14,5) da Galatada mübayaa komisyonu . (3409) Sarıyer Malmüdürlüğünden: Rumeli fenerinde harap kale civarmda tahminen bir ton miktarındaki o demirler 30-7 -933 pazar saat on dörtte bilmü zayede satılacaktır. Taliplerin satiş komisyonuna müracaatla- ri, 041 ve halis yön | Ucuz'uk Hem şık, Hem ucuz, Hem sağlam ismarlama Kostüm 29:,951,27: â 30: 5; 34: liraya Çürük ot başlar Jan değil Hsreke ve Feshanenin sağlam umaşlarından iki provâ' yapmak ve i me kulanmak şarlile mahir ve san'atkâr bir terzi Gikecektir ra Mallar Pazarı İstanbul: Bahçekapı böyle Olur: i malze- (5623) ” Kianbul Tayyare Piyango I ” Müdürlüğünden: Şartnamesi veçhile 140,0 00 adet türkçe ve 10,000 adet fransızça el pilânı ile 10,000 adet duvar pilânı tab ettirilece ğinden taliplerin 22-7-933 cumartesi saat 14 te komisyona müracaatları, (3421) Umumi Neşriyat ve Yazı İşleri Müdürü ETEM İZZET Gazetr-”““k ve Matbaacılık T. A. Ş. İstanbul asliye mahkemesi birinci ti- taret dairesinden : .Madam Sateniğin. İstanbul Balıkpazar Ali Çelebi Kürkçü Ter Limoncular caddesinde 8-12 No.da Isak Meşulâm efendi aleyhine 932-675 dosya numaresile ikame eylediği 2133- lira alacak davasından dolayi müdelea aleyh -İsak Meşulâm efendiye tebliği- muktezi evrakin ikametgâhunın meçhul olduğu cihetle ilâhen tebliğat ila kı fabrikasının şubesini geziniz. Yünlü kumaşlı: rımızın az zamandaki terakkiyatını görünü Istanbul 2 inci iflâs o memuridi m : Merpuccularda Abut ek, bö turmakta ve Hırdavatcılıkla meş lummakta olan Albuhayir Kohen İ 22-5-933 tarihinde açılıp tasfiyeni” şekilde yapılmasına karar verilmis duğundan : 1 — Müflisten alacsl lanların ve istihkak iddiasmda © manlarm alacaklarını ve istihkaki# ilândan bir ay içinde 2 inci iflâs resin gelerek kayd ettirmeleri VE iilerini (senet ve defter hulâsali” salre) vasıl veya musaddak sureti tevdi eylemeleri. 2 — Hilâtıni reket cezai mesuliyeti. müsteisif” mak-üzeremüflisin borçlularının* müddet içinde kendilerini ve-bör$ hı bildirmeleri, 3 — Müflisin mal nı herne sıfatla olursa olgun elle ülunduranların o mallar üzerin haklerı mahfuz kalmak şartile bu ayni müddet içinde daire xmrin& di etmeleri ve etmezlerar makbul # bulunmadıkça cezai mesuli k'arı ve itleri kalarıkları, 4 — 2 hihe müsadif pazartesi “günü sai te alacaklıların ilk içtimaa gel ve miiflis ile müşterek borçlu ol ve kelillerinin ve borcunu tekeffi den sair kimselerin toplanmada P” mağa hakları olduğu ilân ohümur uçan dasından itibaren 15 gün müddÜ lânen tebliğat icrasına ve tahkiki nü olarak da 140.533 perşembi 13,30 a tayin kılınmış olduğundan İ mi mezkürda Istanbul Asliye Bi” ticaret mahkemesine gelmediğini” dirde giyabmızda muamele ira cağı ilân olunur. (4638)

Bu sayıdan diğer sayfalar: