1 Ağustos 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

1 Ağustos 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayıfa —— 6: —EYİP SULTAN KİMDİR — Sende Yürek Nasıl Cafer ?... — Biraz Fazlaca Atıyor!.. Hasanın hançerli eli havada | kalmıştı. Çünlü dil serdarın kapandığı ay bırakmış, vücuduna sarı'mıştı. Göğsü —göğsüne dokunuyor, yüzü yüzüne değiyordu. Bu halde inecek hançerin serdara da ziyan vermesi mümkündü. —| Ba hararetli -sarılıştan Ya- | kup ta mütcessir olmuştu. Bir | an göz güze gelince bu tesir daha ziyade kendini gösterdi. Denilebilirdi ki Yakup bin İsa Bızans kapılarında bekliyen A- rap ordusunun vücudunu bile unutmuştu. Güya mazeret arar | gibi —Sizi susturmıya mecburuz; burada işiniz ne ? Diyebildi. Genç kız kekeledi: — Biz mi? Biz burada idik. — Fakat ne arıyordnnuz? Bu suale, şimdiye kadar susan ikinci kız cevap verdi: — Bu ev benim evim. — Burası manastır değ'l mi? | Vaziyette bir değişiklik ol- miya — başladığını hazır. bulu- nanların hepsi de anlamıştı. Fakat ne mana vereceklerini bilemiyorlardı. — Sual, — cevap devam etti: — Manastırın baş papası (Dutunyadis) benim babamdır. — Dutunyadis mi? Dehşetli bir korku geçir- dikten sonra şimdi de hayrete düşmek sırası gelmişti: — Yoksa babamı tanıyor musunuz ? Yakubun gözlerinde geçici bir şimşek çaktı. Fakat cevap vermedi. Diğer bir suale geçli: — Adın ne? — Teodozi Dutunyadis. — Ya yanındaki arkadaşı- nın ? Teodozi bir az durdu. Baş- ka hir cevap verdi: — Ben onun teyzesiyim. Adı sorulan bu kız, demin ölmemek için yalvaran dilberdi. — İsmi ne? — Evdoksiya. — Âlâ. Biz de Bizansı mu- hasara eden Arap ordusunun askerlerindeniz. Onun. içiidir ki sisi ortar | dan kaldırmak lâzım - geldi. Çünkü ilk fırsatta bizi ele ve- receksiniz ! Eski korkulu vaziyet gene avdet etmişti. Ama, serdar- da eski sertlik pek kalma- mıştı. Sözline devam etti: — Eğer bizi haber verirseniz babanız elimizdedir. Sonra piş- man olursunüz, — Nasıl elinizde olur ? — Niçin olmasın. Kayışda- ği manastırında bizzat ben tuttum. Eğer sağ olarak dönmezsek babanızı da bir daha göre- mezsiniz. Evdoksiya ile Teodozi, duy- dukları bu haber karşısında donakalmışlardı. — Teodozinin gözleri doldu: — Ne zaman döneceksiniz? — Ne zaman buradaki işimiz biterse. Buda ancak sizin yardımınızla olabilir. Serdarın yumuşamasının se- bebi, şimdi, anlaşılıyordu. we ğ Tiğin BÜYÜCÜLER MAHALLESİ Evlerinin saçakları birbirine değecek kadar dar Bizans sokaklarından biri, Yakup bin İsa ile arkadaşları yavaş, yavaş ileriliyor. Cafer en önde. Ka- fası dik. Sağ elile hançerini tutu- yor; etrafa da kulak veriyor. Bir ara Hasan koluna dokundu: — Yürek nasıl? — Fazla atıyor. — Yani bir kadın gibi kor- kuyorsun? — Hayır, bir asker gibi. Hem serdarla ben pek yufka | yürekliyiz de. — İki kadının işini becere- medikten başka sanki emin adamlarımız imişler gibi yolu- muzun Üüstüne bir de nöbetçi diktik. — Babaları elimizde mi? — Ne çıkar? Hem bura- dan kurtulsak bile babalarını göndereceğimizden emin mi- dirler — sanıyorsunuz ? Üstelik biz yılışmakla kaldık. Serdar da güzel kıza gönül kaptırdı. Bu sırada Yakup sordu: — Cene ne anlatıyorsun, Cafer ? — Hiç, serdar. Sonumuzun hayırlı çıkması için Tanrıya dua ediyoruz. — Dua edecek ne varki ? Biraz sonra herifin evine vara- cağız. Yakalar döveriz. Cafer omuzlarını silkti: — Tabil değil mi? Kolay şey. Hatta işten bile sayılmaz. Bir müddet böylece yürü- düler. Genç Bizans kızları ile değil anlaşma neticesi, “Rum ateşi,, | denilen sılâhı yapan — adarnın kim olduğunu öğrenmişlerdi. Az sonra büyük bir cad- deye — çıktılar.. Bu — caddenin iki tarafında, direkler üstünde tatturulan, üstü kapalı yerler vardı. Vakit geçti. Buna rağmen sokaklarda birçok kadın, erkek geziniyor, hele yan sokaklarda bu çiftlerin tek gölge haline geldiği çok oluyordu. Ali, derin, derin içini çekti: — Biz nerede ise şehri alacağız. Onlar bak ne işle meşgul. Cafer, etrafa bakıyordu: — Bana kalırsa yanlış gidi- yoruz. Rum kızı, caddenin solundaki su kemerinin altın- dan geçmemizi söylemişti. Dört arkadaş, o istikameti tuttular, Büyük cadde ne ka- dar süslü ise bu sokakta © kadar pis ve karanlıktı. Ali, Cafer ve Hasanın ara sıra — gevezelik — yapmalarına mukabil Yakupta garip bir durgunluk vardı. Daima düşü- nüyordu. Âz sonra tarif edilen ( Valans) Ü » | kemerini Buldular ve geçtiler. Az daha yürüdüler. Cafer: — İçimde bir sıkıntı var; dedi. Kızların bizi bir tuzağa düşürmelerinden korkuyorum. Sağda bir sokak vardı. Serdar kendini tutamadı: — İşte büyücü (Kalinikos)un evi. Yalan söylememişler. | Arakası var | — — Köylüye Prim Traktör sahiplerine verile- cek tazminat için İktısat vekâ- leti bir takım cetveller hazır- lamıştır. Bu cetveller gelmiştir. Doldurulduktan sonra vekâlete gönderilecek ve bu esaslar dahilinde tazminat verilecektir. Edirne'de Şarap Fabrikası Müskirat — inhisar — idaresi Edirne'de bir şarap faprikası açınak — teşebbüsündedir. İlk Tedrisat Teftişleri Vilâyetimiz ilk tedrisat mü- | fettişleri geçen ders senesinde yaptıkları - teftişlere ait umu- mi rapor'arını hazırlamıya baş- lamışlardır. Şerif B. Sabık polis müdürü Şerif Bey Çorluya tayin edilmiştir. F İntihap Hazırlığı Başladı | | | 4 Başpapslık Sensinot meclisi- | ne ağustos nihayetinde yeni âzalar intihap edilecektir. Bu intihap için hazırlıklara şim- diden başlanmıştır. Sensinoda yeni dahil olacaklar arasında Silivri, Adalar, İznik ve Sinop metrepolitlerinin ismi geçmek- tedir. Uzun zamandanberi devam eden mütevelli intihabatının da bu hafta zarfında neticelene- ceği tahmin olunmaktadır. Eski Köprü memurları Köprü memurlarından ek- serisine Emanetçe iş bulun- muştur. Pek azı şimdilik boş- tadır. Bir kısmı da tekaüt e- dilmiştir SA OCUAUNA SON POSTA dilmiş şekli şudur: 34567891011 Bilmecemiz 8 91011 Yeni Soldan Sağa: 1 — Ea büyük bina (5) renk(2) bir sorgu edatı (2) 2 — Vasaiti nakliyeden (5) iz- tek (5) 3 — Papaz (5) bir millet (4) 4 — Genişin zıddı (3) çok de- gil (2) 5 — Şayet (4) karnı doymamış(2) 6 — Gökte bulunur(2) beyar (2) 7 — Şamandıra(d)tavlada kulla- niflar (3) 8 — Emreden (4) bir. memle- ket (4) 9 — İnce (4) mizaç, tabiat (3) 10 — Beyaz (2) çıngırak (3) feryat (4) Y1 — Emniyet edilen şey (6) Yukardan Aşağı : 1 — Renk (4) vilâyet (5) 2 — Aralık (3) başlıca ihtiyaç- latımızdan biri (6) “8 — Yol (3) sayı (3) 4 — Büyüy heykel (5) istida (5) $ — Yün (6) yarım () 6 — Nota (2) nota (2) T Döt tf sa (3) kapol | eden (4) 8 — Para (4) çok soğuk bir şey (3) sorgu edatı (2) 9 — Bir ırk (3) müsterih (5) 10 — Bütün () köle (3) Y1 — Beyaz (2) kapalı olmayan () mabal (3) #PERTEV Müstahzaratı FABRİKASI Pek NEFİS olan ve TÜRK eseri san'atı mamıtlâ- tını — muhterem ahaliye takdim eder. KREM PERTEV Briyantin PERTEY Pertev diş ma- cunu, Pertev ko- lonyaları, Pertev Pudraları Çocuk Sütunu Halkayı Düşürebilir Misiniz Bunun İçin Parmaklara Dikkat Edin ÖTEKİ UCU Bir gün babası Selmaya bir köpek aldı. Fakat Selma ne- dense azıcik korkuyordu. Ba- bası kızına cesaret vermek için: — Bak, bak nasıl kuyruğu- nu sallıyor ? Selma — Evet, görüyorum ama, ben asıl öteki ucundan korkuyorum. —— — NASIL YAPMI. Bir gün sınıfta mı raların — arasında herkesin hesap — vazifelerine bakıyordu. Zeki'nin sırasının önüne gelince Zeki iki kuruşla beraber delterini uzattı: — Efendim, yaptım, yaptım, bep iki kuruş ecıik çıkıyor, ben de cebimden tamamladım. GEVEZELİK sı- dolaşıyor, * — Selma, sana büyükler | konuşurken İlâfa karışma, bir şey söylemek istersen onların susmasını bekle, demedim mi?. “ — Evet ama anne, onlar hiç susmuyorlar ki.. Nİ(N;İN GÜLMÜŞ ? — Necmi ağlı a kadalr hiç güldün m;ğ?.’may ğ — Evet. Daka bu sabah - lP::hclnıı ? -— amın ayağına iğne battı güldüm. Bıııı'l bakınca ben bu sefer ağlamıya başladır. CİCİ, BİCİ,..KUKU- | Halkayı Düşürün el A K Yukardaki tesme bakınız. En üstte iki parmakla tutulami halka aşağıda kendi kendine yere düşüyor. Bakınız bu iş nasıl oluyor: Birinci resimde olduğu gibi küçük bir halkayı iki şehadet parmağınızla —tutunuz. Sonrâ ikinci resimde olduğu gibi sol elinizi avucunuz yukarı gelecek surette çeviriniz. Ayni zamandâ şehadet — parmağile — başpar” mağın birleştiriniz. Üçüncü resimde olduğu gibi iki şehadet ve iki başparmaği birleştirince halka düşüvc â . —— A İnci Suya Cici, Bici, Kuku kalası tam çekecekleri sırada üstünde İnci- lt ti ayaldı / Bizildetle. koşs titreye — titreye karşi tarafa çıktı. ğ Cici, Bici, Kuku gülmede$ katılıyorlar : — “Gene bize bir oyun mu yapmak istiyordun ? , Diyor" lardı. “Hayır üstünde - bisikletinle koşuyordum, — ne diye kocl tuğunu görünce şaşırdılar. | İnci — kalasın — dikileceğini | bilmediği için o da şaşırdı. | Fakat çok hızlı koştuğu - için | duramadı, güm diye suyun içine düştü. Dere —derin değildi | kalası havaya diktiniz ama soğuktu. İ kaca kafalılar? , ——— » Balıkesir vilâyeti da- imi encümeninden: Gönen-Bandırma yolunun birinci kısmı itibar edilen BO4xl0 ilâ 364x16 kilometroları arasındaki kısımda 8358 lira kuruşluk ve ikinci kısşm itibar edilen 364x16 ilâ 500x29 kilometroları arasındaki kısımda 9052 lira 40 kuruşluk tamiratf esasiye keşifnameleri ve şartnamesi mucibince yapılmak v& 18 ağustos 930 tarihine müsadif pazartesi günü saat 15 tf kapalı zarf usnlile ihale edilmek üzere yirmi gün müddetlt münakasaya vazedilmiştir. Talip olanların kapalı zarf usuline tevfikan dipozito, mak” buz ve teminat ve teklif mektuplarını ve evrakı sairesini ye' mi mezkürda ve saati muayyeninde encümeni vilâyete verm! leri ve bu hususta malümat almak ietiyenlerin nafia ne müracaat etmeleri ilân olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: