April 20, 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17

April 20, 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

352 SERVETİFÜNUN No. 2996—54) zi — 347inei Sayıfadan Devam — Batu Han cenuba çeken bazı hâdiseler oldu. Ugedey'ye halef olarak 1245 senesi kurultayı tahta Guyuk'u çıkardı. Guyuk Batunun baş düşmanıydı. Merasime Batunun beş kardeşi iş tirak etmişti. Batu bizzat ıztırabını bahane ederek iştirak etmedi. Er tesi sene büyük Han Guyuk iklimi sihhatine daba elyerişli olan İmil malikânesine gitmek istedi. Batu büyük Hanın kendisine karşı fena hisler beslediğini öğrendi ve ona karşı büyük bir ordu ile yürüdü, Guyuk henüz Mogöülistandaydı. Beş balığa (Gücun çivarinda) beş veya yedi gün mesafede Ebul - Ferac'in Kamastaki; Cuvgininin Samargand. Çinlilerin ise Hong Siang'yi eul dedikleri yerde öldü. Ebul - Feraca göre 22 haziran 1249 Çinlilere gö- re de ölümü ayni senenin baharın- da vuku bulmuştu. Batu bu ha- beri Ala - Kamakda duydu. Büyük kardeşi Orda'nın hayatta olmasına rağmen Batu hükümdar ailesini en yaşlı azası telâkki edildi. Bütün prensler hükümdar intihabında o- nun fikrini kabul edeceklerini bil- dirdiler. Bu rteseleyi tetkik edecek kuraltay Batu tarafından Ala - Kamakda toplandı, ve onun teklifi üzerine büyük Han Tulunun bü- yük oğlu Müngü seçildi. Cagatay ve Ügedey'in oğulları ve torunlar ya hiç toplantıda bu: hinmadılar veyahut da işin tebey- yün etmesinden evvel Ala - Kamak dan gitmişlerdi. Verilen kararı ha- ber alınca muvafakat etmiyerek, kararı reddettiler. Tahta çıkma me- rasimi Mogvlistanda bir kurultayda oldu. Batunun kardeşi Berke, kar- deşinin emrile kurultayı ancak 30 Haziran 1251 de topladı. Cagatay ve Ügedey &ilesi ve prensleri merasimde bulunmadılar. Fakat bir müddet sonra yeni hü- kümdara yemin etmeğe geldiler. Büyük Han bunların fena maksat- ler berlediklerini, karargâhını bas- mak ve kendini ve adamlarını öl- Servetifünun - Uyanış Büyük Hikâye müsabakası Krapon Neo. 4 dürmek için hazırlandıklarını hs- ber aldı. Bu ittiham üzerine yaka- lanan prensler ve âileleri tahkikat- tan sonra büyük cezaya çarpıldılar: bir kısmı öldürüldü, diğerleri men- faya sürüldü. Buri ise bizzat Ba- tuya teslim edilerek öldürüldü. Bu hâdiseden sonra Mogol impara- torlağu Mangü ve Batu arasında taksim edilmiş bulunuyordu. Buna rağmen imparatorluğun her yerin- de sikkeler üzerinde büyük Hanın ismi yazılıyordu. Rubuguis'e göre, Batu ve Mar- gu'nün arazilerinin hudutları Cu ve Talas nehirleri arasında bulu- nuyordu. Fakat Batu imparator- luğu en eski azası olduğu ve büyük Han ona tahtını medyun bulundu- gundan daha geniş salâhiyetleri ha» izdi. Cuci ve heleflerinin yerleri olmıyan Maverayi nehir gibi yer- lerde bile baphaklara sahip olmuştu. Cuvaimiye göre, Hoçent kahra- manı Timur Melik'in babasından tevarüş ettiği malları tasdik etmişti. Rubuguis'e göre, Batunun 26 karısı, ve Rasid - el din'e göre, 4 oğlu vardı, Rus vak'anüvislerine göre, 1749 dan itibaren ekseri Rus prensleri tarafından sadakat yemi- nini büyük oğlu Sartar'a verilmiş- tir. Zaten Batu hayatta iken oto» ritesinin bir kısmını oğluna terk etmişti. Rasid -el .din Babunun ö- lümü tarihini (1252 - 1253) olarak tesbit eder. Bu tarihin yanlış ol- ması ihtimali çoktur. Zira Rubu- guia 1253 senesi Ağustosunda Batı tarafından kabul edilmişti. Bu ay- ni yolcunun avdetinde (Teşriniev- vel, Teşrinisanide) büyük Han hayattaydı. Şu halide Cuvaini'nin, anlattığını tercih etmek doğrudur. Buna göre, Sartak (10 Şubat 1255- 29 K. sani 1256) da Batu tarafın- dan Mogolistana büyük Hanın ya- nına gönderilmiş, ve yolda baba- sının ölüm haberini almış bulun- masıdır. Rubuggis'e göre, Batu hayatının son günlerinde Volganın &ol sahi- linde bulunmakta, ve yaz ayltrın- da 52? şimal derecesine kadar çık- maktaydı. Burada Achtuba üzerin» de Saray şehrini kurmuştur. Rus ların zalim bir fatihi olarak tanı- dığı Batu tabası tarafından (Sayın Han) — iyi Han unvanını &lmıştı. Doğru veâdil bir hükümdar, iyi ve hakim bir insan olarak tarihe geç- mişti. Reyhan Kenan Bir Limandan üç Resim — 342 inci sayıfadan devam — testilerle ve bakır güğümlerle gu almağa gelen kızlar, çocuklar.. On- lar beni her zaman kendilerini sey- rederken görüyorlar (bu böyle). Çok defa giderken çeşmeyi açık bırakı- yorlar: guyun şırıltısını, birikintiye akşeden gölgeleri, parlak beyaz çe kıltaşlarını, ağaçları, yorgun bir aydınlığı tahayyül ediyorum. Olukların yağmura sırtını, mey- vaların acıkışlarını, saatin devam edişe birgün gelip geleceğini, ru- hun intizarlarını duyuyorum. Ge- ne dudaklarımın bir moaklığa, göz- lerimin bir sarhoşluğa, kollarımın bir doluluğa, parmaklarımın bir yumuşaklığa arzulandığını anlıyo- rum. Bütün bunlar, bana ne veriyorf Dudaklarımı uzatabilecek mi- yim? Gözlerimi kapıyorum: büyük bir sürahiyi okşuyorum. Onu dü- şünüyorum! göremiyeceğim yere kaldırıyorum. Evvelce bakdığım yeri değişdiriyorum. Eşyanın gerinişini sayıklıyorum. Bu liman bana birşey söylemi- yor. Yalnız bilmekliğim kâfi. De- dil mif imkânımı var, Öyle ise birşey düşünebilir miyim? atmak için uğraşdıklarımı.. bana dolan mağa gelen kuşları, hergin dokun- duğum merdiven topuzunu, eski elbiselerimi. kendim için başka bir yer aramam lâzım geliyor. G- n& uymalıyım. O beni konuşacak. Söylediklerinden birşey anlama» makla beraber,. o bana ayıb ettik- lerimi söylemiyor. Uzun bir iuti- zarı bir ana tercih ediyorum: fa- kat o (ân). ben onu beklemiyo- rum. O, sesin birgün görüneceğini beklemek kadar tuhaf oluyor. Ateşin yükselmesine kızmağa hakkım var mı Düşünce halinde herşey kay- bedilmişdir : N. İlhan Berk AHMED İHSAN Basımevi Lta.

Bu sayıdan diğer sayfalar: