26 Eylül 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

26 Eylül 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N.0 1728—413 UYANIŞ 707 buldu. Yakıcı ve kavurucu güneş altında geçen kırk dakikalık bir müddet zarfında ancak üçüncü adresi bulabildiler, fakat artık çocuk yorulmuştu yardım edemiyecekti. 3u Miss Brown filhakıka çok sevimli idi. Kerles- ten okadar hoşlandı ki hemen delikanlının kucağına sıçradı ve:onu öptü. Fakat ancak üç yaşında ya var ya yoktu. Arayıp bulduğu üç âdresin hiç biri matlüba muvafık çıkmamıştı. Beşinci Miss Brown da bir zenci ahçı kadındı. Son adres şehirden takriben dört mil uzakta idi. Kerles bir köy arabası kiraladı ve yola düzeldi. Bu- rada tesadüf ettiği Miss Brown öyle çaçaron öyle geveze bir kadındıki, mütemadiyen söylüyordu. Ker- lee çay ikram etti: ve birazda MAL verdi . Eşek gibi hareket etmemesini tenbih etti Kerles : — Fakat görüyorsunuzki bu şekilde nezaketsizçe söz söylemek her halde eşek gibi hareket etmekten daha fenadır. Ben «Onun» burada,bu şehirde olduğuna eminim ve bulmağa çalışacağım, diye protesto etti. — Pekâlâ, buraya gelen ziyaretçilerin mühim bir kışmı müzik dinlemek için Alemda bahçesine giderler, saat dörtten altıya kadar çalgı vardır. Bahriyeli : — Of yarebbi, dedi, altıya on var nasıl yetişe- .ceğim; haydi adiyo Miss Brown size lütüflerinizden .dolayı ne kadar teşekkür etsem azdır. Dışarıya fırladı, arabacısına hayvanları kabil ol- duğu kadar hızlı sürmesini söyledi. Araba ile bahçeye geldiği zaman muzik bitmişti. Gölgeli yollarda teshirkârını düşünerek dolaştı; ümit ediyorduki genç kız musikinin güzel ahenkle- riyle kalbini düşünmek için belki bu sevdavi yollarda gezinir. Mir an içinde kendini gül ağaçlarıyla çev- rilmiş bir kameryede buldu. Biraz ötede bir sıranın üzerine oturmuş başı öteki tarafa dönmüş bir « aşk İlâhesi » nin beyaz, elbisesi gözüne ilişti; o etrafın- .dan bihaber önündeki havuza bakıyordu . Bütün gün aradığını bir dakikaya medyundu. Fakat tesadüf edince ne yapacağını ne söyleyeceğini şaşırmıştı. Gemiciler karada denizdekinden çok cesa- retsizdirler; lâkin bu genç kız bir ingilizdi. ve buda “oldukça cesaret verici bir şeydi. Nede olsa bir bah- riyeli cüretkâr olmalıdır. kasketi elinde kalbi dudak- larında o ilâhi mahlüka yaklaştı: — Zamnederim ki Miss Brown'a hitap etmek şe- refine nâilim ! Muhatabası, — Bir hata işledidiniz Mr. diye cevap verdi, .benim ismim Rowen'dir. Şeffaf ve pürüzsüz bir ses bütün bunları bir -anda söyleyivermişti. Bahriyeli — Fakat ben her yerde sizi Miss Brown ismiyle aramıştım, diye söylendi. Genç kız — Fakat ben ne yaptımki siz beni sabahtan beri :aramışsınız. dedi. Çapkın bahriyeli: — İzah edeceğim, diye başladı. Ben Radiani . adresini bana söyleyiniz, beni taktim etsin . gemisinin şerefli üçüncü kaptanı Erik Herbet Kerles' im. Her hanği fena bir maksatla hareket etmediğime sizi ikna edeceğim, Güzel Miss biraz geri çekilerek; — Amma ben sizin nerenizin şerefli anlayamadım; diye cevap verdi. Genç kaptan aldırmayarak devam etti; olduğunu — Ben, dedi, bu sabah gemiden gazinoya gitmek için çıktım; tramvayla giderken sizi büyük bir tü- tüncü dükkânının önünde, Strada Real mevkiinde gördüm. Hemen tramvaydan aşağıya indim; fakat o zamana kadar tramvayda köşeyi dönmüştü. Sizi gör- düğüm yere gelince artık kaybolmuştunuz. Mamafi isminizi, sizinle bir ziyafette tanıştığını söyleyen ihtiyar bir adamdan öğrendim; lâkin o da yanlış söylemiş. Karakola gittim ve Brown isminde olan her adresi aldım; her birini ayrı ayrı aradım, bu ise benim tam iki buçuk saatimi çaldı. Fakat bunlardan hiç biri siz değildiniz. İşte sizi aramamın sebepleri, — Lâkin bunlar beni aramanız için bir sebep teşkil etmezki. Genç kız bu sözleri ciddiyetle söyle- mişti; yalnız gözlerinde ufak bir parıltı bir an için görünüp kaybolmuştu. Zavallı âşık; — Neden ret cevabı veriyorsunuz, diye inledi; ben kalbimi ayaklarınızın altına bırakıyorum. $izi aramam için «Siz» başlı başına bir sebepsiniz. Ümit- sizlik içinde bir şey diliyorum: Sizinle tanışmak. Reca ederim oturunuz ve beni dinleyiniz; Biz yarın öğle- den sonra limanı terkkedeceğiz; size ancak bu gece bir kaç saat refakat edebileceğim; beni bırakmazsınız değilmi? — Takdim edilmeden tanışmayı sevmeyenlerden- nim. diye genç kız cevap verdi. Bahriyeli: — Peki, tanıdıklarınızdan birinin araba ile bulup getireyim, dedi, en eyi — Sonu ge'ecek nüshada —

Bu sayıdan diğer sayfalar: