31 Temmuz 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

31 Temmuz 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e va aruz ola; li edazk (Mü hüldmek) teşkil Yor ve her şeye rağmen but bir etrafında topla. yekildede an başa Avrupa bu Sirbratanı, geamanya, Bulgaristan, Macaristan, Şilan Çekosl: aş istan, Alm en yü izim gibi bütün mem o fayiesi (eya da meşhur Polis ha- Kendi ek Holme) ölmüş i- Randı, nlışlık olmasın. Belki » Hazreti Adem le > meyd: kesin göbeği vardır. O kim lem Sri için göbeksizdir. pi 'z zatı © söylediğim di öğle Sal İm milan. Nisrnlz Yani Milka, Prağ Ceken TARZ yi 31 ei 3mm £ ve 20884 Brükaey 1008 İade, ŞE Balya dam vaz $ gepkeva 109125 Viyana az NUKUF ks » a Kuruş 1 pitemem şap e > aa Onlar Te oğlak are miz. 8 - Felç, ZA 1 Çerseviç çe Drah EŞ Alm v8 Fiori 3 Mei uz ODADA Yumurta İhracı için Ticaret odasında yarın bir toplanma yapılacak , Ticaret odası meclisi yarın bir iç- Gma yapacaktır. Bu içtimada Meclis | azasını çok yakmdan alâkadar eden ir mesele tetkik edilecektir. Türko - fisin hazırladığı yumurta ihraç nizam namesi etrafında yumurta toplayıcı - ları, yumurta ihraç tacirleri ve komis yoncualrm fikirleri alınmıştır. Yu - murta ihraç tacirleri nizamnamenin birçok maddesinin tadil'ni ısrarla iste nişlerdir. Nizamnamenin bir madde- si yumurta ihraç edebilmek için ihraç tacirler'nin mahalli ticaret odalara ihracatçı olarak kaydedilmeleri mec- buriyetini koymaktadır. Yumurta ih - ları buna bir de ihracatçıların birkaç ay evvel müsaadei evveliye al- kaydının ilâvesini istemekte - dirler. Ticaret odası bu noktai nazara, bu takdirde bir yumurta âhracatçıla- rı inhisarmn kendiliğinden teşekkül edec ülaleasile iştirak etmemek- i iyede yumurta muayyen ih raç limanlarından üç kişiden mürek- kep bir kontrol heyeti tarafmdan mu ayeneden sonra ihraç edilebilecektir. Komisyon azası bir Türkofis memuru ve bir yeminli oda eksperi ve bir de yumurtacılar mümessilinden mürek - kep olacaktır. Ticaret Odası projede yan ihraç o yerleri O meyamı- na Uzunköprüyü de ilâve etmektedir. İhraç edilen yumurtalar ayni boyda bulunacaktır. Yüzde beş fark kabul ed'lmektedir. Yumurtacılar daha faz- la fark bırakılmasını — istemektedirler. Projede daha birçok tadilât yapılmak Solyadan cevap geldi Ayelkabılaria rekabet eden altı ka- uçuk ayakkabılar meselesini tetkik e- den oda komisyonu bu meselenin ş'd- detle hissedi i Sofyadan da malü- gelen ce mak istemişti, vap komisyonda tetkik edilecektir. Ticaret tahsili için Marsilya Ticaret odası heyeti şeh- rimizde iken iki Türk gencinin Mar - silyada yüksek tcaret tahsili yapma- larına taahhüt . , Ticaret odası bu gençlerin in İstanbuldan di ğerinin Ankaradan seçilmesi hakkım- da İktısat Vekâletile mutabık kalmış- tır. Bugün saat 9,30 da Ticaret oda - «nda bu gençlerin seçilmesi için bir imtihan yapılacaktır. ii Bir dinamit infilâkı Küçükpazarda bir dinamit patladı, biri ağır olarak dört kişi yaralandı — ' a . Yaralılardan üçü karpuz Küçükpazarda Hacıkadm cadde - sinde Ali isminde bir manav vardır. Evvelki akşam 'üzeri manav Ali dük- künda otururken Etem ve Salâhattin isminde iki ahbabı gelmiş, oturup ko- daha oturduktan sonra Salâhattin kal kıp dükkânın içinde dolaşırken ma - nav Alin'n balık avlamak için sakladı ğr dinamite gözü ilişmiş eline alarak bir müddet evirip, çevirdikten sonra (bunu ne yapacaksın, işe yaramaz, at sokağa) demiştir. Dinamitin dolu ve patlamağa hazır olduğunu bilen manav Ali, bu söze gülmekle muka - bele etmiş ve Cistersen bir tecrübesi” ni yap) cevabını vermiştir. Dinamitin biraz eski olması hasebiyle Salâhat- tin (sen atmazsan ben atarım) diyip dinamiti sokağa fırlatnıştır. Dinami- tin atıldığı cadde kalabalıktır. Fakat bereket versin bu #ırada dinamit pat lamamıştır. Manav Ali buna biraz kı- e Emin Beyin cenazesi dün hazin : merasimle kaldırıldı Vefatını teessürle haber verdiğimiz Samsun mebusu Emin Beyin cenazesi dün merasimle kaldırılmıştır. Cenaze saat on birde Alman bastahanesinden almarak Beyazıda getirilmiştir. Beyazıt camiinde ce - maze namazı kılınmış ve buradan merasimle Edirnekapı haricine götü rülerek şehitliğe defnedilmiştir. Cenazede İstanbulda bulunan mebus - lan fırka erkânı ve sair bir çok zevat hazır bulunmuştur. Mezarın üstüne müteaddit çelenkler bırakılmıştır. Mahkemeler İdamı istenen Ali Fedai ef.nin muhakemesi bitti Geçen 1933 senesi Nisanının 12 in ci günü Köprü üzerinde bir cinayet dan Süzan Hanım köprü üzerinde öl- dürülmüştü. Matmazel Süzanm vuru larak yere düştüğünü birçok kişiler gördüğü halde vuranı kimse görme - ği ayetin faili arandı ve niha- iki sene bir arada yaşadıkları ve bilâhara ayrıldıkları için Mel. Sü- zanı öldürenin Anadolu Ajansı telsiz memuru Ali Fedai Efendi olduğuna hükmedildi. İki sene Mel, Süzanla ya aşyan, sonra meşru karısı Fahriye Ha nıma avdet eden Fedai Efendi bu itti hamla Adliyeye verildi ve Müddeiu - mumiye itirafta bulundu. Muhakeme si yapıldı. Bir sene 3 aydanberi ağır <eza mahkemesinde rüyet edilmekte olan bu dava dün bitti. Etem Ruhi B. iddin makamını işgal eden Kâşif Bey tarafından idamı istenilen Fedai Ef, yi müdafaa etti Saoln hıncabınç dolu idi. O kadar ki davayı merak ve helecan içinde ta kip etmekte olan Fedai Efendinin an nesi ve karısı bile salona girmeğe mu vaffak olamadılar. Bu izdiham iç'nde müdafaa esnasında Ali Fedai Efendi mütemadiyen ağlıyordu. Birçok safha larda bu gözyaşlarına mahkeme sa - loounu dolduran kalabalık ta iştirak Dün müdafaa yapıldı Mahkeme heyeti Aziz Bey'n riya- setinde Sakip ve Şerafettin Beylerle zabıt kâtibi Necmi Beyden teşekkül etmiş, iddia makamını da Kâşif Bey işgal eylemişti. mr istenilen bir suçlunun mü dafansı gibi ağır bir vazifeyi omuzla- rma almış bulunuyorum diye söze başlıyan Etem Ruhi Bey bir buçuk sa atten fazla süren müdafaasmda hülü saten dedi ki: maktadır. Aleyhim'zdeki şahadet vat man Osman, motör kaptanı İlyas, bi- letçi Niyazi Efendilerin arkasından gördükleri bir adamın Fedai Efendi- nin arkasından görünüşüne benzediği ni söylemelerinden ibarettir. Binaen - bu sübut delili ciamaz. Sübut delili olarak ancak Ahi Fe- dai Efendinin müddejumumi muavini Sadun Beye ikrarı gösterilebilir. Fa - kat Ali Fedai Efendinin son günlerde müzayaka yüzünden ruhi dalâlete tüğüne, inhitatı ruhi ve mali hüly: aşki ile malül olduğuna dair Tıbbı Adli raporu N Böyle ruhi inhitat ile malâl bir a- damın bir iki gece uykusuz — kaldık. tan ve karanlık b'r odada nezaret al tında bulundurulduktan sonra müd - delumumi beyin mükellef, aydınlık © dasma nakledildiği zaman maruz ka lacağı tahavvülü ruhi nazarı dikkate alınırsa bu ikrarın da kıymeti kalmaz. Ben bunu sübet delili olarak kabul e- demem. Maamafih bütün bunlara rağ men mahkeme bizi katil yaziyetinde ayrılmaya karar vermiştir. Fedai Süzanı hâlâ sevmekte, karısı Fodaiyi hâlâ Süzanm elinden kurtar maya uğraşmaktadır. Süzan bu hal - Ali Fedai Efendi cerredim değil, karar hâkiminin, za » bıtanın ve müddeiumumiinin tahki - katı ve tetkikatının verdiği neticeler- dir ve zabıtlarda yazılıd: Bunlardan sarfınazar Süzan Feda iyi istismar edebilmek için onun gön- lündeki sarsılmaz sevgiden her zaman istifadeyi düşünmüş, başka erkekler. le bilhassa Jak isminde bir gençle Fedaiyi darma kıskandırmıştır. Kıs - kançlıkla işlenen cinayetlerde tasmim ve tanmmül aranmaz, tasavvur ve tas mime müstenit cinayet te köprü üstü gibi üzerinde her zaman binlerce kişi ie bir yerde işlenmez. ia makamı inz'bat ve asayişi nâzımı olması itibarile en küçük İz kuvvetsiz delile istinat ederek ğır cezayi isteyebilir. Bu onun idir. Tekr'm ederim, Fakat mah - keme ne müddeiumumi gibi, ne de benim gibi düşünmez. Ben serdetti - ğim mütaleaların ve esbabı muhaffe- fsi takdiriyenin nazarı dikkate alma inim. Bu adam mücrim de- maznuna: — Son söz senindir, bir diyeceğin var mi diye sormuş, fakat bu sual iki kuvvetli hıçkırıkla mukabele görmüş, cevapz kalmıştır. Mahkeme kararın Ağustosun beş'nci günü zevalden 3 saat sonra tefhim edileceğini bildir. Mehlikanın katili Arif on beş sene hapse mahküm edildi Büyükderede Bristol otelinde sev- gilisi Mehlika Hanımı öldürmekten dün neticele iş, mahi kararımı Arif Efendinin Mehlika Harımı tebevvüren ve kasten öldürdüğü sabit görülmüş, 15 sene hapse konulması - na, ölünceye kadar âmme hizmetle - rinde kullanılmamasına ve cozasını biti- rinceye kadar Mahcur kalmasına ka- Türklüğü tahkır Birkaç gün £ evvel Türk - Yunan Hip 22 Üç berker Tadi geldi demiş tir. Türklüğe bariz bir hakaret teş - CEMİYETLERDE Kadınlar Kongresi | İstanbulda yapılacak kon- greye 44 devletin ka- dın murahhasları geleck İatankulda toplanacak. ol 12. ici hazırlıkları ikmal edilmiştir. . sit program, bütün ecnebi. murahhaslarına Kongreye devletler Kongre 18 nisan 105 te Yl me raymda toplanacaktır. Kongre 25 ni sana kadar devam edecektir. namamıştır. İstanbulda toplanacak olan 12 inci kongreye iştirak edecek kadın murah- hanların mene aldıkları devletler yan ler 24 saatten Fazlası yasak Muallimler hususi mek- teplerdeki dersleri- moaliimler bu yirmi dört sastten maa- da, hususi lise ve orta mekteplerde ücretle ders alıyorlardı. Bu şekilde bir çak muallimlerin beftada olruttuldarı (36) yı buluyordu. Bu vaziyetten dolayı evvelce 200 - 250 li- va kazanan orta tedrisat mesilimleri SE 600 Amerikalı seyyah devam Tİ dil i ; TEE ri ni i z : MİLLİYET SALI 3! TEMMUZ 1934. v4 İşe yaramıyan diploma e yaramıyan zekâ! Senelerce çalışır, çırpınır didi- nirsiniz. Bir yerden ve hattâ bir- kaç yerden diplomanız vardır. Ze- kâniz vasatın fevkindedir. İş yap- ma hususundaki kabiliyetiniz, hiç bir zaman yalnız nazari sahada kalmamıştır. Belki tatbikattada mühim işler görebilirsiniz. Fakat maalesef buna rağmen aşağı bir mevkide kalmaya, ve sade emsali- nizden değil, sizden her cihetçe madun olanlardan da az maaş al- mağa mahkümsunuz! Bunun sebe- bi nedir? Sizde farkına varmadı ğanz bir eksiklik mi var? Yoksa başkalarında sizde olmayan bir meziyet mi var? Bu her yerde böyledir. Ameri- kada, Fransada, Almanyada ve hattâ insanlar arasında yalnız iş ve zekâ farkı gözeten Rusyada da böyledir. Neden böyle oluyor? Acaba bir zaman gelecek insan- lar yalnız kabiliyetlerile, zekâlari le ve çalışmalarile mütenasip işler, maaşlar ve mevkiler alacaklar :- dır? Bu mevzu üzerinde bir dostu - muzla konuşuyorduk. O vaziyetin den müşteki idi. Ve müşteki ol - makta biraz haklı idi. Çünkü bu saydığı şeyler kendisinde mevcuf- du, rağmen gerek 2€- kâca ve gerek fikirce kendisinden madun mevkilerde bulunan insan- ların haiz olduğu bir meziyet on - da yoktu: Bu da şanstı. Talidi. Maalesef ecel gibi, tali ve şans şey de- yaşadıkları hayatın heyeti umumiyesinden te - sirini alan bir kuvvettir. Muhte - Jif zamanlar,muhtelif kimselerle ya pılan temaslar, ve hattâ bir işi yap mak veyahut başarmak için sıhhi vaziyetinin müsaadesi, salim bir kafa, yolda tesadüfen görünen es ki bir arkadaşın vereceği bir fikir talide aklımızın ve bizim oynayabi ieceğim iz Başlıca rolleri teşkil e - er, Fakat ya piyankoya ne demeli? Binlerce kâğu (parçası içinden bir tanesi çekiliyor ve o mımara da falanca adamda bulunuyor ve yüzbinlerce lira kazanıyor. Başka larının ne kabahati vardı da onla- ra isabel etmedi?. O adamınne meziyeti vardı da ona vurdu? Yap tığı yegâne iş diğerleri gibi bir, bir buçuk lira verip bir bilet almak ve yalnız kendisini tali yoluna koymak değil midir? O halde hayatta yapabileceği - miz yegâne iş kendimizi tali yolu- na koymaktır. Taliin bize açık be w raktığı kapılardan istifade ötmek çarelerini aramaktır. Bunda yüzde yüz muvaffak olunamaz. Fakat herhalde muvaffak olmanın imkâ m vardır. Onan için diplomalı bir adam, zekâsı işleyen bir adam, bir iş hakkında muayyen bir fikri olan bir adam hayat piyankosuna bir kaç biletle iştirak etmiş bir kimse- dir. Bunun diğerlerine nazaran daha fazla muvaffak olması ihti - mali vardır. Fakat muvaffak olma yabilir de. Bu da aksi talidir. Dört cepheli bir bina tasavvur edin. Bu binanın her cephesi de ayni tarzı mimaride ayni şekilde yapılmış olsun, Neden bir tarafı de ima güneşli, neden öbür tarafı da ima gölgelidir? Güneşli taraf parlar ve ışıldar. Gölgeli taraf, sönük karanlık kal- maya mahkümdar. Halbuki tarzı mimaride, şekilde hiç bir kusur yoktur, Insanların vaziyeti de böyledir. Maalesef birçok kimselerin arala- rında maddi veya mânevi hiç bir fark olmadığı halde bunlardan ba zıları daima parlamak, ilerlemek mevkiindedir. Bazıları ise gölgede kalmaya mahkümdı ur. Mümtaz FAİK Üsküdar - Kadıköy tramvayı

Bu sayıdan diğer sayfalar: