December 16, 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

December 16, 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hoş beş! — Haftanın yazısı — » Hukuk mektebini birlikte bi- tirdikten sonra en aşağı 15 sene iribirini görmemiş iki arkadaş lardan birisi adliye mesleği- me girmiş senelerce müddelumu- mi muavinliği, mahkeme azalığı, ttâ reisliği etmiş. Nihayet do- maktan yorulmuş, ( İstanbula £elmiş, bir yazıhane açmış, avu- katlık ediyor, Süleymaniyede o- turuyor. Adı da Süleyman Bey. wlidir, Kangal eşrafından b Bin kıziyle. Diğer arkadaşı doğru dürüst bir iş tutmuş değildir. Şirketler. müşavirlik, meclisi idare aza- lığı, kançilârlık gibi şeyler yap- mış, Avrupada dolaşmış.. Şimdi İstanbuldadır. Galiba zengin bir Yaşlı dul ile evlenmiş rahat edi- yor. Bunun da ismi Cemil Bey. Geçende bunlar biribirlerini görüyorlar, tanışıyor, öpüşüyor- lar, Pek iyi arkadaştırlar. Cemil, Süleymanı sever. Çünkü ( Süley- man zeki, nüktedan bir adamdır. Bir akşam Cemil Bey, Süley- man Beyi sinemaya götürüyor.. Süleyman Bey böyle eğlencelere filân gider takımdan değildir. O harıl harıl hukuk kitapları okur. Sinemada görüşüyorlar: Cemil Bey başlıyor. — Süleyman, sinemayı sever misin?, — Küçük mahtumu daha ziya- de severim. Gülüştüler. Cemil, Süleymana musallat: — Joan Crawford'u nasıl bulur- Sun! — Tanımam... — AL. Tanımam deme, ayıp- larlar. Sinema Vödetleri içinde en fazla Sex - Oppeal (seksepil okumalı) sahibi odur. — Allah allah?! — un Bilhassa mimiklerine bak" — Görmedim.. Neresinde?.. — Yüzünde yahu! — Ya! öyle söylesene! — Efendim, bu kadın... — Hangi kadın?. — ei sinema Vödet'i.. — Sinema müddeti diye bir şey bilmiyorum. — Joan Çrawford dedim ya! — Ha! Şu mâna! Demek bu bir kadındır. — Ayol, demindenberi ekran- da oynayan. . — Ekran da neresi?.. — Perde, perde... — Anlaşıldı. Şımdi sor. — Nasıl hoşuna gidiyor mu?. — Fena değil. — Fena değil mi?. Ayol o dün- Yanın en elegan kadınıdır. — Ya!. Garip şey... — Garip şey mi?.. Enfes şey desene! Biraz sustular.. Süleyman Bey başladı.. — boş böğürümae bir var.. Netes alırken rahatsız yor. — Nevralji olmasın... — Bilmem!, Yeni bir hastalık mo — Muhakkak Nevraljidir. Bir komprime atofan al.. — Yal... — Ne düşünüyorsun, yoksa sende ipokonderi mi başladı?.. — Bilmem.. — Dıkkat et, önce ipokonde- ri şeklinde başlar, sonra melânko- liye çevirir, manyak olursun! — Ölürüm ha? — Tabii ölürsün! Çok çalışı- yor musun? — Eh, biraz. — Öyle ise sen surmen& (sür- möne) sin.. Dikkat et!.. — Nereme dikkat edeyim? — Her yerine?.. — Bu sürmöne dediğin kaza değil midir — Hayır!, Kaza filân değil. Hastalıktır. Hastalık ta değildir. Senin anlayacağın o fatigue (fa- tig)... — Evet! — Onun için sen adamakıllı bir cure (kür) yapmalısın. Ya!.. Ne ile yapılır 07. — Ne ile mi? Para ile,. Hayat bu yabu!.. Şimdi ekonominin si- rası mı?.. — Hayır, kim söylemiş sırası diye,, — Yemeklerin nasıl?.. — Hayır hı sun?.. — Çatal ile yiyorum. — Canım iştahm nasıl demek ır, nasıl yiyor. Ekomemi Portakallarımız Sovyetlerin alışa başlama- maları fiata tesir ediyor Başlıca ihraç eşyalarımızdan olan ve memlekete her sene bü- yük bir gelir temin eden portakal larımızın ihraç vaziyeti bu sene çok düşündürücü bir haldedir. Portakallarımızın başlıca alı- cısı Rusyadır, Eski idare zama- nında Anadolunun cenup vilâyet- lerinde yetişen nefis portakal ve mandarinlerin zararına olarak Ya- fa portakallarına temin edilen şöhret senelerce o çalışarak — atıl- muş ve Türk o portakalları cihan pazarlarında tanıtılmıştır. Fakat Rusya asıl Türk portakallarının alıcısı mevkiinde bulunmaktadır. Bu sene Rüsyanın mevsimin hay- li ilerlemiş olmasma rağmen he- nüz alıcı mevkiine geçememesi por takal yetiştirenleri ve ihracatçıla- rı büyük bir endişeye düşürmüş- tür. Dörtyol ve Karadeniz sahille- rinden gelen malümatta portakal. ların çürümek tehlikesi geçirdiği bildirilmektedir. Portakal fiyatla - rı her sandık başında daha şim- diden yarı yarıya düşmüştür. Verilen malümata göre bu se- neki vaziyetin başlıca sebebi ge- çen sene tabiatin bir cilvesi ola- rak portakallarımızın ekşi olma- sıdır. Halbuki bu sene yetişen por | takallar fevkalâde tatlıdır. En w- | fakları bile çok tatlı çıkmaktadır. Hükümetin bu hususta icap e- den tedbirleri alacağı ve başlıca gelir vasıtalarımızdan olan porta- kalların çürümesine meydan veril- imiyeceği muhakkak görülmekte- ir. Uskumru hollaşıyor Mevsimi geçtiği için son gün- lerde torik balığı Boğazda ve Marmarada çıkmamağa başlamış- tır. Yalnız Adalar önünde tek tük bulunuyor. Şimdi uskumru mevsi- mi başlamıştır. Ve ilk çıkışta balıkçıların yü- zünü güldürecek kadar mebzuk dür. Bundan bu sene uskumrunun olacağı istidlâl ediliyor. Şim- halde toptan kilosu 20 ku- ruş kadardır. Muğladan ihracat MUĞLA, 15 (A.A.) — İkinci teşrin ayı içinde v Bodrum, Marmaris limanlarından yabancı memleketlere 367 sığır, 375 keçi, 790 koyun, 3 kısrak, 327 kümes hayvanı, 720 kilo de- ri, 680 kilo sünger ve 49,000 kilo gübre ihraç edilmiştir. | BORSA | (Iş Bankasından alman cetvelidir) | 14 Kânunuevvel 1933 Fiatları Tabvilât Elektrik Anadolu 1 s . 2,15 $ kuponsuz 975 İ Mümessil ESHAM Telefen Bomonti Terkos Çimento 2010 15860 429 5765 19187 3417475 42083 Londra Nüyork Milano, Brüksel Atina Cenevre Amsterdam Sofya 1578 40075 1094 3740 450625 NUKUT Kuruş 20 (, Fransız 166 1:2 1 İsterlin 2 5 2 7 4 818 Kurup 2450 16 “* 24.— 023 “— a 4 725 — Kaç numara?.. — Numara ile değil, şöyle az bir şey. — Sinemadan çıkıp ayrılırken Cemil: — Gene görüşelim Süleyman kardeşim!. Hoş beş ederiz. — Görüşelim ya! Lâkin ben birlikte bir tercüman getireyim.. MİLLİYET CUMARTESİ 16 KANUNUEVVEL" 1933 ŞEHİR HABERLERİ Maaritte Sanat mektepleri Islah edilmeleri için Vekâ- let tetkikat yapıyor Ameli hayata ve iş sahasına genç elemanlar yetiştiren memle- ketin muhtelif vilâyetlerindeki ti- caret, san'at, ameli hayat ve zi- raat mektepleri hakkında Maarif Vekili Hikmet Bey esaslı tetkika- ta girişmiştir. Ankarada yeni açılan muhte- lif iş ve san'at ustaları yetiştiren mekteple, terzilik mektebi tetkik mevzuunu teşkil eden mücssese- ler meyanındadır. Maarif vekâle- ti pratik iş adamı yetiştiren bu müesseseleri esaslı surette ıslah etmek kararındadır. Faziiet mükâfatı Her sene olduğu gibi bu sc- ne de ilk, orta ve yüksek zümre- lere mensup üç mualiıme fazilet mukâta verilecektir. Mükatat sene başında, en faziletli üç mu- aılime Universitede merasimle tev zi olunacaktır. En çok fazilet sahibi üç mual- limi seçmek üzere intihaplar ya- pumaktadır. Orta tedrisat zümre- sine ait intihap bitmiş ve Kaba- taş lisesi tabiiye muallimi Sare- cettin Bey kazanmıştır. Yüksek tedrisat zümresinden de Köprülü zade Fuat Beyin kazanacağı tah- min edilmektedir. Si Farmakolog tale.e birliği Geçen pazartesi günü ekseriyet olmadığından tehir edilen Farma- kolog talebe Birliği kongresi bu pazartesi günü saat 14 te halke- vinde yapılacaktır. Taiebe birliği toplanamadı Talebe Birliği senelik kongre- si dün halkevinde yapılacaktı. Fa- kat ekseriyet olmadığından kon- gre gelecek cuma günü saat 13,5 da yapılmak üzere tehir edilmiş- tir. Namık Kemal ihtifali Talebe Birliği büyük Türk va- tanperveri şair Namık Kemal için bir ihtfial tertip etmiştir. Bu ih- tifal 2 kânunusanide yapılacak- tır. İhtifal programı tesbit edil- mektedir. Çanakkale şehitler abidesi Talebe Birliğinin Çanakkale şehitleri için yapmağı düşündüğü âbide meselesi yeni bir safhaya girmiştir. Vilâyet bu âbide için teberrü kabul edilmesi ve teşebbüsata gi- rişilmesi için şahsen bir zatı ahhütte bulunması lâ bildirmiştir. Talebe Bi ni gelecek heyeti idaresi bu husus- ta teşebbüsatta bulunacaktır. Türkçe isim Talebe Brliğinde bir çok mües- elerden ve ticarethanelerden isim bulmak için bir takım mü- racaatlar vaki olmaktadır. Bu müracaatlarda birliğin bu müesseselerin taşıdıkları ecnebi isimler yerine Türkçe isimler bu- lunması istenmektedir. Talebe Bir- liği bu hususta tetkikat yapmak- tadır. Bakır Çelebi Halep eşrafından Bakır Çelebi şehrimize gelmiş ve bir müddet kaldıktan sonra dün akşamki tren- le Ankaraya gitmiştir. Bakır Çe- lebi Türk tebaasındandır. Anka- rada hükümetle temas ettikten sonra Halebe gidecektir. Yangından sonra Tevkifhane binasında faaliyette bulunan (o müstantikler, müddei- umumiliğe müracat ederek af kanununun şümulü tarihinden son ra olan vukuatın esas fezlekeleri- nin polisten getirtilmesini istemiş- lerdir. a Müddeiumumilik bu fezlekele- rin çıkarılması için zabıtaya mü- | racaat etmiştir. Bunlar arasında beşinci istintak dairesi — tarafından tahkikatına | vazıyet edilmiş olan Beyoğlunda- ki rüşvet hadisesi de vardır. Buna ait Beyoğlu merkezinde ve polis | ikinci şube müdiriyetinde bulunan fezlekelerin tanzimine başlanmış- tır, Fezlekeler tanzim (edildikten sonra müddeiumumiliğe (o verile- cektir. Bundan başka tevkifhanede bu- lunan mevkuflardan ikisi sirkat ve ikisi hakaret cürümlerinden dört Ruhsatsız inşaat Binayı yapan mühendisler mesul tutulacak Kanuna muhalıf olarak inşa €- dilen bazı evicrın yıktırılmasına karar verildiğini yazmıştık. Belediye anşaatın o yıkılacak derecede uerilemesine musaade eden alâkadarlarm mes'ul olması lâzım geleceğini düşünmüş ve ken di şubelerine tebligatta bulunmuş- tur. Bu tebligata göre her semtin mühendisleri, belediye âmir ve memurları ve zabıta, belediyeden ruhsat almaksızın bir binanın in- şasına müsaade ettikleri takdirde mes'ul olacaklardır. Bu suretle halkın bilerek bil- miyerek inşa ettirdiği bir bina- nın yıkılmasına imkân verilmiye- cektir, Bir mahalle lamba isteyor Şehzadebaşında Kemal Paşa mahallesi hafkı, kendi aralarmda bir mazbata tanzim ederek bele- diyeye vermişlerdir. Bu mazbata- da mahalleye yeni yeni apartı- man ve evler yapıldığı halde, se- nelerdenberi bu sokaklara Obir lâmba asılmadığından şikâyet e- dilmektedir. beleviye talimatnamesinde tadilât yapılacak Şehir meclisinin şubat içtima- ıda yeni belediye zabıtası tali- matnamesinin müzakere edilmesi için muhtelit bir encümen tara- fından tetkikine karar verilmişti. Encümen talimatname © üzerinde tetkikatma başlamıştır. Yeni talimatnamede mevcut ahkâm hakkında alâkadar mü- dürlerin mütaleası (sorulmuştur. Bu mütalealar alındıktan sonra encümen, kararını verecektir. Eski şarkılar Konservatuvarda eski ve tari- hi eserleri toplamakla meşgul o- lan heyet'mesaisini bitirmek üze- redir. Toplanan eserler geçen ve ev- velki (oOasra ait Türk musi - Poliste Esrarkeşler Bir kulübede dört esrarkeş yakalandı Yenikapı civarmdaki bostan kulübe- lerinden birisine akşamları bazı şüpheli adamların toplanmakin oldukları ve bunların sabaha kadar kapıyı kapayıp kulübede kaldıkları polis'n nazarı dik- katini celbetmiş ve burasını gözetleme- ğe başlamıştır. Evvelki gece gene kulübeye dört ki- şi girmiş, bir müddet sonra da polisler giderek araştırma yapmışlardır. Bu a- raştırmada kulübede Haydar, Hakkı, Abdullah ve Muharrem isimlerinde dört kişi kabakla esrar içerlerken cürmü meş hut halinde yakalanmışlardır. Bunlardan Muharremin boş bir ku- lübeyi tamir ederek esrar tekkesi hali- ne get'rdiği anlaşılmıştır. Kulübede €s- rar paketleri de bulunarak müsadere ©- dilmiştir. Esrarkeşler Adliyeye teslim © dleceleledir. Zavallı bir yavrucak Aksarayda Davutpaşa camii karşısın da tahtaperde kenarına henüz iki yaşla rında el ve ayaklarından sakat bir kız İmaştar. e. Bu kış kıyamette. Kasımpaşa Camiikebir civarında Ke penekç'ler sokağında oturan Lütliye Hanım polise müracaat ederek iki sene denberi beraber yaşadıyı arabacı Kürt Mustafanın yatak, yorian ve battaniye çalarak kaçtığını iddin etmiştir. Kürt Mustafa yakalanmıştır. Çalınmış eşya deposu Üsküdar polis merkezi bir hersız çe- tesi Memurlar burda ba linde gramofon ve dikiş makintleri sa- tan sabkalı hırsızlardan Salâhattinin va- ziyetinden şöphelemmişler, üç gün ev- vel sabaha karşı ansızın evini sarmışlar dır. Salâhattin evvelâ uzun zamandan- beri hırsızlık yapmadığını, koltukçuluk yaparak geçindiğini söylemiş, fakat bir az srkıştrılmcn evinde bulunan eşyalar rı öteden beriden çalmış olduğunu söyle miştir. Tahkikat meticesinde Salihatti- yön Bekir ve Şükrü isminde iki arkada #: daha olduğu anlaşılmış ve bunlar da yakalanmışlardır. Bu üç kafadar son bir ay zarfında Kadıköyde ve Üsküdarda 20 den fazla ev ve dükkân soymuşlardır. Üç hırsız Zabıta İbrahim, keçi Nari ve Meh- met isimlerinde üç hırsız yakalamıştır. ki o parçalarıdır. Konservatu- var Ramazanm ilk gecele- rinden (birinde Tepebaşı ti- yatrosunda halka mahsus bir kon- ser tertip etmiştir. Bu konserde bugün tanman en büyük musiki üstatları bu bir, iki asırlık ömrü olan şarkıları halka arzedecekler- dir. Konseri muallim Halil Nuri B. idare edecektir. Reşat Bey kemanile, Dürrü B. tanburile ve Sedat Bey utuyla kon- sere iştirak edeceklerdir. Konser- de Hafız Yaşar Bey sola olarak eski şarkıları okuyacaktır. Bir Alman tayyaresi geldi, gitti Mısıra gitmekte olan bir Al man tayyaresi evvelki gün Ber- linden Yeşilköye gelmiş, ve dün öğleden sonra Eskişehire gitmiş- tir. Tayyarenin rakibi bir kadın olmak üzere iki kişiden ibaret tir. Costes pazartesi geliyor Şehrimize geleceğini yazdığı- mız Fransız tayyarecisi Costes'in pazartesi günü gelmesi beklenmek tedir. Costes şarkta bir propagan- da seyahatine çıkmıştır. Bindiği tayyare son sistem olup, gene son sistem alât ve edevat ile techiz €- dilmiştir. Atinadan gelen bir habere ğö- re, Costes Atinaya vasıl olmuş ve Yunan tayyarecileri tarafından samimi surette karşılanmıştır. YURTTAŞ ! “Ayıntabın fıstığı, İzmirin ü- Büyük yurdunun kuvvetli ve gt dalı yemişleridir. Bu gün ve bu gece Ayıntap fıstık, İzmir üzüm gün ve gecen olsun. Bunları al, İ ye ve sevdiklerine ikram et. Mülli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti sebeplere istinaden bunların tah. Hırsızlar elbirliğile çalışarak Küçükpa- zar, Unkapan ve Cibali taraflarında bir çok evler soymuşlardır. Polis merkezinin takibi neticesinde üş hırsız yine bir evi soymak isterler- en cürmü meşhat balilde yakalanmış. Bir hamal ağırca yaralandı Yeni postahane arkasında Basiret Hanmın altındaki lâstik mağazasından hamal Mehmet Antalya anbarına götür- mek üzere bir sandık lâstik yüklenmiş- tir. Tam Varna Hanımın yanından Anka Ta caddesine saparken şoför İsrmailin i- daresindeki 2817 mumaralı otemob'i ile toslamış, sandık bir tarafa hamal bir ta rafa yıkılmıştır. Otomobil kaçmışsa da Türbede yakalanmıştır. Hamal Mehmet ağr surette mecruh olduğundan hasta- haneye kaldırılmıştır. Hırsız hizmetçi Kadıköy Riza Paşa Bostan sokak | 17 numarada oturan İrfan Hanımın 117 lirasını hizmetçisi İstavri oğlu Sava çal muşsa da derhal yakalanmıştır. Çaydanlık meraklısı Sabıkalı Hasan Uzunçarşıda kahveci Şabanın dükkânma gelmiş, hir bardak çay içmiş, parasmı vererek çıkmış, 6- nünla beraber bir de güzel çaydanlık gitmiştir... İşin pek çabuk farkına varan kahve- ci hemen hırsızı yakalamış polise tes- Jim etmiştir, Memnu silâhlar Zabıla muhtelif © semtlerde şüpheli kimseler üzrinde araştırma yapmıştır. Bu araştırmada Ali ismünde birinin üze Ende bir tabanca ve fişekler, Salih, Ah #met, Hasan, Mehmet, Abdullah, Örer Nazmi isimlerinde yedi kişide birer bıçak, Cemal, Ahmet ve Abdul- lah isimlerinde üç kişide de çift ağızlı birer büyük kama bulunmuştur. Bıçak ve tabancalar müsadere edil. miştir, Sahipleri müsaadesiz silâh taşı- mak cürmünden Adliyeye verilmişler- dir. Bir kadın ortada yek Defterdarda oturan Mustafa Efendi- nin karısı Hayriye Hanım, bundan on gün evvel evden çıkmış ve bir daha dön memiştir, Mustafa Efendi, bulunması muhte- mel olen bir çok yerleri aramışsa da on gündenberi yapılan araştırmalar bir ne- ce vermemiş, kadının izi bulunama muştur. Mustafa Efendi, bu vaziyet karşısm- da zabıtaya müracaata mecbur kalmış- tar. Hayriye Hanımın bir kazaya kurban gitmiş olması da muhtemeldir. Her ta- rafta araştırma yapılması için bütün po- Bis merkezlerine bildirilmiştir. Tahicikat devam ediyor, liyelerini istemişlerdir. Dört mev. kufun tahliyelerinde kanımi mah- zur olmadığı görüldüğünden bun- Azılı hırsız Zabıta müteadit defalar yakalanıp Ah Pierre Loti ah! Yeni türeyen Fransız kadm ro- mancılardan aslı Yahudi” bir ma- dam var. Bir Fransız heykeltraşla evlendiği için kocasını tabiiyetine girmiş ve Madam Myriam Harry olmuştur. Bu zeki kadın bir iki yıl evvel İs- tanbula da geldi. Madam Myriam Marry güzel bir kadındır. Ve yeni romancılar gibi mütemadiyen seya- bat eder. Müşahedelerini roman şeklinde yazar. Fakat meselâ bu u- sulü ilk defa ve muvaffakıyetle tat bik eden Blasco İbânez gibi gör- düklerini ilmi ve tarihi bilgisine kar tarak yazmaz; uydurur. İşte bu Madam Myriam Harry Fransız karilerin pek hoşuna giden şarka ait hikâyeleri tam manasile masal haline getirmekte büyük ma- rifet gösteriyor. Bu madam son defa Suriye, İran | ve Türkiyede yaptığı (seyahatten dönüşte bazı mekaleler de yazdı. Bir refikimizin Paris muhabiri bu yazıları merakla takip etmiş. Madam Myriam Harry Türkiye- de olan biten şeyleri sanki görme- miş gibi hâlâ Pierre Loti gibi nar- gileli, haremli, selâmlıklı âlemler- den bahsediyor. Çarşaflı kadmla- rın cami kapılarında gövercinlere darı attıklarını söylüyor. Hattâ biz yazısında Boğazda yaptığı bir ge- zintide bindiği şirket & vapurunun Dolmabahçe iskelesine uğradığını” kaydediyor. Çarşaflı kadınları, nargileli ha- rem âlemlerini uyduran madam ce- napları hiç yoktan bir de iskele kur muş ve Dolmabahçeye çıkmış! Bütün bu kuruntu ve masaiların nereden geldiğini söyliyelim. Avru palı muharrirler O ve romantılar memleketimize gelmiyor değil, ge- liyorlar; inkılâbın neler yaptığını görmüyor değil, görüyorlar. Fakat onlara bu ciddi hareketler (entere- san) gelmiyor. Onlar karilerinin merakımı uyandıracak garpte olmı- yan garip binbir gece masallarmı hatırlatacak şeyler istiyorlar, Bunu bulamayınca uyduruyorlar. Bundan bir kaç yıl evvel İstan- bula bir çok Amerikan gazeteleri- min muhabiri olduğunu iddia eden Mis Rosly isminde bir genç kız gel mişti. Bir tesadüfle bu Mis'e İstan. bulu gezdirmek işi bana düştü. Mis cenapları galiba İstanbula gelirken (Pierre Loti) den bir kaç şey okumuş. Mütemadiyen (Eyüp mezarlığını, Kapalıçarşıyı gezmek için ısrar etti. Beyazıt avlusunda nargile içmek için bir kaç kere be- ni zorladı. İstanbulun Adalar, Bo- içi gibi güzel yerlerini, müzele- ezdirdim. Fakat İstanbula gel- diğinden beri günde üç paket yehi buralardan © hiç memnun İnkılâbımızdan, med- reselerin (o kalkmasından, fes, kadın o meselelerinden bah - settim. Ehemmiyet bile verme- di. Uzun ağızlığında yenicesini tüt türerek: — Bunlar sizin için belki de im- portant mühim, fakat azizim bana intöressant şeyler lâzım, dedi. Anlaşılıyor ki Türkiyeye gelen muharrirleri ve romancıları ihmal etmeğe gelmiyecek. Daha şehre a- yak basar basmaz abluka etmeli ve onları yeni Türkiyeye ait eserler içi- ne sokmalı. Bütün bu (Azbiyade) | artıklarını gördükçe “ilâhi Pierre | Loti, sen Türkiyeye gelmez olay- dın!,, diyeceğim geliyor. Burhan CAHİT iü : Fuhuş mıntakası Galatada inzıbati ve sıhhi tedbirler alınacak Galata civarda tesis edilecek fuhuş mntakasını tayin için sıh- hiye müdürü Ali Rıza Beyin riya- setindeki komisyon faaliyete baş- lamıştır. Yeni fuhuş mıntakasının tesi- si sırasında inzibat ve asayişe ta allük eden tedbirler alınacağı gi- bi bilhassa sıhhi tedbirler de itti haz edilecektir. Hıfzıssıhha ve bur laşık hastalıklar kanunlarile ni- zamnamelerinde bu hususa dair mevcut ahkâm tamamen tatbik e- dilecektir. kak vazgeçmiyen bir sabıkalıyı evvelki gece- cürmü mşbut halinde yakalamıştır. Osman isminde olan buadam Yeşil direk civarında bir çok han ve dükkân. ları soymuştur. Osmanın şimdiye kadar elliden fazla sabıkası vardır. Osman eve velki gece Yeşildirek civarında gene bir dükkün: soymağa çalışırken cürmümeş hut halinde ye tar, Azılı hirsiz derhal evrak'le birlikte Adliyeye teslim olunmuş ve tevkif edil. ce cigarası içmeğe başlıyan bu Mis “© wi

Bu sayıdan diğer sayfalar: