26 Mayıs 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20

26 Mayıs 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

420 SERVETİFÜNUN NEDİM Peki, çabuk buraya getir ikisini de... Ateşpare çıkar, Nedim, Dilâsup'a. Endişem çoğalıyor doğrusu ya gitgide... Ne haber getirdiler acaba bu dostlarım ?.. Sen burada görünme, ne varsa ben anlarım. Bilhassa çok mühimdir Baştebdilin gelmesi.. Aşağıki kattan çıkanların sesleri duyulur. Çekil.. işte geliyor Hafız Cemal'in sesil.. Soldaki odayı gösterir. Dilâşup Nedim'in odasına girer, MECLİS X NEDİM, HAFIZ CEMAL, BAŞTEBDİL AĞA Hafız Cemal ile Baştebdil Ağa telâşle girerler. BAŞTEBDİL & Aman Nedim Efendi! kiyamet kopuyor da Siz hâlâ evdesiniz!. HAFIZ CEMAL Artık durmayın burdat.. İsyan ziyadeleşti.. BAŞTEBDİL Kuvvet yok durduracak!.. Nerdeyse ölüm kanli bir saltanat kuracaki., NEDİM, ri doğru sert bir iki atarak (durduktan sonra. Kubbealtı sessiz mi?... Vezirler uykuda mı?... BAŞTEDİL Hiç kimse yok ortada... HAFIZ CEMAL İstanbul kaymakamı Sabah Çengelköyü'ne gitmiş ! BAŞTEBDİL, istihzasını büsbütün belli ederek. Bağıferah'al NEDİM Hay Kaymak Mustafa hay... aşkolsun | BAŞTEBDİL Padişaha Gelince.. Üsküdar'da, Sadırazam Paşanın Yalısında misafir.. HAFIZ CEMAL Keyfi var Ahmet Han'ın.. Fakat olan bitenden galiba yok haberi!.. BAŞTEBDİL Sadaret kâhyası da kayıktan dönmüş geri!.. Ne de haber iletmiş doğrusu Üsküdar'al.. — Devamı var -- No.1887—182 Peyami Safa B. Diyorki — 411 inci sayfadan mabaat — — Edebiyatımızın bugünkü şekli, ve bugünkü şahsi. yetleri hakkında fikriniz nedir? — Bugünkü edebiyatımız temayül itibarile ya tassvvufi, ya milli veya Marksisttir, Fakat bize, klişe olmuş tefekkür torzlarının üstü- ne çıkacak şahsiyetler lâzımdır. Bunu ben bir, nihg- yet iki kişiden umuyorum. Ve derhal ilâve etti: İsim şöyleyemem.... — En genç nesil kakkında ne düşünüyorsunuz? İşte Peyami Safa beyin cevabı: — Bu nesilden pek çok ümidim var.. Bu sual hakkında başka bir şev söyletemedim. — Bizde umumiyetle okumak? — Darülfünunlulardan başka kıymetli büyük bir kari tabakası bilmiyorum. Öyle bir asra girdik ki orada karide muharrir kadar kültar sahibi olmalıdır diyeceğim geliyor. Çünkü her hangi bir meseleyi anlatmak istersek az çok bazı ıstılahlar kullanmak mecburiyetindeyiz. Halbuki bunları maça ve sinemaya gidenler anla mazlar... İster eski barbiye nezareti binasının içinde, ister dışında olsun darülfünun tahsili, bence kari olmanın birinci şartı gibidir. — Garplen en siyade begendiginiz yazıcı? — Shekspear... Biraz öteden beriden konuştuk. Mesele tenkide ve münekkide döküldü. Peyami Safa beye münekkitlerimiz hakkındaki fikirlerini sordum. Aynen şunları söylediler; — Eşkilerden İbrahim Necmi bey mantıkçı, ye- nilerden Nurullah Ata bey safsatacıdır. — Son bir sual beyefendi. Türkçede yazılan roman- lardan hangisinin kahramanı olmak isterdiniz ? Güldü ve gülüştük... — Vallahi; Atila olmak isterdim. Ben o romanı yazarken arkadaşlar benimle — Atila... diye alay ediyorlardı, Hiç unutmam, birgün bir genç yanıma geldi. Büyük bir ciddiyet ve samimiyetle : — Atila babam öldü... dedi. Bu, öteki alaylar dan daha gülünçtü, ve zavallının felaketine karşı e teessüre bol miktarda komik duygusu karıştırd Sehap Nafiz Tercüme hakkı mahfuzdır AHMET İHSAN Matbaası Limited

Bu sayıdan diğer sayfalar: