21 Mart 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

21 Mart 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

252 UYANIŞ No.1700—16 La Masalsız tarih Utanan Güller nasıl solarsa ıztırabiyle gözün, Sular kızarır gibi gidişiyle gündüzün, Bahçendeki lâleden renk aldı güzel yüzün. Karşımda bir güneşin seyrettim battığını... Böyle iğmene sebep nedir nazlı başını Niçin gergin ok gibi gerdin güzel kaşinı? Bu hâlinde, tutmasam gözlerimin yaşını Sezeceksin kalbimin kim için attığını. Galip Naşit Olüm Şiirleri Kardeşim Cemile e Korkuyorum, ki gün gelecek, Söneceğim, suda kar gibi. Her şey benimle: yükselecek Görünmiyen bir buhar gibi. Yaşadığım günü unutup, Bana bir tekme vuracaklar. Bir taş gibi ruhumu tutup Boşluklara savuracaklar. — 2 — Yaklaştı son dakikam işte; Ruhum, tüten bir kara perde. Bir kör gibi, her ürperişte, Haykırmadayım: — Adem nerde? nd 3 Biyik Adem Esrarlı bir yol ortasından Vehmin yüzünden gidiyorum. Gölgemin boş kafatasından Oyduğum şey mi ruh, diyorum. Boşlukta bir noktayım, nokta: Bilmiyorum dünü, yarını Bir lamba sönmüş karanlıkta. Aramayın ışıklarını... Erenköy : 929 İlhami Bekir İlhami Bekir beyin bir şiir mecmuası yakında Resimli Ay müessesi tarafından neşredilecektir. Eski sanatkârlar hayali tablolar yaparlardi yenileri ise ... Sanatkârlar tarihin canlı birer mümessili addolunmuşlardı. Hatta vesikası bulunmıyan bir çok vak'aların tespiti için mimarların eserlerine, ressamların tablolarına müracaat olunurdu. Zannedilirdi, ki sanatkâr, cemiyetin bünye- sinde yaşıyan ve cemiyeti idealine sevkeden bir kuvvettir. Fakat son zamanlarda eski sanatkârların halka telkin etmiş oldukları bu kanaat sarsıldı . Bir çok müdekkikler sanatkârların, hakiki vak'alara temas etmediklerini, gelişi güzel bir tarzda yapılan eserlerini ortaya attıklarını gör- müşlerdir . Resimlerde gösterilan muhtelif vak'alardan birisi olan (3) üncü | Napoleon) kumandanla- fından ceneral | Rey | tarafından kral (Vilhelm|e verilen mütareke talepnamesine ait bir iki tas- vir vardır. Bunlardan | Rarl Reit| tarafından yapılan tablo tamamiyle uydurmadır. o Bunun gibi uydurma levhalar Avrupa müzelerinin bir çoklarında mevcuttur. Meselâ: (Adolf Eybel| in yaptığı ve | Frabensin ölümü | unvaniyle şöhret almış bulunan tablo da sahtedir. Çünkü, eski sanatkârlarda kültür bulunmazdı ve şahsi ke- yilerine göre eserlerini yaparlardı. Hali hazırın san'atkârı, mazinin bu hatalarını tetkik ettik- ten sonra, sanatin ilimle müşterek olması usu- lünü vazetmiştir. Neticede de, sahte tabloların asıllarını yapan, yani, hadiseyi olduğu şekilde gösteren levhaları meydana getiren ressamlar yetişmiştir. Meselâ: | Karl Keil | in mevzuunu hakikata muva- fık bir surette canlandıran | Anton Verner | in tablosu gibi. Yeni sevgiliye Daha ilk şekvada bıkıp, usanma ; Şüphen varsa eğer, öğren: âşığım. Beni bir macera düşkünü sanma, Gönülden âşığım, kalpten âşığım. Omzunda uçuşan saçların tel tel, Çekiyor muttasıl beni ileri. O kumral saçların, ne sihirli el ; Artık istesem de dönemem geri. İstersen uzak ol, ister yanımda, Kalbimden yakınsın bil ki sen bana. En ince damarı gezen kanımda Dolaşır hayalin hep yana yana. Galip Naşit

Bu sayıdan diğer sayfalar: