8 Ekim 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 3

8 Ekim 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Collt 1. Sayıt İ7 narından çekmek, orlu tereddi yerine taâliye kavuşturmak, onu sapıklıktan 'çekerek hida- - yete iletmek, onu ahlâksızlıktan kıırta_rarak en | faziletli hayata kavuşturmak! İşte sen busun! Yâ Muhammed! Sen cin ca_rpmasma uğramış bır adam de- ğilsin. Sen ebedi şan ve şohrete, ebedi mukafata namzet olap' bir var: -Sen. temiz ahlakh yuksek huylu, nezih vicdarilı bir insansın ve sen bütün insanlığı çık- mazlardan, karanlıklardan; felâketlerden, ba- taklıklardan kurtaracak olan peygambersm' Çünkü yüksek ahlâk sahibisin. Yuksek ahlâk ise kudret kalemımn deger . verdiği en büyük kıymettir. - . Çünkü kudret kaleminin tasarısında yuk sek ahlâk beşer için en büyük Ve sen o meth ve en ulvi örneksin ur'an, Hazreti Peygambeım yüksek. ah- lâk sahibi olduğunu anlatmakla ve onun bu yüksek ahlâk sevkiyle besemyetı kurtarmağa - 'ugıaştıgım bildirmekle hem peygamberhgım isbat eder, hem peygamber]ıgın en büyük n . tini yaratır. Na't, İslâm edebıyatı içinde çok büyük bir mevki tutar. Her İslâm şairi Peygamben övme- yi bir vazife saymış ve ruhunu Peygamberinin' ruhuna bağlıyarak aldığı ilhamı ifadeye en bü- .yük değeri vermiştir. En büyük şairlerin, en engin mutasavvıflarm bu yoldaki verımlerı ise birer şaheserdir. Çok şükür bu güzide an'ane bugüne kadar' devam ediyor. Dün merhum Ferit Kam soyle demıstı Bir mislini getirmiş olsaydı kilk-i küdret Beyt-ül-Kasid olurdun manzume-i cıhanda ısrdısın ki sun'un berceste tü ezelden Ferdıyyetmle kaldm divan- kün-fekânda. Mehmet öonun yeşil kubhesıne karşı .şöyle demişti: E Ebedi feerini gördükçe, perişan lâhut . Zalli memdudumna düştükçe güneşler mebhart! Bugün Urfalı Edip Kemal şöyle diyor: Ey züt-i pâki cevher-i irfan Efendimiz Olsun feda yolunda senin cam Efe'ııcl-i_v'niz : Uygun sıfat zatina, zatın. sıfatı : .. Sensin kemâl-i fıtrate bürhan Efe'ndımız . Haktan gelip mekârim-i ahlâki sağladın Ey bi'setin avalime ihsan Efendimiz — Fevkalbeşer hüviyyete malik iken sana gayedir. büyük gayeyı yaşata.n en kıy—, SEBİLÜRREŞAD B - 0 95o: İnsan demek kemalme buhtan Efendmıız TErmez nasıl hzda,yete seyreyleyen seni Allah ki nasiyende nümayan Efendimiz. Fakat bütün bu na'tlerin en büyüğü, en muhteşemi Ve en ebedisi Kur'anın na'tidir. Çünkü «Sen yâ Muhammed, en yüksek ahlâk üzeresin» diyârek Peygamberi övmüşstür. Ahlâk iledir nizam-ı âlem Ahlak iledir kemal-i âdem. Âlemin nizamı da, âdemin kemali de Pey—- gamberımızın şahsında, hayatında ve risaletin- de yaşamıştır ve yaşamaktadır. Ömer Rıza SİYONİZME KARŞI DÜNYA TEŞKİLÂTI (271 inci sahifeden devam) Madde 13 — Masonluğun ele geçen bütün menfi vesikalarını neşrederek milletleri teyak- kuza davet etmelidir. Onların korkunç telâkki edilen teşkilâtının yüzde doksar. beş blöf oldu- ğuna halkı inandırmalıdır. M Madde 14 — Siyonizm maskesi altında bir ekalliyetin bütün hbak ve adalet kaidelerini çıg— niyerek dünyaya nasıl tahakküm etmek iste- diğini ve bunun için neler yaptığını anlatmalı- yız. ; Madde 15 — İşçi ve patronlar arasındaki menfaat ihtilâflarından üç düşmanın daimi su- rette istifade etmesinin. önüne 'geçmeli ve bu- ınun için halk tabakalarmı hadıseler misaller ve vakalarla ikaz Madde 16 — Eutun ıhtıla]lerde bu üç dus— manın parmağı olduğunu halka anlataıak na- zarı dikkatlerini celbetmeli. Madde 17 — Mümkün olduğu takdirde her üç senede bir münasip maha]leıde bir. kongre toplamalıyız. Madde 18 — Her kongrede programın eksik -ve yanlış taraflarını münakaşa ederek daha pra- * tik ve daha mükemmel bir şekle sokmalıdır. Ma omünist, siyonist ve mason' düşman Ian birbirlerini” kardeş hissiyle selâm- lıyarak aralarında daimi rabıtalar tesis ederek, birbirine yardım ederek ve tıpkı üç düşmanm - yaptığı gibi birbirlerine kenetlenerek yekpare, bir çalışma ve inançla insanlığın saadetine en- gel olan bütün gizli ve deni çalışmaların zarar- larmnı tahfif etmelidir. : Bütün milletlere mensup delegeler, içleri. - 'teksir için bir suretini İsveç raurahhası Elof Erikson'a vermişler ve aynı sükünet ve asil bir *tevazu içinde dağılmışlardır. Cevat szat

Bu sayıdan diğer sayfalar: