24 Ekim 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9

24 Ekim 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1739—47 misal tepeden seytettik; güneş dağların f arkasına çekildikçe Yaluva deresine ya- vaş yavaş karanlık iniyor, suların çağla- ması bu manzaraya başka bir ahenk ve zevk sail > Bu iki sayfamızda gördüğünüz Yaluva yerim dağ hâamamlarına ve otellere alınan en son intibalardır. Bu kıy- edi fotoğrafiler mecmuamız için hususi olarak alınmıştır İngilizceden : Bır akşam Robert Burns wilson: dan Mağmum bulutlarla kapanmış bir sema var, onun altında hayal kadar sür'atlı koşan çılgın bir rüzgâr esiyor. başlayan tarlalara lıklar içinde gittikçe kaybolmağa büyük yağmur damlaları düşmeğe başlıyor. Bu akşam İ kuduruyor. Ağaçlrda ne bir yaprak nede bir dal kaldı. Gurubun donuk alev- leri hâlâ etrafa aydınlık dagıtıyor. gözlerimin önünde uza- fırına ne kadar çilgin: İnliyor, Yaluvada Bizanslılardan kalma bir hamamın höcresi nan manzarada bütün şekiller siliniyor; mevcudiyetleri esrarlı bir tüle bürnüyor Tabiatta şimdi iki şey hâkim: onun. önünde zebun sürüklenen iri Fransız edebiyatı: Boş hülya bileyim, gene bir kaç çi- çek toplamak hülya. Hayır, za- valhı, ıstırap yolunda hiç durma- dan yürü. Yolda senin için ne ırmak, ne de yeşillik vardır: O halde yamacın kenarında oturmadan meşekkatli © toprak üstünde yürü! Biribirinin gözleri içine bak ak ve.narin endamları cüretkâr kollarla sararak geçen çiftlere bakmadan yürü! Çılgınca esen Bora ve yağmur damlaları. İşte ben bu çehennemi kargaşalığı sev iyorum: Çünkü gönlümün ıslırabını ancak buunla unutabiliyorum. UYANIŞ 703 Oh! ateşli ve tatlı deraguşu ancak korku ile düşün ve, eğer o sana gülerse, sana vergi olma yan aşkı roddet! Maziden toprak altında k nız bir parça kül saklıyarak 188ız yolunu muzlim ve buzlu istikbale doğru yolunu takip et, « Maurice Olivaini»ten Nesir Aşksız ıstırap... Erguvan sabah pencere cam- larına birer tablo astıktan sonra uyanabildim. Kadife bir muhaye- lenin: alevli rüyalardan artan kızgın renklerini odamın balrengi boşluğunda söndürdüm. Şebnem kokulu hava- Karan- nın serinliğini emerek beslenen ruhum, kendi kendimi tadan, garip bir meyve gibiydi. Her nefesinde başka bir vuruşunda olân efsanevi bir kuşun mahvedici gagası halinde varlığına saklanıyordu. İçinde rüyalı. buhar- Yaluvada Seyrisefain amelesi tarafrndan yeni su depoları yapılırken larala hız alan bir duygu kalabalığı vardı, Düşünce- lerim birer birer susmuşlar, bu bal rengi havada yüzen renklerde şekillerden içime sızan musikiyi dinliyorlardı. Kadının hayatı rüyalaştıran yalan bir varlık ol- duğuna iman ve onu sevmiyen bahtiyarlardanım. Fa- Hasan Refik kat içimde dilsiz bir adam ıstırap çekiyor, bu kim * Acaba ruhum mu? Muslih Ferit Sazım inlerken.. Kardeşim Fevzi Beye Sönen mısralarımı helecanlar sararsa, Kararmış seslerinle haykıralım şarkılar, Göğsünü yumruklıyan bir deli kalbin varsa. Yılan gibi kıvrılsın hislerim seşlerinde, Kararmış seslerinle haykıralım şarkılar, Ölsem de nağmelerin en çıldıran yerinde. 1928 Fahri Kâmil» Bizanslılardan kalma bir hamamın havuzu

Bu sayıdan diğer sayfalar: