22 Eylül 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

22 Eylül 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MA TY a Omı, diye! Henüz bir İ Haftalık Siyasi İcmal İ Yakm Şarktnki siyasi faaliyet Av- Fupa siyasetinin siklet rkezi ol makta devam ediyor. Türkiye ile Yu- nanistan arasındaki o misak samimi tezahürat arasında imza edildi. Misa- en ehemmiyetli hükmü, Türkiye Yunanislanın mütekabilen hudutla- rını kefalet aitna © almalarıdır. Bu madde Bulgarların itirazlarına hedef olmuştur. Bulgar matbuatı Şarki ve Garbi Trakya hudutlarının — kefalet altına alınmasını kendi aleyhlerine müteveccih bir hareket mahiyetinde telâkki ediyor. Bulgar matbuatının deki neşriyat! şanın Sofyaya gitmesini doğru bulmı- yanlar vardır. Bizce seyahat pek ye- rindedir. Gerçi seyahat daha © evvel . Fakat evvelce tasar- visaydı bile, Ank mislakının bu derece | aykırı tefsi uğradığı bir sırada bunun imzasında başlıca âmil olan devlet & adamının Bulgar payihtahtını ziyareti lâzıme- lecekti. İsmet Paşa çok dürüst ve Bu gar dostluğuna kiymet ve ehemi yet veren bir devlet adamıdır. Eğer Ankara misakmın imzası Bulgaristan- da bir suitefehhüme maruz kalınışaa, suitefehhürwü Bulgarların endişeleri; Neniliy msa- hedesile kendilerine vadedilen mah- reçten mahrum bırakılmalarıdır. Fil- hakika hu muahedenin bir maddesi Bulgaristana Ege Denizinden bir ik- mahreç verilmesini | İ etmektedir. e Yunanistan Lausanne konferansında iktısadi mahreç ol Dedeağacı vermek istemi: Bulgarlar Dedeağacın mülkiyetini iste- dikierinden anlaşmak mümkün o'ma- nik limanını iktisadi mahreç Malüm olduğu üzere, Selânik ayni zamanda Yugoslâvyanın Yunan Hükümeti . Bulgarlara ayni hakkı vermek istemiştir. Fakat But garlar Selânik mahreci: Bi zinin mülkiyetinde israr anlaşmıya varmanm çok müşkül ©" duğunu kabu! etmek lâzımdır. Ancak Bulgarlar şunu nazarıitibara almalı- dırlar ki Balkanlarda mevcut. hudut- ların değişmemesinde yalnız Türkiye e nacnaleyh beş Balkan Devleti arasın- da statükoyu kabul etmek istemiyen devlet yalnız Bulgaristandır. Bulga- ristanın bir takım haklı iddiaları ol- duğu inkâr kabul etmez. Ekalliyetle- rin hukukunu © muhafaza, iktisadi mahreç ve çalışkan Bulgar milletinin inkişafını temin edecek her türlü imkün- ların © temin edilmesi bu haklı iddi alar arasındadır. Fakat Balkan hari tasının yeni baştan çizilmesi gibi iddi- alar sulh ve müsalemet için tehlike ol- maktan başka bir şeye yaramaz. Tür- kiye, Bulgaristan ile diğer £ Balkan Devletleri arasında mutavassıtlık ro- lünü oyniyacak vaziyette bir devlettir. | İsmet Paşanm Sofyayı ziyaretinden bu yolda müapet bir netice | çıkacak için büyük bir & kazanç edilmiş olacaktır. ... Garbi Avrupada da P, melerile ehemmiyetli bir mükâle- şi te İngiliz Hariciye o Müsteşarı Mr. Eden ile Fransız Başvekili ve Hari: ye Nazırı arasndaki temasların hede. fi, Cenevrede başlıyacak olan siyasi faaliyet ii tesi günü de senelik umumi heyet top- lanacaktır, Umumi heyet içtimamda Milletler Cemiyetinin bir sen, hal kında izahat verilec: Milietler Cemiyetini, yetlerinin bir senelik blânçosu mahi- yetindedir. Neşredilen bir raporda bu faaliyet şöyle bülâsa ediliyor: Mil. letler Cemiyet bir iş olmıyan Çin - Japonya ihti Boliviya ile Paraguay arasındaki ihi İran arasındaki pet- vol ihtilâfınm ha Danimarka ile Norveç arasmdaki Groenland ibtilâfı. Silâhsızlanma ve Londra iktısat kon- feransmın neticeleri hakkında izahat vardır. Bunlardan maada © Milletler Cemiyetinin iktisadi, mali, münakele, sıhhat ve afyon teşkilâtlarının rapor- ları vardır. Kral Faysa' ölümü üzerine Mec- lis tarafından vazıyet edilen Irak ve Asuri davasının tehiri Irak O Hükü- meti tarafından talep edilmiştir. hakika Faysal'ın ölmesi Iraktaki va: yeti azacık karıştırmıştır. o Ve işler düzelinciye kadar İrak için çok nazik bir dahili mesele olan Asuri davası- nın tehiri yerindedir. Fakat Cenev- rede temayül tehir hinedir. Ja- ponya Mançurya davası ce sürüncemede bıraktı; küçük devletler hakkında samaha gösterilmek istenmiyor. nevrenin büyük bir Zâfı da bu mokta- larda tebarüz ediyor. , İngiltere i Fakat Cenevrenin en ehemmiyetli içtimar, 16 teşrinievvelde açılacak o- lan sildhaızlanma konferansı olacak- tır. Silâhsezlanma konferansı, maruf İngiliz projesinin tetkikinden sonra dağıtıldığı zaman, yirmi kadar ihtilâf tebarüz etmiş bulunuyordu. Bu ihti- âflar şu noktalar etrafında temerküz ediyordu: Mütearrızın tarifi, silâhla- rın teftiş ve mürakabesi, mukaveleyi ihlâl edenler hakkında tatbik edile - cek müeyyideler, hava bombardıma- terbiyeleri, müstemlekelerde bulunacak askerlerin miktarı, silâh ve malzeme ticareti, Konferans tatil kararmı verirken, Henderson'un büyük © devletler teşebbüsler yaparak fında iülâf Otemin etmesi kararlaşmıştı. Henderson yaz ortasında mühim Avrupa Payitahtia- rını ziyaret etti, Fakat ne bu ziyareti, ne de Londra cihan iktisat konferan: sındaki mesaisi bi Si rında toplanacaktı. Ancak reis Hen- derson Londra cihan iktmat © konfe- ransının devam ettiği bir sırada Ce- is lakis umumi vaziyet daha ziyade fe- nalaşmıştır. Fakat silâhsızlanma ce: #eransının içtima: lâzımdır. Ve tice cide edilebileceğinden değ ma lâzım olduğu içindir ki konferans tekrar toplanıyor. Paris mü erelerinin hedefi, silâh- sızlanma hakkındaki ihti fında İngiltere, Fransa, merika arasında bir itilâf temin ct- mektir. Fransa bu aralık en ziyade teftiş ve mürskabe meselesine ehem- miyet veriyor. Çünkü Almanyanın gizliden gizliye silâhlandığı, bil yor. Fransa bu silâhlanmal diğer devletleri de alâkadar etmek istiyor. Fi z moktainazarnı İmektedir. İngilte- renin de temayülâtı bu noktada oldu- ğu kabul etmiyeceği aşikârdır. Her hal- Ge bütün bu silâhsızlanma vaziyeti değişmiştir. "Ve Cenevrede hararetli müzakerelere intizar edilebilir. Pa Avusturyalılar 250 sene evvel Kara Mustafa Paşanın yaptığı askeri hata- yı tesit ettiler. Hâdise ü hasara etti, Müdafaası zayıf olan üzerine taarruz şehri işgal edeceği yerde oyalandı. Arada Lehis- lan Kralı Sobiyeski Viyananın imdâ. «ima yetişerek Kara Mustafa'nın kuv. yetlerini kat'i bir hezimete uğrattı, Viyana da kurtuldu. İşte Avusturyalı ların tes'it ettikleri bu kurtuluştur. Ancak dün ile alâi olan bu merasim, ansızın bugünle alâkadar o- Jen siyasi meselelerin izahı i ie oldu. Avusturya Başvekili Dollfus, den bilistifade Avusturyanın aseti hakkında uzun Milliyet'in edebi romanı: 73 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — istemiyor. Aferin nikâh memuru- nun mühürüne, Hayatın bütün pürüzlerini bıçak gibi kesip attı. Bütün bar kızlarına tavsiye ederim, cepdeftelerine birer mühür bastır- | sınlar. Yoksa dispanserden dispan- sere sekiz hastahane dokuz.. Sür- terler. Eğer gazeteler Amerikaya git- mek üzere olduğunu bildirmeseler- di, gene yazmıyacaktım. Niyet et- miştim, bir çocuğum daha olunca yazarım, demiştim. Gülme! Üç o- lalı, kerpiçten bir evi, bir tertemiz kocası, ve sekiz yaşında bir kızı o- lan bir tertemiz kadın elbette bir oğlan daha ister! Her sabah, kalkar kalkmaz kar- Damı turşu kavanozu muayene e- der gibi muayene ediyorum. İçin- de mini i bir oğlan turşucuğu tahammüre başladı mı, başlamadı kıpırtı yok. Kıpırtı başlar başlamaz hemen bir alfabe kitabı alacağım, her sabah isimdeki Kaleme ieklimm Lars oğluma ders vereceğim. Daha kar- nimda iken bilgin olsun, cahil doğ- masm! Ne kadar mut, sevinç içindeyim, görüyorsun ya? Aklıma ne gelirse yazıyorum. Senden bir şey sormayışım, na- sıl yaşadığını bildiğimdendir. Ga- zeteler her gün yazıyor. e Holiy- wood Şirketi ile bu hafta mükave- | le yapacağını da biliyorum. Dese- ne sen de Amerikalı olacaksın? Töbe! Sana iftira ettim. Sen ö- lümden sonrasıya mi in kızısın. Hadi söyliye- im: Ben oldum.. Gelin, gelin, gelin Yaylâlar seri, Serin; serin Yaylâ kızı bugün yeni bir yıldız olarak doğabilir, ne çıkar, on para etmez, çünkü sen Anadolu yaylâ- sında bir güneş olarak doğmuşsun- dur. Dört arşın patiska üzerinde ve karanlıkta yıldızlık sana bana vizgelir, EXas masala menem sana kadar Yağlâlı | MILLİYET CUMA 27 EYLOL 1933 KUR. AN İMREN MEN Dd APSE Nişan Romanya Spor Teşkil Atletizm Federasyonu Reisi Bi haneddin Beyin Culture Merite ni- şanile taltifine karar verdi. Burhaneddin Beyin bir adı da Felek olduğunu bilenler tahmin e- dildiği kadar çok değildir. Fakat şu bir iki senedenberi bilmiyenler de bilenlerden öğreni Felek'in nişan aldığı haberi, gazetede okuyan arkadaşlar, çok sevindiler. Sevdiklerimizin yaban- cılar tarafından takdir edilmesin- den elbette hoşlanırız. Dün aramızda ondan bahsedi- yorduk. Arkadaşlardan biri: — Yaman rekortmendir Felek.. Dedi, idarecilikte, teşkil çılıkta.. Öteki ilâve etti: — Bekârlık rekorunu da unut- iz bundan sonra ( Felek'in bekârlığma atladı. — Neden evlenmiyor? Diye s0- ranlar, bunun sebebini araştıranlar “acaba evlenir mi?,, ümidine ka- pilanlar oldu. Ben, gülerek: — Eh.. Dedim, pek belli olmaz. Şimdilik nişan aldı. Belki günün birinde nişanlandığını da görürüz! M. SALAHADDİN TESEKKUR nbul tahsil müdiri Salim Beyin vefatı münasebetile cenaze- sinde bulunân ve efradı ailesinin kederlerine iştirak eden zevatı ki- rama şükran borçlarımızı gâzete- nizle yadu iblâğ ederiz. Merhumun ailesi. (7638) İRTİHAL Dilber Zade Süleyman Sıtkı Beyin ha remi Nimet Hanım kısa bir hastalığı müteakip şifayap olamıyarak irtihal ey- lemiştir. Cenazesi bugün saat 10 da Be- şiktaş'ta Valide çeşmesi civarında Taş- lıktaki hanesinden kaldırılarak Üsküdar da sile kabristanına defnolunacaktır. (7632) e — seti meselesi çoktan beri beynelmilei bir mesele halini almıştır. Avusturya. daki idarenin mahiyeti ne o olacak? Başvekil Dollfus, uzun ve dikkate de- ğer bir Kutukta bunu izah mile Par- lâmanterizm geçmiştir. Eski usül de- mokrasi geçmiştir. o Komünizm geç- miştir. Dolifus faşizm kelhesini lâffuz etmi; Fakat şu idârö bir tarafa, »r idare tarzını beri ta- rafa bıraktıktan sonra ortada faşizm kalıyor. Esasen Avusturya Başvekili korporasyon esasına dayanan devlet sistemini kabul ediyor. Binaenaleyh Avusturyanın idare tarzındaki deği- İ siklik artık bir emrivâki demektir. Diğer taraftan Almanya ile Avus- tur; rasmdaki münasebetlerin tan- zimi için bazı teşebbüsler yapılıyor. Hi ler iktidara geçeli bu münasebetlerin normal olmadığı malümdur. Alman ya Avusturyayı ilhak etmeğe çalışı” yor. Fakat beynelmilel vaziyetin bu- a müsait olmadığını bildiği için A- vusturya idaresini değiştirerek Alman- İ yadaki idareye uygun bir sistem ku- rulmasna çalışıyor. Son günler zar- fında Avusturya ile anlaşmanın ne gibi şartlara bağlı olduğunu ilân et- mişlerdir. Avusturya hükümeti Milli Sosyalist Fırkası aleyhine yürümekten vazgeçecek. Avusturya harici siyase- tini Almanyanın harici si; larm Anschluss'u bu yeni tâbiye ile tahakkuk ettirmek istedikleri anlaşı- lsyor. Ahmet ŞÜKRÜ memleket haberleri vereyim: Ah- lâk meselesi yoluna girerken firen bozuldu, hendeğe tosladı, ve kapa» nan evlerden ortalığa fuhuş fışkır- dı. Susayım mı? Daha © iyimi olur dersin? Peki, susayım. Madem ki sokaklar birer hayat fakültesidir. Bu fışkıran zavallılar belki âtıl- dıkları sokaklardan ibret ve kurtu- huş dersi alırlar. Sustum! Sustum! Kızma! Senin Yaylâdan geçen tren Sr- vasa vardı, Erzuruma gidiyor. Şim- di Samsundan vagona binen Mer- sinde iniyor. Diyarbekirde bin, Ba- lıkesirde in. Her nerede büyük, te- miz bir.bina görürsen nedir diye sorma! Bil ki lar da köy yatı mektepleri. Yaylâ- nın berisinde, Kılıçların ötesinde fabrikalar gürül gürül işliyor. Kızımı - İsmetpaşa Kız Enstit süne yazdırdım. Orada bir eşini bu- lamıyacağına yemin ede- rim, Kıçını kızgın maşa ile yakan hanımın beyi tam aylıkla tekaüt olmuş, bize komşu oturuyorlar. Se- ni seven kız kardeşi de şimdi bü- yük bir kumandan hanımı? Geçen- de buraya gelmi nıştık. Nasılsa değil, adam akıllı #amsatıl Madim va vana milrâk mekteptir. Dağla-| | rm başlarındaki koca koca bina- e HH — OGUTLE İnsan meyus olmamalı İnsanın vakit vakit keyfi o bozuk ve meşesi kırık olur. Bu hal çok kim- selerde görülür. Bazan hafif olur. Ba- zan saatlerce devam eder. İnsanı pek kor. Bazan da sanki de kalmış gibi pek şiddetli bir şekilde gelir ve günlerce erin edör; Bu'hal çinde > babana kimselerin cesaret ve metaneti o de- rece kırılır ki artık hayat onlar için taşın- yükmü: düşerler. Bu derece mübali lı şekilde müteessir olanlar cidden e muhtaçtırlar. Ekseri bu hal- ıl eden meydanda hakiki bir sebep bulunamaz. Bu sıhhat bozuk- luğunun hafif nöbetleri çok defa ba- 21 ihtiyatsız hareketler neticesi husule gelir, Daha doğru bir şekilde tarif et- wok lâzrmgelirse bunlar karaciğerde bir m ey ve vazife durgunlu- i ü : yolsuz ye- mek'yemak, içmek, kareket etmemek Delicesi vücudumuzun tabii âdetleri bozulur. Muzır mevat dışarıya çıka- mayıp içerimizde kalır. Bu. suretle toksirlerin çoğalmasından ileri gel &» kabul edilir. Bunun ilâct fen: d eden sebepleri ortadan kal makla savmkün olur. bu fena sıkıntılı bali sshhatimiz üze- vine çok çabuk muzır tesirler yapan sebeplerden biridir. Bu zararlı tees- sür ve sıkmtılar guddelerin ifrazatını bozar ve vücudumuzun bütün aza ve höcrelerine fena tesir eder. Her türlü maneviyat bozuklağunun hazım, deveran ve dimağ üzerine çok muzir lesiri olur, ve onların vuzifele- rini ihlâl eder. Böyle bir nöbet üze- rinde bulunan kimsenin salim azası bile vazifelerini tamamile yapamaz. lar. Bu türlü teessür içini: bulunan kimselerin kendi mazarlarında © kı; meti artar ve seessür hallerin; kendi düşki iâkki ederler ve kendi tabii hakları wan bir şey verilmiyormuş gibi bü- tün dünyayı auşman addederler. Te- «nan manevi kuvvetleri kilwsemezlik- ven ileri gelir. Muayyen bir iş meydana getirmek- »m.in beyhude yere bir çıkmaz içinde mütemadiyen yevarlanıp giden ener- jilerimizin en ton karar kılacağı yol muskinlikle niyet bulan yeknesak sıkıntılardan ibaret olur. Bu cansilem- tası nöbetlerinin sık sık © tekerrür mesinden bir mevi zevkalmak © hissi peyda olduğu vakidir. Bu pek garip bir zevk duygusu olmakla | beraber gene bir zevktir, İç sıkıntılarının maddi şekilde bu- Junanlarmın tedavisi; yola 3 beslen. mek ve münasip hareketler yapmak- la olur. Ayni zamanda ber günkü iş ve vazife haricinde o hoşa giden | bazı eğlentiler de yapılmalıdır. F. en esaslı surette tedavileri sanlar kendi kendini bilmeli Yyıp ona göre hareket etmesi Bilcümle ef'al ve harekâtın: bir nevi kontroldan geçirip pek değru yolda yürüdüğünü ve hayırlı işler yaptığı. | na kani olarak vicdanını tatmin et. kurtarmak” istiyen insan hayatını gözönüne getirip esas- kı bir tahlilden geçirirse çok defa bu fürlü sıkıntılardan kolaylıkla kurtu» Büyükada ŞUKRU YENİKÖY SULH | N DAN : CRASIN. Bir borçtan dolayi mahcuz kon- sol, ayna, masa, kanepe gibi eş- ya 26 Eylül 933 salı günü saat 10 da İstinyede Kürkçü başı ma- ballesinde Çayir caddesinde No. 1 hanede açık artırma ile satılaca- ğından almak isteyenlerin hazır bulunmları ilân olunur. : (7614) memurunun mühürü, Lâfı getire- rek senden açtım. Seni hâlâ sevi- yor. Gözleri dolu dolu oldu. F kat bugünkü (sen)in o günkü (sen) olduğunu bilmiyor. Söyledim. Ön- ce inanmadı. Mektuplarını göster- dim. Sevincinden çıldırayazdı. Ne iyı yürekli hanım! Artık ablasm- dan hiç korkmıyor. Ablası da onun yaninda sümsükleştikçe ( sümsük- leşiyor. Ankarayı görme! A! Ben de saçmalıyorum. Ne- den görmiyecekmişin? “Ankarayı bir gör, bir gör Yaylâ kızı! Tanıya-| mazsın. Vaktile sana pis çingen diyen a- | dam gene Dikmende oturuyor. Öy- le kötülemiş, öyle ihtiyarlamış ki | görsen tanıyamazsın. Tanısan af- federsin. Elli kiloluk bir göbek bağ lamış. Çıplak tepeli yapağıdan saç- lar. Muşmula bir surat, Gördükçe acıyorum doğrusu. Dün gece İsmet Paşa İstanbula gitti. İstasyon çok kalabalıktı. İs- | tanbuldan da Bulgarlara nasihat | vermek için Sofyaya gidecekmiş. Türkiye kaynaşıyor Petek! Fıkır fıkır, şurup kazanı gibi tat- Lı tatlı kaynaşıyor ninem! Niçin mi? Bütün memleket Cüm- huriyetin onuncu yıl dönümü bay- Mustafa Fevzi Efendinin cenazesi getiriliyor Saruhan mebusu ve adliye encümeni reisi Mustafa Fevzi efendinin Pariste ve fat ettiğini tocssürle yazmıştık. Mustafa Fevzi efendi, mesanede yapılan kanser ameliyatı neticesinde vefat etmiştir. Conazeşi yakında buraya getirile. cek ve merasimle defnedilecektir. Dr. Tevfik Remzi B. geldi Doktor profesör Tevfik Remzi B. akrabası olan merhum Mustafa Fevzi Beyin ameliyatı csnasırda bulunmak zere Parise gitmişti. Tevfik Remzi B. dün gelmiştir. Tevfik Remzi Beyden aldığımız ma- lümata göre, Mustafa Fevzi Efendiye doktor Morion tarafından mesane kan- serinden ameliyat yapılmıştır. Ameli. yatta sonraki geçen üç dört gün normal geçmiştir. Mustafa Fevzi Efendi, Tevfik Rem- zi Beyin hareketinden sonra vefat et- miştir. Vefata bir ambolü tıkanması sebebiyet vermiştir. Yeni naşrıyat Tıp dünyası Her aym on beşinde intişar eden Tıp Dünyası mecmuasınn altıncı sene Eylül müshası çıkmıştır. Kadri Raşit Paşa, Fahrettin Kerim, Osman Cev- det, Osman Şevki, Zeki Abdullah bey lerle Aliye Rıza Hanmın yazıları U- niversite haberleri ve sair tıbbi şuunu vardır. Misyonerler cevap gençliği ikaz afından misyoner- lere cevap ve gençliği ikaz isimli bir ki- hıristiyanlık arasmda uzun bir tahlili ve mukayeseyi ihtiva etmektedir. Yıldırım ve Kırım Mustafa Sıyret Beyin ”Yaldurum ve iştir. İçinde gü- zel parçalar vardır. Tavsiye ederiz. Yedigün Sedat Simavi Bey tarafından neşre- dilmekte olan Yedi Gün mecmuasnın altı aylık nüshası bir arada kolleksiyon halinde neşredilmiştir. Zarif bir cilt inde toplanan ve Türk mecmaacılığı ibarile muvaffakıyetli bir eser. olan bu kolleksiyon karilerimize tavsiye 6 deriz, Yazan: vr. BESİM ÖMER Py;. Kadın hastalıkları ve koruma 140 Kr, Kısırlık: Gebe kalmamak ve kalamamak 100 Gebelik patologisi, nifasi inan “300 iç doğum 309 Üzüm ve üzümle tedavi ©. İkbal ve Kananr kütüphanelerinde Türk sinemacılık Bugünkü proğram İSTANBUL : 12,30 Anlturka gramofon plâklar a pehlivan 21,30 Gramofon. 32 Aiadolu Ajansı, MOSKOVA, 148 Her günkü Borsa haberleri, saat ayı konser 22 karışık © neşriyat kahve musikini, BUDAPEŞTE, 550 m. isi, 21,35 tagansili konser, MİLANO “İTORİNO - FLORANSA 21 haberler senfonik konser 23 karışık kom ” ROMA, #m, 71 haberler plâk 2220 ka BÜKREŞ, 394 m. 21 İnci avesları isimli Bizet'nin opera tem- ii. skeç © 2340 harp neşriyatı 24 Şişli Halk fırkasının Tenis turnuvası Şişli Halk fırkasında 24 - 29 Eylül ve | Teşrinievvel tarihlerinde olan müsabakalar küçükler ve büyükler ol- mak üzere iki kısma ayrılmıştır. Müsabakaları kazananlara kupa" lar ve madalyalar tevzi edilecektir. ler müsabakası: Tek erkek ve çit erkek. Büyükler müsabakası: Tek erkek, çift erkek, muhtelit, tek kadın. Kayıtları: Milk spor, . Zeki Riza mağazası (İstanbul) Foto Süreyya Bey mağazası Tünel aşı Halk fırkası Nişantaş kortları. 66s1 gtlhllayet asrın umdesi MİLLİYET" ür. ABONE ÜCRETLERİ : Türkieicin Hari çin yeti kabul emer. "BUGUNKU HAVA merkerinden ve- gün hava açık ve sakin devam edecektir. Dün kava taxyiki 764 milimetre, meak- lık en çek 24, em ax 11 derece idi. nayi nin “Ziferini görmeğe, alkışlamaya geliniz! Baştan nihayete kadar TÜRKÇE sözlü muazzam've müthiş şaheser GÜN DOĞARKEN Bu ii # İPEK SİNEMASINDA Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine vardır. 17648) Bütün İSTANBUL HALKI bu hafta MELEK sinemasının büyük filminden memnuniyetle bahsediyor. İlâhi yıldız BRİGİTTE HELM tarafından Fransızca sözlü olarak temsil edilen VALANSYA YILDIZI büyük san'atkârın hiç şüphesiz en güzel filmidir. İlâveten : Paramount dünya havadisleri — M. Çaldari'in avdeti ve: YALNIZ SUAREDE büyük san'atkâr MÜNİR NURETTİN B. sahnede en güzel tango şarkılarını bizzat Bugün saat 11 de tenzilâti; matine vardır. (7647) ram olacak ki... Ah Petek'im! Bu- rada olsaydı, bunca yıllık iç acıla- rı: üç günde unutacaktın. — Evet, bu bayram üç gün sürecek, Üç o- dalı evimiz için on bayrakla yüz mpul aldık. Adigül şimdiden mil- li şarkılar, manzumeler ezberle- meğe başladı. Daha ne vardı? Ne bileyim? O kadar çok ki, kitaplara sığmaz. Sen Amerikaya gidiyorsun. Kim bi- lir adresini ne vakit bil o. nun için onuncu yıldönümünü şim- diden kutlularım. Gitmeden önce bana mektup yaz ninem! Gözlerinden ve sesinden öperim Yaylâ kızı!,, Ahmet halfanın nikâhlı hanımı ve Adıgül'ün özannesi: Nihal Petek karyolasma uzandı. İki elini başmın altına koydu. Gözlerini kapadı ve geçen yılla- rma bir film çevirtti. Bu film aca- ip bir filmdi. Birbirine kaynamış iki filmin tek dönüşü idi. Yaylâda- ki tek gözlü damının yanına Ber- lin, onun ötesine Kılıçlar, Kılıçlı rın kavaklarına Roma, Paris, An- kara karışmış habre dönüyordu. Edirnedeki Mustafapaşadan Lond- raya, Dubline kadar dolaştığı bü- tün ipa ona ayrı agi bir ta- söyliyecektir, A a halin bu mektubundaki memleket anlatışınm verdiği heyecan bam- başka idi. Bu mektubun her harfin- de bir memleket kokusu vardı. Asıl yorula yorula dinlenmeği şimdi bulmuştu, Doğuşundan bu dakikasına kadar olanları bitenle- ri tane Lane, sıra sıra anmak içine büyük bir yorgunluk © veriyor ve bu büyük yorgunluktan bir iç din- lenmesi doğuyordu. Bu Avrupa âleminden usanmış- tı. Bir yığın parası, bir yığın şöhre- ti, bir yığın tuvalet eşyası o vardı. Fakat hiç biri onu şuncacık avut miyordu. Usanç her yanma bir tiğ- sinti halinde yayılmıştı. Avrupa.. Öyle partallaşmış, © kadar ihtiyar. lamış bir yerdi Avrupa ile nasıl, ne > le öğünü- yor? Diye şaşıyordu. Hı de yeni dünyalar, yeni ni Avrupalı yeni bir renkle onlara geçmişti. İş- te Anadolu.. Yarının yeni ve son Avrupası, muhakkak ki Anadolu olacak, Eski dünya yıkılıyor. Yeni dünya yeni Türkiyeden doğuyor. Ötede de bir Amerika var. Bugün için Amerika göz kamaştırıcı bir yer. Hele kendi n hem göz ka- maşlırıcı hem iç alıcı. Okudukları. na, işitliklerine göre...

Bu sayıdan diğer sayfalar: