1 Ağustos 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

1 Ağustos 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayıfa BİLİR MiSİNİZ? | Fareler Ne Çabuk Çoğalırlar Kemirici hayvanlar arasında tavşan ve fareler en çok yav- rTa yapan hayvanlardır. Avru- pada tavşancılık çok büyük irat getiren bir san'attır. Fa- relerin kürk yapmağa elverişli olan cinslerini de çak ehemmi- yetle yetiştiren çiftlik sahipleri vardır. Farenin tarlalarda, ev- lerde yaşıyan —muzır nevilerini behemehal öldürmelidir. Çünkü bu hayvanların has- | talıkları naklettiği fennen hhuI, edilmiştir. Farelerin çok çabuk | | fazlalaştığını gören meraklı bııJ âlim, üç sene mütemadiyen yaptığı tetkikat ve istatistike nazaran bir çift farenin senede dört defa yavrulamasile - her defasında “8,, yavru yaptığını »| tesbit etmiş, üç sene zarfında bir çift farenin yavru'a t:ı ve yavrularının , yavrularını ve en küçük torun ve torun zadelerini hesap ederek bir çiftten üç senede ceman “ 253,762 ,, fare- nin doğduğunu tesbit etmiştir. Portakalın Hassası Portakal imeyvalar arasında en ziyade canlandırıcı maddeye |vitamin) & malik bir meyvadır. Hastalarla çocuklar çok portakal yemelidir. Arap- lar, Giritliler portakalı soyma- dan yerler. Rutubetli yerlerde, portakalin soyulmadan yenme- sinin romatizma hastalıklarına karşı çok' faydası olduğunu işitirdik. Girit adasının çok rutubetli olmasına rağmen adalıların ro- matizmaya tutulmamalarının por- takal yemelerinden ileri gel- diğini duymuş idik. Fransız âlimlerinden doktor Klavel portakal ile birçok tecrübeler yapımış ve bu meyvanin haki- katen “Artritisme,, , “Arterios- kleros,, ve damla hastalıklarına karşı en mükemmel bir çare olduğunu ispat etmiştir. Gülün Cücesi Gül ağacı dikenli olmasına rağmen, — memleketimizin en ziyade sevilen bir ağacıdır. Gülün on iki bin nevi mev- cuttur. Bu binlerce neviler arasında o kadar garip çeşitleri vardır ki renk ve isimlerini hatırda tutmak kabil değildir. Geçen — mayısta — Londra'da bahçıvanlık sergisinde yeni bir nevi daha teşhir edilmiştir. Bu gülün ismi “ Rosa Rou- letti,, dir. Bu yeni nevi, mevcut gül- ler arasında en küçük *bir fi- dan olarak kabul - edilmiştir. Çiçeği diğer güller kadar bü- yük ve yalnız fidanı küçüktür. Bu cüce gülün boyu (5) santi- metredir. Çiçeği açıldığı za- mam fidanını görmek için gözlük takmak lâzımgelir. taze Yorulmaksızın Para Kazanmak İstemez misiniz? Evinize veyi inize giderken, sokak- ta gezerken veya birisile görüşürken her hangi bir vaka karşısında kalabi- Hirsiniz... vadis medir. biliyorsanız 6 — vakayı örebilirsiniz. Bir yangın, bir ir kasa birer havadistir. Ras- geldiğiniz vakalardan ertesi günü ge- #etelerde görmek istediğle biri olunca derhal telefonumzu açınır. ve havadisi gezetemize haber veriniz, isim ve ad- resinizi de bırakınız. Verdiğiniz hava- disin ehemmiyetina göre — gazetemlz mühkâlatını vermeyi vazife bilir. Telefon numaramız: İstanbul “ 203 , tür. SON POSTA ŞEHREMİNİ OLSANIZ NELER YAPARSINIZ? Muhiddin Bey Cevap Verdi FAKAT FAZLA BİR ŞEY SÖYLEMEDİ Sabık “ Şehreminlerinin şeh- | rimizin ihtiyaçları hakkındaki düşüncelerini dinledikten sonra dün Muhiddin Beye müracast ettik ve bir de onun fikrini öğrenmek istedik. Muhiddin Bey fikrini şu cümle ile hulâsa etti: | “— Benim f.krim icraatım- dır. Sonra bu fikrini şu şekilde izah etti: — Eski Şehreminlerinin söy- | lediklerini okudum. Onlar, vaktile yapacaklarını yapmış ve çekilmiş kimseler- dir. Şimdi icra vaziyetinde ol- Badiklar v DF çok Taylar tahayyül edebilirler. Halbuki Ben Hake Şekreminiydü, Dü şündüklerimi tatbik edobilecek | bir vaziyetteyim. Binaenaleyh icraatım düşün- | düklerimin - fil haline gelmiş | birer şeklinden başka bir şey değildir. Yaptıklarıma bakınız, İstanbul şehri için ne düşün- düklerimi anlarsınız.,, * Muhiddin Bey Neler Yaptı? Bu müphem cevabı karile- Fimiz nazarında daha vazıh bir şekle sokimak için Muhiddin Beyin şehremini olduğu gün- denberi yaptıklarını hülâsaten şuraya sıralıyoruz : 1 — Süt ınescluını bir || tiyorsanız bu suale cevap Siz Olsanız Ne Yapardınız? Bu şehir sizindır. Şehrin sıhhati, güzelliği ve ihtiyaçla- rile en ziyade onun içinde ya- şıyanlar — alâkadardır. şimdiye kadar hiç kimse size, Fakat | şehrinizi güzelleştirmek ve şe- | - hir dahilinde medeni bir insan gibi yaşıyabilmek için ne dü- şündüğünüzü sormamıştır. İşte biz size bu imkânı ve- riyoruz. Ve içinde yaşadığmız ve her derdine ortak- oldu- ğunuz bu şehirde bir an için: “Şehremini olsanız ne yapar- | , sınız ?,, sualini soruyoruz. Maksat, Şehremanetine çat- mak, veya şuna buna tariz etmek değildir. Sadece şehir halkının, kendi şehirleri için, ne düşündüğünü anlamak ve bu suretle şehrin dertlerini yakından görüp anlıyarak on- ların çarelerini aramaktır. ve Şehrimizin güzelleşmesi: riniz. samanları kalle : Çabştı.... Oakak T beceremedi ve bıraktı. Şimdi | ahırların ıslahile uğraşıyor. 2 — Köprünün üzerini tuğla ile yaptırdı. 3 Taksim — meydanını yaptırdı. 4 — Maslak, Yakacık, Eren* köy ve Yalova yollarını asfalt döşetti. 5$ — Darülbedayüi ve kon- servatuvarı Emanete raptetti. 6 — Babıali caddesini kat- ranlattı. 7 — Cerrahpaşa hastane- sinde bır pıvı)nn y'ıphıdı B— Şehır civarında birkaç beton köprü yaptırdı. Bizim aklımıza gelen bu | &dır. Sizin aklınıza yeni bir şey geliyorsa ilâve edebilirsiniz. Y Fakat şurası muhakkak ki Muhiddin Bey: Ne,şehre temiz su getirtti, aşNe halka temiz süt temin edebildi? ?İNe temiz ekmek yedirdi, T© Ne de temiz hava aldıra- | hildi. Suyu, sütü, havası, ekmeği temiz olmiyan bir — şehirde Şehremaneti vardır denilemez. Halkin İstediği Ne Gibi Şey'P SATICILARA KALDI- RIM YAPMAK LÂZIM Kı.dıkbyâe *Sami,, imzasile fikrini büldiren karimiz diyor kiz — Ben şehremini olsaydım | evvelâ şu Kadıköyün sokak satıcılarını menederim. O ne felâkettir efendim. Sabah saat latıdan başlarlar, gece yarısına kadar - bağırırlar. Hele bir hastanız veya bir küçük çocuğunuz varsa maşal- lah. Gürültüden — hoşlanmıyan bir hastanın Kadıköyde yaşa- masına imkân yoktur. Onun için, ben şehremini olsaydım bu satıcıları sokakta bağırmaktan meneder, şehrin sükütunu temin ederdim. Kadıköy : Sami SÜT İHTİYACI İstanbul'dan “İhsan,, imzasile mektup yazan kariimiz evvelâ süt meselesinin halledilmesini istiyor: Şehremini olsaydım - evvelâ süt meselesini — hallederdim. Şehre temiz süt vermek bele- diyenin vazifesidir. Bu vazife- sini yapmıyan belediyenin hik- meti vücudü yoktur. Süt —meselesi” şu” şekilde halledilebilir : Şehremaneti mezbahayı yap- tğı gibi asrt şeraiti haiz ahırlar yaptırır. Kırımdan haş- talıksız temiz inekler getirir. Ayrıca sütleri takim için bir müessese vücuda getirir. Bu suretle şehre süt tevzü işini inhisar altına alır. Bu işe tahsis edeceği sermayeyi hem kârh bir surette işletmiş, hem de | halkımızın süt ihtiyacını temin etmiş olur. SİNEMANIN BILMEDIGI MİZ TEHL İKELERİ Dünya Ve Gürültüleri Bu İsimdeki Filim Yakında Bitiyor Ruslar çimdi—ye kadar yapıl- | * mamış bir filime vücut ver- miye çalışıyorlar. Dünyanin gürültüleri.. Bu filimde, arnımızın boş- luk içinde nasıl hareket etti- ği, dış kabuğun ne suüretle vücuda geldiği göstörilecektir. Film, ayni zamanda, zelze- lelerin de nasıl vukua - geldi- ğini gösterecektir. Bu filimde, iki rasat müte- hassısı, fen müşaviri olarak çalışmaktadırlar. Filim bitmek üzeredir. FİLİM MASRAFLARI Amerikalılar yeni ve büyük filim — hazırlıklarına başlamış- lardır. Yalnız yeni mevsimde vücuda getirilecek olan - filim- lerin adedi “1925, tir. ve (35 ) milyon dolar masrafı mucip olacaktır. Bunlardan başka süper filim denilen bir nevi yeni filimler yapılacaktır ki bunlar da ( 165 ) milyona mal olacaktır. Bu resimde gördüğünüz mı rifetler 'sinema oyunları değil- dir. Birçok defalar sinema artistleri hayatlarını tehlikeye koyarak hakikaten aklın almı- yacağı şeyler yapıyorlar. Ya- hnız, bunu yapmak - için külli- yetli para alırlar. Aldıkları paranın dehşeti hakkında bir fikir verebilmek için aşağıya bazı rakamlar kaydediyoruz: isminde yeni | Büyük ik Met Ve Cezir Moris Şövalye İle Yapılmıştır gene Amerika'- meddü - cezir,, bir filim geldi. “ Hobart - Hemley,,' bu eserini ; | bir oyundan almiş. Bıı tayyareden öteki tayya- veye atlamak için 200 lira. Tayyareden — trene — atlamak için 300 1lira, — otomobilden motosikletten otomobile atla- mak -için 300 lira, motörden tayyareye binmek için 500lira, otomobille çarpışmak için 500 lira, paraşütle atlamak için 300 lira, paraşütle denize in- | okuyan tayyareye atlamak için 300 lira, | Fi? Tiyatro ve musiki. sahnele- rinde görülen muvaffakiyetini bu defa daha bariz - olarak gösteriyor. Eserdeki şarkıları aktör Moris Şövalyedir. EMİL YANİGS Meşhur artist Emil Yanings, Ufa şirketi hesabına pek yeni bir sözlü flim yapmıştır, İsmi *İlâhların gözdesi,,dir. Emil Ya- nings elyevm “İşel,, de istirahat ediyor. Az sonra tekrar işe koyularak bu mükemmel fil- eksiklerini — tamamlıya- caktır. mek için 300 lira, başaşağı uçmak için 200 lira, Eğer kendinizde bu cesareti görüyorsanız filim kumpanya- larına müracaat ediniz. HDHIH FEHIİ |Bir Gencin Ha | geçen yatını Zehırledl tanesinin beyaz duvarlarına di yanmış bir karyolada, buğdaj çehreli (16) yaşlarında bir kö delikanlısı yatıyor.. Ve ağlıyo Hunnede dolaşırken bBana bi| genç delikanlıyı işaret ettiler. — Kimdir? Dedim. Şu cevabı aldım: — Ödemiş'in Balıkçı köyi den “Mehmet , namında genç.. — Peki neden ağlıyor? — Zavalının aleti tenasür lünü tamamen kesmişler... — Kim bunu yapan!. — Saniye namında ?0 yar| şında evli ve genç bir kadınlı Mehmed'e yaklaşıyorum.. Mehmet beni merakla süzdü; süzdü ve sonra da sorduğum suallere — cevap — vermeğt| başladı: “ — Benim adım Mehmet.«| Köyümde bana: ( Karabibef Mehmet) derler. Nişanlım d& güzel... benim gibi csmer. Adi Fadime (Fatma).. köylüler bi ze: — Çifte Karabiberler der- lerdi.,, Bu zavallı gencin başındat hadiseyi şöyle tesbil bi | ettim: Mehmet köyde yumurta top” lar ve pazarda satmış, Bir” güt hemşiresi küçük Fatma gele- rek; — Ağabey “diyor: — serl Saniye hanım çağırıyor. Mehmet bir şey var zamnile Saniye hanımın evine gidiyor, | Saniye hanım eyli, hem de 20 yaşında güzelce bir köy kadıml Mehmet — içeriye giriyor. Saniye ; — Odaya gell diyor. Mehmedin kafasında, baz şüpheler ve heyecanlar uçuyor.« Gece vakti, 'karanlık..» Meb* met odadan ıçmye girince birisi lâmba; — Püfl 'yor. Lâmba sönüyor, bir el göğ” süne koca bir tabanca dar yıyor ve bu aralık bir kadıt elide pantolonunu ihdiriyori Mehmet ; — Ne oluyoruz, ne oluyor Saniye? Deyinciye kadar keskin bir ustura — zavallı gencin yar' hayatını teninden ayırıyor. Mehmet — kanlar - içersinde kendini açık saçık bir kıyafetli sokağa fırlatıyor ve yoldar geçen bekçilere hâdiseyi anlar tıyor, neticede bu feci vaziyetti memleket hastanesine yatırı hyor. * Habor aldiğime Şire Sani yenin kayın biraderi olan bi genç, — Karabiber — Fadimey almak istiyormuş. Fakat kızır Mehmetle nişanlandığını gö rünce kardeşi ve yengesi va sıtasile bunu yaptırmak iste miştir. Hepsi de yakalanmış lardır. Ms!ıı Hu:nü SON POSTA —H Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazeter İdare 1 İstanbul, Nuruosmaniye Şeref sokağı 35-37 Telefon: İstanbul - 208 Posta kutusu : İstanbul - 741 Telgraf : İstanbul — SON POSTA ABONE FİATI TÜRKİYE ECNEBİ 1400 kr, M; 400 » - 1 Sene 6 Ay . 1, 2N0 br. 1400 Gelan evrak geri verilmez. Hânlardan metuliyet alınmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: