30 Mayıs 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

30 Mayıs 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

408 UYANIŞ No. 1711—26 Fikir ve san'at Shekspear âleminde ve MAŞLRANR Hüseyin Suat AES Bey Bu son haftaların en gürültülü edebi hadiselerinden biri Shekspear'in eserlerine karşı bizde Hüseyin Suat Beyin hücum- larıdır. Bu hadise genç edebiyat mahfillerimizde derin bir teessür uyandırdı ve bu teessürün ilk tezahürü yevmi gazetelerde intişar eden 99 imzalı bir protesto oldu.Hüseyin Suat Bey eski bir temaşa muharririmiz sıfatile böyle bir aksülâmeli tevlit ettiği için ihtimal bugün kendi de menmun diğildir. Fakat bu protestoyo ve onu takip eden aleyhindeki mülâkat ve makaleleri zorla karşısında sıralaması da pek açık bir hakikattir. Vakıâ bütün medeni dünyaın tanidığı, her sene cilt cilt eserlerle tetkik ettiği ve sahnelerinde oynadığı Spekspear gibi bir temaşa dehâsının eserlerini şahsen anlamam veya sevmem demek herkesin kendisine ait bir haktır, çünkü hür ve şahsi düşünce pek fazla orijinal dahi olsa nihayet her fert için serbesttir ve bu cihetten ilim ve sanat âleminde umumi kanaatlere muhalif düşünenler muahaza olunmazlar. Ancak kendi şahsi kanaatini umumileştiren ve meselâ Huseyin Suat Beyin bizzat bir anket muharririne söylediği gibi «esasen bizde Shekspear'i kimse anlamaz» demek, hiçbir suretle hoş görülemiyecek bir natadır. Zira bu mantık kabul edidiği takdirde iyi, kötü bütün cihanın tanıdığı, bu meyanda Balkan milletlerinin de anlayıp temsil ettiği bir san'at dehâsını türk milleti anlama tan acizdir manası ortaya çıkar ki bu da hem milli izzetinefsimizi inciten, hem de hakikate aslâ uymuıyan bir isnat veya tevehhümdür. Uzun misallerle ispata nejhacet ?... Geçen seneDarülbedayide temsiline başlanan Hamlet'in gördüğü rağbet bu sene de ayni heyecanla devamı edebimesi ve bu facianın gerek İstanbulda, gerek turnelerde en çok oynanan bir eser olması bile Hüseyin Suat Beyin indi muhakemesini çürütmeğe kâfidir. İşte Suat Beyin yanlış fikrilerini alenen cerheden genç türk edipleri bu hakikatin mudafii olmuşlardır. Darülbedayiin bugünkü tekâmül hatvelerine her suretle mani olmak arzusundan bir türlü vaz geçemiyen ve mütemadiyen bu müessese aleyhinde neşriyatta bulunmağı adeta kendisine ideal edinen «Kayseri gülleri» nakili inşallah artık bu manasız hücumlardan da bikıp usanir. Nitekim bugün bu hummadan kurtulamamak yüzünden artık sadece şahıslarına zararı dokunan manasız sözler sarfına mecbur kalıyor- lar. Shekspear vesilesile türk irfanma bilerek veya bilmiyerek vaki olan hücüm ve taarruzları da , işte böyle menfi bir emelin neticesidir. Bundan en sonunda manevi bir zarara uğradıkları da inkâr edilmez bir hakikattir ve hadise bu cihetten bilhssa ibret verici bir mahiyettedir. Çalit Gari —A— Şiir: MiLLi MEFKÜRE Dünyada en büyük otağ benimdir; Rengi hiç solmayan şafak benimdir; Çiğnenmek bilmeyen toprak benimdir; Cihanda bin millet, yüz sancak varken Göklerden inmeyen bayrak benimdir. ta Ben türküm, (Türkgücü) ancak benimdir; En büyük milletim, her hak benimdir; Şarkı da Garbi de yaşayan görür, Bugün yahut yarın mutlak benimdir. SÜLEYMAN EŞREF Galatasaray lisesi müsameresinde ( Mağrurlare ) komedisini muvaffakıyetle temsil edenlerden Bülent Nuri ve Reşit Asım efendiler Mektepte sahne «Mektepte tiyatro» başlı başina bir mevzudur ve bu mevzu ik bir ehemmiyeti haizdir. Bizde son senelere kadar, mektep sahneleri çok sönük kalmıştı. Halbuki, bedii zevklerimizi en iyi bir şekilde takviye ve tatmin eden tiyatronun Avrupada olduğu gibi, bizim de mekteplerimize girmesi lâzımdı. Birkaç senedir türk mekteplerinde tiyatronun canlanmaya baş- ladığını görüyoruz. Gördüxlerimiz ve işittiklerimizdei her halde iftihar etmeliyiz. Muhtelif liselerimizde de muntazam bir surette temsiller ya- pıldığını işidiyoruz. Bu, hakikaten mes'ut bir harekettir. Garp memleketlerinde şöhretli müellifler mütaaddit mektep piyesleri o yazmışlardır. eselâ Almanyada, Fransada mektebi bir gaye ile yazılmış ve gene bu gaye etrafında dolaşarak hazır- lanmış yüzlerce piyes vardır. Bu hususta kendimizi Avrupa ile mukayese edecek değiliz.Fakat gönül arzu eder ki bizim de kalem adamlarımız türk çocuklarını düşünerek piyesler yazsınlar. Mek- tep sahnemiz eser hususunda çok, hem de pek çok akirdir. Galatasaray lisesi mekteplerimizin içinde sahneye en çok ehem- miyet veriyor. Bu sene ayni mektepte muntazam bir proğram dahilinde yapılan temsiller mektep tiyatromuz namına kaydedile- cek büyük kazançlardır. Eser hususunda hiç müşkülât çekmiyen Galatasaraylılar, otanınmış İransız eserlerini türkçeye adapte suretile kuvvetli tiyatro eserleri kazanıyorlar. Çok şen ve şuh eserler yazan Fransız müellifi «Öjenlabiş» in üç şaheseri Galata- saray sahnesinde temsil eden (Bahtiyar Efendi) çok parlak bir takdire mazhar oldu. Yine ayni muharririn (Ağırbaşlılar) isimli bir komedisini temsil eden Galatasaray sahnesi, Ertuğrul Muhsi- nin takdirlerine mazhar olmuştu. (Ağırbaşlılar) ın temsili esna- sında bizzat gelip seyreden Darülbedayi rejisörü, mektep temsil heyetini çok kuvvetli bulmuş ve kendilerini hararatli bir surette tebrik etmişti. Geçen cuma, devre müsameresinde de (Mağrurrlar) isimli komedi Darülbedayie yakışacak bir intizam ve mükemmeliyette temsil edildi. Yusuf rolünde Muhittin Efendi şaheser bir tip yarattı. Bu genç sanatkâr mektebin en istidatlı artistidir. Her temsilde daha çok tekâmül ediyor ve tipleri yaşat- makta şayanı hayret bir kabiliyet gösteriyor. Bülent Efendi mek- tebin en iyi komediyenidir. Muttalip rolünde çok muvaffak ol- du. Uzun seneler sahnede oynamış bir aktörde bulunması lâzım gelen bir suhuletle rolünü ifa ediyor.. Mektebin iki piyesini adapte eden ve ana rollerinde, tabii, her günkü hayatımızda gör- meye alıştığımız tipler yaşatan Reşit Asım, sahneyi çok iyi an- liyan bir gençtir. Hareketlerindeki tabiilik bilhassa şayanı dikkat- tir. Jönprömyie rollerinde Ercüment ve Natuk Efendiler çok mu- vaffak olmaktadırlar. Bu kadar kuvvetli temsiller veren mektep trupunu Ali Fevzi Bey şuurlu bir surette idare ediyor. Sahne tertibatını en ince bir görüle tanzim eden Ali Fevzi B. talebelerin muvaffakıyetlerinde büyük bir âmil olmaktadır. Galatasaray lisesinde böyle mes'ut tiyatro hareketleri uyandıran ve mektebin sahnesine birçok hiz- metleri dokunan müdür Fethi Beyefendiyi hararetle tebrik ederiz. İstanbul 18 Mayis 1929 Bedrettin

Bu sayıdan diğer sayfalar: