9 Ekim 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

9 Ekim 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kırk dokuz Yıl Evvelki Servetifünun'dan: 41 Mart 1893 tarihli ve 106 numaralı *Servetifünun,, dan: İstanbul Postasından: Bu sene, Ramazan, kışı hatırla- tacak olan soğuğu ile beraber gel- di. Ramazan, İstanbul'un üzerine iri kar tanelerile beraber geldi. Bir gün evvelisine kadar lodosun tesirile soğuk biraz zebunlaşmış, fakat gece yarısı yine şiddetlen- miştir. Gece saat üçde minareleri süslemiştir. Sokak sokak dolaşan bekgilerin davul şamatası ile uyan- mış olanlar, birinci sahuru ettikten sonra uykuya yatıp öğle üzeri göz açtıkları zaman havanın soğuğunu hissedince, yatağın içinde bir daha büzüldüler. RAMAZAN SOHB «, İlk iftar ile grup topunu mü- teakip mideleri takviye ettikten sonra, Sokağa çıkanlar ise, o gün devam eden goğuğun, sepkinli yağ- murun iri kara tebdil olduğunu - gittikleri yerlerde elbiselerine kuşbaş kar tanesi düştüğünü - gör- müşlerdir. «. Ramazanın gelişi çocuklara ne çok sevinçler bahçediyor. Bu sevinçler Ramazanı ilân eden du- val sesleri, bekçinin ilâhisi, minare kandili, iftar, sahur taamı ve daha bir çok Ramazan âdetlerinden zu- hur eder. Sanki bu sevinçleri he- pimiz hissetmedik mi? Bu mübarek gecelere tesadüf eden şen minarelere baksrak, ayni heyecanları duymadık mı? ETLERİ Bizde, vaktiyle, davul sedâasını duyduğumuz an kalbimizde hasıl olan meserreti ev halkına birçok tıflâne hareket ile izhar etmemiş miydik 9 «*, Şehzadebaşı eğlençe yerlerin: de ehlizevkin yekdiğere nisbeten en faik gördüğü yerlerden en gir zel havaları ahenkli surette çalan hafız Cemil efendi kıraathanesi ve Veznecilerde hünerlerini gösteren Mösyö Kazmık adlı canbazdır. Meşhur Şehzadebaşı'nın en eşki kıraathanesi olup eskidikçe daha çok kıymetleşen bu kıraathane, erbâbı zevke huzur, istirahat ve nezafet balşetmektedir. Bn fıkra eski Türklüğün ku- ruluşundaki yüksek ruhu, ne kadar iyi gösteriyorsa dalına benim işitti- gim aşağıki hikâye dahi iştibdad devrinin düşük ruhunu o derece aydınlatıyor: Bir Paşanın sofra- sına bir iki türlü patlıcan yemeği elmiş, Paşa patlıcanı çok severim dedikçe dalkavuk patlıcanın evsa- fını anlatarak methine girişmiş. Bir de patlıcanlı börek geldiği zaman Pasa, patlıcandan usandım deyince dalkavuk tabiatile kiymetli sebzenin tenkidine geçmiş, O z8- man Paşa sormuş: — Canım deminden medheği: yordun, şimdi ne oldu? Dalkavuğun cevabı şudur: Aman Paşam ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın dalkavdğu değilim! Avrupa büyük muharebesinin türlü türlü neşrettiği haberler dahi dalkavukluk illetinin içinden çıka- mıyor. Propagandacılar dalkavuk ruhu içinde tekerleniyorlar, ama bütün Avrupa halkı oeziliyormuş, bu facia propaganda dağıtanla- rın umurunda bile değildir |, Türk ve Alman hariciyelerinin İlk defa olarak müşterek surette çi- kardıkları bir güzel tebliğ, dünyayı saran uydurma propagandacılara güzel bir darbedir. İnşaallah ibret alırlar! Ahmed İhsan Tokgöz) 242 — Servetifünun — 2355 SÜVEYŞ Harpden ewel Süveyş kanalından Yılda 6000 vapur geçen kanal, açan meşhur Leszeps'ın KANALI geçen vapurların görünüşü. şimdi boş gibidir. Bu kanalı kulakları çınlasın !|

Bu sayıdan diğer sayfalar: