17 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iğ e ” 7) ERE ydın ormanları . De hrip edile edile yok denecek hâle geldi YDIN, (Miliyet) — Vilâyeti- » en zengin orman mıntakası d Taği Çine ve Karacasu ka- üç kaza ormanları hakkın- vvelce malümat vermiştim. bumda merkez Aydın iyle, Nazilli ve Söke kazala- nanları hakkında edindiğim natı Yazıyorum, oi teşkilât itibariyle ormanlı Müsait olan vilâyetimiz, ev Orman itibariyle yurdun en n leme olduğu bu gün eserlerinden anlaşılıyor. sen Aydın ovalarında yağasen atli dinç, ve'sağlam dedeleri- 1» , bukuvvet ve kudretlerini ğ 2 mutedil olması ve arazinin , ğaçlarla ve sık ormanlarla be Niş olmasından edinmişlerdir. i farelerin müsamahası ne- elişi güzel idare edilen vi- pu ormanları tahrip edile â üç kazada orman hemen p dei derecede azalmış, Bil le kalmamıştır. a €ski idarelerde tatbik Kura alık usulünün de or- tesiri ın mahvolmasında bü- tayd vardır. Zirai, sıhhi bd ası olan ve memleketimi- teşk yl ve en büyük serveti- P Ea ormanlarımız, Os- small zam yurdu keyfi arzu çe İyem ettikleri istib inde olduğu gibi, meşruti- devrinde de büyük ihmali uğ. «ip devirde de ondalık usulü tir, i eş hriyetin on senelik feyiz- : Ne ise her sahada olduğu b nlarımızı da ele almış, irmak ve tek ine koymak için şiddet Pali tedbir Bi ları evirlerin yurdu ve yurt- maş di keyif ve heveslerini e karşı, yurttan aldığını yine yurdun Cia an refahma harca Mide 9865 1 yet idarasinde on se Evvelç Vira sârfetmüştir. edi lâyikiyle tesbit ve ame imifayen Kücük mukavele K ya terkedilen orman- hak kesif olmıyan Gö ilmeğe müsaade © Na md İnkiyap a İse iyor, Zine, bir takip ve mu- bulunduruluyor. Şok kesif mınta- | #ttiriliyor ve balta- traşlamağa müsaade İometre mu- sı manlık teşkil ediyor. bu gür melik himmet olmasay- mein bunun da elde kalmıya. il e edilmez. il te 1200 lira gelir in anlar muhafaza ve üre- Ya siyle 932 senesinde 500 Müğgr.rülmüş, buna mukabil , 00 ke içinde her sene 6000 - arasında masraf edilmiş ki Bu vihj amlar, her sahada oldu- »İi 5g ömhuriyetin, ve onun fi hen “sinin ormanlara verdi m Yet ve kıymeti ve or- N vana uhafaza ve ilerlemesi di, * himmeti gösterir bir a YupnaYaktan ölüm dl, 4 Sı ilâyetine Mali küzman Budaçayır kö: pla yüzünde birköy genci ür, kiza yirken gene ayni köy- ik sarkıntılık yapmak iste kaçıp eve giderek vak'- Hn lan “inu üzerine kızın akra- i nd eni Ahmet ve Hüseyin eniyi, delikanlı Hasanın evi la rıya çağırmışlar Hasan iki gün tah- Bey fetişi Halit ! lena gelerek Kadas- Ünleği ik ve teftiş etmiş, dır, Venle Aydından ayrık. n 8 rü, üeadelesini eti Milliyet) 4, ii dün etkisi De Elsan em trenle aydına gel- i AfEY Sıtma mücadele i başlamıştır. ER e MEMLEKET HABERLERİ T Sıvas ticaret odası son senelerde ne yaptı Sıvaslılar yün fabrikası istiyorlar SİVAS, (Milliyet) — Cümhu- riyet rejiminin bahşettiği hürriyet sayesinde Sivas Ticaret odası memleketin iktısadi ihtiyacını hü- kümeti cümhuüriyemizin yüksek nazarlarma koymaya muvaffak olmuştus. Gerek matbuatile ve gerekse umumi kongre ve oda ta- rafından doğrudan doğruya Vekâ letle temas neticesi memleketin di ğer aksamına nazaran himayeye muhtaç vaziyeti tebarüz ettirilmiş ve bu hakikat tesbit ettirilmiş ol- makla beraber Sivas topraklarının ve meteorolojik ahvalin yapılan tetkikat neticesi elverişli olmayı- şından şeker fabrikası hükümetin büyük arzusuna rağmen Sivasta kurulmasına imkân görülmemiş ve Turhala nakledilmiştir. Bu, Si- vas için büsbütün kaybolmuş de- mek te değildir. Sivas şehri ve Tur hala doğru hat güzergâhı olan Yıl dızeli ve civarı Turhal şeker fab- rikasma mükemmelen pancar gön derebilirler, yeter ki, çalışılsın. zaten gayede Sivas köylüsüne hizmet idi, İktısat Vekili Beyefen dinin Sivası teşrifleri münasebe- tiyle Ticaret ve Sanayi odası tara- fından kendilerine sunulan rapor? İn şeker fabrikasmdan manda tren tar'feleri ve Sıvasta bir yün fabrikası inş sına da temas edile- rek bunlar için de hükümetten di- lekte bulunulmuştu, Vekil Beyin verdiği cevapta şeker için tahki- kat yaptırmakta olduğunu, tarife ler için Nafia Vekâletine yazdığı- nı ve gelecek cevabım bildirileceği ni, yün fabrikası için de henüz tet- kikat yapılmadığını bildirmişler di. Odanm raporuna bu suretle ce- vap veren bu gibi bir çok asariyle iştihar etmiş olan muhterem > sat Vekilimizden elinden gelen her şeyi Sivas için de esirgemiye- ceğini kuvvetle. ümit edebiliriz. Memleketi demir ağlarla ören, i- marr ve refahı için hiç bir seyi &- sirgemiyen Cümhuriyet Halk Fır- kasınm umdeleri her vatandasın derdine deva olabilecek mahiyet- tedir, daha ziyade bir sanayi mer- kezi olmak istidadımda olan Siva- sın hükümetin kudreti nisbetinde eskidenberi iştihar etmiş olduğu bu emele elbette bir gün kavuşü- tur, Sak calığımızın istikbal ve in- kişafı burada açılabilecek bir yün fabrikası ile feyz bulacak ve & kisine medar olacaktır... Memleketimizin . nüfus siyase- ti, süfusunun artması Merkezi e nadolunun sanayileşmesini âmil- dire Sivasın Hinterlandı Vasi Sivas hi tacak olan »iva: vetli bir ilk ii in ül şimdi. serkezlerinin — Sıvasa olan uzaklığı Ve bu seferki, pancar tec leri de ri misal teş kil i gibi Sivas vilâ- yanl iat tarafından ken- dilerine bahşedilen maadin, O man, tütün, incir, afyon. Pam İmdık, deniz. sar ve syali gibi memleketin diğer bütü KİR dilme ve bu servetlerden ülliyen mabrumdur- Bu sebepten Odanın re Yesi bu açık vaziyeti hükümeti > nafiz nazarlarına koymak tar. Bunun için vilâyetin diğer ye cilerinin de muaveneti riz. Aksi takdirde mahiyeti haiz olan Si rum hattınm Divriğiye Muya ticari sonra Sivasm — icarivesi çok düşecektir. şimdiden düşünerek küçük Mik” 4 şehri ancak kuv- membar olmakla halihazır is- yasta smai inşaatta bulunmale rını muhterem ye işaret SATİE 18 TEŞRİNİEvyEL ÇARŞA j | interlandını yaşa- | ye a | a Elektrikli Mutfak sn, ŞİRKETİ MBA günü saat 15 de Kabristan ederiz. Meselâ Sivas - Erzurum şimen- difer şirketinin yapacağı rivayeti çıkan çimento fabrikası, Şirket bu sta henüz bir karar vermedi- öyliyor. Acaba tüccarları- mız bir şirket teşekkül ettirip böy le bir teşebbüste (o bulunamazlar mı? Sekiz sene sürecek olan Sivas - Erzurum yolu ve Sivasın her ta- rafa bağlı merkezi vaziyeti bir çi- mento fabrikası için bol isti ak menabii noktai nazarından her za man kârlr olacaktır. Sivas çermiklerinin ıslahiyle civar vilâyet ve kazaların rağbeti- ni celbedip buralardan seyyah cel betmekte Sivaslılar için ihmal e- dilmiyecek büyük bir nimettir, Yumurta ihracatı. Sivastan ihraç edilen yumurta- nun tren ücretlerinin tahfifine ve memleketin bolca yetiştirdiği pa- tatesin ihracma yol açmak için bu mahsulü tenzilâtlı tarife ile ih raç etmek için Oda tarafından te- şebbüsatılâzimede bulunmaktadır, Kahvehaneler fazla 'Asrımız sürat ve faaliyet asrr- dır. Herkese uymıyan ezilmeğe mahkümdur. Kaybedilen zamanı telâfi için soluk almaksızın çalış- mak azminde olduğumuzu da ma- alesef eski devirlerin itiyadı ola- rak bakaya kalmıs olan o mebzul kahvehanelerin tahdidi ile isbat e- delim, bu dileğimizi de hükümete iblâğını makamı aidinden rica €- deriz. Oda azaları Hükümeti merkeziye son Oda heyeti intihabmda Oda azaları- nm okur yazar olmalarını mecburi kılmış ve bu son intihabat bu şera it di de vukubulması da hükü metimizin Odalara atfettiği ehem miyetin bariz bir delilidir. Muhterem azalarımız kendile- rine verilen vazifeyi benimseye- rek ve idrak ederek ne dereceye kadar çalışıyorlarsa muhterem tüc car ve esnafımız da ilmü irfana o derece ehemmiyet vermesine ve cehaletle hiç bir iş yap larına inanmaları lâzımdır. Devlet bizi Avrupaya bağladı. Sıvastan İstanbul tren yolu ile bir bucuk güne indi. Bu maddi bağlanışm yanında manevi bağlanış fırsatlarını da bol bol bize bahsediyor. Bunlar- dan istifade etmek vazifemizdir. Baskâtio MUZAFFER Avdın #efterdarlığı AYDIN, (Milliyet) — Ankara def- terdarlığına tayin olunan defterdar Ba- ha Beyin yerine henüz kimse tayin ©- dilmemiştir. Vilâyetimiz delterdar vekâ- leti varidat rü Salih Bey, tarafın. dan yapılmaktadır. Salih Bey, uzun müddettenberi Ay- dında varidat müdürlüğü yapmış, ken- disini halka çok sevdirmiş, hazine hü- kukunu ve ferdin haklı dileklerini koru. İ muş bir zattır. ş Aydın sıtma mücadelesi AYDIN, (Milliyet) — Aydın vilâ- yeti sıtma mücadele riyasetine, Manisa reisi Dr. Kâni Bey tayin olunmuştur. Köni Bey dün Aydma gelerek vazile- sine başlamıştır. Aydın mücadele lâbo- ratuvar şefi Dr. Hasan Bey (Adana sıtma mücadele Enstitüsüne müdür ta- yin ya e De kişehire ve ir reisi siye SE salsa elemli > İzmitte dikiş sergisi IZMIT, (Milliyet) — Şehrimizde mütevazı çalışan ir müessese var, İzmit dikiş yurdu ini taşıyan bu müessesede her sene bir çok hanım- lar, genç kızlar bir sergi hazırlamakta” dullar, Bu ders yılı mezunları da çok ve muvaffak bir sergi - açmışlar» Tır, Bu sergide teşhir edilen eserler sergiyi gezenler tarafından çok beğenil- mektedir. Yurt müdürü Sacide Hanımı tebrik eder, memleket kızlarına göster - diği faydalı işleri takdir ederiz. in bir salonunda ELEKTRİKLE zoka; di ni ini il ini Vel eşle ard yi e e GİRMEK SERBESTTİR | İzmitte imar işleri Kış ve sinemalar - Çınar ağacında tarzanlar İZMİT, (Milliyet) — Bu Son günlerde İzmitte göze çarpan ve durmadan devam eden büyük bir imar faaliyeti var. Eski mezarlıkların, yangın yer lerinin yer yer güzelleştiğini, yeni yeni binaların yükseldiğin, bu, ba rap, toprakların büyük bir mamu- reye benzediğini gördükçe için çin seviniyor, yeşil ve tabii güz liklere cömertçesine sahip İzmit, bütün bütün yeşilleşiyor, değişi- yor diyebiliriz. Bu göz alıcı imar faaliyetinin herkesin parasızlıktan, işlerin ke- satlığından yana yakıla dem vur- duğu, zamanda olması dikkate değer bir hâdisedir. Para ile imanın kimde bulundu- ğu bilinemi; ğinden geçelim. Yalnız şurayı ilâve edeyim ki, İz- mit, hayati şartları itibariyle cid- den çök ucuz bir şehirdir. Bu u- cuzluk arasında bilhassa memurla rın canını sıkan ev kiralarının pek pahalı olmasıdır. Burada oturula- bilecek bir evin kirası yirmi, yir- mi beş lira arasında tehalüf etmek te olduğundan devam etmekte o- lan imar işleri sevinilecek bir hâ- disedir. Çünkü ev kiraları son za- manlarda hissolunacak kadar u- cuzlamıştır. Kış ve sinemalar Son baharın ürkek ve titrek parmakları mevsim sonu perdesi- ni açtı. Bu, perdenin açılmasiyle beraber güzel ve cazibeli yaz gün lerine veda eden İzmitliler şimdi kışı hoşça geçirmek için akın akın sinemaların dar, sıhhi olmıyan ça- tıları altına giriyorlar. İzmitte iki sinema vardır. Biri sesli, diğeri sessiz. Sesli sinemanın da sesli o- lacağı söyleniyor. Sesli sinema çok rağbet gör- mektedir. Bilhassa iyi filmler olur sa oturacak yer bulmak bir mesele halini alır. Geçen gün bu sesli si- nema “Mavi Tuna” li bir film göstereceğini büyük büyük ilânlar Ta yaydığrhalde başka bir film göstermiş, Halkın semahatini sui- istimal etthiştir. Fakat bu sinema- cı efendilöre haber vermek lâzım- dır ki, bir kabil hareketleri teker- rür etmesin.Çünkü halk aldatılma ğa aslâ tahammül edemiyor. Ve bu satırlar, halkın dileği, arzusiy-. le yazılmıştır. İzmitte kışın en çok sevilen bir ciheti de Deniz orkestrasının her hafta Üssü - Bahri ( salonlarında verdiği konserdir. Garbin en seçi- li parçalarını bize tattıran, Üssü - Bahrinin kıymetli Ookumandanı Mehmet Ali Paşa Hazretlerini ve değeri çok şefi İhsan Beyi, sanat- kâr gençleri takdir ile anmayı bir vazife biliyoruz. Yalnız yazma- dan geçemiyeceğiz ki, bu, hafta- da bir gün, bize yıllardır tahassü- rünü çektiğimiz ruhumuzun gıda- sini kana kana, doya doya tattıra- mıyor. Cümhuriyet Bayramı sevinçleri Cümhüriyet bayramı yaklaştık ça şehrin manzarası değişiyor, gü zel, sevimli bir renk, şekil alıyor. Ellerinde bayrak, fener, kandil çe şit çeşit ampuller gezen bir çok in sanla: sesleri boğuluncaya kadar İ bağırıyorlar: — Bayrağın nizami şekli böy- le... —5 tane 5 kuruş. Bayrak.. — Kandil yüz para.. Beğen be- ğendiğini al.. Herkes beğenip beğendiğini al dıkça alış verişler çoğalıyor. Fa- |» kat diyorlar ki, Yahudi vatandaş- lar İstanbuldan buraya yığın yığm bayrak, kandil ve saire gönderi- yorlarmış. Ve gene diyorlar ki, gönderdikleri bayraklar hiç te is- tenilen şekilde değilmiş. Şehirde göze çarpan başlıca hu susiyetlerden birisi de yer yer ku rulan taklar oluyor. Bütün müessese ve daireler kurdukları takların birbirinden gü zel olabilmesi için azami dikkat gösteriyorlar. Halk tabakaları bu hummalı çalışmaları gördükçe he yecandan heyecana düşüyor. Genç ihtiyar, çoluk çocuk bütün millet. te taşkın neşeler var.Herkes biribi. rine soruyor: — Bayrama kaç gün kaldı? Ve Bayram niçin bu kadar uza. İzmitlilerin bu kadar sabi SIZ olmağa hakları da var. Başka şe- Hanımlarımız nasıl gençleşiyorlar? Kendisi 80 yaşında amma, altın sarısı saçları, kudretten sürmeli gözleri var.. Nİ | Ni bir | yazı Gülsuyu ile yıkandıktan sonra — Krem masajı — Elektrik makinesi faaliyete geçiyor — Aman gıcıkla- nıyorumi—Dışarıya devrilen kirpikler— Hesap puslasıl Evde kadın.. Sokakta (o kadın.. Bum lar, sanki ayrı ayrı iki mahlüktur. Biri- birlerine hiç benzemezler. Hele bazı ka- kaşlar.. Çukurlarının içinden bakan kir- piksiz gözler... Ayni kadını, tuvaletini yaptıktan son- ra görün; teşhis kuvvetiniz ne kadar fazla olursa olsun, mümkün değil kendi- #ini tanıyamazsınız. Bu o düşünce bana şu mevzuu hatırlattı: — Kadınlarımız nasıl gençleşiyorlar, nasıl güzelleşiyorlar, (o ve neticede nasıl tanınmaz hale geliyorlar? Ne zamandır, bu sihirbazlığı yakm- dan tetkik edebilecek bir yer arıyordum. Tanıdıklardan biri, Beyoğlunda bir yer tarif etti: — Parmakkapıda Institut de Benwte? ye giti. Orada her şeyi gözlerinle gö Tür: 1 sahibi Dimitro Efendi is minde biri.. Beni görünce; nezaketle ö— nüme geçti: — Yanlış gelöiniz efendim, dedi, kekler tarafına yandaki kapal yine siniz! Hayır! Ben hanmıları görmeğe gel- : İçeride tanıdığınız bir hanım ms var Biraz durakladım, nihayet adıma söy- tiyorum... — Hay hay. Size anlatayım. — Anlatmak kâfi Görmek te âzim. Tekrar önüme geçti: Olamaz efendim? — Niçin? Harem mi var? — Harem değil amma, bazı hanımlar, istemiyorlar ki bir başkası tuvalet yapar- ken onları görsün. Anlayorsumuz değil mi , Anlıyordum amma, anlamış görünmek işime gelmiyordu, —Canım dedim, ben şöyle bir kena- ra ilişir, sesimi çıkarmadan seyrederim. — Tuhaf olur amma. Müşterilere karşı. — Hiç tuhaf Ve onun cevabını beklemeden yavaş ça dim, Dükkân sahibi bir emri vakinin önüne geçemeyince bana bir is- kemle uzattı. Oturdum. Tam karşıma gelen koltukta, tenzilât- Beyaz önlüklü genç bir elinde tülbentle az la geldi. Öteki kızlar, ortada fırıl fırıl dönü- yorlardı. Masanm üstünde düzüne ile şişe, tüp- ler dolüsu krem, ve bir hayli tuvalet eş- yası birikmişti. Hamfendinin başı sarıl- dıktan sonra, kızlardan biri şişenin için- den akıttığı su ile pamuğu güzelce ıslata- rak yüzüne buladı. Ortalığı © güzel bir gülsuyu kokusu bürümüştü. Anladım ki li içindeki gülsuyundan başka bir tey değildi.Fakat bu muhteşem H. ef. nin yüzünde gezdirilen pamuğun biraz sonra aldığı manzarayı ne siz sorun, ne de ben söyliyeyim. Kömür denilen nes- nede ancak pamuk kadar siyah olabilir. Bundan sonra, Kuvaför kız, kremin yar- dımma müracaat etti, Fakat, bu kağşa- mış, yer yer buruşmuş çehrenin boşluk larını kapamağa öyle bir kaç tutumluk | krem ne yapsın? Kızcağız, şişeni . e boşaltaığı halde eli gene Üremde ii. Ve bunu parmaklarile o masaj yaparale ihtiyar müşterinin yanaklarına, göz ka- geldi. Kordonunu prize taktılar. Ucun- daki lâstik boruyu ihtiyar o müşterinin imiz Siki bir Böy ya- pacak, İzmit bayramların bayramı nı. Zira büyük başbuğun büyük na- mına dikilen heykelini Cümhuri- yet bayramında görecek olan İz- mitliler akla, fikre gelmez tezahü rat içinde o gün coşkun bir deniz yi engin engin kabarıp taşacak. Çınar ağaçlarındaki Tarzanlar li Meşhur Demiryolu caddesinin iki tarafımı baştan başa kaplıyan büyük çınar ağalçları tekrar kesil meğe, budanmağa başlandı. Bu atsa ağaçları bir sincap gibi tır anan en uç tepesinde pervasız. ve büyük bir souk kanlılıkla çur sallıyan insanları gören halk hay- retten hayrete düşerek “Tarzan, Tarzan” diye söyleniyorlar. Meşhur Tarzan bizim Tarzan- ların yanında gölge kalır doğrusu. Cevdet YAKUP yüzünde gezdirmeğe başlayınca cağız yerinden top gibi “er Mel genç kız ürkekliği ile haylurıyordu: — Hay. Aman, yapmayın... Fena o- luyorum! — . Niçin efendim? £ Geçen sefer hiç ytenez? Bilmem. Neden? Bugün gıcıklanı- ses çıkarmamı, Ea 'e kahkaha ile gülmeğ il ENE çek Yeki yetinden şüpheye sualler soruyordu: — Hiç buruşuk kalmıyacak, deği Matmazel? . si MEK — Hiç... Hiç... Bir ta ile, Siz rak ele e e Lâstik borulu elektrik makinesini; ruşukları düzeltmek gibi nazik bir w zife deruhte ettiği anlaşılıyordu. Bundan sonra Hamfendinin yüzüne yüz derecede kaynar suda ıslatılmış bez. lerden üsttüste iki kompres yapıştırdı. Yar. m aleri kaldırdıkları zaman, ka ıncağız istakoz gibi kızarmıştı. Kendi kendime — Ey gençlik! Senin içi üye Diye alpler in dukları bez, uk suya © batırılmış — olduğu için le Bunefendi — hafifçe oürperdi. — Tek- Tar pamukların rolü Ih- tiyarın yağlı cildinden daha bir hayli müzahrafat çıkarıldı. Kaşlar o cımbızla Yolundu, kirpiklere rimel sürülerek de sarıya devrik bir vaziyet aldırıldı. Gü- zelleşme ameliyesi bununla bitmemişti. bir kaş ike pale lee özi meal eğime,“ mi Artık, herşey tamam olmuştı , Hamfendi, iki dirhem bir” - lek süzüle süzüle ayağa kalktı, e. sal. lana yürüyerek vezmeye yaklaştı. İşte para: 100 kuruş saç kesmek ve ondülas; 400 kuruş saç boyaması 150 kuruş masaj ve makyaj, 50 kuruş manikür 100 kuruş e (bunları daha ev. ola Xi N vel yaptırmış olacak) Yedi buçuk liraya o gençlik satm ak mak la fena bir şey değil ama, boya gü- zelliği ile ten güzelliğini erbabı ne olsa ayırt ediyor. Bütün bu ameliyatın me kadar sürdü- ünü de söyliyeyim: Tamam üç santi. Bir koltuğun üstünde k üç saat oturmak, ve bu esnada bir hayli işkence çekmek pek kolay değil! Dükkân sahibine sordum: — Erkek müşterileriniz de var, des düştüğünü görteren ama inni kızlardan biri cevap ver : — Erkekler, kadınlardan çok!.. , Anlattıklarına göre erkek müşterile rin çoğu yaşı altmışı geçmiş zengin ho» var, , Vaktile acuze kaynanalardan biri geli ninin rengi madığını görünce fena halde kıskanmış: — A kız, sen yüzüne ne sürüyorsur ki hiç ihtiyarlamıyorsun? — Kasaba gidip derimi yüzdürüyo- Kaynanası buna inanmış. Doğruca kasaba koşmuş. Bol para vadederek yü- zünün derisini — bıçakla soymağa razı etmiş, Kasap, derisini kaldırırken; can« acısı ilet — Aman! Diye bağırmca kasap bt çağı elinden bırakmış: —İstersen vaz geçeyim! Fakat gelinine karşı genç görünmek gayreti ile işi yarıda bırakamamış: iz, kasap yüz, güzelliktir! De- miş. Perükâr dükkânlarında kendini saat lerce çendereye hapsedenler de bu kay- Bana gibit © — Yüz, berber başı! Yüz. Güzellik» tir! Diyorlar. Fakat bana © kalsa zorla güzellik olur mu, olmaz O mı? O da ayrı mesele. M. SALAHADDİN Trabzon stadyomu TRABZON, (Milliyet) — Trabzon stadyormunun inşası için elli bin liralık bir keşif yapılmıştır. Yeni plâna baş- lamak üzere açık kalan kısım muvakka ten mıntaka tarafından tahta ile çevril. miştir. Aydın mensucat fabrikaşı NAZILLI, (Milliyet) Nazilli urulacale mensucat Fabrilmmm lde smeliyesini yapan ve projelemei gozel ayan gruptan mühendis Ali Beyden ölreniimiğe göre .stasyonı - fabrikaya uzat

Bu sayıdan diğer sayfalar: