20 Şubat 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Şubat 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lindberg.n çocuğu Amerikalı tayyareci Lindbergin oğlunu önce kaçırmak, sonrada boğarak öldürmekten suçlu olduğu için (ölüm) cezasına çarpılan Hauptman'ı, yasanın yumruğu al- tından hiç kimse kurtaramadı. Elektrikli sandalyede can verme- sine birkaç gün kalan bu adamın yardakçıları, şimdi de vali ile hak gözetene (hâkim) gözdağı verme- ğe kalkıştılar. Hauptman için verilen ölüm ce- zası ayın 27 sine kadar değiştiril- meyecek olursü, vali ile birlikte hak gözeteni de öldüreceklermiş. Amerika gibi soysallığın en yük- sek kertesine gelmiş bir ülkede; ya salara karşı gelen birtakım türedi- lerin bu kadar başıboş bırakılma- ları kolaylıkla inanılır şeylerden değilse de ne yapmalı ki, bu böy- ledir . Bunca varlıklarile, acunun göz- lerini kamaştıran bir ülkede; ya- #aların otoritesi en ağır suç işleyen bir adamı, ölüm cezasına çarpmak için yetmiyor. Suçlunun el altın- dan iş gören, gözü kanlı yardak- çıları hemen, ortaya çıkıb, hak da- ğıtmağa çalışan o hakimi ölümle korkutuyorlar. Büyük başın, derdi de büyük o- lar, derler. Amerikada yaşamak, belki bir bakımdan birçoklarımızın ağzını sulandırır, Fakat beriyanda prası için ola- ğan sayılan işleri duyub işittikten sanra, kendi ülkemizde, korkusuz yaşamanın tadımı daha iyi pera ruz, Salâhaddin GUNGOR MADENCİ BAY MEHMED ARİF OLDU Memleketimizin maruf tüccarların - dan Madenci Bay Mehmed Arif'in bir senedenberi müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıyarak vefat ettiğini büyük bir tsessürle haber aldık. Memlekete, bil - bassa kurtuluş savaşında büyük hizmet leri görülmüş olan Bay Arif'in ölümü- nün, kendisini mümtaz ve ifi kalpli bir insan veya bir arkadaş olarak tanıyan sey elemle karşılanacağı mühak - miri cenmeesi © bugün saat on buçukta Taksimde Cümhuriyet apartı - manmdan kaldırılarak medfeni ebedisi- ne tevdi edilecektir. Kederdide ailesine samimi taziyetleri- İhtiyat efradı yokluman tahriren bildirilir. 2 — Istanbulda bu- Tunan ihtiyat ofradı mensup oldukları mahallesinin askeri mümessiline müra- cant etmesi ve yahut mensup oldukla - tı mahalleye ayrılan tarih ve günde bizzat şubeye gelerek ihtiyat yoklama- larını yaptırabilir. 3 — Mahaliât askeri mümessilleri ihtiyat yoklamalarını şu- — Kolayı var. o korkma sen.. Ben zaten barı likle duruyordum. ilâcı ee hayretle ona baktı. ve zırlıklı durmak,, da ne demekti? adam keramet sahibi mi idi, e uyanır uyanmaz midesinin sancı- yacağını tahmin etmiş ve ilâçlar hazırlamıştı . Yalnayak, kolları bileklerine ka dar sıvalı, on beş on altı yaşında i le tuttuğu bir top- —Bu — En iyisi budi Haydi arslanım, di Birebir gelir.. rma, — Dik canım... esrar tatlısını dünyada ilk yiyen sen değilsin ya. i Esrar tatlısı mı? kim yedi , esrar tatlısını? Nazmi bir deli gibi bağırma ©, Hepsi ürkerek gerilediler. Sonr: Bir deniz Li Dikkat & sevgilim, güzel © sarşm başımı, divanın mavi yastığına rahat ra hat yasla, Kutudan bir sigara al, ince, uzun ağızlığa tak. Yaktıktan © sonra beni dinliyormuş gi ir vaziyet al, Ve kulak ver, söylüyorum: Evvel zaman içinde bir Bay ile bir Bayan vardı. Bu Bay, bütün Baylar gi- bi ne güzel, ne çirkin, ne iri, ne zayıf, no İhtiyar, ne genç, fakat kesesi delik olmaktan ziyade malı mülkü (yerinde zengin bir Baydı. Keza bu Bayan da bütün ba; gibi genç, güzel, zeki, alımlı tuvaleti en- fes ve saire ve saire bir Baya! Bu Bay ve bu Bayan evli v ni birbirlerine nikâhla bağlı bulunuyor- lardı, Aralarında haftanın yedi günün- den başka bir gün kavga çıkmazdı. Günlerden bir gün, ber ikisi bir de- niz yoluna çıktırlar. Bir deniz yolu çı- kar da, Bay, bunu fırsat bilip bekörlik hatıralarını tazelemek için istifadeye koşmaz mı diyeceksin? Yani © karısnı şöyle bir kaç hafta ekip, kavgasız, başı dinç geçecek bir kaç günü ve geceyi hangi koca aramaz? Evet, onu ben de biliyorum. Fakat bu böyle Bayan sözlerdir bir gün beraber deniz yoluna çıktılar. Bindikleri vapur tam denizin ortası- iği zaman, hava değişti, sarar - , karardı. Çek geçmeden bir tartma, bir kıyamettir koptu ven van pur battı. Yolculardan, tayfalardan büyük bir kısmı boğuldular. Kurtulanlar çok az- dı. Onlarda nasılsa bir fıçıya, bir kı - rik direğe sarılıp ta imdat © gesinceye kadar deniz üstünde tutunmağa muvaf- fak olanlardı. Bay kurtulanların arasında bulunu- yordu. Yüzmek © bilişi de kurtuluşuna yardım etmişti. Fakat zavallı bayanı fe- liket yerinde aradılar, taradılar, bulama- dılar ve binnetice & Boğulduğuna hük- mettiler. Artık Bay, karısını ölmüş biliyordu. ilk günler hayli üzüldü, sıkıldı fakat altı ay sonra bu yeni O hayata tam alış- mağa başlamıştı ki zarane icatlarından olan radyo sayesinde karısının ölmedi- ğini öğrendi. Radyonun haberine göre, kadın ge ne kazmzedelerden bü İe hali bira daya iltica etmişti, Daha doğrusu kadın kaza zamanımda vapurun ikinci süvari- si ile güvertede beraber bulunuyormuş. Vapur batınca ikinci kaptan kadı bo- lindeh tuttuğu gibi yüze yüze civarda bildiği hâli adalardan birine çıkarmış. Bay, bu haberi radyodan öğrenin - ce, son derece memnun oldu dersem kalma, hattâ tafsilât almak için de çıkmıştı, Hiç bir berber dükkânı ol- mıyan hâli bir adada altı ay kaldıktan sonra, saçlı sakallı çekilmiş bir müyordu. Bu barakada her ikisi de altı ay beraber yı da. Berber dükdek- na olmadığı gibi, tersi dükkânı da olna- dığından, her ikisinin de kıyafetlerini ne kadar pezmürde olduğuna hükmede- bilirsin. Denizden toplanmış konserve, bisküvi ve saire ile yaşamışlardı. Hülâsa sevgili sarışmım, kazazede- leri tesadüfen oradan geçen bir vapur görmüş ve kurtarmıştı. Artık pek âlâ irsin ki Bay Bayanıa kavuş- tu ve hayatları eski (o cereyananı aldı. Hattâ Bay Cici karısına geçirdiği müt- hiş günleri unutturmak için elinden n© gelirse, hepsini yapıyordu. Fakat... günün birinde şüphe deni- len bir kurt içine girdi. Kendi kendine «öyle düşünüyordu: — Evet, diyordu, altı ay karısı ile bu ikinci kaptan bir adada A- demle Havva gibi nasıl yaşadılar? Nihayet kemdi kendine bu suali maktan bıktı, akşam Bayana Müe.lii: Nazmi Şahap dağ ağası: oo O“ — A efendi..., dedi, bize ne bağırıyorsun? sen istemişsin, arka- daşm yaptı. Biz zaten alışığız. Hep beraber yedik. O zaman genç başındaki ağrıyı da, midesindeki sancıyı da unutu- verdi ve bir zıplayışta ayağa — Nerede o deyyus? Koca koğuşta evvelâ bir sükün oldu. Sonra her | ağızdan keskin kahkahalar savruldu. — Nerede o haydud? o namus- suz hergele nerede? — Beyhude bağrıyon efendi — diye söylendi dağ ağası — Arka daşın şimdi Keskin yolunu yarıla- dı bile... « — Anlayamadım. — Anlayacağın: bu işte. sabahi sabah Sn larma ile gitti. Hattâ araba polis müdürlüğünü do TN K EEE Maya EEE İtina ile gizlenilen bir soy adı! Bir tanıdıktan dinledim: — Soyadı seçinceye kadar epey- ce günler uykusuz kaldım. Birçok adlara, nice günler kafamın için: de geçitresmi yaptırdıktan sonra, nihâyet içlerinden birini seçtim. Bu adı; kimse > diye düşü- müyordum. Çünkü, erişi olan Bir od değildi. Yalnız söylenişi kak lağa hoş geliyordu. Bu bakımdan, kendime en wy- gun, eşsiz ve benzersiz bir ad bal- dum diye seviriyordum. Henüz tescil ettirmediğim için, birisi duyar da alır korkusile kim- seye haber vermediğim soyadımla dün, hiç tanımadığım biri arkam- dan seslenmesin mi? Dönüb baktım. Falat o bana değil, önünde giden beyaz, kıvır: cık tüylü köpeğe sesleniyordu. Be- nim bunca emekle bulduğum, her- kasten gizlediğim adın bir köpeğe verildiğini duyunca ne hale geldi- ğimi artık ne sen sor, ne de ben söyleyeyim... Güneşin altında yeni bir şey yak- tur, sözünün doğruluğunu böylelik le bir defa daha anladım. Kulakmissfiri MEVLÜD Sabık esbabçıbaşı Bay Hacı İl. yas'ın ruhu için Kadıköy iskele ca: miinde bugünkü çarşamba günü öğle namazından sonra mevlüd 6- Ee Arzu edenlerin teşrif - leri, İş ve İşçi Milliyet bu sütunda 4 ve işçi isti. yenlere tavassut ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektupla Iş büro - muza müracaat etmelidirler. İş arayanlar Genç bir muallim ilk ve orta mektebe giden çocukları mükemmel surette ye- töşürmeke şartile hususi deriler verecek. — fanta dişil TEPEBAŞINDA ŞehirTiyafvasu | ŞEHİR “e EA rn Saat: 20 de UNUTULAN NAZIM HİKMET Yakında: o MÜFETTİŞ 1029 Fransız Tiyatrosunda DELİ DOLU opsreti oynayacaktır. Bay bu cevaba şaşırdı: — Nasıl ben? — Evet sen, altı aydır sen ne yap- A ne ihanet etmedin mi? O zaman Bay bir müddet düşündü ve en nihayet dedi ki : — Oyle amma, ben o zaman karısı ölmüş bir Aderdim., SEM Öz Türkçe ile - Bilmecemiz Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız kelime 4 Perşembe günü akşama kadardır. Yeni bilmecemiz 345678 91011 SOLDAN SAĞA: 1 — Koyunun çocuğu 4, Hakan 4 2 — Valide 3, mebus 6 3 — Nota 2. 4 — Nota 2, İntibap 5. $ — Bir rakam 3, Trabzonlu 3, 6 — Nota 2, Nota2 7 — Hücum 4, Oyuk 3, 8 — Beygir 2, Tepsi 4, wna (2) gelince kumeslik olur 2, 4, İstifkam 2 (0) gelince kışa mahe bir bususiyet olur 2, yama 2. n—R 3 — Tarlaya mahsun 4 — Zükür 5. 5 — Dem. $ — Şark vilâyetlerimizden biri 4 Geniş 4. 7— Kamer 2, Yet 2. 8 — Kurmazı 2. Nak 3, 9 — İşte 2. Eser 2, tekrar 10 — Haşarattan biri & iel program İSTANBUL: Bayan Azâde. 18,50: Klâsik Mil 19,30: Haberler. 19,40: Bayan Halide #monoloğ. 20: Maarif bakanlığı namına konferans, Istanbul Erkek lisesi felsefe muallimi Nimetullah Öztürk. 20,30: Ba- İalaykan orkestrası. 21,20: Son haberler. 21,30: Radyo orkesirasr. 22: Radyo caz ve tango orkestrası, 223 Kb. VARŞOVA,IMS m. 18,35: Şarkılar. 18,50: Spor. 19: Sözler. 19, 155 Oda müsikisi, 19,45: Konferans. 20: Örg vasikisi. 20,20: Sözler. o 20,00: Şarkılar, Zi: Ha iki, 21,35: Haberler, 21,48: Sözler, 3180: Choyin konseri 23.15: Konferans. (fr Reklâmlar. 23,40: Deme, 24: Söz 174 Kiz. MOSKOVA,IZA m. 1730: Fırka neşriyatı. 18.30: Kerlordu için göçe geek 19,001 Kalkeslera güder, Zi: — İngilizce neşriyat. 24,08 Almanca 1 “82 Kl MOSK O VA, (Stalin) 361 m 17: Frans operalarından parçalar. 18,20: nakli. 22.30: Karışık kom Haberler, spor. 23,30: Gece #rusikisi, 545 Kar BUDAPEŞTE, Sö0m. 18,30: Piyano konseri, 19,10: Sözler. 19/40: Macar şarkı 686 Kür. BELGRAD, 437. Sözler. 1830 Dere 20 aberler. 20,30: Ulusal seyriyat. Zi: Jübliyanadan makil. 23: Haberler 23,15: Kahvehane konseri. 904 Kr HAMBURG.3iZm. le kü e Körlü mem Sözler. 19,00: Berlinden nakil) 21, Bu iliği MELE K Gla İşte beklediğiniz aşk - KORDA tarafından DON ve temayüz etmektedir. ms Harik Hayat dı Bisan yak ei Ankara: Konya caddesi YENİ NEŞRİYAT Yeni Türk Istanbul Halkevi tarafından çıkarıl- makta olan (Yeni Türk) mecmuasının 29 uncu sayısı Recep Poker, Hıfzı Tev- Rıza Baylarla Meliha Avni, | Şüküfe Nihal, Hfet Oruz, Hatice Hatip Bayan- ların yazılarile çıkmıştır. adlı marşnerin eserlerinden opera. 960 Khx. BRESLAU, 316 m. 1730 Radyo orkestranı, (19 Sözler, 1905 Döst ve şarkılar, 19,40 Sözler, 20 Şen plâklar, 20,40 Haftanın haber iemali, 21 Günün kısa haberleri, 21,15 Ulmal neşriyat Çemusikili *keç), 2230 Çiter musikisi, 23 Haberler, 73,30 Dana. Yarınkı program bamür seylâyı Plâk, 19,30: Haerler. 1935; Gavin kardeşler. şleri Fransızca müküâlemeli büyük ve şeytan! film başlıyor. Douglas Fairbanks, dilber ve sehhar Merle Oberon ile kadmlar etrafında rollinü pek mükemmel bir tarzda oysamaki'ğ Kaza AYNANIN SIRRI Seven ve sevilenlerin filmi... Evlilik hayatısin kıskançlıklarını, şüphe ve ihtiraslarısı gösteren Fransıxc Oynıyann NANCY CAROLL Programda haftanın yenilikleri | Banaz» PARAMOUNT DÜNYA HABERLERİ sözlü bir film Heyecan - İhtiras ve yüksek macera filmi; CASUS KALBİ Bu derecede muazzam bir film pek az görülmüştüle! Oynıyan: BRİGİTTE HELM - yarın akşamdan itibaren İPEK SİNEMASINDA Yarınakşam SARAY sinemasında HENRY BATAİLLE'ın eserinden iktibas ve ALEXANDER vaz'ı sahne edilen UAN gös İlâveten: SON NİNNİ renkli SYLUY SYMRHONİES serisinin eszip bir filmi ve FOX JURNAL ve Otomobil Sigortalarmizı Galatada Ünyon Hanında Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : 4.4888. 815 HER e İÇİN ASRİ LİSANLAR ei BERLİTZ Ni“ Mülkt ve askeri memurlar ve musllimler için hüsust sre 4 Kayidler açılmıştır. — Meccani bir tecrübe dersi alınız İstanbul, 373. İstiklal caddesi ÇAĞIRIŞLAR Erkek lisesi mezunlari kongresi istanbul Erkek lisesi mezunları miyetinden: 15-2-935 tarihinde açılması kar” laştırılan yıllık İkongremiz çokluk dığından 22-2.036 cuma günü epat © Çocuk esirgeme kur! Bakırköy kongresi Çocuk esirgeme kurumunun köy kaza kölu kongresi cuma saat 15 te Bakırköy Cumhuriyet Fırkası kaza merkezinde yapn Akşamı da bir balo verilecektir. lanırken bize mendil bile salladı. Nazmi bu hayırsız gidişten işkil- lendi. Bu adam O ona,daha dün “bir hafta içinde gideceğiz,, demiş isi emredilmiş, diye düşüne mesi İmiştir,, diye Mi cek oldü. r — Peki ama.. — dedi — bu me- lün bana bir “allaha ısmarladık;, da mı demez? bunda herhalde da- be olacak? niş adımlarla koğuş kapı gitti, İki dakika sonraya iki ——i İr tatlının da Süleymanın habersiz ri de sebebini (o büyük bir İs öğrenmiş bulun İM: Kİ DEM Evet... Bu mel'un (şaşı, kendi yüzünden hayatının en güzel öene- lerini hapishanelerde £ geçirmeğe mahküm olan Nazminin paralarını çalmıştı. O Nazmi ki, içinin en a- levli ateşile ve en temiz heyecani. le koştuğu Anadoluya daha ayak basar basmaz, bu herif ayaklarına dolandığı için çok derinlerden vu- rulmuştu. O Nazmi ki o ayaklarma kapanan bir adamın yalvarışlarını cevabsız bırakmak istememiş, o- nun çocuklarmı çok feci bir istik- balden kurtarabileceğini O tahmin ettiği için ve sırf bombalar altında parçalanan genç ve temiz bir kı- zın hatırasına kapılarak dünyanın dk en bsyük diğerkâmlıklarından bi- ve yapmıştı. İşte şaşı bu Nazmi- in paralarmı salmıştı. Ve görül önde kaçabilmek için onu esrarlı tatlı vererek uyutmuştu da. Müdür; geldikleri gün idareye bırakılan paraların hepsini Süley- mana verdiğini söylemiş ve; — Arabayı birlikte pazarirk et- tik.. — demişti — kırk lira ile ta Kayseriye kadar gidebilecek. Sonra, “hükümetin siyasi olsun, âdi olsun hiçbir mahkümu menfa. sma göndermek için on para tahsi- sat vermediğini, araba tutamazsa kendisinin ta Diyarrbekire kadar yaya gitmeğe mecbur kalacağını,, ilâve etmişti. — Peki efendim ama... bu para- lar benimdi! — diye bağıracak ol. muştu. zaman müdür, kâtibinin dos- yadan çıkardığı bir kâğıdı uzatmış tı: — Buyurunuz.. işte üç yüz liralık makbuz... Bunu (geldiğiniz gün vermişsiniz, ve bu sabah Süleyman bize iade etmiş. Eğer ortada bir hâdise varsa kabahat idareye aid o- lamaz, Çünkü para teslim edilir. ken bizden ayrı bir makbuz isteye- bilirdiniz. Hem efendim, ben sizi dün çağırdım. Neye gelmediniz? a e bildirmişsiniz Bu son sl de Süleymanın uydurduğunu lamıştı. ir “isterseniz bir zabıt varakası tut. turalım. Telgrafla . gittiği yerlere haber verilebilir, deyince buna lü- zum görmedi. Bu beyhude bir ça- lışma olacaktı, Çünkü dolandırıcı- lığı isbat edemiyecekti. Herif “pa- ralar benimdi,, dedi mi mesele ka- panıverecekti. "Şaşkın şaşkm koğu- şa döndü. Kafasını yumruklaya- > bir çocuk gibi ağlamağa Mek — Ne diye makbuzu yanına al- mazsın.. Hayvan! — diye bağır- dı... Sonra akrabalarına karşı baba- smın gösterdiği alâkasızlık hatırı. na geldi. Kimbilir Şehab bey kaç bin türlü maceradan sonra bu neti- ceye varmıştı! Mâamafih gene için de kendini avutacak bir mantık bul makta gecikmedi: — His ile hareket etmenin sonu diye düşündü — anla- bu aldanmak dermiş, Babamın amcama yaptığı fena- lığın cezasını çekmiş oluyorum. Takas tukas olduk İsmet babam ba- şeytanetine ne dersin? İğren$, iri rif! Beni dolandırmak için a8 sın esrarla Mn des y sefer reddetmedi. Bu ayari gın tereyağı vardı. Onu 4 yudum içti. İşte bundan sonra tam üç ay süren yeni bir başlamıştı. Bu bir sergüzeşt daha doğrusu bir seyyar idi, Bir hapishaneden siker pishaneye gidiyordu, Ankarsö” nu almak için gelen iki ji parasız olduğunu ve ya gi ğini öğrenince gerisin müşler ve kumandan e rine iki süvari göndermift” mola vermeden Yahşıhan'4 gittiler. Oradan Keskine Vİ Karakol kumandanı isme w lim edilir edilmez genci doğ” pishaneye gönderdi. Hapishane... buna da bati denilebilir miydi? Bir hayli # | bir yerdi burası... Üstü yıkılmış bir bina” rum katina, gelenleri tıkiY* lardı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: