27 Şubat 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

27 Şubat 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yürüyen insanlık tarihinin, kibrin v6 gururun pençesine düşen politika cıları ne büyük hatalara düşmüş olduklarını anlatıyor ve politika âleminin bumisallerden ibret alma- sını tavsiye ediyor. ET Milletler Cemiyetinin can çekişmesi İsviçrede Milletler Arası tedkika- tı Enstitüsü müdiri Profesör William apard “La Suisse, unvanlı yıllık kitabında * Milletler Cemi yi pr cekişmesi . hakkında ço şayan bir makale m Bi Rappard, bu müessesenin muvaf- fakiyetsizliğinin o esbabını saydıktan sonra, bizim neslimizin sade bunu öğrenmekle kalmaması lâzım gel- diğini söylüyor ve diyorki : “Biz işviçreliler, Milletler cemiye- #ne karşı şükran hisleri taşırız ve kurumun orlaya koyduğu fikir, İs- vigrenin hayati temelidir. yani, hak- ka istinad eden ve umumun kabu- lünü kazanan sulhun tesisi... Hakem usulü ve müşterek sulh ve müsalemet, Milletler Cemiyetinin en büyük düsturu olacaktı. Ne ka- dar yazık ki, bu yüksek prensipleri ortaya atan milletler, o prensiplere haraketlerini uydurmağa katlana- madılar ve her bir milletin kendi arzusunu, milletlerin umumi arzusu- na fercih ettiler. “fas eden Milletler Cemiyeti değildir, iflâs eden, o müesseseyede kendi mefküresine mutabık olacak olan fedakârlıkları kabul etmeyip red cevabi veren politikacılardır. “Şu vaziyette, İsviçrenin vazifesi, hâdiselere intizar ederek İsviçrenin istikbaline ve milli istiklöline hâkim olmaktır; körükörüne bir takım hayeli ıslahata ve #op seslerinden oğan #asavvurlara kapılmaktır.. Yulık kitabdaki sohifelerin dik- katle okunması ve çok asil bir zekâ sahibi olan Mmuharririh ne dediğini bilerek yazı yazanlardan olduğunun kabul edilmesi lâzımdır. (Jurnal Dö Jenevden) Lil . 2 po Kibir ve gurur Kibir ve gurur hatayı doğurur; hatalar muharebeyi doğurur!! Bu söz 1572 senesinde Lusiades serlevhalı şiirleri yaran Camoöns adlı meşhur bir şoirin eserinden alınmıştır. Demek oluyor ki Insanlar dalma acıklı (o manzaraları Okendilerinden sonra geleceklere yadigâr bıraka- caklar ve böylece ebedi surette ip- kasına çalışacaklardır. İnsanlık tro- jedisi perde perde dünya sahnesi üzerinde durmadan program de- ğiştirmeden O öynanacak demektir! Nesilden nesle hep o renkteki kanlı hâdiseler aynı istikrahları aynı hasedleri ve aynı intikam hislerini bı- rakacaktır! Trajedi böyle oynanırken perde arkasında bulunan tilesoflar hep bir şekilde vah vah diyecekler- dir. Demek oluyor ki yeniden öğ- renilecek bir şey yoktur! Aceba bu görülen manzaralar ve alınan dersler, bir gün insanlığı islâh edecek mi? Yazık ki bu ihtimali pek oz buluyoruz. Bir takım insanların uğradığı felâketler diğerlerine ders vermiyor. İnsanlar dalma, kendisini daha iyi görür daha inçe düşünür, daha vakıf ve daha becerikli sayar ve kendilerinden evvel gelenlerin tecrübelerine kulak asmaz!! Kendi- lerinden evvel gelenlerin muvaffak olamadıkları yerde ben muvaffak olacağım diye inat eder ve dünya- nın içine tekerlenmekte olduğu ha- rabiden ben istifade edeceğim der | Demek oluyor ki 1572 de yazı- lan hakikat bakidir. Kibir ve gurur hatayı doğurur; hatalar muharebeyi duğurur! © halde muharebe nefes alan, büyüyen, yetişen, küçükleri büyük- leri ve zenginlerle ftukaraları ve önüne gelen her mevcudu süpürür götürürl| (Jurnal Dö Jenevden) Tam yarım asır evvel, 12 Mart 1307 yani 25 Mart 1891 tarihinde çıkan Servetifünunun ikinci nüshasındaki ilk Edebi Tahliller adlı Nabizade Nâzım ma- kalesinden aşağıdaki satırları nakleyliyoruz. Bundan sonra her nüshamızda sırasiyle elli yıl evvelki gazetemiz nüshalarından parçalar nakleyliyeceğiz : Edebi tahliller : Nabizade Nâzım 25 Mart 1891 tarihli nüshada şöyle yazıyor: Füzuli, Baki, Nefi, Nabi, Nedim we Şeyh Galib'in eserlerini tahlil ve tedkik etmek maksadiyle edebi tahliller kısmını açdık, Ten- kid, edebi eserler için bir ayna demek olup bu gibi eserlerin ma- hiyetlerini takdir ancak bitarafane intikad ile mümkündür. Ben de acizane bu yolda bir hizmet gös- termek arzuşundayımı. Bu mukaddemeden sonra Nabi- zade Nâzım, ilk olarak Füzuli'yi &lı- yor ve diyor ki: İmuncu hicri asırda Füzuli'yi şairlerimizin #sincisi say: mâk haksız değilüir. Şu zamanda gelmiş olsaydı şairlerin birincilik makamı ondan başkasına lâyık görülmezdi. Füzuli İranı taklid mecburiyetinde kalmış ise de yine şiirlerini Türklük âniresinde tut- mağa muvaffak olmuştur. Hele Benk - ü - Bade - namindaki eseri Füzuli'nin hekimane kudretini $8- hihden ispat eder. Füzuli meypbreatlik yolunda ifratdan çok geri kalmıştır ve bundan bahsettiği vakib utanarak nedametle yazmıştır. Leylâ ve Mec- nun Füzuli'nin en yüksek eseridir. Eski Yunanilerin Homerleri, Lâ- tinlerin Virjilleri, Fransızların Ra- sinleri varsa bizim de Füzulimiz vardır. Füzuli dünyaya nazm için gel- miştir diyebiliriz.» Nabizade Nâzım'ın iki nüsha- da çıkan sekiz sahifelik maks- leğinden yukarıki sözleri nakleyle- dik. Bütün o sahifeleri merak sahiblerine tavsiye ederiz. Muhar- rir gu sözlerle makalesini bitiriyor : Hulâsa olarak diyebiliriz ki Füzu- li'nin şairane kudreti ve zihni kabi- liyeti dikkate ve hayrete şayandır. © Tashih Geçen haftaki nüshamızın 158 inci sahife ve üçüncü sütunundaki Poloyos kelimesi Porlagos olacak- tır. Laziye dahi Lazıkiyedir. 170— Servetifünun — 2323

Bu sayıdan diğer sayfalar: