16 Aralık 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1

16 Aralık 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Maarif Vekâleti memlekete zanaat adamları yetiştirmek için sanayi omekteplerinin ıslahına karar verdi. FİYATI 5 KURUŞTUR... me ise Beynelmilel alacak (Verecek işleri Dün Avrupa devletlerinin Ame- rikaya olan borç taksitlerinin va- desi gene geldi. Beklenildiği gibi, Fransa, Belçika ve Lehistan, tak- sitin hiç bir kısmını tediye etme- diler. İngiltere ve İtalya “Sanki | verdim,, ismi altında ufak bir pa- ra ödedi. Yalnız küçük Fenlân- diya, taksiti tam olarak tediye et- miştir. Fransız grupu üçüncü de- fadır ki tediyeden istinkâf edi- Yor. İngiltere 1932 kânunuevvel İ taksitini tam olarak ödemişti. On- dan sonra geçen yaz taksitile dünkü taksiti “Sanki verdim,, şek- linde ödemiş, yani ödememiştir. Binaenaleyh dünyanın en büyük ve en zengin devletlerinin borç- larını tediyeden istinkâf etmele- ri, beynelmilel alacak verecek iş- lerini bir defa daha günün mese- İ esi haline koymaktadır. Amerikaya borçlu olan dev- etler, devletin devlete olan bor- cu ile devletin şahıslara olan bor- cu arasında fark gözetiyorlar. Filhakika bu, doğrudur. Fa- kat hakikatin tamamı değildir. Ba- İ zı devletlerin borçları yalnız ken- İ di tebaalarma değil, yabancı dev. İ let tebaalarmadır. Bu vaziyette borç, devletin devlete olan bor- cundan farksızdır. Çünkü bugün- kü şartlar altında borçlarm tedi- Yesini müşkülleştiren mesele pa- ra ihraç edilememesidir. Bir dev- let diğer devlete, yahut ta diğer devletler tebaasına olan borçları- nı üç şekilde tediye edebilir: 1 — Para ile, 2 — Mal ile, 3 — Hizmet ile, i Geçen asırların kapitalist siste- minde İngiltere gibi alacaklı dev- İetler, ikraz ettikleri para muka- bilinde mal alırlardı. İngiltere zengin bir rantiyer vaziyetinde dünyaya paralarını ikraz etmiş, her memleket çalışır, mahsulünü yetiştirir, yetiştirdiği mahsulün en iyisini İngiltereye yollari Hügiliz- ler de tenis ve golf oynarlar, av- lanırlar, eğlenirler ve yaşar Bu sistemin devammı temin et mek için de aldıkları paranın bir kısmını sarfederek rm ie İ ederler ve hangi memleket borcu nu tediye etmek istemezse, şen . maya tahsildarlık vazifesini gör- dürürlerdi. Bu sistemi alt üst eden Ameri- ka oldu. Amerika harpten evvel borçlu memleket idi. Diğer beni lu memleketler gibi e ihraç eder, para alır ve ii ye tediye tie Büyük harp A- merikayı borçlu bir devlet halin- den çıkardı, alacaklı hale koydu. Fakat Amerikalıların borçlu mil- let olmak haleti ruhiyesi değişme- di. İngilizler gibi oturup ta ran İ iyerlik etmek istemediler. Hem hariçe ikraz ettikleri on milyar ka- dar doların faizlerini para olarak istediler; hem de ziraat ve sana- yi sahasında çok çalışarak ihra- catçı bir memleket sıfatile memle- ketlerine para ithal etmek istedi- ler. Bu şartlar altında borçlu ©- lan memleketler borçlarını tediye edemez hale geldiler ve sistem yı- kıldı. 15 kânunuevvel 1932 bu $is- temin yıkıldığı gündür. Bu tarihtenberi geçen bir se- ne göstermiştir ki bugünkü şart- lar altında bir devletin diğer dev- lete yahut ta diğer devlet tebaa- sına olan borcunu tediye etmesi maddeten imkânsızdır. Bu imkân- sızlık ta alacaklı memleketlerin borçlu memleketler eşyasına karşı kapılarını kapamalarından ileri geliyor. Devletin devlete olsun, devletin yabancı bir devlet tebaa- sına olsun, bir memleketten diğer memlekete para çıkarılmasını is- tizam edecek bir borcun tediyesi isteniliyorsa, imkân temin etmek lâzıtadır. Bu imkân da ticaret mü- vazenesinde o memleket lehine hiç olmazsa borcu nispetinde bir faz- lalık temin edecek formüller bul- makla kabildir. Halbuki bugün kü vaziyet nedir? Her devlet, yük - sek gümrük tarifeleri, kontenjan, takas ve daha bir çok tahdidat ile memlekete mal ithalini menet- meğe çalışıyor. Borçlu memle- ketler için böyle bir siyasetin ta- kibi zaruridir. Fakat © alacaklı memleketler ya ticaret müvazene- lerinin kendi. aleyhlerinde olması- La en merakla Sahip ve Başmuharriri: A Siirt Meb'usu MAHMUT Çekoslovak Hariciye nazırı M. Benes Parise geldi. Orta Avrupadaki vaziyet umumi şekilde görüşüldü. 8 inci sene No. 2821 ANKARA, 15. A, A, — İktisat #aruf haftasının dördüncü yıldönümü münasebeti'e Ziraat Vekili Muhlis Bey bu akşam radyödâ şu nutku söylemişler» Mi; “ Vatandaşlar “ İktisat ve tasarruf cemiyetinden bir mektup aldım. Bunda tasarruf haftasın- da benim de radyo İle bir konferans ver- mekliğim isteniliyordu. o Azasından bu- lunmakla iftihar duyduğum cemiyetin ve onun derin saygılarlala bağlı. bulundu- ğun yüksek şefinin emirleri getirmek benim için zevki dir. Ve bu münmsebetle aziz vatandaşla” rımla hasbihalde bulunabilmek te büyük bir şereftir. Bu telâkkilerledir dinsı o'madan, huzurunuza çıkmış bulu- Buyorüm, Parola “ Aziz dinleyicilerim, * İktisat ve tasarruf cemiyetinin bir çok hizmetleri arasında - ve başmda — ir,yerli malı kullan parolaları savaşları büyük muvaffakiyet- "edi ve ilerlemekte. Bu muvaffakiyetleri ve bunun feyiz- Ki tesirlerini kendimizde, muhitimizde, â- detlerimizde, düşünüş ve görüşlerimizde kuvvetli izler halinde görmekte ve duy- maktayız. Para biriktirmek itiyadının çocukla- rımda ve hizmetçilerimde bile nasıl kök- leştiği arttığını sevinçle görmekte- yim. Yerli malı da artık zoraki değil, a- ranılarak, sevilerek, iftihar edilerek kul- Janılmaktadır. Onun için cemiyetin hizmetlerini, mu vaffakiyeticrini, onun feyzini görmüş fay dasımı görmüş bir vatandaş sıfatile say gı minnetle anmağı, | tekrarlamayı bir borç sayarım. Her varlıktan istifade Ancak bu muvafık o bir başlangıçtır. Tasâruf ve iktisat — ın daha derin ve şü müllü nianası üzerinde işlenecek, yürü- necek daha bir çok işlerimiz vardır. Be- nim kavrayış ve anlayışma göre tasar. ruf ve iktisadın başı hatta bizzat ken disi her kuvvetten her varlıktan son ve- rimin almaktır, alabilmektir, kafa, kol, toprak su, istidad, kabi iyet, zaman, ze- kâ daha bilmem ne kadar kuvvet ve var- lık varsa bunların hepsinin iyi kullanı” labilmesi, İyi işletilebilmesi tasarruf ve iktisadın emeli ruhundadır. bir çiftçi, kafasınm öğrenme kabiliyetin- den en fazla istifade edebilen bir mek- (Devamı 5 inci sahifede), Dünkü nüshamızda demiştik ki, e ğer yağmur devam etmez veya sahaları oynanmıyacak bir hale sokmazsa... Yine dünkü yazımızda demiştik ki, tasaray ve Beykozun sıkı müdafaa tarzları karşısında bu takımları ancak birer sayile meğlüp eden Fenerbahçe önünde, Fenerin oyun tarzına yakın bir Dün karşılaşan Fenerbahçe 4, Vefalılar 0 Kadıköyde maç yapılmadı Eyüp takımı Beylerbeyini yendi ta Ziraat Vekili Muhlis B- Haftanın Dördüncü günü Dün hava yağmurlu oldu- ğundan istenildiği gibi geçiş resmi yapılamadı Dün tasarruf haftasının dördüncü günü idi. Eğer hava güzel olsa idi dün hazret ve yerli mallar için haki- katen parlak bir gün olacaktı. Fakat havanın hemen hiç müsaade etmeden mütemadiyon yağması buna imkân br- Fakmadı. Garip bir tesadüftür ki dört se nedenberi tasarruf haftalarmın ber cuması yağmurlu veya karlı olmakta dır. Dün bir reklâm geçişi yapılacak” bi Yakan a ei bna yapıldı, am- ma istenildiği gibi değil.. Dün Eağmereda şehrin muhtelif yerlerine hediyeler atılacaktı. Bu ta- biatile yapılamadı. Vecihi Bey de tayyare ilc havada tasarrufa ve yer- li malma ait dumanla yazılar yaza caktı. Bu da olamadı. Bütün bunlara rağmen dün de yerli malı ve tasarruf hareketi için boş bir gün olarak geçmedi. Bu hare- (Devamı 5 inci sahifede) iki takım tarz kullanan Vefa — Kumkapı takımı Galatasaray ve Beykozun gol yaptırma mak sistemini yapamiyacağı için, Fe- nerbahçe hücum hattı biraz da deplar- manlı oynarsa alacağı netice daha yük sek olabilir... Yazdıklarımız çıktı: Gerek evvelki ( Devami 7 inci sahifede ) rmdan vazgeçmelidirler. Esasen ticaret müvazenesinin kendi aleyh- lerinde olması demek, umumi he- sap müvazenesinin de açık olma- sı demek değildir. Ticaret müva- zenelerinde açık kalan nispet, a- Tecaklı sıfatila borelulardan ala- aaa cakları para ile daima telâfi edile. | bilir. Yani alacaklı olanlar, vak- tile İngilterenin yaptığı gibi, aza- cık rantiyer hayatmı yaşamalı. Beynelmilel borçların tediye edi- lebilmesi için başka çare yoktur. Ahmet ŞUKRU CUMARTESİ b Da senelik rogram Vekiller Heyeti bugün müzakereye başlıyor ANKARA, 15. (Telefonla) — Iktisat vekiletinin uzun müddettenberi üzerin- de çalışmakta olduğu beş senelik ikti- #adi programın yarın Heyeti vekilede müzakeresine başlanacaktır. o Program âyhi zamanda İkiksat o vekâletinin bu- günkü ihtiyaç ve zaruretlere göre teş- kölktlandırılmasını istihdaf o etmekte ve | beş sene zarfında devlet ve fert'erin si- aj işlerini tespit etmiş | bulunmakta dır. İktisat vekâleli yapacağı sinai işler için hükümetten beş sene müddetle mik tarı otuz milyona varan bir kredi iste- mektedir. Milli bankalar da bu proğram da mühim vazifeler alacaklardır. M. Benes Paris'te e Fransız hariciye nazırı ile umumi vaziyeti görüştü PARİS, 15, A.A. — Havas ajansından: €oür'un mümessillerile memurları, birçok parla- dan müteaddit yüksek şahsiyetler tara- fıpdan karşılanıp se üzelanmıştır. ML Benes saat 17 de hariciye nezare- M. Benes ne gelmiş, M. Paul Bonccur dan kabul edilmiştir. M. Benes kendisini Parise getiren tre nin içinde İntransigeant gazetesinin hu- susi muhabirinin sorduğu suallere ver. diği cevapta Fransa hükümeti tarafın dan hem küçük itilâf daimi meclisinin lâbik reisi, hem de silâhları azaltma kon- feransı umumi komisyonunun o mazbata muharriri sıfatile Fransaya davet edi ( Devamı 7 inci sahıfede ) tarafın. Yugoslavya kralının doğum günü BELGRAT, 15. A.A. — Kral, bu se ne, doğduğu günün yıldönümünü Zağ- repte tesit edecektir. Efkârr umumiye bu hadiseye bir ehemmiyet atfeylemekte- dir. w ... Yarın Yugoslavya kralı Alexan dre hazretlerinin doğumunun yıl- dönümü oldüğundan Galatada St. Georges kâtolik kilisesinde saat 9,30 da bir âyini ruhani yapıla- caktır. Sonra Yugoslavya konsolosha- nesinde ortodoks âyini üzere ikin- Gi bir dua okunacaktır. Duadan sonra konsoloshanede bir resmi kabul yapılacaktır. Reichstag'ı Yakanlar Müddeiumumi iki idamını istedi 16 KÂNUNUEVVEL 19 1935 Müdür: ZETIR, Yam işleri müdürü: 24318. İdare ve Matbanı 24310, Tel; Sanayi Programı Bugün Vekiller Heyetinde. İktısadın başı her varlık- tan verimini almaktır Ziraat Vekili Muhlis Bey radyoda mühim bir nutuk söyledi Gayelerimiz neler olmalıdır? Ordu önünde batan Sovyetlerin Gelincik vapuru ve kurtarılanlar Balkanlarda şiddetli kar fırtınası hüküm sürüyor “ Gelincik ,, ismindeki Sovyet vapuru nasıl battı, mürettebatı nasıl kurtarıldı? Balkanlarda şiddetli kar fırtınaları hü- | küm sürmektedir. Bulgaristanda kar yağmaktadır, bu sebeple her gün saat 8 de Sirkeciye gelmekte olan ekspres tre ni'dün bez saat teehhürle ancak sönt 13 de vasıl olmuştur. Karadenizde fırtına hafifledi Gelen malümata göre Karadenizde fırtına hafiflenmiştir. Bu son fırtına da büyük bir kaza olmadan atlatılmıştır. Yalnız dün Bandirmada şehrimize gel- mekte olan Güzel İzmir gektiremesi a > dosun tesirile batmak (tehlikesi sında yükün beş yüz çuval kepeği de- niza atarak kurtulmuştur. Ordu önünde batan vapur senedenberi görülmemiş olan korkunç de niz fırtınası, bir çok canları azgın dal gaları arasında yok ettikten sonra sükü- net buldu. Fırtına, bütün s2 hilinde olduğu gibi Orduda da epeyce zararlar yaplı. Yük ve yolcu iskelel kımızı barap etti, Denize dö am mecralarını yıktı, tıkadı. Be- Yadiyemizin bu yüzden uğradığı zarar on bin liraya yakındır. Fırtınadan sonra Ordu yolcu iskelesi dalçaların sevkiyle sahilimizde karaya oturduğunu te'grafla haber vermiştim. Geminin yıkık teknesi, dalgaların müte- madi tazyik altında kuma gömülmüştür. Yirmi kişilik mürettehatndan on dördü Batumdan Samsuna gitmekte olan Ru; | Kurtulmuş ise de bunlardan birisi son- bandıralı “Gelincik” vapurunün şiddetli (Devamı 5 inci sahifede) Bütün okuyucularımızın büyük bir alâka ve merakla takip edecekleri yenişigrihi tefrikamıza,Pazar günü başlıyapağız. | Yazan: İSKENDER FAHREDDİN Bu romanda: Türkler Orta As- yadan nereye göç ttiler? - Dicle Fi- rat kıyılarına na- sıl yerleştiler ? - Garba nasıl da E dılar? - ( Babil) hrini ilk defa E ler kurdu? - # Tarihi devirler- den evvelki Me- deniyetler-Saray- Yeni tefrikamızdan bazı parçalar: . . . Kıratlı bir delikanlı kalabalı- ğın arasından bağırdı — Biz, taçlı başa boyun eğmeyiz.. Bizim reisimizin başımda güneşin ren gi var. Türk, ondan değerli taç tanı - maz. Yere vurun o gümüş ve zebercet parçalarını.. ve atlarınız onları çiğne- sin... İLİ” E — ie Es E , Alazeyiklerin reisi, Asu'yu gağırdı.. Güneşin oğlu, ihtiyarı dinli- yordu: — Oğul, sen gelecek av bay- ramına kadar at üstünde gezeceksin. Ve bir kadın çobanın peşine düşecek- sin! Onu çok seveceksin! Fakat, © mek isteyen kinci bir Seni yenmeğe çalışacak | LEİPZİG, 15 A. A. — Reichs- tag yangını muha kemesi dolayisi- le müddei umumi maznunlar- dan Van Der Lubbe ile Torgler hakkında o idam cezası hükmedil- Bulgar omaznun hakkında da b mesini istemişlir. Van der bül lar - Mabetler Köprüler - Yüksek kuleler - Firat dil- berleri »- Sirtella bağları ve bütün dünyayı saran bir Millet... Aşk, gurur, heyecan dolu bu yeni tefrikamızı PAZAR günü bekleyiniz! e ve kolay kolay senin koynuna girmi- ih” « Hitay, Fıratın biricik incisiy- ineşin oğlu, birgün dağda ge - te, genç kız, o günden beri, ima öç başı yukarıda gezen bu delikanlıdan ö: almak istiyordu... ilâh » ge AA ANL

Bu sayıdan diğer sayfalar: