Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
012 Ağustos — ——— —— -— —— Kaâri Cözile Gördük(erimiz Doğru Değil! İki Musevi Ve Bir İş.. fakir mektepliler için herkesin biletin- den, bir kuruş fazla bilet farkı alınıyor- du. Mevcut yolcular kâmilen verdiler. Fakat iki Musevi — vatandaş, “paramız Niçin lı:ylı yapar, insanda fena his zmir, B"ıyrım yeri P. şubesindenı Sait KonyanîDertleri DEKOVİL HATTI NİÇİN YAPILMNIŞTIR. (300) ilâ (500) bin liraya malolduğu rivayet edilen Konya - Sille dekovil hattı ne için inşa edilmiştir ? Zahiren memleket'n imarı için taş taşıyacak ve ucuza maledecek olan bu bbüs hakikatte maddi Istifadeler temininden başka birşey için yapılma- dığını gösteriyor. Çünkü dekovil hattı inşa edildi edileli hiçbir sefer yapmamış, yani Konya'ya bir tek taş gelmiş değil- dir. doğdu SON POSTA'YA BİR İLTİFAT Türkiye'de hakiki —gazeteciliği ilk defa olarak SON POSTA'da gördüm. Başlığırızdaki şiarlarınızla ve yazıları- nızla hakikaten halkın dili, gözü ve kulağı oldunuz. Gazetenizin bir sayfası bir gün içinde | insanlığa en büyük hizmeti yapan “Gü- tenberg,in evlâtları olan (Mürettip)lerin dili olmasını ne kadar arzu ederdim. Bunların cemiyeti beşeriyeye yap- tıkları hizmetleri, beşeriyete anlatmak vazifesi, halkın dili, gözü ve kulağı olan SON POSTA'ya düşer zannediyorum, Bunu yalnız bir arzu ve bir rica telâkki etmenizi temenni ederim muhterem efendim. K SON POSTA'ya candan muvaffaki- Karilerinizden Zekâi yetler. KIRKLARELİ MAHKÜMLARI | ( Hükümet — Kırklareli hapisanesinde bulunan ağır cezalı mahkümları başka mahallere sevketti. Bu tamamen haklı bir muameledir ve kanuna muvafıktır. Fakat 5,10 vel15 seneye mahküm olanlar dururken cezası bitmek Üüzere olanla- rin sevkedilmelerine ne diyelim ? BÖYLE Mİ TAKILIR? Çengelköyün'de karilerimizden Fehmi B. bize gönderdiği bir —mektupta rozet tevzii işinde bazen görülen tuhafça hallerden bahsetmekte, bu arada da şu hadiseyi zikretmektedir: Kariimiz — Millt Hakimiyet — günü Karaköyden geçiyormuş. Orada rozet dağıtan bir genç, erkeklere hiç rozet takmıyormuş, fakat gelip geçen genç kızları da hiç ihmal etmiyormuş. Ve bunların dâa göğüslerinin en hassas nok- talarını seçerek rozeti oraya, tıpkı okşar gibi takıyormuş. Kariimiz bu hareketten çok müteces- sir olmuştur. Biz de keza, “SON POSTA,, NIN Tefrikası (* Yer Üstü SON nde— POSTA Nasıl Şehirle —— ——— — —— A — r KÜBİK BİR BİN . Son zamanlarda Avrupa Amerika'da Kübik dedikk . eni mimari tarzında birçok ğinalar yapılıyor. Bu yeni mimari tarzının hususiyeti sade olması keskin ve düz hatlardan ibaret bulun- masıdır. Almanya ve Amerikada revaç bulmuştur. İşte size bu binalardan bir nümune. 17 SERVER BEDİ İNGİLİZ CASUSLARI İLE KARŞI KARŞIYA Ali Şakir, kuşkulanarak, merdivenleri süratle çıktı ve kendi dairesine girinçe orta- hğin bir bakışta anlaşılacak tarzda karıştığını gördü, anladı ki eve girmişler ve her tarafı - İyice aramışlardı. ÂAli Şakir evvelâ buna bi- raz kızdı, fakat sonra hiç e- hemmiyet vermedi. Zira ev- rakı sefaretaneye — teslim et- tkten sonra, — apartımanda, _hel'hangi bir. ehemmiyeti ha- iz kâğıt parçası bile yoktu. , Bir saat kadar apartımanda kaldı ve yanına cep feneri, Müdük banı anahtarlar alarak ,sokağa çıktı. Takip edilip edilmediğini anlamak için cebinden bir kâ- ğit çıkardı, kaldırımda dura- rak bunu ehemmiyetle okudu sonra yırtarak yere attı. Beş dakika dönüp dolaştık- tan sonra ayni yere geldi ve yere attığı. kâğıtlum toplan- mış olduğunu gördü, Süratle giden bir tramvaya atlıyarak izini kaybettirdi. Romayı birdenbire kuvvetli bir sis bastırdı. Şehrin bütün lâmbaları, kalın örtülere sarıl- mış gibi ışık veremez oldular ve karanlıklar arttı. Bu sis, Ali Şakirin hoşuna _Varsa*Yer Alt_mdîı Da Vardır. Rus — mimarlarından — biri Il yepyeni, aklühayale ge'niyen birşey — düşünmüş. — Yeraltı , şehirleri yapmak. Bilirsiniz. ki bundan sonra yapılacak harplerde en mühim rolü tayyareler ve zehirli gaz- lar oynıyacaktır. Bir gece bir düşman filosu Aansızm şehir üzerinde görünecek ve şehir derin bir uykuya dalmış bu- lunduğu bir anda havadan bırakacağı boğucu gaz bomba- larile bütün bir şehri bir anda mahvedebilecektir. Bu, korkunç—ve müthiş bir | tehlike. Fakat: bugün bütün dünya ordularının bü. şekilde hazırlanmakta olduğuma şüphe yoktur.. Cemiyeti Akvam da boğucu gaz — kullanılmasının | Öönüne geçememiştir, karşı tedbir almak lâzim. Müs- takbel harp en ziyade kapita- list Avrupa ile Sovyet Rusya arasında cereyan eceğine göre bu tehlikeye en Çok ma- ruz kalan memleket te şüphe- siz Rusyadır. Bu tarz en ziyade Rusyada, | İşte Rus mimarlarından biri bu tehlikeye karşı bir yeraltı :ehri yapılmasını teklif etmek- | edir. Bu projenin yukarda | resmini neşrediyoruz. Resme dikkat ediniz. Bu yeraltı şehri hertürlü fenni vasıtalara malik olacaktır. Suyu elektriği, havası bulunacak, ve etrafı gülle ve bombaların tahrip edemiyeceği kalın zırhlı. duvarlarla çevrile- cektir. Allah bize ©o günleri gös- termesin. gitmişti; o gece tasavvur ettiği işleri başarabilmek için bundan epey istifade edecekti. Tramvayın — penceresinden dışarı baktı. — Caddelerdeki büyük elektrik lâmbaları bile bulanık bir göl suyunun için- den görünüyormuş gibi fersiz, sararmış, solmuş bir halde idiler. Elektrikli ilânların ya- zıları bile zor okunuyordu. Bütün bu duman ve rutubet halitası içinde bir takım belir- siz şekiller kımıldanıyordu ki, bunlar şehir halkından başk: Herkes koşuyor ve sanki şehrin havasında dolaşan gizli bir felâketten kaçıyordu. Ali Şakir tramvaydan indi. Başında yumuşak bir şapka d« F : Ü Cİiai xa —;q k " Şu halde >bu” tecüvüzlere |" İ Va 5i 4 ' a li aFT Vaktile masallarda — padi şahların, sevgililerine ve sultan- lara sırçadan saraylar yaptır- İşte size yepyeni ve asri bir sırçadan saray. Bu bina Nevyork'ta bir ev olarak yapılmıştır. Bütün bina çelik ve sırçadan yapılmıştır. Köşeleri ve tepesi elektriklerle tenvir edilince hakikaten bir peri sarayını andırmakta imiş. le, cinai romanlardaki meçhul şahıslara benziyordu- Kolunun altında bir paket taşıyordu. Takip edilip edil- mediğini anlamak için bir kere daha arkasına baktı ve emni- yetle yürüdü. Zaten böyle bir havada takip etmek hiç te kolay birşey değildi. Ve sisler arasında kayboldu. Evvelâ — zelzeleden harap olmuş eski bir mahalleye girdi ve kimseye görünmeden yıkık bir evin arsasına daldı. Bir duvar köşesine büzüldü. Koltuğunun altındaki paketi açtı ve içinden —eski — bir bardesü, yün bir boyun atkısı kullanılmış bir kasket çıkardı. Bütün bunları giyindi ve üs- tünden — çıkardıklarını paket yaparak duvarın — köşesine ve üÜstünde, siyah geniş etelli bıraktı. bir pelerin vardı. Bu kıyafeti- * Sonra cebinden fenerini ve l M Bever, — Sayıfa 5 — Kadın Ve Kalp İşleri Kadınlar Birbirlerine Benzerler Niçin Benzerler? Kadınlar birbirlerine benzer- ler. Hepsinde ayni zaafları, ayni hususiyetleri bulursunuz. Bu, kadının zahiri tarafıdır. Hakikatte kadın bir muamma- ibidir. En tabit .tabif görülen hal- erden ilersini sezer ve ortada bir sebep yok gibi göründüğü halde onun değiştiğini görür- | ünüz. Bunun gibi kadının sev- dasını da anlıyamazsınız. Niçin kimi sever, ne vakit sever? Bütün bunlar sizin için ilelebet muamma kalır. Kadının bir hususiyeti de kendisine karşı olan gururudur. Kadını asker gibi ayni ünifor- ma içinde asker disiplini altın- da çalıştıramazsınız. O elbise- sinde —gösterdiği — hususiyeti herşeyde göstermek ister. Onun için kadını tanımak | isterseniz onun zaaflarıni tet- kik ediniz. Nelerden hoşlandı- ğını, nelerden kaçtığını tetkik ediniz.Bu zaaflarını keşfettikten sonra daha kolaylıkla muvaf- fakiyete doğru ilerliyebilirsiniz. Hiçbir kadın zaaflarının tat- min edilmesine karşı mukave- met edemez. -Hanım Teyze- siniz. Neden memnun olur, neye . küser, niçin kızar bilmezsiniz. Kadın hassas bir barometre ıve zayıf — kızlara Hepsinde Ayni Zaaf Mevcut Denebilir.. Sonbahar Elbisesi kazak elbise. Bilhassa tavsiye edetriz. Gayet zarif kloş fistanlı bir — genç “|Burhaniye De Bir. Felâket Atlattı Geçen pazartesi Burhaniye- de şiddetli bir fırtına çıkmış, epey hasarat yapmıştır. Sonra gayet büyük dolu düşmüştür. | Dolu, çok büyük olup insan- lardan — bazılarının - başlarını yarmış, tavuk, kaz gibi hay- vanları öldürmüştür. (50 - 60) bin zeytin ağacının taneleri kâmilen dökülmüştür. Amerika'da Sıcaklar Amerika'da şimdiye kadar görülmemiş sıcaklar hüküm sürmektedir. Yalnız Şikago'da, bir günde güneş çarpmasından (60) kişi ölmüştür. Sıcaklar yüzünden ( 500,000,000 ) dolar kıymetinde mahsul mahvolmuş- tur. bir de kâğıda sarılı küçük bir paket çıkardı. Bu paketin içinde “krepe;, — denilen ve aktörlerin takma —sakal ve bıyik yapmak için kullandık- ları kıllar vardı. Bununla kendisine bir bıyık yaptı, sonra kılların üstüne beyaz boya sürdü, biraz da kaşlarına, şakaklarına ve kir- piklerine beyaz podra... Gözlerine bir mavi camlı gözlük taktı. Bu kıyafetile, biraz da adımlarını sarsaklıyarak - ihti- yar bir işçiye mükemmel ben- zemişti. Nihayet, İhsanın beklediği mahalleye girdi. Hava karar- mış olduğu için, İhsan kutu- sunu şarapçı dükkânına bırak- mış, köşede — dolaşıyor, Ali Şakiri bekliyordu. : Fakat, yanıbaşına kadar U FÇi ı — Para Kazanmak İstemez misiniz? ta gezerken veya birisile görüşürken her hangi bir vaka karşısında kalabi- lirsiniz... Havadis nedir biliyorsanız o vakayı derhal görebilirsiniz. Bir yangın, bir katil, bir kaza birer havadistir. Ras- geldiğiniz vakalardan ertesi günü ga- zetelerde görmek istediğiz biri olunca derhal telefonumzu açınız ve havadisi resinizi de bırakınız. Verdiğiniz hava- disin ehemmiyetine göre mükâfatını vermeyi vazife bilir. Telefon numaramız: İstanbul “ 203 * tür. Yorulmaksızın | ! aml Evinize veya işinize giderken, sokak- | — gazetemize haber veriniz, isim ve ad-” gazetemiz | — TAKVİM — Gün 31 11-Ağustos - 1930 Hızır 98 Arabt Rumi 16-Rebiülevel - 1348 29 - Temmuz - 1346 Vakıt-Ezani-Vasati Vakıt-Ezani-Vasati Güneş | 9.50 Akşam 19.15 Öğle (| s.4 Yatsı İkindi i 8.50 İmsak 5. 6 12.19 16.11 12.— 145 7.54 madı, ancak sesini işittikten / gonra, hayret içinde fısıldadı: — Sen misin, yahu? Amma tanınmaz bir hale - gelmişsin, aşkolsun! Ali Şakir, etrafına dikkatli bir göz attıktan sonra: — Ne haber? Diye sordu. — Hepsi evden itti- ler; — zannederim ee Sti cinler top oynuyor. — Evvelâ ©6 iriyarı herif çıkmıştı, sen de burada idin. sonunda kadın çıktı. nereden anladın? kapıyı uzun uzun çaldı, açtıra- madı. Hava karardıktan sonra da içerde hiç ışık yanmacı. (Arkası varj Ak. 2009 320 - ——— L —T—İALDSDSLO 0 O O gelen Ali Şakiri İhsan tamıya- — İçerden kaç kişi çıktı?"!îî Sonra, iki İngiliz çıktı, o sırada — sen kahvede oturuyordun. En — İçerde kimse kalmadığmı-: * — Sonra bir adam geldi, i , % d Eğ — < AĞA Ça 5 Ca di F ha k : ç | ' |