28 Aralık 1939 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

28 Aralık 1939 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

84 SERVETİFÜNUN No. 2969 —571 NURULLAH ATAÇ'A İKİNCİ MEKTUB Biz bunları körükörüne değil, doğruluğuna inandığımız bazı hakikatlar olarak kabul etmek istediğimiz için iddialarımızda biraz daha açık olmanızı, birtakım yeni delillerin daha tarafınızdan ileriye sürülmesini bekliyorduk. AYIN Hocam, S Uyanış'ta neşrettiğim mek- j tuba Haber gazetesinde ver- diğiniz cevabı okudum. Mektu- İbumdaki bazı noktaların bir takım gnitefehhümlere yol açtığını gör- düm, Bundan dolayı cevabınıza tekrar cevap yazmak ihtiyacını duydum. İlk mektubumun bir parçasın- dan, benim hatırımdan bile geçir- mediğim bir manâ çıkarmışsınız. Güya ben, sizin yazılarınızı, kim- senin merak edip okumıyacağı kadar ehemmiyetsiz görüyormu- gum. Böyle yanlış bir manâ çıkar- manın sizi bir hayli üzdüğünü görmek benide üzdü. Sizin yazı- larınızı seve #eve okuduğunı için bu noktanın aydınlanmasını işte- dim. Bana yazdığınız mektubu vesile ederek Uyanış mecmuasına bir- takım serzenişlerde bulunuyor ve Halit Fahri Ozansoy'a, kısa bir müddet önce aranızda geçen bir münakaşanın mahsülu olan anti- patinizi müstehzi bir şekilde tek- sarlayorsunuz. Kimsenin sempati- lerine ve antipatilerine karışmıya hakkım yok. Asıl meseleye gelelim. Cevabı- nızda, benim sizinle konuşmek İs- tediğim Yahya Kemal meselesine pek az temas ediyorsunuz. Yeni birtakım isbat vesileleri arayacak yerde, eski iddialarınızı tekrarla- makla iktifa ediyorsunuz. Biz bun- ları körükörüne değil, doğruluğuna inanılığımız bazı hakikatler olarak kaliml etmek istediğimiz için iddi- miwritiişidi biraz daba açık olma- nızı, birtakım yeni delillerin daha tarafınızdan ileriye sürülmesini bekliyorduk. Halbuki siz işi daha ilk adımda şahsiyet noktasına getiriyorsunuz, Kendinize birtakım saygısızlıkların gösterildiğini, birtakım iftiraların yapıldığını iddia ediyor gibisiniz. We. neticede de benim, evvelce whugı şeyleri sezer zannettiğiniz», © Yazan: Hüsamettin Bozok © <ince bir muharrir olmuş olduğu- mu», demagoji yaptığımı ve niha- yet, mektubunuzdan birkaç gün sonra neşrettiğiniz bir fıkranızda da, Asaf Halet Çelebi hakkındaki şifahi mütalâalarınızı ifşa ettiğim için « küçük bir muharrir » oldu- gumu söylüyorsunuz. Mektubunuzdan şöyle bir manâ çıkararak alınmak da mümkün; fakat ben bunu yapmıyacağım: Kadın ve Aşk Kadın aziz ve güzel fakat ek- seriya anlaşılmıyan ve anlaşılma- dığı için ekseriya hakkında fena hüküm verilen bir mahlüktur. >» Kadınlardaki sevkitabii, büyük adamlardaki basirete muadildir. R Kadınların bütün fantazilerine, mahir erkekler, önce evet! de- meli ve onlara, ilânihaye, fikirle- rini, kararlarını ve duygularını değiştirmek hakkını vererek hayırl in sebeplerini telkin etmeli. # Yirmibeş yaşındaki bir kadının kalbi onsekizlik bir kızınkinin ay- ni değildir,n asılki kırklık bir kadı- nınki de, otuz yaşındakinin ayni değilse, her yaş yeni bir kadın yaratır. > Kadınların dostluğu dan çok daha yüksektir. Balzac'lan : Cavit YAMAÇ aşkların- Benim Üyanış'te neşredilen açık mektubumu, &irf size göndermek zahmetine katlanmama bir cemile olmak üzere, teşekkür makamında okumuşsunuz... Ben Yahya Kemal'in son yazı- larında ve bilhassa gazellerinde üç esaslı noktanın tesbit edilmesi mümkündür, demiştim: a) şekil itibariyle eski oluşu, b) dil itiba- riyle eski oluşu, c) zevk itibariyle eski oluşu. Sizi, dalma yeniyi ve ileriyi seven bir kimse olarak ta- nıdığım için, bu üç karakteristik vaafa rağmen onu halâ nasıl sev- diğinizi merak etmiş ve zımni de olsa bu durumun açık bir izahını istemiştim. Siz ise «sizce yenilik sır£ şekilde midir?» diye soruyor ve yazımın neşredildiği sayfanın karşısına konmuş olan Halit Fahri Ozansoy'un bir şiirinden beni mes- ul tutmıya kalkıyorsunuz!... Ve eğer bu, böyle ise, siz de, yazılarını neşreden Haber gazete- sinin bütün yazılarından, hattâ ilân- larına varıncaya kadar mesülsünüz!... Benim sözlerimde, Yahya Ke- mal'in sırf şekil sahasında değil, dil ve muhteva bakımından da bugünkü cemiyetin ilerleyişine na- zaran eski sayılabilecek bir mahi- yet taşıdığı iddiası vardı. Yahya Ke- malin bir gazeli ile Nedim'in bir gazeli arasındaki ruh ve öz bakı- mından derin farkı kabul etmiyor değilim. Ancak bugünkü medeni- yetin icaplarına ayak uyduran ve cemiyet hayatındaki ilerlemelere yeni bir biz kaynağı olan sanat e- serinin bunlar olmıyacağını ,söyle- "mek istiyorum. Siz ise Yabya Ke- malin şiirinin «eski kalıbına bü- rünmüş bir yeni olduğunu» ileri aürüyorsunuz. Benim öğrenmek i- ge, niçin bu şiirin, arada sırada da olsa, eski kalıbına büründüğü. ve taşıdığı «yenilik» in bugünkü ce- miyetin dinamizmini karşılyacak bir mahiyette olup olmadığı hususudur. Sizce, belkide pekaçık görünen bir hakikati sezemediğim için sffı- nızı diler, hiçbir vesile ile sarsıl maz ve tükenmez saygılarımı sung- rım, Hocam, Hüsametlin BOZOK

Bu sayıdan diğer sayfalar: