7 Ağustos 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Ağustos 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( İktısadi bahisler Demir Fenayl Memleket eğ demir sanayii kuru iurken, bu maddenin dünya vaziyeti- ne bir göz atmak (faydasız değildir. insanlar bu cevhere en fazla ve çok ta- addüt eden sahalarda muhtaçtırlar. En basit ev oşyasından, bugünkü muaz- zam teknik makineleri yaratan, milli müdafaann esasını teşkil eden demir- dir. Bu madenin Beşer tarafından kul- lanılmağa başlanması — eski za- manlara uzanır. Taş devrinden sonra Misir ve İranilerin o demirden bazı müdafan silâhları, âlet, ve seye kuvvet olarak kullanılırdı. Binacna- leyh: en müsait demir O izabehanesi orman yakmına, ve akan su kenarında İnşa edilirdi;ki bu ekemamik şekil ba” gün de tatbik edilmektedir. Demirin toprakta bulunuşu muhte- 1i£ hususiyetler arzeder: Bunların baş- kcaları, okside, karbonat, silikat | halin- snüstahsil 16,597 bin ton ile — yani yüzde elli fazlasile — Ingiltere ve İr- landa idi. Bugün demir sanayii haki- Bu olan Amerika o tarihte 3,440: ton dünya üdür. az zaman © sonra, 16,293 bin ton ileön (safa geçmiş ve daima istihsalâtmı arttırarak ba birin. ciliği | muhafaza vasati 50,000 İngiliz tonu demir cev. heri istihsal eden 150 maden ocağı iş Hiyerek mezkür senede 35,983,336 ton metrik ihracat yapılmıştır. Umumi harpten evvel, Amerikadan sonra demir istihsalâtmda sırasile rol oynıyan memleketler Almanya - semburg, İngiltere, Fransa, İspanya- dır; diğerlerinin vaziyeti bunlarla mu- kayese edilemez. Fakat bu ağır made- ni iMihsal için beşerin gösterdiği gay- rot daima ihtiyaçtan (fazla olmuş ve bu sahada göserdiği rekabet iletisi olmaktan ziyade hisli, hırslı bir yarış geklini almıştır. Beynelmilel demir piyasası hakkın- da Avusturya Ticaret o müzesi (Han. delsmuseum) nin 1910 senesinde meş- sezinleriz. Bu raporda deniyor ML “Dünyada demir istihanlâtr Gişe artiyor, bü yönden dam; İHR | eden memleketler fazla ihrac yacı içinde kıvranıyorlar. Bitt atler de düşüyor, bu şerait dairesinde fiatlerin artmasma imkân tasavvur e- dilemoz. Yalnız Amerika, Almanya, In giltere 1910 senesinde 1909a nisbeten 300 milyon markirik dünya piyasasına fazla demir o arzetmişlerdir. Bu me- yanda 1909 sönesi ikinci kânunundan Ha rizana kadar Almanya 2,216,909 ton demir istihsal etmişti; 1910 senesinin ayni müddeti zarfında bu 2,765,996 tona çıkmıştır. ki yüzde 27,4 n'sbetinde bir öeümal fazlalığı vadır. ki kıymet itiba rile - Fiat düşük yüzünden - bu fazlalık ancak yüzde 20 dir. İngiltere 1909 senesi ilk yedi aymda 2,64 milyon ton demir istihsal etm'ş- ken, 1910 senesinin aynı aylarında 2, 84 milyon tona, keymet itibarile de 28, 83 milyon İngiliz (o lirasmdan 32,38 milyon İngiliz irasma baliğ olmuştur. Amerikada ise 1909 da ayni müddet zarfında ihracat B2 milyon dolarken milyon dolar olmuştur.,, ör ki, Beşerin bu cevhe- re karşı hırsı eskidir. Milletler demir, petrol, kömür, bakır gibi cevher ist'h- #alinde iktisadi gayeden başka emelle- rin tesirindedir. Bu tesir umumi harp- ten sonra azalmamış, bilâkis artmıştır. Hattâ bu yüzden menfaat | kaygusile Sansaros nöbet içinde dalgındı Gene uçuyordu. Bu sefer gördüğü rüyanın, rüya olduğunu, rüya içi de sezdi. Kendi kendine kızdı. Rü- yada dolaştığı bulutlara tükürdü, Kollarmı göğsünün üstüne iyice kavuşturdu. Dizlerini büktü, Uçma- yacağım işte! diye sayıkladı. Fa kat rüyası da inat ediyordu. Sonra rüyası kızdı. Ya! o uçmıyacak mr sın? Peki! dedi ve Sansarosu bu- lutlardan aşağı kapıp koyverdi. Sansaros yedikat gökten yıldırım gibi düşmeğe başladı. Fena halde ös Tekrar uçmak istedi. Na- file! Korkunç bir çabuklukla düşü- yordu. Aşaya baktı. o Yer yaklaşı. yor! Yere beş on metre o kala yer yarıldı! Derin b'r çukur! Sansaros şimdi bu çukurdan aşağıya doğru düşüyor! Ne yaptise para etmedi. Ve sonunda pis kokulu karma ka- rışık bir çukura düştü! Dört yanma bakınca anladı. Burası mekten ab- esthanelerinin ana lâğımı idi ve . > —, Miliyevin romanı: . 44 ME rem En ucuz aşevimiz! İstanbulda Balgasuncu (1)ların işlettikleri bir aşevi (2) var, Yo- lum düştükçe, arada bir yolumu düşlürerek yemeğimi bu . aşevinde yerim. Açık söyliyeyim ki hiçbir aşevin- de bu kadar az bir pava ile buka- dar bol ve temiz yemek (© yenmez. Yağları arığ (3)dır, pişirimi özen tili (4) dir, tadı güzeldir. Dört kap çeşitli yemekle; ekme- ği buzla sayu içinde, otuz kuruşa karın doyurabilen bu yere herkes akın ediyor. Yalmız bilmelisiniz ki buraya gir mek sizin elinizde ise çıkmak sizin değil, garsonların elindedir. Sofraya otardunuz mu, artık işi Bilir, yarım saat, bir saat bekliye- iz. Garsonun gönlü olacak ta masanı za uğrıyacak. Kimi ekmek getirir, su getirmez. Kimi su getinirse bar- dak getirmez. Kimi suyu, bardağı, isa yemekle, Debr Masaların önünde ardında bir koşuşma, bir bağrışıp çarpışmadır vi Fakat kimse — ne yaptığını Garsonlar sanki birer kalem &- fendisi... Sırası geldikçe biribirle- rine buyururlar. — Bu neden böyle oluyor? diye sordum. Birisi dedi ki: — Hoş görüver canım! Bunlar bin takım işsiz kalmış kimseler... Ne yapsınlar, garsonluğu barada öğreniyorlar. Eksiklerine göz ymuvermeli.. İ- lerde nasıl olsa alışırlar?.. Kendi kendime düşündüm: — İyi, yalnız onlar garsonluğu öğreninceye kadar aşevine gelenle. rin yarısı başka yerlere dağılacak, Hem efendim, işsiz adamları ha- yırmak için garsonluktan başka iş kalmadı mı? İstanbulluların sağlıklarına ger çekten büyük yardımı dokunan bu aşevini kaldırmağı değil, genişlet- meği düşünüyorlarsa buraya saygı lı, atik, pişkin adamlar koymalıdır. lar. M. SALAHATTIN (1) Balgasuncu — Blediyeci, (2) Aşe- vi — Lokanta, (3) Arığ — Saf, temiz anlaşmış dünya tröstlerinde, İmrtsle- rinde, sindikalarında son zamanlarda kat'i inkişaflar gözükmektedir. Bunun da sebebini anlamak için 1929 da deh- getli bir surette artan çelik | istihsei oklarını gözden geçirelim! Memlekötler © © nisbeti © Amerilen : “ Almanya : v 155 ingiltere a Franan & r. 9 Rusya : » 43 Belçika ” “3s Lüksemburg “23 “25 O z .& Me : ız ”— 8 e ME e : “MM MM» , “ os o... LR api İNME “e 1 ım koruyamamıştır. Buna mukab'l de Rus ya demir sanayini büyük mikyasta in- kişaf ettirmiştir, Afrikada müküm bir Yazan: AKA GÜNDÜZ heryanından çalı ler canlı canlı fışkırıyor, çi AY ecek fıldır fıldır bakıyor! ve hep si de: — Bizi neye çaldın? — Sahici hırsız! Sahici hırsız! — Sen artık bu lâğımdan çıka- mıyacaksın! Diyorlardı. Sansaros kan ter içinde gözlerini açlığı zaman alnında, boynunda, bileklerinde buz gibi bir soğukluk duydu. Küçük sıhhiye memuru — kolonya bulunmadığı için — bak- kal sirkesi ile her yanını uğuşturu. yordu. Küçük sıhhiye memuru; — Ben mesuliyet alamam, dedi. Ne yaparsanız yapmız! Yakası kalkık mubassır — ki temmuzda ağustosta da pardesü ile gezer ve yakasını — kaldırdı — müdüre baktı. Müdür, vilâyetin il timaslı sıhhiye müdürünü düşündü. Sıhhiye müfettişi umumisi doktor Tevfik Rüştü beyin arkadaşı — Yapma Ali, yazıktır. Şu hay- vanlara dokunma! Kaç kere anası da, babası da o- na ayrı, ayrı tenbih ederlerdi. Ali, hayvanlara karşı çok zalimdi. Ka- rınca yuvalarını bozmak, Me leri yakalayıp iğnelemek, sinekle- Bir gün onun annesi bir pilici yakalamış, diri diri tüylerini yol- gördü. duğunu — Eh, Ak, Allahtan da korkmi- yorsun. Yavaş yavaş Ali işi azıttı. Kedile rin gözlerine parmağını sokup kör etmek, boğmak, öldür- mek gibi işlere kalkıştı. — Yapma Ali, Ah dinlemez, © artrk öldürmek ten zek alıyor. meleri bütün kedileri; kö- pekleri, piliçleri jiletle doğrandı, yaralandı. Onu duvar üze:inde ker- tenkele avlarken yakalarlardı. -— Göreceksiniz bu çocük katil olacak! Bunu söyliyen, 0, kosapanım büyük hanrma Alinin armesi darıldı, bir sene konuşmadı. Çocuktaki suçun mühim bir ku- suru da anmesinindir.Zira babasına söylese babası Aliyi eşek sudan ge- linceye kadar dövecek ve belki de bu dayak ve baba * korkusu Aliyi bir parça yaptığı işlerde bu kadar zulme, bu kadar fenalığa varmıya- caktı. Anası âdeta önü teşvik ediy. yor demekti. Cehalet! Bir gün komşunun büyük hanım Aliyi iki parmağın arasında bir ak- rebi öldürürken gördü, sesini çı- karmadı ama gelip gittiği yerde. — Aman çocuklar bu Ali, bu A- Hi akrebi parmağında öldürdükten sonra vallah içime korku girdi. Ben ona çi emniyet ede- mem, » zevk aldığmı açıkça söylerdi. Nikayet mezbahaya gi er. gün öküz boğazlıyor, ve bu işi ya- parken tatlı bir raşe içinde kaldığı- mı saklamıyor, itivaf ediyordu. Öldürmek aşkı günden güne mü- terakki bir hal almağa başladı. — Artık hayvan o öldürmekten bıktım, cezası olmasa insan öldür- mek isterdim derdi. ihtiraz etmeğe Ondan herkes başladı. Bir gün işittik ki Ali | yangın yerinde bekçiyi kıtır kıtır kesmiş, derisini yüzerken yakalanmış. ten uzun uzun bahsettiler, Alinin resmini koydular, Komşunun büyük hanım ömrü —————— izabehane inşa edilmiştir. Demir sana- yii kurmağa başlamışlardır. İşte umumi olarak dünya vazi; bir göz attıktan sonra memleketi kurulması şüncelerim'ze devam edebili Sadreddin ENVER Li böyle şeylere çöle eksiyi verir- di. Polis müdüdrü de değişmesey- Bir elin piçi için başını ateşe yak: mak gerekmezdi. İyisi mi...... Sansarosu bir hamalm — sirtma yükliyesek kışlanın hastahanesine gönderdiler. Hastahaneye vardığı- na dair başdoktordan kâğıt gelince geniş bir nefes aldı. Şimdi Sansarosun nöbet baygm- lığı içinde neler sayıkladığını konu #uyorlardı. Sansarof © yaptığı hır. sızlıkların hepsini; o müdürün tek lâstiğinden kafasını yarıldığı da- kikaya kadar anlatmıştı. Neticede hepsi şu noktada birleştiler: — Domuzun çıkardığı hele bir i- Yi olup gelsin! Eğer Sansaros bu. nu duymuş olsaydı, kocaman ve de- rin yaralı kafasını hastahane kar- yolasınm demir topuzuna bir daha çarpar kendini öldürürdü. Bereket versin ki Sansa:sun başucunda bir operatör yüzbaşı ile aksaçlı bir dok tor kaymakam vardı. Ateşini gider. mek, tehlikeyi atlatmak için elle- rinden ne gelirse yapıyorlardı. Darüleytamda da © güne kadar kaybolan şeylerin bir listesi yapılı- yordu. yirmi baş © gün sonra yama ME LİYET, SALI 7 AGUSTOS 1934 “ÖLDÜRMEK ZEVKİ Al, büyüdü: Mahallenin bütün | komşuları kesilecek taviklarm, ko. ! yunlarını ona kestirirlerdi. Kandan | Gazeteler bü yahşicesine cinayet | vefa edip bunu | göremedi. Ama bütün komşular söylediler. — Allah rahmet eyliye! Büyük hanım söylerdi ya. Bu çocuk ka- til olacak derdi ya. Ali, katil değil bir canavar oldu. Hep anasının ka- Bugünkü program İSTANBUL: 1,30: Plâk neşriyatı. 19: Çocukları aral. 1930: Türk musiki neşriyatı. (Stüdyo saz he- yeli ve Rifat Bey, Belma, Miçika bazemler) 21,20: Ajans ve baran baberleri, 21,30: Rad- ya orkestrası tarafından karışık program, 823 Kba. BÜKREŞ, 3ö4 m. 13 » 15 Gündüz meçriys Rast haber» Heç ia Kork haberleri: Ünisre ik 21: Konderame. BİS: Radye er mai Mz A8 Kontarane, 220: Sezen İmenerile ören. 823 Kia şe 135 21,254 Şiirler vesaire, 2535: Haberler 2156 Bayrettan © naklen Waşeerin “SİEGFRİED.. isimli operas. 2245! Konferana, 22,40: Dana piökları, 23; Musahaba. 23.08: Musahabe, 175 Klas. MOSKOVA, 1714 m. sizde Masababa, 1838 Kamlarda Kaeriyat. rannili konser. ve şiirler. it 2106: Framaezen Ki MOSKOVA, (Sil) 200 m 21,06: Taganni (Pİâk ile Meksika şarkıları.) 2 Masha Hberler,- 22,05: Orker- ik. 73,08: İngilizce ha .GRAT 437 m. 21, Viyelensel konamsi. >> Fakirler. 2140 Radyo piyeal, 2215: Plâk 23: Musahaba Mi Mİ ER kn amimi « BUDAPESTE, 550 m. Neşeli musahabe, Zi: Musiki merasi- Haberler. 23,40: Halk çarkıları. 304 m. Belçika akşamı, 38,35: Akordeon musikisi. 21: Haberler, 2120: Plâk. 211,35: Haberler. * 21,404 Pik. 22: Tegammili banter, Zl.38: Sen fomik plâklar. 23,15: dans Pİ 1031 Kr, KÖNLÜSBERE Zm, 17 Bayrostktan naklen Sirgfrind * içimli Ri- <hard Vazrer"in aperamı 23 Haberler, 23,45 Neş'eli havalar ye dane musikisi, 658 Kb, 1 ARGENBERG 486 im. 17 Richard Vagmer'in Sicgirid oporası, İstirmhetlerde ney'eli garkılar ve dana baran ları. 2320 Mabeeler, 23/0 Setranş VİYAN, ları, 23,30 Haberler, 2450 Dana mauildak 1 Sehrammel Kuartet talamı, VAPUR CULÜU: TÜRK ANONİM ŞİRKETİ ISTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefon: 22925. İzmir sür'at yolu SAKARYA vapuru Her PERŞEMBE, sürü saat 16 da Galeta erhytemendan kalkar doğ- vu İzmire gider. Bu vapur her pazar günü saat 16 da İzmirden kalkıp doğru İstanbula gelir. Tepebası Belediye bahçesinde İstanbul Belüğiyeşş | 95934 Perşembe ŞehirTiyateosu — esi MN vsey,, 3 Perde Yazan Ekrem Reşit Besteleyen Cemal Reşit, N im ra göre daha on beş gün istirahate muhtaçtı. Çocuğun hiçbir £ şeyden haberi yoktu. Hattâ hastahanede kaç gün yattığını arkadaşları söylediler. Yalnız has arkadaşı, yüzbaşı oğ- lu ona bir karahaber verdi. Sansa- rosun bütün yaptıklarını mektep idaresi biliyor! Sayıklamalarından öğrenmişler! Sansaros de iken çaldıklarının cetveli yapıl. mış! Şimdi on beş günlük istirahat raporu bitince... İki arkadaş baş başa verdiler ve bu (bitince)den sonrasını titreye titreye düşündüler, Sansarosa ne cezalar yapılacağını yakası kalkık mubassırın oğlu bir gün ağzından kaçırmış. ile müdür bey ko- nuşurlarken işitmişmiş... Mırmır Ali sordu: — Ne yapacaksın Santaros? Virgül Ahmet daha korkuncunu haber verdi: — Raporun günü iki gün sonra bitecek! Samsaros ikisine de cevap vermedi. Sadece tuhaf tuhaf gülümsedi. Herkes yatakhanelerine çekik di. Vakit geceyarısını geçmişti. Mubassırlar sabahın derin uyku- Sansaros idi, | hastahaneden geldi. Verilen rapo-| larına dalmışlar. Merkezi idaresi : Telefon : 5 kl İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Hetik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriğ”” Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir v Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenla aranmaktadır. 4.4887 € N isil OSMANLI BANKASİ Türk Anonim Şirketi, — Tesis Tarihi: 186 Sermayesi: 10.000.000 İngiliz lirası Türkiyenin başlıca şehirlerile Paris, Marsilya, Nis, Londra ve Mançester'de Mısır, Kıbrıs, İrak, İran, Filistin, ve Yunanistan'da şubeli Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistan'da Filyalleri vardır. ğ Her türlü banka muameleleri yapar! “Denizyolları erek 2572 numaralı kanunu e e tevfikan şekkül eden mülga Seyrisefain — İdaresi Tasfiye hey'eti günden <i l Temmuz 934 tarihinde Tophanedeki Dairei mahsusasıl vazifeye başlamıştır. Hey'et vazifesini i 6 ay zarfında ikmal& | mecbur bulunduğundan mülğa İdarede alacakları olup evvelce beyanname vermemiş olanlarm bu müddet nği | müracaatla alacaklarını kaydettirmeleri lâzımdır. Bu müd! detin hitamından sonra müracaat etmeyen alacaklıların meti lebe hakları umumü hükümlere tabi olacaktır. (4485) / ğ İstanbul Kumandanlığı satınalma komisyonu ilânları! 1. F. Satmalma Komisyo- nundan : İstanbul (O Kumandanlığı kıt'aları ihtiyacı için dörtte biri küçük olmak üzere 350 i- lâ 400 soba ve . teferruatı a- çık münakasaya konmuştur. İhalesi 27-8-934 pazartesi günü saat 15 tedir. Talipler şartnamedeki evsafı haiz ol- mak üzere verecekleri küçük ve büyük tipte sobaların ev- vel emirde birer nümunesini bir hafta evvel muayene edil- mek üzere satım alma komis- yonuna tevdi edeceklerdir. Ta Jiplerin şartnameyi görmek ü- i zere her günve münakasaya istirâk için de o gün ve vaktin- ! de teminatlariyle birlikte Fın- dıklıda 1, F. Satmalma komis yonuna müracaatları. (32) (4402) “.. 1. Fırka Satınalma Komis- yonundan Fırka Kıt'atmın ihtiyacı i- çin 17,000 kilo Patates pazar- höa konmuştur. İhalesi 9-8- 934 Perşembe günü saat 14,30 | zarlığa iştirâk için de o gü” ve vaktinde Fındıklıda Fırks Satmalma Komisyonuna racaatları. (33) (4493) gp 1. Fırka Satmalma Komis” yonundan : Fırka kıt'atının ihtiyacı“ çin 5,000 kilo Bulgur pazar” liğa konmuştur. o İhalesi 9.8-934 perşembe günü saat| 14,30 dadır. Taliplerin şart" Pa nameyi ve üzere her ve pazarlığa iştirâk için de © gün ve vaktinde Fındıklıda İs Fırka Satınalma komisyonü fa na müracaatları, (34) (44: z ... & Gümüşsuyu Hastanesi iha tiyacı için 500 adet Piliç ve çi 1800 adet Tavuk açık müns” kasaya konmuştur. İhalesi İp 9-8-934 perşembe günü saat 15,30 da dır. Taliplerin şart” nameyi görmek üzere her sö ve Völmlağe tirak için o gün ve Mz ei i riyle birlikte Fındıklıda Istaf ki, bul Kumandanlığı Satmalms k, dadır. Taliplerin şartnameyi | komisyonuna müracatları. görmek üzere her gün ve pa- İki hademe koridorun bir köşe- sinde horulduyor. Petrol bulunma- dığı için şurada burada bir iki yağ kandili kör kör yanıyor. Sansaros battaniyesinin altmdan yavaşça sıyrıldı. Bir gölge öessiz- İiği ve bir Sansar çevikliği ile du- var diplerinden, kapı aralıklarm- dan sıyrıldı. Bütün yatakhaneleri dolaştı. İki, kayışla belkemetinden başka çalacak bir şey bulamadı. Bahçeye inimce elindeki kemer- lere baktı ve yüzünü buruşturdu. Çamaşır yerin kapısmı a- çık gördü. Duvar dibinde sürüne- rek kapıya kadar gitti, Kulak ka- barttı. İçeride kimsenin bulunma- Sm anlaymca girdi. Sabah yaklaşıyordu. Gözlerini alıştındı ve sabahm ya- lancı aydınlığı altında çamaşırlığı yokladı. Bir sepetin içinde büyük adamların kirli çamaşırları duru- yordu: Ahçıbaşının, İademelerin falan... Bunlar yetimlere verilen ça- maşir sabunları ile yrkanırdı. Pis, ter kokan çamaşırları karış tardı. Çamaşırların içinde don arı- yordu. Ne kadar don buldise hep- | sini çıkardı, Elyordamı ile uçkur. larmı buldu, sıyırıp çekti. Şimdi elinde iki kayış belkemeri ile dört ; di beş uçkur vardı. m aran. amm mma mame e ma mv Vr amm mmm İ İ ! (29) — (4421) 4849 ln Ortakata süzülüp çıktı. Müdü” odasımın yanında müdüre mahsif | abdesthane vardı. Daldr. Buran | küçük penceresinde demir hık yoktu ve sokağa bakardı. U. kurları, kayışları uçlarmdan ibi : rine sıkı sıkı bağladı. — Bir ucun da pencerenin menteşesinden ge$i” fi, terek düğümledi. Öbür ucunu p8” cereden dışarıya sarkıtı, Hesapça bu ip onu sokağa k dar indirmiyecekti. Fakat ona”? diye Sansar Osman demişler? Ke” dini koyuverince dört adam bile olsa gene yere — atlıyabilirdi Hem bu sokak dar, sapa bir soks$” tı, Belediyenin süprüntü az olduğu için bu sokağa uğras?” yovlardı. Konu komşu da bunu fi” sat bilerek o pencerenin altını sü?” Şa rüntülük etmişlerdi. Bunun ii” pi biraz yumuşak olması lâzımdı. Bir sansar gibi pencereye tırms” pi, dı ve bir kertenkele gibi ipin öbü fi ucuna kadar sıyrılıp indi. Avi İ bir baktı. O kadar yüksek değ Yalnız iki sokak köpeği çöplü! seleyip ifuhuyoyu: He EE İ yaz tehlileliydi. Ama böyle, keler Sansaros için değildi. f ği yeri şöyle bir savullayarak ke

Bu sayıdan diğer sayfalar: