5 Ocak 1933 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

5 Ocak 1933 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No.1889—214 kıymetini anlamak ve o eserin inkişaf safahatını görmek kabil olur, Eserinin ilk devresinde daha ziyade şayanı hayret bir kudret ve derinlikle duyulan, ve mükermel, çok zengin ve renkli ve canlı bir üslüpla ifade edilen bir tabiat ve aşk ihtirası kuvvetli bir derecede his . şanat, bu şiirin en büyük kanunudur. Primo ndermesto, Hikâyeler, Zevk, Masum, Ölümün Zaferi, bu devrenin yarattığı en mühim eserlerdir. Bilâhare şairin şahsiyeti daha dolgun ve daha karışık oluyor: yalnız san'at dünyası, zengin ve şaşaalı olmakis beraber, artık ona kâfi gelmiyor, ve, az bir zamandanberi birleşmiş olan vatanının ruhunu ifade etmek için de artık kâfi değildr. Rönesans'tan sonra « Risorgimento » , yani italyanların ittihadı ve istiklâli devri geliyor: şaşanlı ve satvetli bir san'at devresinden sonra medeni birlik devresi ve yarın İtalya'nın yeni bir kudretle dünyadaki mu- azzam medeniyet yolunu tekrar yürümeğe başla- yacağı imanının devresi geliyor. İtalyan tarihinin mahiyetleri okadar baş- ak Ybaşka olan bu iki devresi, ;şairin ruhunda eski Roma-Yunan asır- larından” son devirlere kadar ilalyan medeniye- tini kucaklayan geniş bir güzellik ve kuvvet tab losu halinde birleşiyor- lar, İşte «Laudi>nin egas- nı ve hakiki kıymeti. Laus Vitae»de, güzel- liğin ve şeklin zaferi olan Yunan medeniyeti: nin tasvirini, hemen he- men sert ve kaba bir surette szametli olan fukat bü- yük bir fikirden mahrum bulunan yirmi asır medeni- yetile karşılaştırıyor: ve bu büyük fikrin ilhamını da, Rönesans dehasınin, ırkın azamet ve kudretini mey- dana koyduğu Sistina'dan alıyor. Ancak Michelangelo'- nun ve Leonardo'nun telkin ettikleri ilâhi ruhu kendi hayatına karıştırabildiği takdirde yeni İtalya değişebilecek ve eski azamet ve satvetine tekrar avdet edebilecek. Fensen, modern hayatın da kendi kahramanları vardırki bu teâli kabiliyetini gösterirler: Işte «Landi> nin ikinci cildinde de D'Annunsio, italyan ve ecnebi, modern kahramanlorı heyecanla yükseltiyor ve, geç miş bir azametin ümidini taşıyan «<Süküt Şehirlerini» yadediyor. Ve sanki istikall görüyormuş gibi şair, İtalya'nın milli vahdetinin kuvveden fiile çıkarılması ümidini taşıyor. Fakat, büyük bir heyecan veruhla dolu olan bu giir, o devrin burjuma, sulhperver ve sosyalist olan İtalyasile mütabik kalmıyordu: «Zavdi del Cielo, del D'Annunzio, “ Laudi * yi yazdığı senelerde SERVETİFÜ NUN ” Mare, della Terra, e degii Eroi> mükemmel bit üslüpla yazılmış oldukları halde, anlaşılamamış ve takdir edilememişti. Öyle zannediliyrdu ki şair bedii bir heyecanla kendini kaybediyor, kendi şiirini tamamile hissetmiyor, hakikaten bigâne ve uzak yaşayordu. Onun o senelerde, yani 1901 le 1910 arasındaki hu- susi hayatıda, Settignano'da meşhur «La Cepponcina villasındaki hayatı da o zamanlur İtalyada hâkim olan tam bir surette burju& olan ruhun hoşuna git- miyordu: ve bu &nretle pair büyük bir heyecana kapılmış biri gibi telâkki ediliyor ve san'ati samimi görülmüyordu. Bunula beraber, «Laudi>nin üçüncü kitabı, «Alcione», bu devrin mahsulüdür; tabiat duy- guaunun şayanı hayret bir incelik ve derinlikle his- sedildiği buşüirler yalnız italyan edebiyatının de- Bil, bütün dünya ede- biyatının bile en güzel şiirlerinden biridir. Esa- sen şairinki gibi kudretli bir şahsiyetin, burjua cemiyetin sahte ahlâkçı- lığına ve sosyalizmin sahte müsavatına kaşı isyan etmek ihtiyacını hissetmeşi tabiidi: işte Nietzache'nin «süperhü- manizm » mazariyesine karşı olan meylinin se- bebide budur; derin bir surette 'lâtin olan şair «yüksek insan» telâkki- sinde Alman filozofun- dan esaslı bir surette farklı olmakla beraber ve onun yıkmağa daha meyyal olduğu birçok şeyleri şeyleri şair tebeil etmekle beraber, o te- veccühün sebebi de işte budur. Şairle muhiti arasındaki tezat, 1911 e doğru yavaş yavaş azalıyor gibidir: artık milliyet ruhu uyanıyor, D'Annunzio'nun evvelce duymuş olduğu gibi, bu muhit, hayatının en büyük vak'alarından birine doğru yürüdüğünü hisseder gibi görünüyordu. «LCanzone Elina di Franotar namındaki eserde Avrupa ufku üzerinde belirmeğe başlayan çok büyük trajedi tamamile görülmüş, his- sedilmiştir: ve, «Laudt»nin dördüncü kitabını teşkil eden «Merape» gibi o devrin bütü «Canzone»lerinde san'at ile his arasındaki müvazene mükemmel ve tamdır. O zamanlar şair Fransada bulunuyor, bazan Pariste, bazan da Arçachon'da yaşıyor, ve, italyanca eserlerini yazmağa devam etmekie beraber «Iş Mar- iyre de Saimi Söbasiien» ve «La Pisaneller gibi fran- sızcada da iki şaheser yaratıyor: bu eserler, gerek üslübun fevkalâdeliği ve gerekse harskulâdenedebj bir ilhamın mevcudiyeti dolayısile, italyancada yazı- lan eserlerden daha az takdir edilmediler. Tam o zamanlar, cihan harbinin başlamasile, D'Annunzio'nun şiirinde çok duha evvel hissedilmiş olan o kahraman»

Bu sayıdan diğer sayfalar: