8 Aralık 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 6

8 Aralık 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'B4 LA 2 C SEBİLÜRREŞAD. : CÖNt 1, Bayız 24 . “ / fer Mühamma yük tezad!.. İrtica silâhı paslandı, - küflendi... Şimdi komünizm modası. , çalısıyorlar Ne kadar msafsızhk' tirayı yapar ama, biraz münasebet olmah... Saraçoğlu geçenlerde «Kızıl tehlike bu ge- diıi_bayrağı altında memlekete sokulacaktır» demişti. Halk Partisi. mebusları şimdi bu parola ile mi hareket ediyorlar? Haz- reti Muharmmede, müslümanlığa, dine komü - nizm isnadi mı? Bu adamlar ne“söy]iyece'klerî- ni büsbütün şaşırdılar galiba. : “BSayın devletlülar!. Komunızmı müdafaa ve hmıaye edenler mahkerne kararile sabit olmuş- tur. Senelerce mekteplerde, maarifte bu kazan kaynadı. Din aleyhinde ne müthiş propagğanda- lar yapıldı. Çocukl'-gıra ne zehirli fikirler aşılandı “ Bunları bilmeyen, işitmeyen kalmadı; Mahke - melerde dosyaları mahfuzdur. : Hakikat böyle iken kalkıp da dini mecmua- 'lara komünizm isnadı, yalnız gülünç .olmakla kalmaz, vekillik şerefine de yakışmaz! Bu, di- nf neşriyata karşı pek feci bir tuzak hazırlamak- - ta olduğunu göstermektedir. Ama bu tuzagın * içine kendileri düşeceklerdir. ünizm... Birbirinin tamamıle Din ve komi zıddıdır. Dın bulundugu yerde komünizm, ko- unızm bulundugu yöerde din olamaz... Komü- n bariz karakteri, dine karşı cephe al- masıdır. Dine karşi cephe alan her teşekkül ko-: münizmdir. Dint mecmüualar bu isnad ve ifti- - Trayı azimi şiddetle reddedeıler ve derin esefle- rini bildirirler. Bazı ga.zeteîerde taııkatcıhk hakkmda neş- riyat yapılıyornıus Ne yapalım?' Onlar da dil. leri altındaki baklayı çıkarsırlar. Onlara tevap verecek himmet sahibi ulemanın “—henüz kökü tamamen kurumadı. Suiniyetle böyle tatikatçi- lik neşriyatında bulunanlar çabucak belli olur. Mukabil neşriyat ile onların suıkasdları, İti - : raları, tezvirleri meydana çıkarılır. Öyle bir muaharrir artık- suikasdlarma -saha olacak ne . a bir gazete, ne de başka bir saha b az. unlar, matbuat hürriyetinin kaçınılmaz zaruit halleridir. Bunların önüne ancak muka-. * bil neşriyat ile geçilebilir... Haddi tecavüz eden ler olursa onlar da . Nitekim böyle yapılmış ve yapılmaktadır. : ; ' kk . Dini mecmuaların üstüne âyet, hâdisler yazılıyormuş, Size ne? Her mecmuanın üstüne mutlaka çıplak. kadın Yresmi,. yahut bir put mu : koymak lâzım. Ayet hâdis yazmak bir suç Tau- Onu yapıştırmaga : mahkemeye sevkolunur.... dur? Âdab ve ahlâkı ümu*rıiyeje mugayir ve. simler koymak - bir suç olabı]ır Amma ayet ha— dis yazmak suç. olamı : Arab harflerile yazılmasma gelmce, türk- e G çeden başka hiç bir lisanın lâtin harflerile ya- zılması mecbunyetı yoktur. Rumlar, rumca, Fir- meniler ermenice, Yahudiler yahudice, Çinli- ler çince 'harflerle kendi. hsanlarmı yazabildik- leri gibi Arapça olan âyet ve hâdisler de arap-. ça harflerle yazılabilir... Bir Milletvekli için - kanunları bilmek zaruridir. Kanun harici te- memulerın, tenkıdlerın hem yeri yoktur, hem mânası Baska Hsanlara bizim karışmaya ne hakkı mız vardır? Ayetler, hâdisler Arapça harefler- le yazıldı, diye din kitaplarinı toplatma devri geçti. 'Onu yapanlarm yerlernde şimdi yeller esiyor. Hasan Âli bunu yaptı, ama hem AHahın, - hem milletin gazabına uğradı. Mahkeme kara- rile, komünistleri müdafaa ettiği dünyaya ilâh edildi. Bu, ne büyük hüsrandır!. «Fanzur keyfe. - kâne akıbetul mukezzıbın ». Bu ucuz halk gazetelerı ticaret ma.ksadıle neşrediliyormuş!.. Bu isnadda bulunan sayın milletvekili, Allah rızası için mi milletvekilliği.. yapıyor?. Eğer her şeyde ticaret kasdı araya: - caksak siyaset tüccarlığı başda gelir. Ve asıl . kârlı ticaret budur, : j - Ticaret kasdı isnad olunan bu din ve halk gazetelerinin mali durumlarmı biliyoruz. Za- | vallıların ne kadar muşkulatla pençeleştikleri - ni o sayın miletvekili bilse, höyle bir isnadda bulunduğundan dolayı her halde çok müteessir olurdu. Keşke mali vaziyetleri hakikat hilâfı söz söyleyen o sayın milletveklinin sandığından daha iyi olsaydı da, daha geniş neşriyatta bulu- nabilseydiler!. Lâkin maalesef çok güçlükle halkın maneviyatını kuvvetlendirmeğe ve yük- seltmeğe çalışıyorlar. Hiç birisinin ne mükellef - bir dairesi var, ne de temin olunmuş bir istik- bali. Mütevgzi birer odâda göznuru dökerek ge- -ce gündüz çalışıyorlar, Ön kuruşa verdikleri ga- zetelerin yarısına yakım İısmını bayiler alı- yor. Kâğıt, inatbaa ve diğer bir sürü masraflar da -hesap edilirse, o vakit sayın milletvekili, meemua ticaretinin sıyaset ticareti yanmda ne adar ehemmiyetsiz kaldığını anlarlardı. - ; Bu mütevazı mecmuaları büyük yevmi ga- .zetelere kıyas edip de yanlış hir neticeye vâr- Mak doğru değildir. Büyük yevmi gazetelerm. arkasında dağ gibi Musevi vatandaslarumzm

Bu sayıdan diğer sayfalar: