26 Mart 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

26 Mart 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e ğer e ) Bir hafta içinde iki bayram, fakat tak- vimlere bakmasaydık, birincisinden ha- berimiz bile olmayacaktı. Martm yirmi i çarşanba günü saat dokuzu yirmi pim geçe, güneş Hamel bürcüne girdi- ğinden, o gün bahar mevsiminin başlan- gıcı demek olan Nevruzu Sultani oldu- unu, ancak mini mini kitaplarımızdan öğrenebildik. Vaktile — O vakitleri düşündükçe ih- tiyarladığımızı da anlayoruz — Nevruz bayramı da evlere. hemen, hemen şeker bayramı kadar bir sevinç getirirdi. Daha bir gün evvelden — bazan daha erken eczacı, türlü türlü baharlar karıştırarak hazırlamış olduğu kokulu Nevruz ma- ununu, billur kâse içinde, sahankore sa- rılmış olduğu halde © gönderir, mukabil hediyesini alırdı. Nevruz sabahı annelerin ilk işi, çocuk- larının ağızlarına, gümüş kaşıkla, o mar cundan birer parça vermek olurdu. Her kadın, o macunla beraber, çocuğuna bü- tün yıl için sıhhat ve — saadet verdiğine inanırdı. Şimdiki eczacılarımız hazır ilâçlar da- ğıtmağa alıştıklarından, o karışık Nevruz macununun terkibini bilseler bile — bel- ki şeker ve billür kâseler pek pahalı oldu ğu için — Nevruz macununu hatırlaya- miyorlar, Anneler de şimdi çocuklarının. sıhhati macunda değil, sporda olduğunu anladılar, Saadete gelince... Onun nere- de olduğunu artık hiç kimse bilmiyor. .. Galiba, bahar şiir mevsimi olduğu için, baharın başladığını haber veren Nevruz bayramı da bize — dünyanın en şaiv di- yarı olan — İrandan gelmişti. Vakıa, ri- vayete göre ilkin, eski İranda Farvardin ayının birinci günü yapılan ve İran dilin de Nev - ruz — yani yeni gün — denilen yılbaşı bayramı yazm gün dönümüne, şimdiki takvimimizle ZI hazirana, tesa- düf ederdi. Fakat eski | İran yılı, bizim #imdiki yılımızdan biraz daha kısa oldu- ğundan, yıllar geçtikçe, Nevruz da baha» ra yaklaşmıştı... Nihayet, büyük Türk Padişahı, Selçuk Sultan Melik Şah onu Zi mart tarihinde tespit etti. Ve ondan dolayı bahar bayramının adı da Nevruzu Sultani oldu Eski İranda, Nevruzdan başka ikinci 4 Nİ Nevruz ve Kurban e Vİ bir bahar bayramı vardı. Bu da nisan ayı- Bin birinci günü gelirdi. O gün köse sa- kallı bir adam bir katıra bindirilerek »0- kak sokak dolaştırılmdı. Köse adam elin- deki yelpaze ile, mütemadiyen yelpazele- nerek bununla kışın bitmiş ve cak mev- simin artık gelmiş olduğunu haber ve- rirdi, Köse sakallı adam, soğuk düşman- ını temsil ettiği için, yaklaştığı vakit, üzerine soğuk su atarlar, o da suyun ar- tik soğuk olmadığını ve ondan korkma- dığı anlatmak üzere: — Germa, Germa , Diye haykırtrde. yani sıcak, sicak! undan büsbütün kurtulmak fikrile, ceviz, sarmı- sak ve yağlı etler yer, sıcak şeyler içerdi. Eczacılarımız Nüvrüz” bayramıne bize haber vermeği unuttuların — da, kurba! bayramını vaktinden önce haber veren mühim bir müjdecimiz var, Tayyare Ce- miyetimizden Allah razı — olsun! Daha rasathano hesapları yapmadan, müftü- lük bayram namazının — gününü, saatini ye dakikasını ilân © etmeden çok evvel, Tayyare Cemiyetimiz kurban bayramı- nin yaklaştığını bildiriverdi de, bereket versin!, çocukların şeker bayramından kalmış papuçlarınm — büsbütün yenilen. nesine, bayram bu seneki gibi aylık ayı ayı mun sonuna tesadüf edince. imkân olma- dığından bari — pençelerini tamir ettir. meğe vakit bulunuyor! Kina Enbiya'ya bakılırsa bu bayramı. 'da kurban kesmek © âdeti bize İbrahim Peygamberin oğlunu — İsmail mi, İshak mu? Ben de iyi bilmiyorum; çünkü kur- ban bayramı doğan erkek çocukla va İma adı Konulduğuna göre İsrnil Ishak diyor — Allahın eenril önüne çıkan koçu boğuzlamasından gel- miştir, Tovrata “İbeahi il İahak, Allahın onlara söy» lediği yere geldikleri | vakit, İbrahim orada mezbahayı kurdu ve odunları ha- zırladı; sonra oğlu İshakı bağlıyarak o- dunların mera koydu. İbrahim elini u- zatt ve ve oğlunu boğazlamak için bu aldı. Bunun üzeri ia meleği Ni üzerine meleği, gökten: İbrahim, İbrahim! Diyerek ba ğirde. | Ben © buradayım! Milliyet'in edebi tefrikası: 31 kanını MİLLİYET PAZARTESİ 26 MART 1934 a cevap verince: — Elini çocuğunun boğazma dokum- durma ve onu incitme! Diye emir verdikten sonra, arkasında bir koç gördü... Halbuki kurban âdeti, İsrail oğulların- dan çok, pek çok evvel © vardı. Kurban kesmek fikrinin nasl çıktığını tarih ce- miyetinin kitabında, şu suretle ne güzel anlatılmıştır: “Bir de insanlara basım olan kuşların mevcudiyeti fikri o kuvvetlerin insan le- hine çevrilebilmeleri ihtimalini doğurdu. İnsanları tehdit eden © kudretlere hususi merasim ve teşrifatla kurban kesmek ve bazı takaddümeler vermek âdetine geçil- diy Ayni fikir, eski bir Sümer manzumesin- de de şöyle hülâsa edilmişti: doğurur, kurban hayatı uzatır, dua günahlardan kurtarır, Kurban kesmek âdeti, Müslümanlık- tan ve Musevilikten evvel Türk kavimle- rinde cari idi. Hunlar, sonbaharda etler semizlediği zaman bunları, çayırların ve hububatın hâmisi olan mabutlara kurban ederlerdi. Kurbanlar hususi merasimle ormanın et- rafı devredildikten sonra kesilirdi. Tabiate ve ruha tapan Şamanlar yere ve sulara kurban © kestikleri gibi ölmüş de kurbanlar keserlerdi. Şamanlara göre, insanın en korkunç düş- manı olan, yeraltı mabudu — Yerlik Han a » takdim edilecek en Oo makbul kurban koyu renkli attı. Eski Mısırda, ilâhların Ne e hoşu- i farzedilen © kurban da boğa ağ akal yalvar. mak için, her sene Nil ilâhma — bir genç kız kurban © edilerek suya atıldığı, son radan Ömer Halifenin, kız yerine Nil su larına bir muska attırdığı da tarihte meş- hurdur, Fenikeliler de favta ve boru sesleri arasında, diri yakarak, kurban © ederler ve çocul anneleri bayram kıyafetlerile bu merasim de hazır bulunurlardı. Sümerlilerin medeniyetini almış olan Babilde kurban bayramı her sene nisan ayının ikinci günü başlar ve on gün sü- O günnlerde Marduk ( ilâha türlü hayvanlar, kokulu nebatlar kurban işkiler takdim olunurdu. Eski Yunanlılarda, ilâhlara takdim © dilen kurbanların kesilme ve yakılma me- rasimini anlatmak için, büyük Omiras'ın hemen bütün gür fasılarını tekrar etmek a mg. na da, haddi olabilir? ilâhlarına çocuklarını diri bu zamanda kimin Kurban kesmek âdeti © nasıl başlamış olursa olsun, bize nereden gelmiş olursa olsun. şimdi biz kurban keserken, etini ilâhlara takdim etmeği düşünmüyorruz. Şimdiki fikirlere göre (kurbanın yalnız , ilâm istediğini temine ki fayet ediyor. Kurbanım üstarafı da insan- lara kalıyor. Mezbahadan gelen etin zinet eşyası gi- bi satıldığı bu zamanda bari yalnız kur- ban bayramlarında çoluk © çocuk birkaç gün bolca et. yiyorlar, bir sene hiç et yüzü görmiyen fıkara da o günlerde et İokmasına kavuşuyor. Onun için kurban kesmek hiç te fena bir âdet değil. Fakat, kendi mezbahasınm varidatımı arttırmak için değil, şahir halanın sağ- lığını, buzluktan geçmemiş etler yiyerek bozulmaktan korumak için, başka mez- bahalardan bile şehre et girdiğini istemi- yen belediyemiz, kurban bayramlarında birçok evlerin mezbaha haline gelmesine, bilmem, ne diyor? Galip ATA Eiilliyek | ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için Harig için LK. LK Gelen evrak geri verilmez— Müddeti Dazeta ve eta mü. liyetini kabul etmez. KANLISIR Bu, korkunç bir feragat... O hal. de, beni ne diye çağırdı? Önüne ediği maddi tehlike. Mesture, söyledi, anlattı, niha- yel: — Ayrılalım, dedi. — Ne zaman buluşuruz? — Sen, yarın, Avrupadan yeni gelmişsin gibi, bizim apartımana uğrar, Halimi sorarsın, O, seni gör-| düğüne pek memnun olacaktır. Sr Mesturenin projeleri çok öğr Tarldek. Fakat kulaklarımda hâ lâ onun sesi var. Ellerim arkamda, ağır ağır bü orda. Beynimin humması dinmedi, arttı, Mesture, neler düşünüyor? Ne- ler tasavvur ediyor? Yoksa, tehli- keli bir oyun başlangıcında mıyız ? — Mart 20 — Mesture, köşke taşındı. Halim Si- AP İŞ A İŞ Yazan: Mahmut YESARİ ri Şişlide kalıyor. Mesturenin köşkünde dadısı, bir de alık bir »hrr kadın var. Artık eski sıkı, eski kontrol yok. Geceleri, bahçenin nihayetinde- ki metrük bahçevan kulübesinde buluşuyoruz. Eski hayatımız, geri da Kendi Ke ğer kendi letimizin ısma, yaşamaktayız. e ei m Siret, karısı ile meşgul değil... O, işten kaçan, Hibesi bir angaryeden korkan, çekinen lâkayit adam, (öyle faal olduki. Mahkemeden tapuya, tapudan a- vukatlara koşuyor, elinde senetler, ilâmlar, sağa sola | seğirtiyor. Bu uğraşma, didinme, elbette boşuna değil... Onun bu faailyetine, Mesture, hiç sesini çıkarmıyor. Zannediyo- rum ki kocasmı, hiç umulmadık, yahut ta tam zamanında, umulma- dık bir yerinden vuracak... Karısı- Bugünkü program ISTANBUL yata 1810, Fransızca ders telif eserler. VARŞOVA Mis. 1758; Taganni, 1815: Oda imüsikisi kons: 8 İHAUSEN | Milli neşriyat Çyatkalar.) 213 Verilecek hakkında izabat. 21,08 “DONNA DİA- opsra ünresili. 24: Königsbere” ikili. 20415: Askeri © kosrer—— Müzababe. Sniemik konser ZLl5: Akçam haberleri 2520: Radyo orkestrası. ROMA, 18,30: Konser, 19,48: Haberler. 19,30: Kon- 20,88: | 20,30; Sant ayarı vesaire, 27 Mart salı ISTANBUL: 18: Plâk meşriyntı. 191 Mesut id tarafından cocuklara mnenl ve ajans hu 1 musiki neşriyatı, Eftalya di B- Refik Bey. Zu Mubi ve borsa haberleri. 21.30: dan muhtelif eserler. ÜÜRRSO VA Mis. . Mi 20: Hamburgtan maklen gemici sarkıları. — Müsahabe. 21.30: Neşeli müsiki. 23: Son haber- ler. 24: Gece konseri. PEŞTE,Sö0'm şan takımı, '101 Am, Bu SİFAL,, oparam. Zi Konfermen, 2330: Buda peşte musiki heyeti tarafından kanser. VİYANA,SOZ 1820, Orkestra ya orkastrnu 22: Haftalık haber, iemali, 23: Som hal 73,15: Halk opera orkestrası, ROMA. NAPOLİ, BARİ: Mil dak “öell opema kler s 16.10; Mamdol . AU, 316 m. komgeri, 17: Hafif musiki 19207“ U Sn arklar isede plâk konseri. 28 Mart çarşamba ISTANBUL: 18; 15,20: Fransimek ders. zi lo (Muammer Bey tarafmdan). 30: Türk musiki neşriyat. (Ekrem B. Ruşen B. Cevdet B. kemani Cevdet B. Şeref B. Semir ha H, Vecihe H. Servet H sahabe yük zaten dan yaklen Wamerin “PARİSİVAL, operası temaili. 22: KONTGSVUSTE RHAÜSEN! 19: Keman « org ka — Müsahale. 20: Milli meşriyat, 71: Mü Zile “Bizin “umsz ösimli mall ar 21,30: Neşeli biz karışık program ler. 24: Mü nihten waklen: Gree ,BUDAPEŞTE 550 m. plâkları. 18,45: Mü- Yari, Kr Sellem Gal tarafıdan piya Oyera orkasirası tarafından komsar. VİYANA, Sö m. 20: ınturyalı bestekârlarının eserlerinden hanaer. 1828. MN seyelmnk 20e Şarkılar, gezinti havaları. 2145: Akümlite. 22: Bayam senfonik konser. 23: Haberler a8 KOMA, NAPOLİ, BARİ: ir vi saati, 10.803 | "in “PAR- GÜLEN Fay Wray Matineler saat Tel. Harik Hayat rane meyriyat. 2250: ERASLAU, 29 Mart perşembe UL 18 PAL me yriyata 9: Kemere rini Balsa 19,90: Türk Pek yakında İP EK sinemasında Halkımızın pek çok sevdiği yıldız LİLİAN HARVEY tarafından temsil edilen . Bugün matinelerden itibaren SUMER SİNEMA Muhteşem filminde LUCIEN BAROUX ile göreceksiniz. imek, eğlenmek, şen ve şkrar Paris şarkıları dinlemek ve MAURİCE CHEVALİER Tarafımdan “yaratılan Filmini görmek için MELEK Sinemasına gitmelisiniz "Tamamen Fransızca sözlü Paramount filmi Bayram münasebetile saat 11 de tenzilâtlı matine. SINEMASINDA Dünyanın en muazzam ve müthiş filmi : MUMYALAR MÜZESİ Fransızça sözlü ve tamamenrenkli Oynıyanlar : > İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanmda Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır, Beyoğlu : 4887. <gilip-1212 Kaza Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan Telefon : Beyoğlu 4.4888 (Eski Artistik) Melek gibi tebessümü ve şiytan vücutlü sarışın, şuh ve şen ANNY ONDRA'yı En son ve güzel Fransızca sözlü va 'şarkılı EVLENDİRELİM Mİ? (14958) PARİS (14976) Lionel Artwill ilde başlar. (14955) Otomobil ve sigorta yaptırmayınız. 1214 a erimi (Kemal Ti Mahi 1 Müzeyyen HJ.Z Misi alsan ve baran habar 5 | Çeken tarafımda ii YASOYA Mis lk KÖNİGSVUSTEHAUSE: ix 20: Polanyadan naklen: Köylü musikisi, Müsahaba, 21.10: Eski o musiki 22: Roman tefrikası. 23: Haberler, 24: Hamburg'tan mak- lem hafif mnsiki, BUDAPEŞTE,560m. 18: Zirai neşriyat, 18,30: tarafında, SENENİN EN BÜYÜK MEP AE eri bayram günleri saat |l de tenzilâtlı matine yardır. Bayram günlerinde ASRI SİNEMA" ya gidiniz, Gösterilmekte BEN FAHİŞE MİYİM ? büyük ve teünseis fileli. görümüz. Mümessilesi : RUTH CHATTERTON Bayram münasebetile. bugün, yarın Çarşamba ve Perşembe günleri mati- nelerinde 1 SAAT VARYETE Yeni 8 Numerolu PROGAM Dübuliye 20 kuruş. (o (14954) FERAH SİNEMA Bayramda hergün tenzili fiyatla büyük program : Bugün ŞARLO: ŞEHİR IŞIKLARI > KAPDAN BULDOK Mevkiler : 20 — Localar : 100 ISTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatrosu Bu akşam saat 20 de LUKUS HAYAT 273-934 salı günü a oyun vardır. Gündüz saat 14 te, akşama saat 20 de. LÜKUS HAYAT 2-3-934 çarşamba günü gündüz 14 te ve akşamı saat 20 de LÜKÜS HAYAT 293.934 perşembe akşamı Ertuğrul Muhsin Beyin jobilesi saat 20 de bi- etler gişede satılmaktadır. Program : 1 — Hamlet, 2 — Perkünt, 3 — Lüküs Hayat, Dr. IHSAN SAMI Gonokok Aşısı Belsoğukluğu ve ibtilâtlarını karşı pek tesirli ve taze aşıdır. Divanyolu Sultan Mahmut türbesi No, 169, (1382) 804 , OZ m. 1828. Piyana konseri, — Müsahabe, 20: Al pal yarar — Haberler, ça ayr 3 : Komrtet konseri, 2238: San ha “ROMA NAPOLİ BARL, 18: Tagannili — Muhtelif müsahabe ler ve plâk meyi * 21,451 “Mesuada meri" yak gelm, akal Verdin esrleinden eper hamsili. “MİLANO, TORINO, TRIYESTE, Floransa" Müsahabe. 21: Mü” Bir tiyatro temsilini vasikini. 24: Haberler, maksadını — anlar gibi oluyorum. Bu emniyeti gören Halim Siret, hi- leye, dalsvereye, sahtekârlığa baş- vurmıyacak... — Mart 27 — Bahar geldi... Şeftali, erik ağaç- ları çiçek açtılar. Kırlar, bahçe- ler bir gelin gibi süslendi.. Fakat bu bahar, benim içimde açmadı, çiçeklenmedi. Mesture, öksürüyor.. Ben, bu ök- sürüşü beğenmiyorum. Akşamlı yanakları ebruli ebruli penbel. yor... Bu, hava değiştirmenin tesirle- rinden olacak. Vehimle tehlike i- cat ediyorum. Mesture, bir çocuk kadar şen, delişmen... Hasta olan bir insan, bu kadar neşelenebilir mi? Önümüzde uzun, sıcak yaz gün- leri; sıcak yaz geceleri var. Mesut yaşamak hakkımız < olan günler, geceler var. Halim Siret, karısına dikkat bile etmiyor. Köşke geldiği günler, be- ni de çağırıyorlar birlikte yemek yiyoruz. Geç vakitlere kadar oturu- yoruz. Yazm yaşklaşması, Halim Siret'i Aklından, Av dan, dükkânlardan, evlerden aylık toplamak, onu doyurmaz ki... 9 tuhtelit tasavvurlarını karısına anlatıyor: o İİİ; — Parça parça -emlâk, insanm başına dert... Vergilerile, icarlarile, konturatlarile ayrı ayrı uğraşmak, çok ! Bunları satmalı, yerine temiz bir mülk almalı... Mesture, bunları, aklı yatmış gibi, dudaklarında hiç kırmayan incitmeyen bir tebessümle dinliyor. Halim Siret, derhal işe başlıya- cak, lâkin istediği gibi oynayabile- ceği bir mülk, bağdaşabileceği bir mal sahibi bulmamış olmalı! — Nisan 4 — Halim Siret, Mesturenin sıhhati- ni bahane ederek Avrupa sanator- yomlarından bahse başladı. Bu başlangıç çok güzel... Fakat Mesture, kocasının heyecanlı nu- tuklarını, ateşli hitabelerini, du- 'daklarının ucunda, bin bir mânâya gelen bir gülümseyişle dinliyor. Mesturenin bütün kuvveti, zahi- ren yorgun görünen bu durgunlu- ğunda... Evet, onu ( gören, hayata ve insanlara karşı bütün silâhlarını terketmiş; ruhan, (fikren, hissen ezgin, bitkin (o zanneder. Ora, GEN A ee Sükütile, düşmanlarını tahkir €- diyor; sükütile, onlarla alay ediyor. Halim Siret, elindeki sazın tel- lerine dokunmağı bilmiyen acemi bir bestakâr, gibi ondan ses çıkart- istiyor. Görünüşe m ve Ah, bu; I insanı deli et. mek, ela kan kurutmak için kâfi! Eğer Halim Siret bilse, hisset. ; kurnazlığının bu gülünç, boş neticeye çarpmasına bir müddet i. nanamaz! Sy i kuy- vetine, meharetine emniyeti, nef. sine ölçüsüz, o çevresiz bir itimadı in o zannediyorum ki Halim Siret, sonunda muvaffak olacak.. Çala Hm erene mel a, Mesture, geril mecbur iler Çünkü Halim Siret, mu- bir maksatla hareket ediyor.. lesturenin ki ise maksatsız bir müdafaa.. Neye, niçin, neden koru nuyor? Halim Siret, . sözlerinde, niyetlerinde samimi | olabilir, Ya: hut, kendi hesabına az bir menfaat le iktifa edebilir. Mesture, bir Avrupa sanatoryo- muna gitmeği istemiyecek kadar | gil. Lâkin Korliyidilz Ona seyahat, meçhül bir sergüzeşt gibi geliyor; e ki bir sergüzeşt gibi. ıncağız, bu korkusunda, tereddüdünde, ii düşüncesinde belki diğer korkularından, tereddüt e düşüncelerinden daha Mv — Nisan 23 — Doktorlar, Mesturenin sanator- yoma gitmesine pek (fazla lüzum görmüyorlar. Köşk komşumuz tor Nüzhet Süleyman Bey, hiç bi” tehlike görmüyor: - Önümüz yaz.. Hanımefendi" nin ta çocukluğundan beri alıştığ' bu iklimi terketmesi mânâsız olur. Yazın, buradan güzel yer mi olur? Avrupa sanatoryomlarında teda" şekli ve şartları mükemmeldir. Lâ* kin çok defa iklim, hastanın miza" cma.uymaz. Ben, bu doktoru çok sevmeğ? başladım. Bana, evvelâ ukalâ gibi görünüyordu; fakat onda, insanı i na edici öyle tatlı bir kuvvet var ki* Garibime giden tarafı da, dok torun, Halim Siretten hoşlanmam?” sı.. Herkese karşı (o nazik, sevim olan bu adam, her nedense Halin! Sirete karşı gayet — sert ve merhs” metsiz....

Bu sayıdan diğer sayfalar: