8 Aralık 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 10

8 Aralık 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç 8) e A v ŞY SEB|LÜRREŞAD Cilt , Şayır 24 Tarıhın acıklı sahıfelerınden- Kerbela Bunu müteakip Hazreti Hüseyin’in evladu ayali Yezid'in yanına girmiş, — bunlar . Haz- reti Hüseyin'in kesik başını -görmek için uzandıkça, Yezid onların bu başı görüp- mü- teessir ohnamaları için ilerlemiş, fakat kadınlar başı gorerek feryat etmiş ve Yezidin ailesi de - onlarla birlikte ağlamıslar. Muaviyenin kızları onlarla beraber muztarip olmuşlar Hazreti Huseyımn kerimesi Fatma Yezıde hıtapla Resu]la.hm kızları esir midir? diye gor- Omuş: : Yezid ona: & îste: : — Kardeşimin kızı! Ben bunu hıc mezdim! cevabını verinişti. — - . Fatma buım muteakıp e ne var ne yok bhepsini aldılar. O kadar ki taş parcalaı:x bie bu*akılmadı, deımş, Yezid öna: ' " — Bizin basımza geîen ehmzden almanda.n .çok buyuktu.r' diyerek teessürünü ızhar Btmiş- ti (IbnıEsırc 4, s, 38). Mechste bulunan Şam rıc.ılmden biri Hazre— ti (Hüseyin) in kızlarından Fatmanın kendisi- ne hibe olunmasımı istemiş, Hazreti (Hüseyin) in kızlarından Zeynep, bu sözlere şiddetle.mu- kabele etmiş, Yezide «sen Emirsin. Saltanatı—- nı bedbahtlar aleyhinde küllanarak onu sulis: timalmi ediyorsun?» demiş, Şamlı adam derhal itiraz etmişti. (Taberi tarihi, “ikinci kısım, 3B77). Bünu muteakıp kadınlar evlere yerleştml—_ mişler, Emevtlere mensup kadınlar Âli Hüse- ymle bırleserek hepsi Hazreti Huseyınm raate- mini tutmuşlardı. (Taberi tarıhı ıkmcı kısım, S. 377-378). Daha 'sonra Hazreti Hüseyinin oglu Ali, eli * baglı olarak getirilmiş, Yezid onun bağlarını çozdurdu.kten Başka omnu yanına almış ve Şam-v da bulunduğu müddetçe onu daima kendi sof- Yasında izaz etmişti (İbni Esir, C. 24, 8. 38) Yezid, ümmetin Hazreti (Huseym) in kat- " Jinden teessürünü gördükçe «Ne-olurdu, . ben Hüseyinimi kendi €vime alır, istediğini yapar; bu-hareketle nüfuzuma halel gelse. de Resüli -Fkremin hakkını.öder, we ona riayet ede;i'&î.m. Mercanenin oğluna (İbni Ziyada) lânet olsun. : yetlerde bulunmuş, k: . hi, ikinci kısım, 8. 380; Faciasi Hüseynin tekliflerini kabul etmıyerek onu İzat- - lettirdi. Onun katliyle herkesi bana gucendırdı Müslümanların kalbine bana karşı huşumet ve adavet etti. İyiler de, kötüler de bu yüzden bana “buğzediyorlar. Merecanenin oğlu Allahın Tânet — K ve gazabıma uğrasınlı diyordu. Âli Hüseyin Şamdan Medineye hareket ede- “gekleri zaman Yezid Nüman * bin Beşiri ça- Bırarak onları teçhiz etmelerini, onlara. lâzım olan her şeyi tedarik etmesini ve onlara Şam ahalisinden emin bir adamı terfik eylemesini, . sonra onların maiyetine atlı muhaf_ızlar veril- * mesini emretmiş,> Hazreti (Hüseyin) n oğlu '.Ahyı dâvet ederek ona veda ederken «Merca- nenin oğluna (İbni Ziyada) lânet olsun. “Yemin ederim ki Hazreti. Hüseyin'if işi benden' geç- miş olsaydı, onun her teklifini kabul ile, onun her istediğini: verir, elimden gelen her şeyle, hattâ evlâtlarımı feda ile onun başına - gelecek - her musibeti defetmek isterdim. Fakat kazayı ilâht böyle Lmış, evlâdım. İşin oldukça mutla- . demiş (Ibnı Esir; Ç. 4 5. 31) Sonra kafileye refakat edecek- elçisine vasi- “her türlü izzet ve ik ram içinde hareket ederek Medineye gıtmış Felâketzede ailenin bütün -azasi Yezidden gör- * düğü hüsnü muameleden ayrı ayrı memnuıı- dular.. (Taherı tarıh.ı ıkmu kısım, S 38 ). ka bana yaz!« Ubeydu]lah bm Zıyad hareketinin Yezıdı gayri memhun edeceğini anladığı zaman' (Ö- mer bin Sa'd) a yazdığı tahriri emri geri 'almak ve bu suretle bu vesikayı imha ile (Hüseyin) in. kathnden teberri etmek istemiş. (Taberi tari İbmi Esir, C. 4, S. 39). Fakat (Omer bin Sa'di bu büyük- mesuliyeti üzerinden atmak için'ona «Ben bu 'mektubu- Aceizi Kureyşe okuümak' üzere hıfzedıyorum Ben sana Hüseyin hakkında öyle bir nasihattı “bulundum ki onu -Sad bin Ebi Vakkas olan bar bama- isteseydim, babahk hakkını. ıfa etmiş olürdum!» demış : : Ka d, Yezıd Hazreti (Hüseyin)in kathm emxetme- diği ve onun katlinden hosnut olmadığı :halde -acaba niçin Ibnı Ziyaddan bunun hesabını” sor- : madı ve niçin ona ceza verörek- efkây âmnmie

Bu sayıdan diğer sayfalar: