3 Kasım 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 3

3 Kasım 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1990—205 EY 7 DE Kalemin Ucundan öf Darülbedayi yeçen hafta M, Feridunun Georges De- lance'dan naklettiği Blöf isimli komediyi sahneye koydu. İtiraf etmeli ki Blöf sahnemizin en çok alkışlanan piyeslerinden biri oldu. Bence adaple piyes vücuda getirmek, ielif"len ve ter- cümeden daha zordur. Çünkü muharrir kafası bir çok garilar ve kayıtlarla işletmek, terlip yapmak, tabii denen vasfı yakalamak meoburiyelindedir. Bunun içindir ki ekseri adapte piyesler muvaffakıyelin yarısım kaybeder, müşküldila rağbet görür. Adapte piyesle, seyirci on küçük bir gayri tabitlik sezdiğt andan itibaren, bütün zevkini kaybeder. Artık n6 aktörün, ne eserin o andan sonraki kuvreli her ne olur- sa, olsun, eeyirciyi aldkadar edemez. Adapte piyesin bel kemiği, meclisleri ve lisanı onun içindir ki çok itina ile tertip edilmiş olmalıdır. M. Feridun, Blöf”ünde, uzun zaman çalışar ık bütün bu noksanlardan kendisini kurlarabilmişler. Blöf'teki güzel ve pürüzsüz lisan üç perdeyi yumuşak bir ipek kumaş gibi sarmaktadır. Biöf, bizde adaple edilmiş en iyi piyenlir, denilebilir. Eserde bütün şahıslar kuvvetle ifade edilmiş, karaklerleri iyi çitilmiştir. Cemil bir ha- rikadır. Cemil, u kadar iyi tanıdık ki, artk onu hiç unulamıyacağız. Bu adam bize ne kadar yakın.. Her gün, her yerde böyle kaç tane Cemil görüyoruz Blöf”ün Cemili, tanıdjımız Cemillerin dikilmiş bir canlı abide- sidir. Ya Amerikah Misler Enison... İş hayatımın bu tipi bizi nekadar düşündürebiliyor Mister Enison'un bir Kayserili olduğunu öğrendiklen sonra, ona karşı ne derin bir alâka duyuyoruz. Ents'le Cemil arlık kargı karşıya gelmiş iki kutup, iki âlemdir. Piyesin en mu- vaffakıyetli sahnelerini, bu iki dilemin yekdiğerini tanı- ması için sarfet.ikleri kuvvet ve tecessüs saatleri feşkil ediyor. Hayatımız da zaten, böyle Cemil'lerle, Enison'la- mm karşılıklı mücadeleleri değil midir?. M. Feridun bu mücadelenin ruh ve felsefesini çok derinden göslerebil- miştir Hemde her gün gülerek seyreltiğimiz saneler, üze- rinde en çpk düşünülmesi lâzım gelen hakikatlardır. Sahnede temsil edilen en kuvaetli homediler, haddi zatin- de bir facıadır. Biz bu factaların hudutlarım tayin ede- mediğimiz, onlara bir şekil, bir mahiyet veremediğimiz içindir ki güleriz. Molifre bir komedi değil, hakiki bir facıa dahisidir. Moliöre, XIV üncü Louis Fransasının aynasıdır. Blöf,ün temsili de çok muvaf fakıyetli olmuş, artistler yık oldukları kadar uzun allışlanmışlardır. Cemil rölünde Vasfi Riza, Biöf'çüyü hakikalen çok güzel oy- nadı. Eserin hemen bütün yükünü üstüne alın Vasfi hiç aksamadan, üçüncü perdenin sonuna kadar canlı ve tesirli idi. Darülbedaytin iyi bir komedi san,atkârı olan Vasfi Pisa, Blöf'te do bütün sevimliliği ile kendini gös- SERVETİFUNÜN Mahalle kızları Basmadan entariniz, Mercan terlikleriniz Sizi bekler her gece ayak uçlarınızda.. İçinizde yer bulan biricik kederiniz Güllü bir elbisedir bitişik komşu kızda.. Yılışık gülüşünüz sakızlı ağzınıza Ne kadar da yakışır, ah, mahalle kızları). Akşamları geçerken bakarım bazınıza; Hayatı sizde görsün sinema yıldızları. Gönlünüzde en ufak bir üzüntü yok gibi, Bütün ömrünüz geçer kalıkahalar içinde.. Başkaları ne bilsin açmadığınız kalbi * Halbuki göz yaşınız bir gülüş biçiminde... Sararmış yüzümüzü rutubetli odalar Her gün bir parça daha sessizce solduruyor. Bu odalarda sizin bütün bir ömrünüz var, Açık bir mezar gibi size hazır duruyor. Kahkahanız şarkınız sakın durmasın kızlari. Ah, susmayın.. Sükütla kör olur duygularım. Sesinizi duymazsam içimde bir şey sızlar, Gene ölüm var diye, saçlarımı yolarım. Reşat Feyzi a a m a a m terdi Enison rolünde Hazım sanki biçilmiş kaflandı. Taklitlerindeki mâna ve güzellik ikinci perdede bir ha- rika olmuştu. Hazım eserin ruhuna tamamıle nufuz etmiş olduğunu bihakkin gö-leriyordu. Şahika hanım iyi idi. Senelerin teorilbesi göstermiştir ki Durülbedayide en çok tutulan piyesler komedi ve vodvillerdir. Onun için dir ki eser inlihabında Darülbedayi, bu yolda piyesleri inlihap ediyor. Kötü ve san'at kıymeti olmıyan vodviller, orta oyunları yerine, böyle Blöf gibi kuvvetli komedilerin sahneye konması temenni edilir. Hiç olmazsa bu piyes- ler seyirciyebir gey verebilmekiedir. Biricik suhnemize, ben biraz dahatitiz davranmasını tavsiye ederim. Blöf'ü yazan M. Feridun şayanı tebriktir. Tiyatromuza daha gok hizmet etmesini beklemek hakkımızdır. Feridunun daha bazı eserler hazırladığını duyduk. Bunların temsilini de sabırsızlıkla bekliyoruz. R:

Bu sayıdan diğer sayfalar: