17 Eylül 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

17 Eylül 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ver. ——— No. 18$1—146 SERVETİFÜNÜN Gülünecek Şeyler Yalnız hara dazz J İki kiz, birbirlerile sohbet “edi. yorlar. Konuşurken, biri diğerine soruyor: — Demek nişanlın doktor! Parası var mıj Ve gu cevabı aliyor: — Onunla yalnız #sıhhatimi dil şünerek mi yörsün! Tevellüt ilânları İlân komisyonculuğu eden bir evleniyorum, gan adam, oOAlmanyada bir Ağnston Sabahı bir muallimin kapısını çaldı. — Ne istiyomun! — Efendim, siz şimdiye kadar her Ağustos ayında, bir çocuğunu- sun doduğuna dair ilin getirdiniz. Bu gene, idarehnneye kadar gizi yormak istemedik. Ben, argsunuzü Şelirin gürültüsünden ve sekzkların izdihe- Abdullah Efendi Nurinin. bir arkdaşı vardı. İsmi - i Küzimdı, Çok iyi geçinirlerdi. Ak» pnmlan bir iki tek alarlardı. Sön ' günlerde Kâzım, her akşam beraber içtikleri yere gelmiyordu. Bvvelki gün Nuri sordu » Yaku neredesin, birkaç ak- N N — Ben artık Ahilullah Efendide içiyorum, Ertesi akşam Nuri, Közum bulk mak ia Abullah Bfendiye gitti. Fakat bulamadı. Yeri di kivi ö küldür - mİ — ii mizden kurtulmak için kırlara gidenler, > geldim! bazen sssıs bir şoldan karşıya ünitl geçerler? o aha... : li bilsin 1. Fakat devrinde şöhret almamız liklü zaman misahabelerini okumuş olanlar ondan her yök pe J geçmekle tanınmış ve bilinmiş sanatkârlar yok mu- dnr ? Evet, vardır; ancak bu gibi sanatkürlar gilin x6v- kini ihmal ederek değil, bir hadele hölin ve istikbnlin zevkini seven ve o zevki terendüm edenlerdir. Yok- s& hangi devirde olursa olsun mâzinin hayideleşmiş zevkinden âkisler vereni san'atkâr ummüm ki okungun!. Her geye rağmen, vezmin, bisanın ve mevzuul eskiliğine rağmen bu şiirlerde cok heyecanlı bir İtis- #in ifadesi varil, Öyle seziyorum ki bn bisler avni heyecanla bugünün san'at çerçevesi içinde bize gu- mülsaydi, çok derin bir alâka ile karşılatacaktı, Öyle yerler, öyle mısralar var ki, ben bunlardan mânâ çıkarmak için hiç tesadif etmediğim bir divan okuyormuşum gibi mkıntı çektim, Nedimin bir beyti- 16 başlıyan ba eser, Nedimin ruhunu şadetmiş ve Nailii Kadim'i fersalı fersah geride bırakmış oldu | Yabya Saim Beyin şiirleri ölmüş bir devri talins- sürle yadetmiş olmaktan başka, böyle bir devrin yeni- den vücut bulmasını ve müstakbel bir « Dâledevri»- nin hayatımıza karışmasını özlüyor |,. Halbuki Yahya Saim Beyin «Milli Mecmua» da 1339-1340 senelerinde intişar etmiş olan edebiyat at İiüreketine karşı bir tehalük görmek isterdi. Hiç kimseye <iŞöyle duyacak ve böyle yazacaksın İ> 4 diyedipin Fakat san'atkfirın böyle geriyi özler — i mesi ve üstelik özlerken gerinin İistni ve vezni ile ; bize hitap etmesi hayli garip bir şeydir. Yahya Saim Bey bu esorile yalnız eski lanma ve divan edebiyatınm mevzularda nit çok güzel bir mintehabat vermiş oldü. Yahya Saim Beyin snn'ati ve giirinin çeşnisi hek- kında karilerimize bir fikir verebilmek için onun dört satırdan ibaret “ bir kıf'asım arzetmek İstiyoruz. Bu sürelle enfüsi ve hatadan salim olmayan. bir hüküm vermiş olmaktan kurtulmak istedik. «Gül ve Lâle Bağçelerinde » şairinin kitabından dört misralik bir parça: Mai bir mehtap içinde ansızın bir atlı Bey At sürer dört nal ufaktan göz süzen yıldızlara © Bazı rast geldikçe ahü gözlü dilber kızlara Haykırır zulmette rüzgârlar gibi: - Hey..

Bu sayıdan diğer sayfalar: