27 Şubat 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

27 Şubat 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Selçuk Kültür hayatı hakkında araştırmalar: SELÇUKLARDA > AZ A N : yıp Konyaya döndükten sonra baş- layıp vefatına kadardır. Bu dev- rede tamamile durulmuştur. Meş- neyiyi yazdığı birçok talipleri ir- şat ettigi, hülâsa «Mevlâna» olduğu devre, asıl bu devredir. Şemsüddini Tebrizinin tercümei balini lâyikile bilmiyoruz. Kaynak- lar onun baba Kemâli Cündi mü- ritlerinden olduğunu göyliyorlar, Mevlâna da şiirlerinin çoğunu nr- * mına yazdığı bu zatın tercümeiha- linden bahsetmez. Mesnevi de onun bahsini «Havticiğer, telâkki ederek bahsetmiye tahammülü olmadığını söyler. Kendisini fevkalâde gizliyen ve her gittiği yerde alelâde bir hiz- metle ( tarla sulamak gibi) meşgul olan bu zattan Konyada üç kişi istifade etmiştir. Mevlâna, Sultan Velet, Salâhü- Adin başka memleketlerde kimse» yi yetiştirdiği belli değildir. Kon- yaya 642 hicride geldi Mevlevi kay- nakları, Btirhanüddinin onun ge- leceğini haber verdiğini ve battâ onun için gittiğini yazarlar. Mev- lâna Şemale görüştükden sonr3 der- si, vÂzı, fetva vermeyi, hasılı Suri sayılan her şeyi terk ediyor, gece gündüz beraberce sohbet ediyorlar, Bu sohbetlerle Mevlânanın oğlu Sultan Veletle Salâhüddin Zerküp- ten başka kimse kabul edilemezdi, Mevlânayı semâa teşvik eden de Şemstir, Yalnız Mevlânanın daha evvel de bazan semf ettiği umu- lar. Çünkü esasen Kübreviyle tari- katından semâ vardı. Sofilerin ço- ğunda bulunan semâa battâ Şem- sip sohbetlerinin zaptından büyücek bir kitap meydana gelmiştir ki a- dına «makalâtı Şems» ve «Hırka» derler. Son mevlevi şeyhlerinin ço. gu Hırkanın mevsukiyetini inkâr etmek isterlerdi. Dinin zevabirine karşı mübalatsızca sözleri ve bir gok şathiyatı ihtiva eden «Hırka nın çok eski bir nüshası Konyada müze kütüphanesindedir. Bu kita- 176 — Servetifünun — 2323 mil bın vüsukunu inkâr için elde bir delil yoktur. Doğruluğu kabul edilirse ki bu her halde böyle ola- caktır. Sultan Velet tarafından zaptedildiğini bükmetmek lâzım- dır. Çünkü Salâhüddinin ümmiliği kuvvetle rivayet ediliyor Mevlâ- nanın her şeyi terkederek Şemsten başkasile görüşmemesi - her halde kendisine uyanlardan bir kısmı- nın da dahil olduğu - mühim bir ekseriyet tarafından hoş görülme- di. Şemein aleyhine sözler çoğaldı. Bundan müteeşsir olan Şems, gü- nün birinde birdenbire kayboldu. Mevlâna, Şemsin gaybubetinden sonra halktan büsbütün çekildi. Hattâ semâ etmiyor, şiir bile söy- lemiyordu, Evvelce aleyhte bulu. nanlar nadim olmuşlardı. Bu sralarda esasen Şemtten de bir mektup gelmişti. Şems, Şamda idi. Mevlâna, mektubu al- dıktan sonra semâ etmiye başla- miş ve bir de manzum mektup yazarak oğlu Sultan Velede verip Şamea göndermişti. Sultan Velet Şamda Şemsi bulup mektubu ve- riyor. Konyaya gelirken o uzun yolda Sultan Veledin yaya yürü- düğünü ve Mevlânanın Şemae gön- derdiği ata Şemtiy davetine rağ- men binmediğini bütün kaynaklar müttefikan bildiriyorlar. Şema, geldikten sonra yine 8e- mâ meclisleri tertip ediliyor. Eski neşeli âlemler başlıyor. Hattâ bu seter Şems, Mevlânanın evlâtlığı (Eimyajyı da alarak damadı ol- muştur. Faket yine gürültüler ço- galmış ve muhaliflerin arasına Mevlânanın oğlu Alâüddin Çele- bi)de karışmıştı. Bu zat, Şemsi ra- hatsız etmek için sabahları, zev- cesile yattığı yerden geçmeyi âdet etmişti. Şernsin birkaç kere mülâ- yimane tenbihine rağmen yine geç- mekte devam ediyordn. Bir gün, Şema, Alâüddine bir daha oradan gegmemesini katiyetle söyledi. Ay- İLMİ İNKİŞAF ni zamanda - o gün olacak - Mev- lünaya da (bu sefer, öyle bir kay- bolacağım ki beni kimse bulamı- yacak) dedi. Vak'anın mabadi bu- rada bulanıyor. En eski kaynak olan bizzat Mevlânanın adamlarından âlim, şair, edib bir zat bulunan Feridun Ahmedi Sipehsalara göre mevlâna bir gün kalkıp Şemsi arıyor, fakat bulamıyor. Doğruca Sultan Velede koşup kaldırıyor. Konyayı arıyor- lar, bulamıyorlar, Mevlâna Şama gidiyor ve hattâ Tebrize de gitti- ğini söyliyenler var. Fakat Şemai bulmak kabil ol- muyor. Bunun üzerine tekrar Kon- yaya dönen Mevlânaya bir temkin ve huzur geliyor. Matem alâmeti olarak dtihani elbise giyen ve dü» hani destar saran Mevlâna, yine şemâ meclisleri tertip ettirir, onu sevenler gemâ meclisleri yaparak davet ederler, neşelenince şiir söy- liyerek semâ eder, müracaat eden» lerin müşküllerini halleyler, soh- bet ederdi. Mevlânanın ağıl irşat devresi, bu üşünçü devredir. Bu devrede evvelâ kendisine Salhüd- din Zerküp Kunevi'yi hemdem ve mahrem ittihaz etmişti. Hattâ bu yüzden Şemsüddini Tebrizi ile Sa- I&hüddini Mevlânanın iki sohbet şeyhi sayarlar. Salâhüddinin veta- tından sonra da kendi yetiştirdi- ği Çelebei Hüssmüddini mahrem ittihaz etti. Eflâkiye göre Şems, katledilmiştir. Hattâ bu katil vak- ası biraz efsanevi mahiyyette nak- lediliyor: Şems Mevlâna ile otu- rurken dışardan çağırılıyor. Mev- lânaya «Beni katle çağırıyorlar» dedi. Mevlâna da «Allahın emri, mukadderdir ve yerini bulur» me- alindeki ayeti kerimeyi okuyor. Şems, Mevlânanın bu sözü üzerine dışarıya çıkıyor. İçlerinde Alâüddin Çelebi de dahil olduğu halde on iki kişi yalın kılıç bekliyorlarmış Şemse, hücum etmek istiyorlar. ( Devamı gelecek #ayıda )

Bu sayıdan diğer sayfalar: