23 Ekim 1941 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

23 Ekim 1941 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iv Ki Pp Karayöze dair — 267 inci sayfadan devam — Mevzular iwmamiyin günlük hayattan ülitimiştıir, tulüüt olarak degil piyesten öyuuur. Y. A. Sku- teropulos - P. B. Siâlismas Neşri- yat Şirketi modern piyesler çıkar- maktadır. Karagöz piyesleri yazan Zantos'un bu sabada yüzlerce 686- ri vardır. Zantos halk diliyle ya- zı yazan ve bilhassa halka hitap etmesiyle şöhret kazanan bir mü- elliftir, eserleri modern karakterde değildir. Karagöz oyunları için yazdığı tarihi masalları ve köylü hayatını gösteren (hikâyeleriyle aşağı halk tabakaları arasında pek sevilmiştir. Karagöz piyesleri içinde bugün tiyatroda oynanacak kadar orijinal olanlarda vardır. Bugün Yunanistan'da Karagöz neşriyatı halk arasında büyük rağ- bet görmektedir. Karagözün mo- dernize edilmesinden önce halk masallarından çıkarılmış piyesler tekrar, tekrar tabedilmiştir. Kara- göz, modernize edildikten &onrg perdesine bir çok yenilikler getir- miştir. Bizim karagözde olduğu gibi taklitler kaldırılmıştır onuu yerine karakterler hâkim olmuştur. Bizde karagöz doğrudan doğruya taklitlere istinat eder. Taklit ya. pamıyan birçok Karagözcüler, za- manların da (tutunamamışlardır. Buna sebep bizdeki hayâl oyunu- nun doğrudan doğruy& söze da- yanmaasıdır. Biz söze güleriz. Yu- nan karagözü modernize edilirken bu cihet degöz önünde tutulmuş- tur. Karagöz, onlarda bizdekinden çok başka hususiyetler taşır. Bizde Karagözün hareket eden eli iki bölümdür, Yunanlılarda ise, dört hatiâ altı parçadır. Deforme edilen Yunan karagözü böylece garip 'bir hususiyeti de her piyesinde egerin mevzuuna göre elbise de- giştirmesidir. Yunan karagözünün başı komiktir; nekadar elbise de- Biştiree (O kearakterini kazbetmez. Hâlbuki bu bizim karagözde im- kânsızdır. 'Türk Karagözü bütün olarak komiktir ve bütün olarak enteresandır, Fazla hareketi olan Yunan karagözün de, karakterler çok bariz çizilmiştir. (Bizdeki Ferhat ile şirin gibi Yunan Kara- gözünde de Çoban kızı gibi tarihi masallarda vardır. Tekâmülden yonra bu jaurduki piyesler yavaş yavaş unutulmuştur. Bence kara- göz piyesinde tekâmül perdeye yeni karakterler getirmekle olabi- lir. Perde üzerinde Lafontaine hikâyeleri pek güzel temsil edile- bilir. Onun için Karagöz canlan- dırılırken, muhakkak Karagöz'le Haciva'ta ihtiyaç yoktur. Sinema perdesindeki Miki'ye çocukların fazla rağbet göstermesi hâreketlerin güzel oluşundan ve biribirine iyi bağlanışındandır. 75 santim olan Yunan Karagözü bü- yük seyirci kitlesine hltap eder. Bunu hergeyden önce gözönüne tutmak lâzımdır, herşeye rağmen Karagözü fiilen yapan, oynatan ve eseri yazan adam tekâmül et tirilebilir. | Runa misâl, olarak Walt Disney'i gösterebilirim. Kö- ğıt üzerinde piyesi yazmakla, per- de iizerinde tatbik etmek ayrı ayrı şeylerdir. Nasıl ki, sahneyi bilmi- yen bir edehiyatçı, tiyatro piyesi yazamazaa, Karagözün de tekni- ğini, psikolojisini bilmiyen tarih çi de Karagöz piyesi yazamaz. Hayâl oyununun testrâl şeklini bulan Tük Karagözcülerinden bu vadide çalışmalarını bekleriz. Bugün Yunanistan'da bir tiyat- ronunki kadar kalabalık bir seyir- ci kitleai toplıyan Karagözü mem- leketimizde de tekrar canlanmış görerek, onu sevenlerin sevinç duyacağı muhakkaktır. Türk ordusu düşmana düşman, barışa dosttur. hareketlerle de güldürür. İkinci 3 Yeni bir roman “276 — Servetifünun — 2357 Takvim — 268 inci sahifeden devam — hiç düşünmüyor. Bak ben eve ge- leli ve bu pencereden bakmıya başlıyalıdanberi tam iki saat oldu. O, yerinde, sahibinin ayaklarını bekleyen sadık köpekler gibi yağ- mur altında duruyor Bir müddet, ıslıkla hazin me- lodiler çaldı. Sonra, bir aralık birini diğerinden yakarsk bir çok sigara içti. Şimdi mütemadiyen &inirli 8i- Dirli dolaşıyor. Muhakkak bekledi- ği gelmedi. O, tayin edilen saatin üzerine bir saat daha durdu. Belki bir saat daha duracak. Boşuna, olduğunu bildiği halde, o imaniyle, sevgisiyle bekleyecek. Bak, hiçte sinirli görünmüyor sâdece biraz kederli. Fakat beklediği geldiği an (gelirse eğer) bir tebessümle kendini muecakkak affettirir. Bel- kide beklenilen gelmeden akşam gelecek o da buradan mahzun olarak aymlıp bir ümidin son ki- nntısiyle eve doğru gidecektir. İtizar Yazımızın çokluğundan do- layı «Değişen Çocuk» adlı hikâ- yemizin sonunu ve «Son Gece adllı romanı bu sayıya koyama- madık gelecek sayıda neşrede- eeğimizi ilân eder, okuyucula- rımızdan özür dileriz. 2 > ri OR Ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: