27 Eylül 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

27 Eylül 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-'SON POSTA Sayfa 5 Kari Gözile Gördüklerimiz MEKTUBU NEDEN GİRMEDİ Bir hafta mukaddem gönderdiğim Wkâyet mektubun, fazla şahsiyatla alâ- kadardır diye dercedilemiyeceğini genc Bühterem gazetenizle bildirdiniz. Oturduğu — sandalyeye — güvenerek binlerce kişinin canım yakan böyle #damları güvendiğimiz gareteler vasıta- Vile giküyet etmiye hakkımız yok mu- dur?., Gazetenizin başlığında (Son Posta ballan dilidir. halk bununla söyler ) diyen siz değil misiniz ?. Böyle olduğu halde neden şikâyetlerimizi dercetmek- *& tereddüt ediyorsunuz ?.. İzmit: Foto Ekrem Son Posta — Mektubunun — miçin dercedilmediğini soran bu arziz karle a kanumunun hişmina - uğramamak İŞla iddianın ispat edilmesi lâzım gek- Siğini hatırlatırız. GAYRİ MÜBADİLLER DAHA NE KADAR BEKLİYECEKLER Gayri mübadillerin Yâğla hüküme- Mile hiçbir. alâkaları kalmadı. Son iti- Mülname H mucibince — bütün emlükimiz Yuntna kaldı. Elimize mazbatalar veril- * fakat Bi masbatalara mukabil şündi- “9* kadar ancak yüzde bir misbetinde bir Para alabildik. Şimdi İstanbaldaki Yu- Ban' emlüki de sahiplerine lade edildi- #inden bundan sonra biç tevzlat ya- Plmuyacak. Hükümet bize ne zaman Saklarımızı verecek ?.. Selânik gayri mübadillerinden Hikmet ALACAĞINI. İSTİYOR Sekiz dokuz yür lira bedeli icardan Alacağımım — havalesinin — gönderilmesi Win Maliye, Adliye, Dahiliye Vekâletle- Fhe ve Başvekil İsmet Paşa Hz.ne de- B Müracaat ettim semeresir, kaldı. için aldığım hüküm infar edi'- #ilyor. İdar bedelinden #lacağım, vergi borçlarıma da mahsup edilmiyor. ” Ceyhaçiftçinslerinden sibant Mustafa KANUN NE İÇİN TATBİK EDİLMEZ ? - demürin kanununun bir maddesin- İ ( memurinin siyasi fırkalara girmesi Memhudur) diye yazılıdır, halbuki Halk Ankara vilâyet mutemedi din ğleri yelsl Rifat Efendi olduğu gibi Nerkezde bir haylı büyük memur da Sühiye mutemetleridir. Ankaralı Çadırtı zade: Aziz BİR MALÜLÜN ŞİKÂYETİ Malülin terfih kamununun - sekirinei “Siddesi mucibince sülde Ücretle seya- * hakkına malik olduğum halde dalma biletle seyahat ediyorum. Çünkü istasyonda bulunması İâzım #tlen Musolini, damadı ve kızı İngiliz Kıralı. rece doğru ise ve zevki selim meselesidir. ya — müsait değildir. zakâr bir fikir renin eski İlortları, işte bu sevk memüuru alay karargâhında Sduğu için tek ayakla oralara gidip B tüi daramaun, Acaba (sak d runun tren zamanlarında istasyon- bulunmasına ve yahut - vesikamızı Y Ibraz ederek asker bileli alma- bir çare yok mudur ?.. Tuzla karilerinizden : Salâhattin ! CİHANGİRDE PİSLİK | Cihangir yangın yerlerinde yeniden Bi binaların umumi meçra . elmer kendi lağımları için çukurlar " Bu çukurlardan taşan pisliklerin m"*ıı koku yüzünden pencere açmak © değildir. Cihangirde Sormagirde 10 numaralı hane sahibi Kâzım ANKARADA elbiselerini siyah kumaştan in- tihap etmekle beraber sırma işlemelerle örtülü gö'rmelı me- rakındadır. SU YOK z ,"'*ıllıım Blç RLindini e Sit İtalyan fyan meclisi azasın- bar Tevri “edilecekti, fakat edilmedi. | dan Sinyor Markoni de gi- “'-—ı':î..î"..ğğ.';.,?,'." yerde yok. |yinmek — hususunda — büyük | Ankaraı A “SON POSTA,, NIN Tefrikası: No 41 MUHARRİRİ MORİS LÖBLAN SI Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti aa İMDAT GELİYOR Farkında N olmadan — uyuyu- Srmişti, Fakat ne feci uyku: Bi ” kâbus, kâbus... 'x"îıenbire haykırarak uyandi: hiz vı '& demek? İki günlük per- h&;ellriorgunluk beni bu hale Fakaj tu. Eylülün on ikisi. Yani Ra- ulün mühim hâdiselere baş- langıç diye gösterdiği gün. u birşey kabmıyordu. mi? Raul kudurdu. Ne? Düş- man harbi kazanacak mı? Ya- ' & saat yediyi vurmuş- N İyi giyınmekle meşhur M, Mösyö ve Madam Mrakoni.. İngilizlerin meşhur bir sözü vardır. (İnsanı insan yapan elbisesidir) derler. Bizde de “Nas- rettin hocanın kürkü; hikâyesini herkes bilir. Hocaya ait hikâyenin felsefi mazmunu ne de- ilizlerin sözü de bir haki- kattir. Maamafih iyi ve temiz giyinmek çok mü- him bir meseledir. Herşeyden evvelbir zarafet Giyinmiye en ziyade itina eden millet İn- zlerdir. İngilizlerden sonra Fransızlar ve lyanlar geliyorlar. İnkâr edilemiyeck bir cihet vardır ki © da geyinmenin birinci derecede bütçe ile alâkadar olmasıdır. Zengin olan İngilizler tabiatile iyi giyinebilirler. Biz Türkler iyi geyin- mek için her halde kâfi derecede mimiz vardır; lâkin bütçemiz istediğimizi yapm- Giyinmek meselesi, birçök zenginlerde muhafa- doğurmuştur. Çünkü eski âdet üzere giyinmeyi bir şeref ad dederler. İngilte- sebepledir. ki her zaman gayet basit giyinmekte- dirler ve esaslı bir kaide olarak kabul etmişlerdir. Bazan basit giyinmiye alışmış olanlar, mevki- leri yükseldikçe elbiselerini ihtişama boğarlar. Bu meyenda Musolininin bugün giyinmek husu- sundaki vaziyeti göze baâtacak derecededir, Vaktile sırtında siyah bir gömlekle Roma üzerine yürümüş olan demokrat diktatör, şahsında cemet- miş olduğu Başvekâlet Hariciye nazırlığı, Har- biye nazırlığı gibi birçok mev- | kilerin verdiği his ile bugün | şöhrete sahip olan insanlar- * | ni iki kız kardeş felâketten fe- Artık, düşmanın harbi kazan- | dığına hükmetmekten başka | zevki seli- bunu dan biridir, Mösyö Markoni elbiselerinin modelini, eski — modalardan intihap etmektedir. Fakat bu elbiseleri kendine o kadar iyi yakıştırır ki Fransa ve İtalya- da herkesin takdirini kazan” miştır. İngiltere kıralı giyinme hu- lâkete düşecekler, kendisi-o- rada enayi gibi tükenip gide- cek, —altın madeni düşman- lara kalacak... Kabil mi? Raul son bir gayretle iler- lerken, birdenbire başının üs- | tünde bir şeyler çöktü ve Ranl bir takım enkaz altında kalarak kımıldıyamadı. Acaba, düşman onun ka- çacağını anlıyarak mı bunu yap- mıştı? Yoksa, kendiliğinden 'mi ölmuştu? İyi Giyinmek Bir Zevk Meselesi Olduğu Kadar, Belki Daha Fazla Olarak Bü susunda Aananeye çok riayet eder. Elbisesi daima koyu renktedir. Alelekser uzun si- yah pardesü ve çifte düğmeli koyu mavi kostüm giyer. Mösyö Loit Corç ise Avam Kamarası azaları arasında en iyi giyinmesini bilmekle ma- ? ruf olan bir zattır. I alamıyor ve boğuluyordu. Bir an bütün gayretile muka- vemete çalıştı. Nefesini tutu- | yordu. Bin güçlükle göğsünü | kımıldatmıya muvaffak oldu ve ezici tazyik altında biraz nefes Valabildi. Düşünüyordu: — Ancak on, on beş daki- ka tahammülüm var, bu za- man zarfında kıırtıılınııuamı gittim gürültüye... Saniyeleri bile — sayıyordu. Raul kımıldıyamiyor, nefes | Fakat şakakları atmıya baş- Kadın Ve Kalp İşleri eZ İ Yeni Evlilere Tavsiye... tçe Meselesidir Akrabanızı Kendi İşle- rinize Karıştırmayın ... Aile Saadeti Aileden herhangi — birini saadeti bütün ailenin saadeti demektir. Onun için bir aile- den bir kız veya erkek evlen- diği zaman anneler, babalar, amcalar, halalar, teyzeler hep ufak tefek yardımlarla bu sa- adeti - fazlalaştırmak — isterler. Yeni evlilere tavsiyelerde bu- lunurlar, Nasihat ederler. Bu kadarına kimsenin diyeceği yok. Fakat bazen bu müdaha- leler o kadar çoğalır ki geli- nin veyahut damadın eti omd:yn kaybolur. Evd’edîîîdm olan ya ka; baba, ekseriya da kaynananın arrasudur. Ca larında halledebilirler. Hanım Teyze İlk Mektepler :Açılıyor İstanbul ilk mektepleri önü- müzdeki çarşamba günü açıla- | —— caktır. O gün maarif müfettişleri mektepleri gezecek, talebesi fazla mekteplerin talebelerini semtlerine göre muhtelif mek- teplere — tevzi - edeceklerdir. Maarif idaresi bu sene hiçbir talebenin mektepsiz kalmama sına ehemmiyet vermektedir. Kız ve erkek talebe ayrı Talep — vukuunda Şehzadebaşı — Polis ladı, artık fik'rlerinin sırasını | kaybetmiş ve humma haline girmişti. Gözlerini açtığı vakit, ken- disini şatoda, eski odasında, yatakta buldu. Katerin ve Bertrand telâş içinde gözleri- nin içine bakıyorlardı. Duvar | saatine baktı: Yediyi kırk beş | geçiyor. Mırıldandı: — On beş dakika ha? Fazla değil. Beşunun bağıran sesini işitti: Kız ve erkek - stiklâl Lisesi İlk, Orta ve Lise kısımlarını muhtevidir Bütün sınıfları mevcuttur dahilinde idare edilmektedir TALEBE KYDINA OLUNMAKTADIR Telefon: İstanbul 2534 l Az Kürklü Manto >> * Moda âleminde sandalyesin- den hiç düşmiyen birşey var- dir: Kürk. Yalnız mevsime göre cins venev'i değişir. Bu orijinal mantonun yakasının etrafındaki kürk, onu bir kat daha güözel- leştirmektedir. Gün 3026 - Eylül - 1930 Hizır 144 Arabi Rumi 3.Cemarieleveki34$ | 13 -Eylül - 1346 Vakıt-Ezanl- Vasati Vakıt-Ezani-Vasti 142 / 549 | Akşam — 3, 8 Öğle | 559 pz. 6 | Yatı Dası 1938 $ lıind.it 9.25 İ15.31 İmsak (102 4. 9 Leyli ve ı;ehırî kısımlarda ve ayrı teşkilât tarifname merkezi arkasında — Koş Arnolt, parvzondan bavulunu getir. Şarlot, sen de bir çay hazırla, çabuk. Yatağın başına gelerek Ra- üle dedi ki: — Yemek ye, dostum, az olsun ama ye,.. Hey Allak ce- zasını versin, ne oldu be? Katerinle Bertr. ağlıyor- lardı. İkisi de Rı:ı%îm birer elini ellerine aldılar. Bertrand mırıldandı: — Ceva p vermeyiniz, ko- nuşmayınız, çok yorgunsunuz. ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: