29 Kasım 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

29 Kasım 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' Hergün bir yazı Ölü bir âlemden dirisine! Nikâh memurunun karşısına gitmeden ve gittikten sonra bir ölüş ve bir doğuş! Arkadaşlardan birinin nikâhım- | da bulundum. Genç koca, saat tam ikide belediye evlenme memurlu- ğunun kapısından içeri girmiş bu- İunacaktı. Fakat iki oldu, iki bu- çuk oldu. Hattâ üçe varmağa üç beş dakika bir şey (kaldı. Bizim ahbap yok. Nihayet, uzaktan, onu iki game ğın kolları arasında gördüm. Ür. kek ve perişan bir hali vardı. Âde- ta sallanarak yürüyordu. Evlenme memurluğu binasmın önüne gelin- ce birden durakladı. Kollarına gi- ren arkadaşları sıkı tutmasalar bel- ki de düşecekti; teşpihte hata ol maz ya.. Mezbahada kan kokusu almış kasaplık bir koyun gibi a- yakları geri geri gidiyordu: — Kendini topla yahu!... Ne o- luyorsun? Dedik. Gülümsemeğe çalıştı; sonra saa- t sada: alınca mırıl- . Cevabını ki dönmezsin! Nihayet bize tâbi oldu. Merdi- venleri ağır ağır, iki o adımda bir dinlenerek çıktı. Salonda, davetliler toplanmış, damadı bekliyorlardı. Halbuki o, mümkün olsa, aramızda kaybo- Jacaktı. Git gide, biraz açıldı. Etra- fındakilerle konuşmağa başladı. Fakat sıkılgan hali üzerinden git- memişti. Muzip arkadaşlar, ona hafifçe takılmaktan kendilerini alamıyor- lardı: -— Zavallı Şemsi... Biraz sonra seni de gömeceğiz ba. — Düşün bir kere.. Bütün hürri- yetini şu kapının içinde bırakıp çıkacaksın! Biz söyledikçe o büsbütün kıza- rıp bozarıyor: — Allah aşkına yapmayın! Di- yordu. Yirmi üç yaşında bir (o erkeğin evlenme çağa girmemiş sayıldığı bir devirde yaşıyoruz. Bunun için de, bu kadar genç koca olmak tu- hafımıza gidiyor. Halbuki, yarım asır el, yir mi yaşımda bir erkek | hiç olmaz- sa iki çocuk babası idi. , Arada bir, ona takılmaktan geri kalmıyoruz: — Nihayet sen de dünya evine giriyorsun ha. Ben dedim ki: — Daha belli olmaz.. Dünya e- vine mi giriyor, kafese mi giriyor? Sonra anlaşılır. Nikâh hazırlıkları başladı. Ev- Jenme memuru bir tarafta, daktilo hanım bir tarafta, meşgul.. Bu esnada, ortaya yeni bir mese- le çıktı: — Şahitler kim olacak?.. Nikâhı kı nm gencin iki arka- daşı şahitliğini kabul etti. Evlen- me memurluğunun masasına doğ- irlerken gülüşenler oldu: — Talkını iyi verin.. Herhumun ruhu muazzep olmasın!.. Evlenme memuru, gözlüğünü düzelterek şahitlerin ayrı ayrı isim- lerini, hüviyetlerini deftere kay- dettikten Yazan: VİCKİ BAUM Doktor, ufak pikürse vasıtasile has- tasını dalgınlıktan zorla söküp uyan- dırıyor, ameliyat için müsaade istiyor. Hısım akrabasına malümat vermek ü- zere buzgarın adresini (o bildirmesini ci Yavırla söyleyince Oliver ha- Dünün ini ancak o zaman anlı- yabildi. — Akrabam yok, diye fısıldadı, söz söyliye- şmiş, şişmişti. Kendi kendini gayet kei bir surette yok- ladı. Artık hiç bir ağrım yoktu. Yata» ğinın içinde muttasıl kayıyor ve ufalı- yordu. — Ameliyat mı? Ne ameliyatı? Güç bir şey mi? — Sanatini bilen bir hekim için hiç bir ameliyat güç değildir. ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Güveyle gelin de (yanyana iki iskemlede... Arada uzun bir süküt.. Evlenme memuru, hafifçe öksü- rerek ayağa kalktı. Gayet resmi bir lisanla, kıza hanımefendi, erkeğe Beyefendi / diyerek, evlenmenin faydalarını teşrih eden uzun bir başlangıç yaptıktan sonra maksa- da girdi : — Falan hanımefendi! sizin fi- lânca Beyefendi ile akdi yap yorum. Hiç bir tesir altında kalma- dan muvafakat ediyor musunuz? Diye sordu. Kızcağız belirsiz, fal cevap verdi —Evet! Ayni suale cevap verirken erkek biraz (düşünceli ve biraz dal- gın görünüyordu: Evet.. Derken başmı öyle bir klarını öyle masumane şü vardı ki, güya hal dili nefes alır gibi, belli içten gelen bir sesle eği bi il — Ne yapalım.. Oldu bir kere., Ne çare, kader diyor gil İmamın önünde nikâh kıydırmış bir eski evli sıfatile söyliyeyim ki, yeni evlenen genç kızlar dünyanın en talili insanları! Bundan on on sene evvel, dünya evine giren kızların, kapı arkalarında yobazca lâflara kan- ter dökerek cevap vermeğe çalış- maları, ne acıklı şeydi. İ toplıyarak evve lwrdı: lâneyi... nefsin için tezviç ve tenkih eyledin mi? Çoğu bu kelimelerin hiç birini anlamadan: “— Evet!,,i bastırırdı. İmam, sonra kızın o bulunduğu odanın önüne gelir, kapı arkasın- dan seslenirdi: — Ya filân bintehu filâne... Ta- lip ve ragıbın olan falan ibni filânı tezevvüç ve tenekküh eyledin mi? Kız, usulden olduğu için üç defa tekrar edilmedikçe suale ce- vap vermezdi. Halbuki, şimdi iki nişanlı, kolkola verip evlenme me- murunun önüne geliyor, serbestçe nikâhlarmı kıydırıp kendi işlerini kendileri görüyorla Ve asıl ehemmiyetlisi lar kadınla erkeği biribi pa muk ipliği ile bağlarlardı. Bugün- kü nikâhlar ise, bağlamıyor, perçinliyor. Merasim bittikten sonra, şaka- lara artık devam edilmedi. Hepimiz ayrı ayrı karı (o kocayı tebrik ettik. Bizim yeni evli ahbap hayret eder göründü: — Hani, demin, bana rahmetli diyor, halime acıyordunuz. Bir ö- lüyü nasıl oluyorda tebrik ediyor- sunuz? Ben dedim ki: — Haklısın, amma, o zaman bir ölü idin, Şimdi de yeni bir âleme doğuyorsun. Demin bir ölüye acın- dık. Şimdi de yeni doğana © uzun ömür ve saadet diliyoruz. Buna bir diyeceğin yok ya.. M. SALAHADDİN Milli kostümlü balo ANKARA, 28 (illiyet) — Her se ne Himayeietfalin teşebbüsile yapı- lan milli kos balo bu sene de kânunuevvelin yedinci günü akşamı Ankara Palasta verilecektir. Balo - Bun bermutat zengin olması için mü- zelerden ve sair müesseselerden eski milli kostümler getirilmiştir. Bu se- neki baloya da fevkalâde rağbet gös terileceği herkesin milli elbise tedari- ki hususundaki tehalükünden anlaşı!- maktadır. Terczme: KAMRAN ŞERİF Dworsky Amerika müttehidesinin en büyük cerrahı idi ve meseleyi, | belki | haksız olarak; yalnız kendi bakım. 'dan mütalca ediyordu. Oliver çocukça bir eda ile sordu: — Sonra iyileşir miyim? — Ümit ederim. Bu aldatıcı cevap üzerine bir an dü- şündü. Her dakika zihninde biraz da- ha berraklık hası! oluyordu. O zama- na kadar Dworsky'nin yüzünü bu ka- dar iyi görmemişti. Şimdi onu müthiş bir vuzuhla görüyordu. Vaktile Cicar- water'de o ölü (Osazan balığını ne kadar vuzuhla görmüşse doktorun gehresini de öyle görüyordu. Dworsky” nin gözleri kurşuni idi, gözbebekleri siyahtı, gözlerinin akında incecik kır- | mizi vardı. İ dağıtılmıştır. Ordu, daha çok fındık istihsaline çalışıyor Bu sene ordu yolundan memlekete 1,761,763 lira girecek demektir Orduda vapura fındık götüren kayıklardan biri. ORDU, (Milliyet) — Vilâyeti- mizin fındık rekoltesi yıldan yıla artmaktadır. Milli gelir yığınına her yıl milyonlarca lira katan fın- dığın değerini köylülerimiz pek gü- zel anlıyarak verimli (o tarlalarına yeni yeni fındık fidanları dikmek- tedirler. Bir kaç yıl sonra bu fidan lar mahsul verecek, dahilindeki fındık kat daha artmış bulunacaktır. Hu- susi muhasebe bütçesinin yardımı ile İtalyada ziraaçılık tahsil etmiş olan bir memleket genci, . fındık ağaçlarile pek yakında alâkadar olmakta ve köylüyü aydınlatmak- tadır. Diğer taraftan vilâyetimiz ziraat müdrlüğü de, findik bahçe- lerinin hastalıktan ; kurtulması ve imar hakkında bir ihtarname ha- zırlanarak bütün bâhçe sahiplerine Bü Tlatnamed. gaçlara âriz olan “fındık kurtları, ile “Akarya,, denilen mantarların nasıl temizleneceği ve bahçelerin fenni şekilde imarmın nasıl ol: ğı gösterilmektedir. Bunlara riayet etmiyenlerin bahçelerinde ziraat ' mücadele memurları tarafından lâ- zımgelen işler yapılacak ve sarfedi len para beş misli olarak tahsil edilecektir. Ordunun bu seneki fındık rekol- tesi (5,760000) kilodur. Mahsulün yetiştirdiği 3-eylül-933 tarihinden 15 - 11 - 933 tarihine kadar muhte- lif Avrupa şebirlerine iskelemiz- den (9209) çuval da (688,915) lo kapuklu ve (21,544) o çuvalda (1,670,534) kilo iç fındık ihraç e- dilmiş ve buna mukabil memleke- timize (861,763) lira | girmiştir. Bundan sonraki (ihracatın 25000 çuval olacağı tahmin edilmekte- dir. Şu halde bu yıl memleketimize 1,761,763 lira girmiş bulunacaktır. Fındık içi fabrikalarımızda çalı- şan makineler, malı daha ( temiz ve daha nefis çıkarmak için devam İı bir aşk ile emeklerini esirgeme» mekte ve her yıl edinilen tecrübele re göre yeni yeni (aletler icat ve tatbik etmektedirler, Bu aletlerin malzemesi yarli malıdır. Yapılma- #ı da tamamen yerli işçilerin düşün ce ve emeği mahsulüdür. Eandırmaya işleyen vapurlar | BANDIRMA, (Milliyet) — Ban dırma - İstanbul arasında işliyen posta vapurları gece limana muay- yen vakitte gelmezler. Ve Bandır- madan muntazam bir saatle hare- ket etmezlerdi. Vapurların bu in- tizamsız hareketleri yüzünden bir çok yolcular vapura yetişemezler. Tüccar da bu halden çok zarar gö- rürdü. Liman idaresi ve tüccarın şikâye tini nazarıdikkate alarak badema vapurların muayyen vakitlerde ge- lip gitmelerini acentelerine ve va- pur süvarilerine bildirmiştir. Bu tebliğe göre posta vapurları Ban- dırmaya gece nihayet saat (ikiye kadar gelecekler. Ve bandırmadan ağ saat 22 de hâreket edecekler- ir. a Den Aydında köy kongreleri AYDIN, (Milliyet) — Merkez nahi yeleri köy kongreleri devam etmektedir. Fırkamız vilâyet idare heyeti azaları her köy kongresine giderek köylülerimizle bükümetin ve fırkam'zm köylüyü yük- seltmek hususunda aldığı tedbirleri izah etmek ve cümhuriyet idaresinin on sene de — Tehlike var mı? — Ameliyat yapılmazsa daha bü- yük tehlike var. Dworsky tereddüt etti. Hastaları a- yerdi. Şiddetle kaldırıp alnını aradı Ee gayretle bel du ve düşünceli bir tavırla okşadı. De- Oliver düşündü: i defa yuttu, yorgun, uyuşuk kalbidaha süretile atmağa ad. mana kadar yalnız bir Giri çar Oliver Dent'in hasta olduğunu Fakir çocuklara yemek elbise ve kitap MİLAS, (Mülliyet) — Kıymetli ve şlışkan kaymakamımız Sırrı Beyef teşekkül et- rı himaye için bir heyet miştir, Resimde görüldüğü veçhile, ber gün ilk mektebin 60 — 70 fakir çocuğu te- zat gocer bulunmaktadırlar. Başmu- allim Arif Beyin bu husustaki değer, halkınm, möbetle gönderdiği m rem temin etilmektedir.. Sihhiye müsteşarı Çankırıda ÇANKIRI, (Milliyet) — Sıhhiye müsteşarı Hüsamettin Bey beraberin- de vekâletin : teftiş heyeti reisi Fuat ve Ankara mıntakası sıtma mücadele halde şeh- ri dolaşmıştır. Ayrıca şehrin yakının. da kurutulan Fesliğon bataklığma gi- derek kurutulan yerleri görmüştür. İnşaatı bitmekte olan yeni hastahane hayvan gibi mağrurane ve sakitane saklamağa mu- vaffak olmuştu. Fakat şimdi iş ehem- miyet kesbediyor, bayat memat mese- esi halini alıyor, bu gururlu — süküt birden bire hurdahaş oluyordu. Daha asil bir maddeden mamül olan sessiz gölge, Edward O. Drake çekiliyordu. Onun yerine Dworsky'nin eline sarı- lan Oliver Dent, bir hasta, cançekişen bir yıldız kalıyordu. Amirane bir eda ile fısıldadı: i rmalısınız. anla” İoktorun yi aybeden dudakla- HABERLERİ İncirciler Aydında bir kongre yapacaklar Mahksat, incir istihsal işini teşkilât- landırmak, zararın ön5ne geçmektir AYDIN, (Milliyet) — İncir müstah i gilerinin fırkada bir toplantı yapacak- ları bildirmiştim, Evvelki gür mubte- Hi incir mıntakalarından gelen 33 Mü- teşebbüs müstahsil Aydın fırka salonun- da, fırka vilâyet idare heyetinin iştirü kile toplandılar, Toplantıya fırka reisi Etem Kadri Bey açarak : İncir işini ko nuşmak ve müstahsilleri zarara sokan hallere karşı tedbirler düşünerek gele- cek sene incir mevsimine hazırlıklı çık- mak için müstahsillerin fırkamızın de- lâletini istediklerini, son dolaşmaların- da her yerde bu müracaatlarla karşılaş- tığımı, bunun üzerine bu in ko- nuşularak fırka teşkilâtna tamim edile- rek müteşebbüslerin dâvet olunduğunu anlattı ve £ — Ruzname, hazırl k yok, bu toplan- da ne konuşulacağı belli olacak, mevzu bütün genişliğile incir vaziyetidir. Dedi. Ve fırkanın memleket ve halk menfaatına tealluk eden her işe hudut ve salâhiyyeti di de alâka gösterdiği söyledi ve toplantıya mü dslinenrin hea hediyeni WE iraksal lük” ğunu ve Ege havzasında çıkan incirlere güne çare: cir müstahsilini yem kl ol. duğunu anlattı, Her mırtakadan gelen söz alarak incir müstahsilinin kurtarıl. ması için devlet elile idare olunmasını, bu olmazsa her mıntakada kooperatifler kurularak bunların bir ittükada bağlan- masını müdafaa ettiler. Penarbaşı müstahsillerinden Hamdi B., Aydın incir müstahsilleri ortaklığı gi ketinin bu işte 3009 lira sermaye ile ku- rulduğu ve zamanla bugünkü hale geldi- ğini söyledi. “ Germencik belediye reisi | Tahir Bey de, Aydın incir müstahsilleri köopereti- fi kuranlar srasmda İcendirinin de bulun- duğunu, bu işte 3000 lira değil, 3 para | bile sermayesi bulunmadığını, 180 çuval mal hazmlayarak İzmire götürdük bunun navlunu olan 42 liranın temini i- gin m müessisler ceplerini boşalttık- türk azim ve kimmetile bu şerait altında kurulan bu müsssesen'n kazancını ihti- sermaye koyarık 3 sene sonunda oo zn Tira sermaye sahibi olduğunu an- Dan bir çok hatipler söz söyledikten sonra Etem Kadri , söz — İncir işleri üzerinde benim de fikir- lerim var dedi, ve : . Evvelâ ğayenin müstahsil ile müsteh- me ialiyemLiya veya istihsal merke- zindeki vastaya vermeği mecbur olma- sı, bu yüzden uğradığı zararları, bu iti- barla müstahsile istihsal masrafı için lâ- zam olan paranın müstahsili bağlanaca ğı bir şekilde teminini izah etti. İkincisinin satış sistemi aracılar oldu- ğunubugünkü satışı bir kıç elden geçti- ğini, çengelci aracı tüccar, komisyoncu, ihr Avrupadaki alet mücssesele lerin vaziyetlerini anlatarak, incir üze rinden kazanan aradaki bu üç dört, e lin müttefikinin teşkilâtlanmak suretile müstahsilin cebinde kalabileceğini izah etti, Üçüncüsünün tasnif ve işleme olduğu- nu, tasnifin İzmirde yapı'masını müstah- silin çok zararma o'duğunu, tasnifin is- tihsal merkezlerinde yapılması ve işleme “Ölmek, kelimesini söylerken kendi de korkuyordu. Dworsky hastanın el- lerini tutup yorganın üzerine koydu. — Böyle şeyler söylenir mi hiç? A- yıp değil mi? İş o raddeye (gelmedi. Ben sizi terketmiyeceğim... Eğer siz beni terkelmezseniz... Gözlerinin önündeki çehreyi dikkat le tetkik etti: Hâlâ m N gerilmiş bir ele çehresi 'akat afişlerdeki, reklâmlardaki Oliver Dent in çehresine zerre kadar benzemiyor. du. Dworsky :inemava hasımdır, arti; lere de fazla kıymet vermez, bel hayatmda çok sinema artisti | tedavi ettiği için. Doktor 'çinden: — Hay Allah cezasını versin, gör- dün mü bir kere başımıza gelenleri?.. dedi. İşte bu kadar. Ayağa kalkarak sor- duz — Demek ameliyata muvafakat e- diyorsunuz ?. Oliver doktoru gözlerile takip etti. Başını kımıldatamıyordu,fakat gözleri hâlâ hareket edebiliyordu. Karyola- nın ayakucunun ötesinde gölge hüküm | dır. Ve mektebin projesini yapma” ambalaj işlerininde tercihen istihsal m6” kezlerine alınmasının müstahsil ( lehis gok büyük menfaatlar temin © mevcut bazı misallarla izah etti. nu, bunun da tasından tesirlerini, Aydın — şimendifef kumpanyasının senede incir makliyesid” 'n asğari 500000 lira aldığını bunu mühim bir mıktarını müstahsilin cebin” de bırakmak imkânı mevcut olduğunu bunun teşkilâtlanmak — suretile nakliy€ mevsiminden evvel alınacak tedbirlerle mümkün olabileceğini, deve, araba V€ şair nakil vastalarından istifade edebil enin imkânlarını vereceği faydaları sf tt. Son olarak ta: Bunları yapabilmek © gin almacak tedbirlerin iki yolda bulun * duğunu bunun birisinin hükümetin or” taya atacağı bir teşkilât formulü ile, di” Zeri de müstahsilin doğrudan doğruya toplanarak teşk'latlanması suretile mü kün olabileceğini söyleyerek birlik ve kooperatif tarz ve şekillerini izah ettik. Neticede müteşcbbüslerin mıntakala" rında mahalli fırka idare hey'etlerile te“ mas ve umum müstahsilleri toplayarak aralarından seçecekleri selâhiyottar mü" messillerin 20 gün içinde Aydında esasli bir konğre yapmaları kararlaştırıldı. e ğin Sale EE Köylü mektep isteyor AYDIN, (Milliyet) — Germen cik nahiyesine bağlı pmarbaşt “Eski Reşadiye,, köyü halkı köy“ lerine bir mektep yapmağı karar- laştırmışlardır. Bu hususta tetki kat yapmak üzere Fırka reisi E- tem Kadri Fırka vilâyet idare he- yetinden mühendis Hıfzı, Germen cik nahiye müdürü Süleyman ve Belediye reisi Tahir Beyler pmar- giderek mektep yapılacak arsa üzerinde tetkikat yapmışlar” ğı mühendis Hıfzı Bey kabul et Pınarbaşı muhtarı Faik ve Fır- ka nahiye reisi Mustafa Enver B. ler çok çalışkan köylerine az z3- manda çok hizmet etmiş birçok uri ran eserlerini vücude * getirmiş ça» lışkan ve münevver gençlerimiz” dendir. Bu son ve çok kıymetli eserle- rini takip edeceğine şüphe etmi- yorum . Aydında kadastro işleri AYDIN, ize) — Aydında ka” dastro işlerine faaliyetle devam olunu * sipaşa, tasarruf işleri bitirilerek tapu senetleri sahiplerine verilmek üzere tapuya dev” redilmiştir. Orta, Kurtuluş, Güzelhisar ve Hasan Efendi mahallelerinin de ölçâ leri bitirilmiş ve tasarruf işleri bitiril * mek üzeredir ki bir aya kadar bu ma » halleler de tapu idaretine devrolunmu$ bulunacaktır. Cümhuriyet mahallesinin halle bitince kalan üç mahalle ölçülme- ğe başlayacaktır. iy dnilmeme EEE si şimdiye kadar 4200 Parsel yapmıştır. Aydında pamuk AYDIN, (Milliyet) — Havaların şim iye kadar kurak gitmesi pamukçular: nz işine yaramış ve yağmur mii kozalar toplanmıştır. Aydmm merkezinde Koza 6, Çekirdekli pamuk 8 - 9 kuruşa alınmaktadır. Bu hesapça mahliç fiyatı 34 - 35 kuruşa mM Akşehir. adliy adliyesinde AKŞEHİR, (Milliyet) — Şikeli ağır ceza veisliğine tayin edilen Hi yin Avni B. cümburiyet müddekumamil” ğine tayin edilen Nami ve azalığa in- tihap edilen" Veli Beyler şehrimize gele“ rek yeni vazifelerine başlamışlardı kemaliitina ile uyutmuşlardı. Uyuma” den evvel seksen dörde kadar sayabi/- di. Nihayet kuvvetli ameliyat lâmba- 8 onun nazarında bir projektöre ta- havvül etti, stüdyoda sinema © çekili- yor, fakat o bu sâhrieye iştirak etmek istemiyordu. Kocaman lâstik çizmele- ri içinde ayakta bekleyen (o Dworsky zihnen, bu anut mukavemeti alkole münhemik organizmelerin tipik karak terleri olarak - kaydetti. Mükemmel bir ameliyat oldu. Iki asistan hâlâ bu ameliyattan bahsederler; Doktor he- men hemen bütün mideyi kesip çıkar- dı, geri kalai sağa raptetti, bütün ameliyatı bi at sekiz dakikada e Oliver 168 numaralı oğay. dekter Plovehfisld isminde birinin i- daresi altında bulunan tahtezzemin teşrih salonuna gönderildi. Oliver akşama kadar kendini bilme- di. Uyandığı zâman sanki bir çok par- çalardan mürekkepmiş te bu parçalar uzak ve karanlık diyarlardan bir bir (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: