3 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

3 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Le Askeri bahisler | Yeni İspanya ve Yeni İspanyol ordusu Akdenizin batı kısmını kapayan ve Fransa, İngiltere ve İtalya gibi üç büyük askerlik devletinin arasında değimli bir vaziyeti olan Ispanya dört beş yıldanbe- ri kuvvetli ve asri bir ordu yaratmakla meşsuldür. Büyük cihan savaşında, keçi tarafsızlığını bozmaktan çekinmiş Jspanya gelecek bir savaşta dahi hâ. lere kendini kaplırmıyacak Kavar « vetli bulunmağa azmetmiştir. Başvekil ve Harbiye Nazırı Azana cenapları 1542 ağustosunda şu sözleri söylemiştir; bir savaş baş gösterecek olur- | #a, 1914 te olduğu gibi, bu (defa dahi İspanyanın * tarafsızlığı koruması artık mümkün olamıyacak, Hattâ bu koruma | İspanyanın menfaati *icabından olsa İspanyanm yeni kurmakta olduğu or- du hakkında söze bajlamazdan o evvel bu memleketin askerlik bulunumu hak- kında bir kaç söz söyliyelim: Müttetilder. Cihan savaşı İspanyayı kendi taraflarında savaşa sü- | rüklemek için çok uğraştılar, muvafiak olamadılar, Nihayet 1916 yılında, mütte- fikleri olan Portekiz askerlerinin Libon , Salamanka, Balladolid, Bitorya, Biarritz. mıntakasından serbestçe geçmesine mü- #ande elmesi için İspanyaya bir de ülti- matom vermekten de çekinmediler. Fa- kat İspanya bunu da reddetti ve ancak Portekiz ordusu mensuplarından © her gün seksen kişinin demiryolundan is fade edebilmesine izin verdi. Ve bu yüz- den Portekiz — ordusunun göçürülmesi ve bütünleme (1) işi deniz yolu ile ya- pılabildi. Bilhassa gelecek bir savaşta, aşağıdaki sebeplerden dolayı Fransa, — İspanyaya muhtaçtır; 1 — (Mrsilya - Cezayir) deinz irti. | bat yolu İtalyanın tehdidi — aitındadır. Şimali Afrikadaki Fransız ordusunun ol- çarı (2) ve yığnaklanması ve (bundan sonra da Afrikadan bütünleme» işleri- nin işlemesi, ancak İspanya gen karayollarından istifade etmek ha- linde mümkün olur. Kendi ar i den, vuruşucu ordulardan birisi; kerlik koşunlarının geçmesine izin ver- mek İspanyanın tarafsızlığına ve hattâ hükümranlık hakkına bir tecavüz teşkil esnasında İ berüttar)ı korumak için de İngilte: eder. Böyle bir müsaade halinde, yağı (3) taraf, İspanya © demiryollarına ve | iasyonlarıma havadan uçkularla ve de- | nizden gemilerle saldırmak için hak ka- İ zanır ve böylece İspanyanın tarafsızlığı - Ispanya yarımadası ve bilhassa | bunun şarkında İspanyalıların Balear a- | daları Fransanm Afrika ile ve İtalyanın Trabluşgrap ile olan bağlantılarını yan- dan tebsıt ediyorlar. Balcar adaları, Akdenizin batı kısmında — değimli kilit noktası teşkil ederler. Çoktanberi müsamaha © edilmiş olan bu adaların kıyı istihkkâmları son zaman-| larda İspanyollarca asrileştirilmiş ve ki çük Balearm cenubuşarki köşesi ve Ma- kon mevkii 38,5 santimetrelik toplarla berkitilmiş ve hava üssü olarak kurul. muştur. İşte, İspanyanm bu Fransa için değer- ölen sekerlik arunu (4) Fransayı ken-| disine kur yaptırmaktadır. Bu sebepten- dir, kil932 yılımda Fransız Başvekili o- lan Mösyö Heryo, (Madrit)e bir seya- hat yapmış ve ilk defa olarak Fransız İspanyol münasebetleri isbu askerlik dü- güncelerine göre görüşülüp düzeltilmiş- tir, İspanyaya kur yapan ikinci hükümet te Italyadır. Malümdür, ki İtalyan — Fransız siyaseti Akdenizin. batısındaki | efendiliği kapmak için bir boğuşmadan | başka bir mevzua malik değilair. ital ya, Ceberüttar boğazında açık kapı si- yasetine taraflık ediyor. Çünkü ihraca- | tanın yüzde 50 sini bu yoldan yapıyo (Ero Dörivera) zamanında, Fransa i- le İspanya arasındaki küçük bir soğuk- luktan istifade eden İtalya 1926 yıtmın ağustosunda İspanya ile bir dostluk ve tararsızuk mukavelesi bağladı. O zaman, her iki tarafın hükümet © sistemlerinin benzerliği bu ilk dostluklsirın derinleş- #irileceği ümidini vermişti, Hattâ (C8- | meral Balbo)nun 1926 da Balear adala- rına yaptığı uçuş ile bu dostluğun art- | tırılacağını andıran gösterişler yapıldı. Fakat gene Fransanm iktisalça ve para- <a olan gücü İtalyayı yendi. Bahusus, | ki yeni İspanya Cümhuriyetinin hükü- metçilik prensipleri artık Mosolini tatörlüğünden nefret ediyor, vatikandan nefret ediyor ve Fransiz demokrasisini ve lâyıklığını alkışlıyordu. İngiliz - İspanyol münasebetleri ise en tabii şartlarla karşılıklı yardım ve dostluk vasıflarını ihtiva eder. Geniş kı- yılarmm muhafazası için İspanya İn; renin dostluğuna ne kadar muhtaç ise, İngiltere için hayati bir kapı olan (Ce- İs» panyaya o kadar muhtaçtır. Bu kadar izahlardan sonra şimdi artık tirdikten sonra artık bir müstemlekç dev leti olmalıtan çıkmıştı. O vakitten sonra İspanyol ordusu yeryüzünde talim ve ter biyesi ve inzbat vç itaati noksan ordu lar arasında tanınmıştır. 25,000 zabitten mürekkep bir zabitler kadrosuna malik olan ba ordu, vatan- daşların savaşa hazırlanmasından ziya- de iç politikacılara alet olmak yolunu tutmuştu. Bir gün topçular, ertesi günü hassa kıt'aları, başka bir gün uçkucular muhtelif siyasi fırkalar hesabına ayak. lanırlardı. Nihayet cümhuriyet, genç un- surların zoru ile ilân edildi. Yeni hükümet, fesatçı ve çalışmaz un- surladan büyük bir ordu yerine küçük fakat işe yarar bir ordu yaratmaklığın lüzumunu anladı, 25,000 zabitin üçte i- kisi çıkarılarak 9417 ye indirildi. Urdu- nun siyasetle alâkası büsbütün kesildi. Orduda teşkilât ve silâhlarca yenilikler yapıldı. Askerlik müddeti 18 yıl olarak kaput edildi. Bunun muazzam müdseti İ yıl olup 5 yılı emre hazır ve 12 yılı da ihtiyattar. Ordunun başı Harbiye Nazırıdır. O- Dun şetliği altında, üç umumi müfettiş- ten ve buyük Erkâniharibye reisinden mürekkep “Yüksek Askeri Şüra,, çalışır, Bu şüra milletin savaşa anıklanması ve ordünun tekrar çatılması işlerile uğraşır. Esiziden kadro hatinde 17 iwka varken şimdi 8 hakiki fırkaya indirildi. Bunlar ayni zamanda kendi dairelerinin asker | alma işlerini çevirirler. Suvari olarak (Madrıt)de bir fırka vardır. (Merakoş) teki kuvvetler dahi dahil olmak üzere barışıklıkta şimdiki ordusu 9417 zabit ve 147,141 küçük zabit ve © neferden i- barettir, Milli Müdafaa bütçesi © 1931 de 459 milyon peçeta iken 1932 de 390 milyona indirilmiştir, ve umum butçenin yüzde | 18,84 dünü teşkil eder. Barışıklık zamanında en yüksek bir- lik piyade veya suvari fırkasıdır. Piyade lırkası iki piyade livasından mürekkep- . Her livada iki piyade alayı” vardır. Fırkada ayrıca bir tozçu livası, (2 hafif topçu alayından mürekkep), bir suvari | boluğü, bır istihkâm taburu, bir karışık | muhabere bölüğü ve uçku gözetleme bölüğü vardır, Suvari fırkası, beheri iki atlı avcı ala yından mürekkep üç suvari livasınuan, bir motoreştırnmiş avcı tabürundan, Dir Zırhlı araba kıt'asından, bir atlı topçu a- layından, bir suvari istihkâm bolugun- den ve bir muhabere kıt'ası ile uçku gö- zetleme takımından mürekkeptir. Ayrıca ordu kıt'ası olarak 7 ağırtopçu alayı ve 2 tank alayı vardır. Hava güçleri de yeniden kuruldu ve müstakil o uçku kulesi vücuda ge tirilerek hava müfettişinin — buyuruğu altına verildi. Mevcut uçkuların sayısı 500 kadardır. Talim ve terbiye mayı aymdan eylü- le kadar kışlalarda bölükler ve tabur. larca, eylül ve birinci teşrinde arazi üze rinde alay tatbikatları halinde yapılıyor. Bir çok yıllardanberi yapılmıyan büyük manevralar 1932 yılının birinci teşrın a- Yında altıncı piyade fırkası, iki dağ liva- $1 ve üç suvari alayı ile yapılmış, 17000 adam iştirak eylemiştir. Yapılan mühim işlerden birisi de a İ kerlik silâh sanayiinin tekrar ve bir sa- vaş halinde dışarıya muhtaç olmaksızın kurulmasıdır. Mevcut yedi silâh fabrika- 81 “Askeri sanayi konsorsiyomu,, halin- de birleştirilerek hükümetin de buna yar dımı temin edildi. İspanyanm kuvvet siyaseti Mösyö A- zana tarafından şöylece ilân edilmekte. dir: “İspanya, ben tarafsızım, tarafsız kalmak istiyorum, beni bu tarafsızlık. tan çıkaracak benden daha kuvvetli kim- se olmamalıdır, diyebilmelidir;,. CINOĞLU (1) Bütünleme — İkmal, (2) Olçar — Seferber olma (3) Yağı > Düşman, (5) Urun — Mevki, Milliyet'in edebi romanı: 78 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — Petek'te yepyeni bir tazelik, bir | çeviklik, bir sevinç vardı. Yaptır- dığı büyük çiçek demetini bir da- ! ha süzdü. Oturdu. Oburcasma karnını doyurdu. Arada bir gözle- rini kapayıp başını sallıyordu. Bir kaç saat önceki şeyleri anmak iste. miyordu. Memlekete dönüş ona ta- ze can vermişti. Şaşıyordu. Kızlar inemacı olmak istiyorlar? Ama bütün dünya kızları az çok böyle oluyor? Acaba çeşit çeşit lâ vanta kokuları, toprak kokusunu gideriyor mu? Toprak kokusu! O- ne tılsımlı kokudur. Hava bulutlu olduğu için yeri göremiyordu. Hep bulutların üs- — LR. yünü geçtikten sonra açık hava- ya kavuşa bildi. Dürbünile çok iyi görüyordu. Ankara bir insan mah- şeri idi. Dokuza beş var. Şehri yük- sekten dolaştılar. Çankayanın üs- tüne gelince, çiçek demetini çözdü ve bütün çiçekleri “O kızıl | saçlı zafer kartalının,, yuvasına serpti. Bir çift motörle deği yapayal- nız, kendi yenikliği ile uçuyor geldi ona. O kadar yenikti ki “a yaklarım toprağıma basmıyacak,, diye korkuyordu. 'Tyyare meydanında © yüzlerce askeri tayyare, geçit resmine ha- zırlanmış duruyordu. Genç tayya- reci zabitler küme halinde konuşu- varlardı. Tavvare vere inince ka- | zararlara karşı İ maz. Su suree dâha çabuk kazalara uğ- SIHHİ — ÖĞÜTLER Sıhhatımıza dikkatli bulunalım Her na kadar sıhhati umumiyenin ilerlemesi itibarile bazı memleketler di- ğerlerine daha faik bir movkide bulunu- yorsa da gene en ileride gidenlerin bile | hastalık ve malüliyetler tedavisine sene- | Vi sarf ve tahsis ettikleri para miktarına bir göz atılırsa insan hayretler içinde kalır. İşte Ingiltere hükümeti bu uğurda senevi 12 milyon sterlin sarfediyor. Hal- | buki bu memleket ahalisi €n çok sıhhi müştür. Bu itibarla burada her yerden ziyade hastalıklar ve illetlerin o önüne geçilmesi mümkün ve kolay olmuştur. Hakikaten bugün her yerde hastalıklar ür, Bugünkü mede- niyet unsuruna mahsus illetler, ıstrap- | lar ve rahatsızlıkların © ekserisi yanış ve sıhhi olmıyan yaşama yolları ve ku- | surlu beslenme usulleri takip *edilme- sinden ileri gelirler; yanlış oeslenme hü- zumundan fazla yemek ya pek çok veya pek az hareket etmek, havasızlık, elem ve kederler, hülasa pek basit hıtzıssıh- ha. kaidelerini bilmemek, her türlü ra- batsızlık, fenalık ve bedbi Bebep- lerindendir. işte bütün bunlarm önüne geçmek mümkündür. Bunun için de olmazsa senede bir kere vücudumu mua- yeneye tâbi kılmalı yani sıhhat yoklama- sı yaptırmalıdır. Mesele bir ferdin hayat veya vukuu vefatı moktainazarından tetkik edilirse ne derece şayanı tecmmül olduğu dernal anlaşılır. Çok defa vapura veya trene ye- tişmek için koşan veya şiddeti bir hare- ket yapan yaşı bir avamın ami | düşüp öldüğü görülür. Bu barekötleri | yapmak kendisi için muzir ve tehikeli olduğumu burp yapmasayaı elbette Du a damın kalp ve damarları kopmaz ve bir kaç seneler daha yaşamış olurdu. Nice kırık dökük, sıhhatleri bozuk, zayıf kimseler var ki her günkü hayat- ları arızasız geçer ve alil ve mariz olma” larına rağmen faydalı işler görürler ve hayattan her türlü mağiplerini alırlar. Çünkü bunlar her şeyden evvel sıhhatle- rine dikkat etmek lâzım olduğunu ve za- rarir şeylerden kendilerini korunmak <ap ettiğini bilirler. Halbuki kendilerine nisbetle pek kuvvetli, zinde, sıhhati ye- rinde bir hayat arkadaşı kuvvetine gü- venerek hiç bir şeyden sakınmaz ve kork maz bir halde yaşadığı için tehlike ve bir ihtiyatta bulun. rar ve alillerden daha evvel © ölür. İşte buhastalık ve tehlikeler hep cehalet yu- zünden vukua getirler biriz iki ve ba siretle hareket etmek meticeği Örilime ge- gilmesi pek kolay olan Bu kabu lerin böylece devam edip gilimesi bügün- kü medeniyet için mucıbi hâtâlettir, Kendisini bir haftada iyi göemedi çin doktora kusur ve kabahat ismat eden bu biçarelere kendisini ve sikhat ve ha- yatını senelerce ihmal ettiği için asıl ka- bahat kendilerinde olduğunu hatırlatma- hıdır. Doktorların asıl hakiki vazifesi has | talık tedavisi değildir, hastalığa raani ok. | maktır. Senede bir kere vücudunun sıh- hat yoklamasını yaptıran kimse yalnız | verem ve kanser gibi asıl hakiki muave- | net zamanının geçirilmemesi matlup has: | talıklardan kortulmuş © olmaz ayni za- | manda haddizatinde ehemmiyetsiz ve fa- kat devamları halinde hayatımızı bozan | hayat kuvvetlerimizi kıran, nihayet ra» hat yaşamamıza mani olan bir sürü hasta lıklardan dahi kurtarır. Büyükada Dr. ŞÜKRÜ Or. İHSAN SAMİ Tıfo ve Paratifo Aşısı Tito ve Paratifo hastalıklarnm tutol mamak içi; i maafi pek emin depo yulumur. gam 905. bini KULAK El) EE di SAFE İstanbulda han ne arasın Baba oğul mu idiler? Yoksa, sa- dece hemşeri mi idiler, pek keit remedim. Yalnız tramvaya binişle-| rinden, aralarında geçen sözler- den İstanbulun acemisi oldukları | belli idi. İbtiyarı, sırtını demir parmaklık- lı kapıya verince, genci telâşl - Amanın geçtim.. Düşüverin.. ga ordan... İhtarmda bulundu. htiyar, güçlükle nefes alıyordu; o —Tutun bana.. Dedi, orta yo- la geldikleyin haber verecekler! Ve bilet parasını kondüktöre u- zatırken hatırlattı Biz ortayolda inecegüz! Biletçi hayretle sordu: — Ortayol neresi? İzahat verdi: — Beyoğlunda, ortayol... hepsi doktorlar oturuyor Biletçi gülmeğe başladı — Otuz senedir İstanbuldayım. | Ortayol diye bir yer olduğunu bil. miyorum! Birbirlerine bakıştılar. İhtiyar isini kesti: — Yanlış olmasın? Bir soru 80- ruturuverin, sevaptır Yolculardan biri söze karıştı: - Belki Ortaköy demi; de siz, ortayol anlamı Genci, bu ihtimali bir ortadan kaldırdı; İstanbul köy olumu heç? Yolcular gülüştüler. Baba oğul, yahut iki hemşeri, bu gülüşmeleri üzerlerine almıyarak; israr ettiler; — Yok, yok!.. Biz iyi biliyoruz. Ortayolda idi. Geçen sene de gel. dikdi Birisi sordu: — Siz hangi doktoru dunuz? Meşhur bir doktorun adını ver- diler. O zaman; bir bilen çıktı — Ha.. Dedi, öyle söyleseniz: O doktor flânca handa oturur İhtiyarı, durakladı, genci inan- madığını gösterir bir hareket ya- parak: — Han mı didin yoh.. çırpıda içinde soruyor- - Yoh efendi, | .. Hanında oturur, canım.. | Siz gidin, orada bulursunuz! Bu sefer, genci kis kis güldü: — Aman Efendi, bura İstanbul. Han ne arasın? Han didiğün bizim melmekette olur!.. M. SALAâHADDİN Beyin vefatı dolayısile büyük kederimi tesliye lâtfile teşrif etmiş ve tetfin me- rasirinde hazır bulunmuş olan bilcümle ehibba ve eviddaya ayrı ayrı arzı teşekkü ve bugün seyahatten avdetim dolayısile imkân bulamadığımdan dolayı aflerini leyerek hürmetlerimi takdim ederim. de MİTAT (8126) Neml Tıp Fakültesi Urologi, Profesör »- Behçet Sabit B. gelmiştir. Hastaların Ca Dr. Süreyya Bey aparu- adar kabul ermekte Avrupadan Baloğlu'nda İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidit > Tel. Beyoğlu: pıyı açti, Lâ; tik top tep gibi in yere e fa ladı. Fırlar fırlamaz yere kapandı. Herkes ne yapıyor diye. bakıyor- | du. Yaylâ kızı yüzünü gözünü An- | karanın toprağına sürüyor, Yurt | toprağını kokluyordu. gözlerinden cim sicim yaşlar akıyordu. A lar dünden haber verdikleri - için | genç zabitler bunun Yaylâ kızı Pe- tek olduğunu kolayca anladılar, | Dört yanını sardılar. Hepsi ayrı ay-| rı tebrik etti. Sarışın, | şakacı bir | genç zabit mırıldandı: — İkinci mülâzım © olmayıpta | paşa falan olsaydım şu kızla ev. | lenmek isterdim. Petek duydu bunu. Güldü, gül- dü. Sonra: — İkinci mülâzım! Dedi. Yaylâ kızmı almak için miralay, paşa ol. mağa lüzum yok. Yaylâ kizi, Yay- lâ kızıdır. Yeter ki onu alacak ta Yaylâ çocuğu olsun. Genç zabitler haykırdılar: Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. 4887. —Yaşasın Yaylâ kızları! Sarışın zabit: — Biz, hepi larıyız. — He; e birden varamam ki Kahkahalar arasında sarışın za- de Yaylâ çocuk: —Yalnız bana var! - Ne yazık ki kalbimde başka | bir sarışm delikanlı senden önce yer aldı. — Kim o mutlu delikanlı? — Bizim köyde çerçilik ederdi. İ Şimdi dükkân açmış. Yaylâ kızı bu sözleri kendi de farkında olmadan söylemişti ve içinde çocukluğundanberi bilme- den taşıdığı sevgisini ancak şimdi anlamıştı. Sarışın genç zabit bileğindeki küçük altın saati çıkarıp uzattı: —Bunu işanlınıza ârmağan ediyorum kız kardeşim! Dedi ve Yaylâ kızının elini öp- İ ğişmi Yarın akşam | ARTİSTİK. sineması İ Mevsimin en büyük filmi ve |PAPRİKAJ nın sev'mli yıldır ÖFRANZISKA GAAL'in Yeni neşriyat VARLIK Altıncı nüshası Reşat Nuri Beyin tam bir piyesini ilâve olarak vermiştir. Halkevleri reisi Necip Ali Beyin çok mühim bir müsahebesi ile başlıyan bu nüshaya, Kemalettin Kâmi, Enis Behiç, Halit Fahri, Necmettin Halil,Yaşar Na- bi, Cevdet Kudret ve Behçet Kemal da pek mühim birer makale vermişler. dir. Hikâye cihetinden de bu nüsha pek zengindir; kıymetli şair Necip Fazılın çok nefis bir hikâyesi ile Nahit Sırrı Be yin büyük bir alâka ile takip edilen Kanlıcanm bir yalısında» isimli tefri- kasının mabadini ihtiya eylemektedir. Abdülhak iŞnasi ve Mahmut Ragıp Bey lerin resme ve musikiye dair birer maka id Mehmet Cemil Beyin Darülbeda- dair yeni akisler uyandıracak bir i kâneğ yazısiyle, Halit Fahri Beyin Kâ. zum Nâmi Beye cevabı, ve Yaşar Nabi, Sabri Esat, Ahmet Muhip, Behçet Ke sal, Hamit Macit, Susican, Niyazi Sab- ri, Hâşim Nezihi Beylerin şürleri yine bu nüshayı süslemektedir. Hararetle tavsiye ederiz. Yazı tedrisatında yeni usuller Ilk Tedrisat müfettişlerinden Man- sur Tekin ve M. Şevki Beyler bu isimli faydalı bir eter neşretmişlerdir. Mual. lim ve talebeye tavsiye ederiz. Öz dilimize doğru Memleketimizin bu yegine lisani- bacmen büyüdüğü gibi mündericat iti barile de hayli zenginleşmiştir.. Dil Kurultayını kutlulayan bu sayısında Pr. Mürrin beynelmilel | Tisaniyat âle- minde bir meklep sayılan ve matbuatı- mızda henüz yayılmamış Yafes naza- i hakkında muallim Abdülcel ri Yusuf Ziya Beyin Yürüklere ve lara doğru adlı seyahat notları, Alü, Beyin Düğün sözü kında bir tetkiki ile Suphi Nuri, Daniş Remzi, Halk şairi Bahri Reis ve Ragıp Şevki Beylerin yazıları vardır. iğinden: «Birli» in dördüncü sayısı daha zengin münderecatla on sayfa olarak tişarı bir kaç gün geçike ZAYİ KURT KÖPEĞİ Tarabya ile Yeniköy arasında siyah varı bir Kurt köpegi kay- kolmuştur. Bulan Taratyada İ3- viçre sefarethanesine tesliminde iyi mâkâfat alacaktır. "Telefon: 34,58 Y (8108) e Mahkemesi | Ticaret Dairesinden: | 4 Skemberi mahtumları şirketin İ tanbul Tütün gümrüğü caddesinde 1 Noli dükkünda limoncu Bellomente Ef, aleyhine 932-964 dosya mumarsile ika - me eylediği 8323 lira 74 kuruş alack da- in İs vasından dolayı ikametgâhı meçhul bu- lunan müddeialeyir. ilânen icra kılınan İ tebligata rağmen tebellâğu muktezi ev- İ rakı tebelluğ edip cevap lâyihası verme- İ diğinden sebkedon talebe binaen hak - kında gıyap kararı verilerek tebli kamına kaim olmak üzere gıyap kararı mahkeme divanhanesine talik kılınmış ol | duğundan 7-11.933 salı günü saat 13,30 | da mahkemeye gelmediği veya vekil gön İ dermediği takdirde vak'aları kabul ve ilerar etmiş addile bir daha muhakemeye kabul olunmıyacağı ilân olunur. (8096) Petek alkışlar arasında otomobi line atladı. Meclis bahçesinin kö- şesine gelince indi. Yürüye yürüye eski kulübün önüne geldi. Şimdi " orası Kulüp Sineması ile Tabarin Bardı. —Yalnız kılığı kıyafeti biraz de diyerek gülümsedi. Duvar- ları okşadı. İş Bankası pek hoşuna gitti. Paraları orada idi. Yalnız bi. nanın arka yüzünü hiç beğenmedi. Yaylâ kızı Ankara sokaklarmı do- laşıyordu. Her tanıdığı eski bina- yı okşuyor, sonra ellerini yüzüne sürüyordu. Otelin odasına kapanmca buğün den sonra, ne yapacağını düşün- meğe başladı. Köse dayıya söyle mediklerini şimdi defterine not e- diyordu: 1 — Köyümde oturacağım. 2 — Sarı ile evleneceği 3 — Babamın tek gözlü onaracağım, 4 — Köyümde bir yatımektebi evini Beyler aruz - hece münakaşası hakkın. | Birinci temsili muhteşemi VERONİKA | Gençlik, neşe, şarkılı ve nefis musikili filmini gösterecektir. İlâveten FOKS JURNAL, Telefon: 4-2851 ypg (8102) $ BUGÜN ŞIK sinema Sehhar yıldız Brigitte Helm ij Albert Prejean! ii en çok muvaffak oldukları ğı Beş BAL AYİ ei Fransızca sözlü nam muar: filmi devam ediyor. — (895 RADYO Bugünkü proğram İSTANBUL: 18: Gramofon, 18,30: ders (İlerlemiş ol 19: Sax Mabmüre Handan Hanım 19445: Saz, Fazilet Hanim. 2050: Efüslya Hanim Sadi Bey ve arr. 2130: Gramofon. -İ pa konseri 21.55: Da BUDAPEŞTE, 580 24 — Dsttende kahvabanes 1Oçl0; Edekiymi, 204 iyi 41 21,351 Bükreyten: vi: 2245: Haberler. Da: Dame mu MİLANO - TORİNO FLORANSA Şİİ 18,35: Dana musikisi — Haberler < 20; Haberler — Plik. 2045: — Eenebi haberler. — Phâk, 21; Haberler 21 PRAG, 488 18,20: Haberler. 19,30: Almanca neyi Halk. şarkıları, 21: Plâk, 21,38: Bi Aypa konseri ik radyo eri A meşriyatının ve musiki Meda çr Tir ai — Piâk. 2120: Mu mi 0 Po ya göre tanzim edilmiştir? Orkestra, 21,35: o Bütün AVRUPA akledeceği konseri Senfonik Romen 22; Tagasni (Romen balk şarkıları) Senfonik'in devamı. 23,13; Koro konseri: Son, BRESLAU 325 m. 4 Saşekeli anatkârane konter, 2350 Paraları enenat edilir. Tiyetini kabul etmez, BUGÜNKÜ HAV Yeşilköy Askeri rasat merkezinden rilen babere göre bugün hava bulutlu vam edecek ve fasılalı yaj ur Timetre, em fazla secaklık 18, ce kaydedilmiştir. yaptıracağım, 5 — Şehirde liseye gelen yel çocuklar için bir bedava pansi açacağım. 6 — Anama mezar Ya babama? Burada durdu. Babasının eti miği kalmamıştı ki.. Mezarı de olacak? Ya babama? O mezar istemez! Dedi. har kaplıyan gökler onun me ir. Dışarıya kulak verdi. Cümhuriyetin onuncu yıl mü uğulduyordu. Muzikalar yor, İnsanlar kaynaşıyor, dalga sesler yükseliyordu. a kızı bu uğultuları dinledi, ve rahat bir nefes alarak ar ar dı: —Babamr anıyorlar! Yi ğ ae Mehmet'leri anıyorlar! ai e ân ÇOK ŞUKUR © BİTTİ inde DİKMEN

Bu sayıdan diğer sayfalar: