30 Kasım 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

30 Kasım 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SERVETİFÜNUN No. 2958— 573 DÖRT KİŞİ Arkadi Averçenko, muasır Rus Edebiyatının ve Avrupgnın en tanınmış mizah muhavrirlerindendir. Cemiyeti ve bazı andsmeleşmiş kötü dâdelleri- ni karikalörize etmiştir. Büyük ideallerin bazen ablöf>lerle hitam bulduğunu gösterir. Küçük hikâyelerile her lisana lercüme edilmiştir. En tanınmış eserleri: « Haylazlara hikâyeler»; «Bir rezilin hikâyeleri», «Mozaio>, «Edepsiz dostlarımı... Yazan: I partımanlarından birinde üç kişi seyahat ediyordu: Tica- odası kâtiplerinden Cetvero- ruecov genç karısı Simoçika ve «Ewans ve Erumbel> firmasının mümessilie rindeu, Vasile Abramo- viç Sandomirâki. İstasyonlardan birinde, kompar- tımanu genç, kasketli bir adam gi- rip oturdu. Dikkatle, Cetverorucov ailesini süzdükten sonra cebinden buruşuk bir gazete çikarıp mütğleaya koyuldu. Seyahat, hepsinin üzerine hugusi cansıkıntısını dökmüştü. Cetveror- cov gigara tabakasını elinde evirip çeviriyor. Simoçika ayakkaplarının ökçeleriyl edöğemeye vurarak, ba- kışlarını Sandomirskinin silik yü- zünden tanımadığı genç adama geçiriyordu, Sandomivski, kötü bir mizah mecmuasını onuncu defa matbaa ve abonelerine kadar ezberlemeğe çabalıyordu. Simoçika kocasına: — Beş saat daha var... Beş saat daha can sıkıntısı... Dedi. Kocası: — Evet... Treğle yolculuk ne de B İR trenin ikinci mevki kom- ret, Arkadi Averçenko can sıkar... İnsanı yorar.. Diye cevap verdi. Sandomirski lâfa karışarak: — Demiryollarda aeyahat hem de pahalı, Düşünün: On iki rubleye bir bilet. Kapının yanında oturan meç- hül adam, gazeteyi yanına bıraka- rak, yol arkadaşlarına acayip bir bakış attıktan sonra kahkaha ile güldü. Acayip bir gülüşü ve şaşır. tıcı konuşuşu vardı. — Canınız sıkılıyor değil mif Ben bunun sebebini biliyorum. Çok basit: Olmadığınız gibi ken- dinizi göstermek istiyorsunuz da ondan. Sgndomivskinin canı &ıkıldı : — Olmadığınız gibi kendinizi göstermek te ne demek? Biz, mü- tevazi, gösterişten hazetmeyen kişi- leriz. Meselâ ben kültürlü bir adam sıfatıyle... Meçhül adam yine gülerek: — Hayır... Dedi. Hepimiz gö- ründüğümüzden bambaşka insan- larız... Misâl olsun diye soruyorum: Sen kimsin? Sandomirski: — Ben mif dedi... Ben kumaş, bez ve fanile fabrikası «Iwans ve Krumbel> in mümessillerindenim. Diğeri : — Haha, ha,diye güldü. Böyle RUS EDEBİYATINDAN : bayağı bir plân ile beni atlatmağa kalkışacağını bilmiyor değilim. Ben, pekâlâ, senin, Vatikandaki Papa- nın yanında Kardinâl olduğunu biliyorum. Ne diye Krunbel elbisesi arkasında gizleniyorsun * Sandomirski (o şaşırdı, korkak : — Ben... Vatikanım? ben Vati- kanım haf diye sordu. — Kardinâlsın! Vatikan değil! Sersem rolü oynamağa çalışma! senin, zamanın en zeki ve en usta adamlarından biri olduğunu bil mez değilim. Hakkında bazı şayi- âlar da dolaşıyor... Sandomiraki ciddi bir tavırla: — Affedersiniz!.. Böyle şakalar- dan hoşlanmam... Dedi. korkak, TI Meçhül şahıs, elini dehşetle, «Ewans ve Krumbel» in mümessi- linip omuzuna indirdi: — Cuseppe!.. Beni aldatamazsın! dedi. Bu avanakça lâfları bırakıp bize, Vatikandaki hayatından, asil ve çoşkun İtalyan kadınları nez- dindeki muvaffakiyetlerinden bah- setsenel Sadomirski afallamıştı: Beni bırak! diye bağırdı. Ne demek istiyorsun 9 Adam eliyle seyyah mümessilin ağzını kapadı: — Suseasi,. Bagırma! Burada bir bayanın olduğunu görmüyor mu- sun? kapı yanındaki yerine otura- rak; cebinden siyah bir tabanca çıkarıp Sondamirskiye çevirdi: — Cuseppe! dedi. Çok iyi bir adamım, ama yanımda sahte bir adamı rolü oynamağa kalkışan birisini tahammül edemem! Simoçika geriye çekildi jve-

Bu sayıdan diğer sayfalar: