8 Ekim 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 4

8 Ekim 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

V Cilt 1. Sayı İ7. Islamıyetın Ruhanı Dili Allah Kelamı!e Tekbirin Azamet ve İhtişamı- < 26072 B 5O SU > . SEBILURREŞAD: #& O çlim Yazan: ÖMER RIZA DOĞRUL S p eee O ee C n ei “Bugün yer yüzünde hüküm süren- dinletin hemen hepsi, az çok veya kâmilen esatiri bir - mahıyettedır Hemen hepsi de hüviyetini de- gıstu'mıs esasından ve gayesinden inhiraf et- miş, velhâsıl esatirileşmiş bir haldedir. Biricik istisna İslâm dinidir ve bugün yer yüzünde ya- şayan biricik tarihi din. odur. İslâm dini, tam mânasiyle tariht bir dindir. Peygamberimiz Mu- hammed Mustafa bu büyük hakikati ifade eden üzide bir sözünde «O mübarek ve o kolay din 1le gonderıldım ki gecesi, gündüzü gibidir» der. Yani gecesi gündüzü”gibi aydındır.'Onun esr, arlı ve esatiri hiçbir cephesi yoktur. Her cephesi gün gibi aşı.kardı_r Çünkü baştan başa tarihi bir ma- hıyettedır ve baştan başa taııhm aydmhgı için- dedir. Islâmıyetten başka hiçbir din, aynı 'duıum—_ “da değildir ve başka hiçbir din asıl varlığını, asıl hüviyetini, asıl gayesini muhafaza edebil- 'dıgım ıddıa edememektedır Çunku hepsı de pside esatiri hi . viyetini kaybetmış ve bu yüzden hakıkı bır dın_ olmakta.n çıkmıştır âmiyetin en muhım vasfı budur. Tanhı bir dm olmak ve esatiri mahiyetten tamamiyle uzak kalmaktır. Onun için biz Peygamberimizin bütün ha- yatmı biliyor, haaytının her safhasında ne yap- tığını, ne söylediğini ve neler bildiğini kendi- siyle beraber yaşamış gibi biliyor, din olarak ne- ler tebliğ ettiğini başından sonuna kadar Pili- yor, velhâsıl İslâmiyete ait her esası, her itikadı, - her müesseseyi, onunla _beraber doamuş ve ya- şamış güb tanıyoruz. Bize bu imkânı veren ve bu 1mtıyazı sağ- layan en mühim âmil, her şeyden önce, İslâmın mukaddes kitabı olan Kur'anı -Kerimin olduğu gibi, Peygamber Efendimiz tarafından bildiril- diği gibi harfi harfine, hoktası noktasına elimi- ze gecmış olmasıdır. yer yüzünde ne kadaı mukaddes ki- tap varsâ hepsi tenkid olunmakta ve herbirinin uğradığı tahrifler açıklanmaktadir. Kitabı mu- * kaddesin Ahdi Atik'ı da, Ahd-i Cedid'i de aynı “ şekilde tenkid olunan ve iler tutâr yeri kalmı: . yuzundekı bütün Müs yan kıtaplaı arasmdadıı Fakat dost duşma.n; O bütün saflet rinde zerre kadar tereddüt etmedikleri bırıcıkg mukaddes kıtap “Kur'anı Kerimdir. Münekkid- lerin hepsi de bu kitabın, Hazreti Peygamber Efendmnz tarafından bildirildiği gibi muhafa- ündüğünüu söylemekte birleşiyor. ve biri de - bu hakıkatı reddedecek hiçbir Giddt itiraz beri- - süremiyor. Çünkü dediğimiz gibi, İslâmiyet, tam : : mânesiyle tarihi bir dindir ve her devrin Müs- lümanları, onun bu tariht değerini muhafaza esırgememıslerdıı' L etmesi için hiçbir gayreti Çünkü her devrin Müslümanları, İslâmiyetin ebedi ve hakik? din olduğuna inanmışlardır ve bü'ebedi've hakiki dinin bütün tarı.hı hüviye- tini.muhafaza ederek yaşamışlar ve onu olduğu gıbı daha sonrakı nesıllere devre mışl dır Year şekılde hareket etmiş oldukları için buğün yer -- yuzundekı bütün Müslümanlar Aaynı Kur'anı : okuyor, aynı namazı kilıyor, ayfii orucu tutu- YOF, aym bayramları tes'it ediyor, elhâsıt Isla—“ | Tn ütüri esasları üzerinde birleşiyor ve İslâ- ÇA miyet bu sayede hıcb]ı' değişikliğe ugramadan . yasıyoı ve V[uslumanlarm hayatında en fazi- letli/ en diriltici ve en bırleştıncı âmil olarak _m]unu ifaya devam edıyor Islamıyetın bu , durumunu göz onunde tut- tugumuz takdirde son senelerde onun tarihi- hüviyetine ve taribi birliğine karşı yapılan bir- takım müdahalelerin yanlışlığı, kendıhgınden belirir. İslâmiyetin kendine mahsus bir ruhanit dili” vardır ki bütün İslâm milletleri tarafından be- nimsemiştir. Bu ruhanmi dil, her ruhani. dil on dört asırdır, İslâm minin - her köşesinde İslâmt hisleri ve heyeeanları ifa- de etmiş ve bütün İslâm âleminin mukaddes ta- -: nıdığı bir varlık olmuştur. On dört asırdır yer * lümanların mefahiri bu dili beslemıs, ona İslâm düşünüşünnü, İslâm duyuşunun, İslâm görüşünün bütün enginliğini, bütün derinliğini ve bütün inceliğini vermiş, < Müslüma- — nın kalbinde ve rubunda yer. etmiştir. Bu :— âle:;

Bu sayıdan diğer sayfalar: