29 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

29 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. Nilbyet'in Romanı: 47 YALI LİNAY Yazan: Marthe Richard CASUS; ATIM İs Tercüme eden: M. F, İngiliz konsolosu Almanlara dair ver diğim havadisi alâka ile dinliyordu Hülâsa | | Marthe Richard Fransa casusluk teşkilâtı tarafmdan İspanyaya gönde- rilmiştir. Vazifesi orada Alman casus teşkilâtma ve iki cihetli casus- İuk yapmaktır. Marthe bir sürü mace- ralardan sonra Alman casus teşkilât; zeisi Baron Fon Krohr ile tanışmıştır. Bundan bir çok malümat almış Fransa- ya gitmiş tekrar İspanyaya dönmüş- tür, Şimdi Marthe Baronla beraber Ca - diz'e gelmiş ve orada bir otele yerleş - miştir, Fon Krohn kendisini bir memu- riyetle Fasa göndermek istiyor.) — Eğer siz, benimle beraber o kadar çok dolaşmasaydınz, beni serbestçe çalıştırsaydınz, bu vazi - yete düşmezdik. Cezanızdır. mek istiyordum. Daha şimdiden Baron başka bir memur aramağı da düşünüyordu. Şüphesiz bu su- retle Fransızlar beni hiç bir ilham altımda bulunduramazlardı. Fakat Almanların vatanın aleyhine ha- zırladıkları suikast günden güne yaklaşıyor, inkişaf ediyordu. ... Adam akıllı düşündükten #onra kararımı verdim. İki şık var dı: Bir suitefehhüm bana hayatı - ma mal olabilirdi. Fakat diger - raftan müttefikleri meseleden ha- berdar etmek, ve Fas isyanını da- ha başlamadan söndürmek imkân dahilinde idi. Tereddüt etmekte mâna yoktu. Fransız memurlarının, diğer müttefik devletler mümessillerine vaziyetlerine dair malümat ver - meleri sureti katiyede memnu ol- duğu halde, ben İngiliz konsolosu ile görüşmeğe karar verdim. Ve birçok müşkülâtla karşılaş - tıktan sonra nihayet huzuruna çi - kabildim. Vaziyetimi anlattım ve dedim ki: — Şimdi benim kim olduğumu anladınız mı? İngiliz konsolosu kaşlarını çat - mıştı. Ben ne kadar çekingen isem oda o kadar çekingeniıdi. Fon Krohn gibi, yüzbaşı Ladoux gibi gekingendi. Çünkü harp devam ediyordu. Öyle bir halde idim ki bu. beni ölüme sürükleyebilirdi. Kardeş - lerim obüs yağmurları altında ya , Ben de harbin tehlike- kabul etmiştim. Ve cesare - tim yok değildi. Devam ettim: — Pairsten aldığım emirle; üze- rine Tanger'e gitmek ve bu emir- leri yerine getirmek iyetin- deyim. Asilerle konuşacağım ve kendilerine bazı malümat verece - kımda Fransadan malümat alına - nız ve icp ederse beni tevkif ettir. İngiltere konsolosu sözümü hiç kesmeden mütemadiyen bezi din- İiyordu. — Hepsi bu değil, şeflerime bir mektup yazdım. Bu mektupta mü- him ve müstacel malümat var. Fa- kat zamanında ellerine geçemiye. <ek. Yüzbaşı Ladoux'ya yazdığım kar tu çıkardım ve okudum: “25 dere- ce tul dairesinde boğazım 45 dere- cesinde İspanyol sularında altı ka- yık bekliyor.,, Kendisine iki Alman tahtelbah- rinin Cebelittarık boğazına doğ - ru geldiğini ve bunların bu kayık- la vasıtasile Fas âsilerine mühim- mat ve maİzeme göndereceklerini anlattım. İngiliz konsolosu beni alâka ve Kemnuniyetle dinliyordu. Verdi - ğim malümat üzerine, ne yalan söy İsyeyim; çok hayran kalmıştı. Aya- ğa kalktı, Elini uzattı ve dedi — Size inanmam lâzımdır. Git- menize müsaade edeceğim. 24 sa- al zarfmda ben malümat aiabili - rim. O zamana kadr siz de dön - mezsiniz. Fas reisi Yoldayız... Fon Krohn beni rıhtıma kadar geçirdi. Gözleri daima mektup kâ ğıdı kutusunda daha doğrusu bu ku tanun bulunduğu çantada idi. — Aman dalgın olmayın! Unut- mayın bir yerde diyordu. Ben mi dalgın olacağım? Hele | beee nda? | Diğer taraftan ben de gözlerim- le, yolcular arasında beni takibe memur edilen İngilizi arıyordum. Fakat tanımama imkân yoktu. Hiç kimse hakkında katiyetle “budur” diyemiyordum. Fon Krohn bana güldü. Ben Fon Kroha'a güldüm. Hayat beni ite kaka sevkediyor- du. Nereye yuvarlandığımı bilmi- yordum. Eğer İngiliz konsolosunun şüphesi devam ederse, ve Fransa hakkımda malümat vermezse yan- dım gittimdi... — Orvar Hans dedim! — Orvar Marthe!.. Fon Krohn'un sesinde bir endişe saklı idi. Ve hattâ yüzünde bir vic- dan azabının izlerini okur gibi olu- yorum. Ben onunla oynadığımı zan nediyorum. Belki o da benimle oy- nayordu. Hadi artık yola düzülelim... İskele kalktı. Fon rıhtımda idi. Vapur © yavaş yavaş #tremeğe ve nihayet yola dözül meğe başladı... Çok yolcu vardı: Fransızlar, İngilizler... Acaba beni tarassut İngiliz var mı idi?.. Güvertede aşağı yukarı yavaş ya- vaş geziniyorum. Erkekler etrafrm- da arzu ile dönüyorlar dolaşıyor. lar. Allah vere de şu İngilizler be- ni iyice anlamış olsalar. Yoksa... Yoksa bu sefer belki de artık kur- şuna dizilirim... Marthe (Richard Fransaya ihanet etsin!.. O! hayır! Hayır! Allah bunu esirgesin... Hava sıcak... hem de öyle güzel ki!.. Deniz durgun ve haindi. İçin- de çelikilen ejderler saklıyordu: De niz altıgemileri... cesaret... cesaret lâzrm... Harp içindeyiz... .Silâhlar- la... sahici silâhlarla mücadele et- mek... Ne şans... Hayır, İngilizlerin adamı hâlâ meydanda yok... şu ba- i kasketli, gözlüklü zayıf adam o İagili iz olmas! Yoksa acaba şu beni gördükçe sırıtan şişman tosto- parlak adam mı?.. Yahut şu bana hep yan gözle bakan genç, İspan- yol mu İngilizlerin adamı?... , Entelicens Servis'sin mevcudiye- tini hiç bir şey gösteremiyor, Aca- İspanyollar, eden bir laşıyor. Fas emi te- ressüm ediyor, , büyüyor, Si solda çözmek. “Aluet,, mi yoksa S.32 mi yor? Yolcular beni ik Sir Krohn hâlâ | Eğer bir gün tekrar karşılaşacak o- MİLLİYET RŞEMBE 29 TEŞRİNİSANI MÜTEFERRİK HABERLER Yeni soyadı alanlar Okurlarımızdan kendilerine yeni ad seçenleri adlarıyla bildiriyoruz Beyoğlu dokuzuncu (o mektep baş- muallimi Bay Vehbi (Evten), muallim Bay Nerettin .(lşk), o muallim Cafer (Erdil), muallim Mahir (Denk), mu. allim Fatıma (Akgün), musllim Zehra gün), undura — fabrika “ iiee şii Bay Nefa | (Yi men), Sümer vezne ge sevin, Bank Bay Ali, Devlet Matbansı makine şef- Jerinden Bay Şükrü (Aygen), Kütahya mebuvu Bay Naşit o Hakkmın babası müfettişi Bay Şükrü Kâmil (Eve), kimyager Bay Celâl (Uygur), İstan bul Belediyesi celp kaleminden Hayri (Gök), Mehmet (Yıldız), Mustafa (Sema), İsmet (Kumuş), Cevdet (Yık dırm, Kadri (Rüzgâr), soy adların almışlardır. İstanbul belediyesi Hi. 1, masraf $. mümeyyizi Necati (Can), Istanbul be- lediyesi muhasebe memuru Hahi (bön- gü), İstanbul belediyesi H. 1, masraf $. memuru ML. Ferit (Oksüz), letanbul belediyesi H. 1, masraf ş memuru İb. vahim Zeki (Coşkun), İstanbul beledi- yesi H. 1. masraf ş. meruru < Tevkif | (inç), Istanbul © belediyesi H. 1. 5 masraf Ş. menmuru Ali Rıza (Birkan), İstanbul belediyesi H. 1. masraf $. me- muru Ziya (Alp), Akay işletmesi beş memuru Osman Kemalettin (Ayrana oğlu), siki Ankara şehremini Bay A- #sf (ilbaz), emniyet o müdürlüğü ka- çakçılık bürosu kümiserlerinden o Bay Hasan (Oztürk), Bay Bayram (Aydı), Bay Rasim © (Erdem), memur Bay Mustafa (Alacı), soy adımı al - maştar, Eminönü kazası tapu memuru Bay Mehmet (Arslan), Bay Sabri (Akman), Bay Kadri (Kayinçi), oOemniyet mü dürlüğü 4 cü şobe müdürü o muaviii Bey Celâl (Çıkım), emniyet müdürlü- ğü 3 cü şube müdür muavini Bay Sa- # ve belediye baytar işleri müdürü Bay Esat (Evsen), müteknit © eskeriyeden Mahittin paşa (Çanka), enmiyet mü- Bay Muhsin (Erkul) isimlerini almış - Jandır. Madenciler birliği i ti in Emverinimmi Oyan Bay Sadreddin kış olarak (Ünör) olarak o yazı Soyadları için Yeni örnekler ANKARA, 28.A.A. — Türk Dili araştırma kurumunun soyadları hak- kında tespit ettiği, listesinin birinci kısmı şudur: Baba Giray, Baba Tunguz, Bağış Babür-Bebür, Baçaru, Başayoğul, Başboğa, Başçı, Başkara, Baş Timur, Baştu, Bada Kol, Badan -ka-, Baday, Badruk, Bağa Tarhan, Bağdat -ka-, Balan Tekin, Bahşi, Baac, Bakay, Bakba, Bakı, Bakır, Bakış, Bakşı, Bak Timur, Bakubala, Baundi, Bala ska-, Balaban Uluğ, Balakan, Bala- man, Balantir Balandı, Barbak, Ba- İamuyan, Balbars, Balbay, Balşak, Balduk, “Balray, Balı, O Balibanaz Kaan, Balı, Balık, Balım, Balta, Bal. ta, Bana, Baraç, Barak, Baraz -ka-. muş sc de aslı (Sadreddin Onur), ol- duğunden düzeltiniz. * Gazetemiz yazarların Bay Nu- rullah Ala soyadı olarak Ataç (Der- giye göre “Ceddani,) sözünü seçmiş. tir. * Gazetemizin (o İramazca nüshası (Lâ Turgule) yazarlarından M. Maz- bar soyadı olarak (Kumt) özmüni almış tar. * Gümrük memurlarından Bay Ap: tülvehap ve oğlu İş bankası vezne şe- fi Bay Etem Rift © (Aktaş) soyadı * Şişlide çocuk hastalıkları ve da- hiliye mütebasamı Dr. Bay Rifat (Ba- ven) ismini almıştır. * mütekeit süvari kaymakamlarm - dan Bay Eyüp ve oğlu İş Bankası şef- lerinden Bay Sait ( (Bozok) soy adımı almışlardır. * Esbak ticaret müsteşarı ve Sokeni müşaviri Etem, soy adı olarak Soysal adını almıştır * Belediye masraf şubesi müdürü Bay Arif soy adı olarak Aygen ismini akınıştar. * Prof. Dr. Bay Kizim (Esat ile kardeşi o muhamir Bay İzzet Melih (lnkilöp manasına gelen) Devrim soy adını almışlardır * Prot, Dr. Bay Ahmet Kemal Mus- tafa (prof. Dr. Ahmet Atay), Ticaret odasi umumi kâtibi Cemel o Mustafa (Cemal Atay) semi almaşlardır. (Ancak bundan bir hafta önce (U- tus) başyazanı Bay Falih Rıfkı da (A- tay) adını almıştır. Bay Fakih Rıfkı bütün yazılarına bir haftadır bu imza- yi atmaktadır.) — Şişli Himayeietfal cemi- yeti aile eğlentisi Şişlide © açılmış olan Himayeğetfal Cemiyeti şubesi, bu akşam saat 9 bu- sr e ys varr goy kağ ri men- faatine bir danslı aile eğlentisi terbp Duhuliye mamma hiç bir şey yok- tar. Gi Hava raporu Sıfır derecei hararele ve deniz 28: e le bah saat 7 de 768, saat 14 te 760, De recsi hararet 7 de 5 14 te 10 Azami derecsi hararet 10, aagari derecci ha- raret 4. Rüzgâr şimalden esmiştir. Azami sürati saniyede 7 metreye * Türk Fiziki ve Tabii İlimler cemi-. yetinden: 29-11-1934 perşembe günü. saat 17 de Fen Fakültesi Büyük kon- ferans salonunda Profesör Heilbronn te- rar E a hakkında umuma mahsus bir konferans verilecektir. > riii ii hocalarından Maestro Layboviteh'in zı Sılmcn Layboviteh yedi yaşında ol- arak okuyan bu küçük sa - Batlkârı sesine çeki düzeni vermek ü - zere familyası Avrupaya gönderecek- 4 Hilâliahmer cemiyeti. General Alinin başkanlığı altında saat 15 te bir toplantı yapmışlır. Kazalardan gelen fal, Tayyare ve Hilir i murahhaslarıın - liği ile yapılan bu toplantıda fitre i Me ileri isi görüşülmüştür. * Sıhhat müdiriyeti satmalma ko - misyonu Çocuk hastahanesine alma - cak rontken makinesinin ihalesini yap muşta. * Bolu valisi Salih Cemal Gülen şehrimize gelmiş, vali muavini Bay Ali Rızayı görmüştür. * Telefon şirketinin hesaplarını göz den geçiren beyetin çalışmaları daha bir hayli devam edecektir, Hazırlana- cak rapor, Kânunuevvelin sonlarma ez Nafıa Vekâletine gönderilecek- Deniz ve hava müste- şarının tetkikleri dir, Fransa ve Mıntıka misakları “İAlmanya silâhlan- mak için te- şebbüsler yapıyor (Baş: 1 inci sahifede) karşısında korku göstermektedir. Dün Londra ve Berlinde bugün Avam kama- etmi | bakanı Conir.t Denain Kansere karşı Engerek yılanlarından istifade ediliyor PARIS, 28 (A.A.) — Engerek yı- anının zehiri kanseri iyi eder mi? Dok- torluk akademisi, bu meseleye dair bir rapor dinlemiştir. Bu raporda Engerek yılanmın deri- |” sinde özgü bir madde o bulunduğu ve bu madde, derinin altıma şırınga edil - diğinde özene değer retice almdığı bül. Gümüş kaçakçılığı HONGKONG, 28. A.A. — Çin liman- larından gizlice bir kaç milyon gümüş Çin doları kaçırılmıştır. Kaçakçılar bu- Taya pek çek gümüş dolar getirmişler Bir cizvit hapsedildi Kolonya 28 (A.A.) — Cizvit pa - paslarından Josef Specker, Nazi Feji. ine karşı geldiğinden hapeo atılmış. tır. Fransız meclisinde hava bütçesi PARİS, 28 (A.A,) — Mebusan mec , Misi, deniz bütçesinden sonra hava büt . Hava işleri gütmekte ol duğu siyasa hakkında şunları anlat - mıştır: Ham maddeler almay! ve toplama- yı, çabucuk modası geçen ve diğer mem leketlerinkine nazaran kifayetsiz bir hale gelen tayyareler biriktirmekten üstün tutmak gerektir. Hava ordusu malzemesinin üçte bi- ri, ber üç yılda bir atlırılacak, kalanı daha asri malzeme ile deği; rilecektir. çes'ni de kabi; Sinopta çarşaf kalkıyor SİNOP, 28 (A.A.) — Halkevinde verilecek müsamere, konferans ve di- çar heyetince kara, re heyeti hanımlarımız medeni kı - yafetlerine hiç uygun olmıyan çarşa » fın tamame nortadan kaldırılmasını belediye meclisinde, temiştir. Ulusal musikimiz (Başı 1inci sahifede) deyiniz: Bulgar dağı sen oldun perde perde Eşin bulunmaz değme yerde olmazsa öbür ayda lâle sümbül bürüsün de gidelim.,, Bay Yusuf Ziya, bu güzel beyitleri ruhuna içire, içire, zevkini her kelime Sonra sözüne devam dedi ki: MEMLEKETTE A Bayındır - Tekir e. kağan: DA ği j bk vi Ez TEKİRDAĞ, (Milliyet) —j miz belediye azaları seçimin men geçen devredeki rısıdan fazlası değişmiştir. ye reisliğine evvelki devrede'ği | İik yapan Eczacı Ekrem bilği | çilmiştir. Belediye işlerine fa$ hemmiyet verilerek bayındır! yapıcılık için şimdiden mesai ramı hazırlanmaktadır. B ürümünün azlığı yapılacak "İİ yetmiyordu. İskele ürümü de diyemiz & bütçesine eklenm bu suretle mesai progr: biki kolaylaşmış sayılabilir.Bi| £cne sonra bu program ü: pılacak işler şehrimizi gü: | recektir. Görünüş itibarile Tr9iğ nm en sevimli bir kasabası kirdağımız bu zaman içindeğ; lışışla tanınmaz bir hale geti tir. Trakyada ekim eyi TEKİRDAĞ, (Milliyet) 2 vaların uygun gitmesi ve yağ! rın bolbol düşmesi ve topı zm tavlı bir hale gelmesi şehir ve köylüleri hemen rine geçen seneye nisbetle d la ehemmiyet vermişlerdir. VE lk tohumun yüzde deki tarlaya serpilmiştir. o Havali, suretle düzgün gitmesi çiftçi fnm memnuniyet ve ze” ni mucip olmuştur.Geçen la kurak gitmesi yüzde 50 eksik olmuştu. Bü, şimdiki ekim vaziyetine baki. havalar da uysal gitmesi kaf zun genliğini arttıracağına den inanımız vardır. Germencikte ışık ve İ8” mizlik parası | GERMENCİK, (Milliyet) Diyarıbekirde yeni bir pi, DİYARIBEKİR, Gr

Bu sayıdan diğer sayfalar: