3 Aralık 1936 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

3 Aralık 1936 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 2102—417 Beni polise teslim ettiği vakit ben ne diyecektim? Onu sevdiğimi söylesem gene kurtuluş yok.. Belki o, “benden bu sefer nefret edecek. Bu küstahlığımın cezasını bir hırsız olmakla ödeyeceğim. Hafif başımı uzattım. O, (Meçhul sevgilim, gel okşa beni) güftesini söylerken ellerim; kapının yanın- daki elektirik pirizini çevirmişti. Karanlık birdenbire onu korkuttu ; — Ay! diye bağırması üzerine, üzerine bir aç aslan gibi atıldım. Ağzını ipekli mendilimle kapaya- rak, bağırmasına mani oldum. O, mütemadiyen çırpınıyordu. —Korkmayınız; sizi seven bir genç. Aşkınızın tesirile eriyen bir kalp.. Sakın bağırmayınız. İşte şimdi gi- diyorum. Kendisine karanlıktan cesaret alarak kalbimdeki sevgilerimi söyledim. O, benim bu tatlı sözlerime, evet diyecekti.. Fakat ben, onun gene, belki yangın var, diye beni yakalatmasından korkarak mendilimi ağzından ayırmadım. O, çırpınmaktan yorulmuştu. Bu yorgunluğun bana verdiği bir ikinci cesaretle, dudaklarım mendil vazifesini görüyordu. Göğüslerimizin sıcaklığı ve kalp- lerimizin nefeslerimizi tıkayacak kadar kuvvetli atması... Ah! O geçen o tatlı, o heyecanlı dakikalar... Hiç unutulur mu Kendimi ona tanıtmak istedim, Fakat geruruma yediremedim. Onu, karanlıkta bırakarak köşklerinden uzaklaştım. Li Müzik durmuştu. Benim dansetmediğimi gören ev sahibi arkadaşım - nişanlı - Vedat: — Benim nişanımda sizi, benden neşeli görmeli isterdim.. Siz işe pek durgunsunuz... Vedadın bu sözü söylemekte hakkı vardı. fakat ne yapayım? Elimde değil! Perihan da bu nişana davetli. Onunla tanışmamam ve onu başkalarının kolları arasında dansederken görmek... — Evet, Vedat. Haklısınız. Fakat ben bu gece büyük ıstıraplarla kıvranıyorum. Az kalsın Vedada Perihanı sevdiğimi ve karanlık geceyi anlatacaktım, Ve benmi onunla tanıştırmaları için rica edecektim. İşte bu esnada vedat masamızın yanından geçen Perihanı görünce : — Bayan Perihan.. Dedi ve beni Perihana tanıttı. Müzik ruhları büyüleyen bir vals çalıyordu. Vedad benim dans etmemi ve oturduğum yerden biran ol- sun kalkmamı istiyerek benim lehime hareket etti: — Bayan Perihan da siz gibi valsi çok sever dedi. Vedadın bu teklifi içimde geçen arzuyu hakikat yapmıştı. Ben çok mahçuptum. - Hele o karanlık gecenin hikâyesi - beni perihana değil dansetmek, bir söz söylememe bile mani teşkil ediyordu. Bizde diğer çiftler gibi dönmiye başladık. Op! İnsan sevdiği bir kızin dansederse me güzel şeyler hissediyor. Sanki müziğin kanatları bizi semalara 'havalandırıyor. Göğüslerimiz gene birbirimizin göğüs lerine temas ediyor, Kalplerimiz - tıpkı o karanlık gecedeki gibi - heyecanla çarpıyor ve dudaklarımız birbirini arayor, UYANIŞ i 29 Avrupada cimnastik oyunları son zamanlarda çok ilerledi, yenileşti. Resmimiz böyle bir görü- nüş belirtiyor. Hiç konuşmuyoruz. Yalnız bakışıyoruz. Müzik bitti. Ondan ayrılmak istemiyorum. Büfede beraber bir viski içmemizi rica ettiğim vakit, o, memnuniyetle kabul etti. Başım dönüyor, Kendime malik değilim... He- yecan.. Heyecan hep heyecan içindeyim. Perihana (karanlık geceyi) söylemek istiyorum. Derken.. Büfede birbirile şakalaşan iki sevgiliden birisinin kolu, Perihan kadehini dudaklarına götürür» ken, koluna vurdu ve kadehlteki viski Perihanın tüze: rine döküldü. Mendilimle üzerini silmek istedim. O, teşekkür ederek mendilimi aldı ve kendi silmiye başladı.. Derken gözleri mendilimin markasına ilişti. Vücu- du birdenbire titredi. Bu au Perihan ruhunda ilk ateşli aşk bosesini tattığı karanlık geceyi ve o gece yegâne hâtıra ola- rak elinde kalan kendisinin bağırmaması için ağzına tıkanan ipekli mendildi. Cüretle; — Ah! Dedi. Bu mendil benim çantamda idi. Sizin elinize nereden geçti Mendilin kendime git olduğunu söylediğim Yakit hayretle gözlerime baktı. Koştu. Masanın üzerinde duran çantasını aldı ve yanımda açtığı vakit mendil çantasınıu içinden çıkınca ;: — Affedersiniz.. Fakat birbirlerine ne kadar çok benziyorlar f.,. Dedi ve o gecedenberi sevdiği meçhul buselerin kah- ramanı sevgilisinin karşısında olduğunu anlamakta gecikmedi. Bu mendil beyim mendilimdi. Karanlık gecede bağırmamasi için ağzına koyduğum mendil. Demek onu unutmuşum. Ateşli gözlerile gözlerime bakıyordu. Bu an hissiyatımı anlatamam; fakat saklamağa da muktedir değilim... Müzik tekrar çelıyordu. Ben hikâyemi bitirince o gayet şen: — Buyurunuz; o geçedenberi kendisini sevgi ile aradığım yakalanan sevgilim dansedelim, deği. Niyazi Acun 2. k

Bu sayıdan diğer sayfalar: