9 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

9 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Bu Da Yalan Mı? Fatih belediye İn! rey vermek İçin gittim. Kapıda bararetle — fırkanın Memurları kendi hrkalarının puslalarını dağıtıyorlardı. - Bir tane Serbest fırka Pusları alarak içeri girdim. Fakat ancak Bir saat sonra sandık buşına gelçbildim. Halk fırkası taraftarlarından bir memur “Reyinizi göreyim!,, dedi. Gösterdim. Puslam Serbest fırkaya ait olduğu için dehterleri karıştırdı. İsmimi bulamadı. Ve bana “İsmhulz yok, rey veremezsiniz,, dedi. İtiraz etmek letedim. “Nafile meç- Tul etme, İâf istemez,, dedi. Dışarı Şıkmağa mecbur eldum. Fakat aklıma Bir kurnazlık geldi. Hemen bir halk ğ fırkatı puslamı aldım, içeri girdim. Gene Bin müşkütütla sandık başına gelebil- dim, Memur, reyinizi göreyim, dedi. Gösterdim. İsmimi aradı. Yüzü güldü. Fakat Len diğer elimde bulunan Serbest fırka puslasını attım. * Yapacağınız farafgirlik boştur. Halka yutturamazsı- Rür),, diyerek çıktım. Halim EFENDİ NEYİ JURNAL EDİYORSUN ? Fethi Beyin Ankaraya geldiği gün Ben de Halk ile beraber istasyona - git- Biştim ve halk arasında kendisini sami- Mİ süretle alkışladım. — Buglün haber “liyorum ki çalıştığım daire kalemi mah- ©4 memurlarından beni tanıyan bir ':—hıııuııpı—ı.. Müşterek bir tanı kda görüştüğümü — görmüş. Hüviyetimi Öğrenmiş, sonra gelmiş, dairenin umum Müdürüne beni şikâyet etmiş : — Fethiyi alkışlaması doğru mudur ? Gemiş. Bu düşüncedeki zavallılara şanu ame İtmak lsterim ki — benim bükümetten Sldiğım Ücret varifeme alttir. Para ile Vicdan — burcumdan ve kanastlerimden hiç birşey feda etmeme imkân yoktur, Buna hayret edilse de, Fethi beyi alkış- Tamamın sebebi, — maaşından mahrum ttmek — tarzile memurları, — zenginleri tutarak köylüyü zelil görenlerin görüç- lerini değiştirmek içindir. Bu hakikat bugün olmasada yarın anlaşılacaktır. İ EVLÂTLIK İSTİYENLERE Şimdiye kadar yüz bin —müşkülâüla 'Ürt yşma kadar büyütebildiğim anasız Yavrama — bugln artık vaziyet dolayışile Ölümün sinesine terketmiş bulunuyorum Benimle beraber kuru topraklarda yatan b biçare felekzede yavrayu — düştü. Ü girdat sefaletten kurtaracak ** ilelebet kendisine mal edinecek bir “ANİbi hayır zühur etmez mi, hem se- YA ve hem de İnsaniyete hizmet olan K, tibeği yapacak zevatın / Sirkecide 'asyen karşısında Yeni Türkiye ote- İnde S. H, N adresine tahriren ” müra- SAa Bukenmlanı gön — yağlarıma” tere VATTu ve İstirham öylerim . 8 HEN, CEVAPLARIMIZ ,.:—l.uıı karilerimizden Ziya Beye: Sunız doğru demektir. Bahsetmiş ::'hı—ı itlm Türk ismidir. bi güzeteler vaktil& — malâimat “rişlerdir. Lütfen bir defa tetkik 'l* j i * D. Hanıma: İdaremize uğrayınız. _::"4— bir iş teklifi için samıniza Mektup gelmiştir. “SON POSTA,, NIN Tefrikası: No 53 Namludan SON POSTA Çıkan Bir Kurşunun Geçirdiği Safhalar Nelerdir, Bılıyor Musunuz?.. Kurşun Namludan Çıkarken,, Revolverle bir kurşun attığınız zaman ne olur? Bunu ilk defa olarak bir fotoğrafla tesbit etmişlerdir. Yukardaki resme dikkat ediniz. Tetik düşüp te silâhın memesi kurşuna vurur. vurmaz dumaa görünüyor. Namlunun ucunda kurşun görünüyor. Namlunun ucu da 1 l L * l # Ç( ”) yukarı doğru kalkmış bulunuyor. Bir kurşun bir çelik lâvhayı yariıp geçerken alınmış wnm Bu fotoğraf bir saniyenin bir milyonda birini tesbit etmektedir. Soldaki redimde kurşunun çelik lâvhayı henüz geçtiğini görüyoruz. Sağdaki resim biraz sonra kurşunum iasıl parçalandığını gösteriyor. Bu resimde kurşun çıktıktan sonra namlunun ııuzl yukarı doğru kalktığını ve namludan çıkan dümanı görüyoruz. Maarif vekâleti maarif emin- liklerine hulâsaten şu tamimi ıbndcnııötır— ç senelik müddetini dolduran ve geçen sene sıhhi, hayati özürleri vekâletçe tas- dik olunarak imtihanları bu seneye kalan muallim muavin- leri bu sene 30 teşrinievvel 1930 perşembe günü saat on MUHARRIİRİ MORİS Li Devlet İmtihanları dörtte maarif eminlikleri mm- taka merkezinde devlet imti- hanına sevk edileceklerdir. 2 — Kanmumni müddetini dol- durmadıkları halde bir kalem tecrübesi yapmak üzere imti- hana girmek istiyen muallim muavinleri imtihanda muvaffak oldukları — takdirde — muallim unvanını kazanırlar, aksi tak- caktır. | Raul bir kahkaha salıvere- S Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti memmman| rek bağırdı: İMDAT GELİYOR “nu — Siz beni teslim edemez- Çünkü o vakit Şarlot ta tüye gider. Sonra Bert- terin, Mösyö Gersen bu, biyuk bir rezalet olur. Ravl — Davna ;_"dt e'.mıyecılıtıık B “.d'lhlklh Raul da — bili- & :İn Bertrant, M. Gerse- Ve h:men türüm ortağı idi. l'*e-;leııiıı hükümete Ütün bir ailenin *Srefini . ve: » baysiyetini,; ciddi surette tehlikeye koymak de- mek olacaktı. Raul tereddüt etmeden cevap verdi: — Doğrudur. Bir rezalete sebep olmak abestir. Amrnolt sordü: s — Beni serbest bırakıyor- sunuz değil mi? — Serbestsin. — Madem ki benim bu işte bu kadar hizmetim do- kundu, müstakbel kârda elbet benim de bir hissem buluna- noktalar — Yo,.. İşte bu kadarı faz- la.. Doğrusu ya biraz ileri gidiyorsun. Arnolt ısrar etti: Ne fik- — Bu sizin- fikriniz... olursa olsun, ben kendi rimden vaz geçmiyorum. Arnolt bu sözleri şaka et- miyen, gayet ciddi, kuuvetli bir ensle telâffuz etmişti. Raul, hizmetkârın inatçı yüzüne dik- katle baktı ve endişe etti. Bu tehlikeli düşmanın böyle bir takım şartlar dermeyan ede- cek - kadar - 'gövendiği — banı olmak - lâzım. geli- Ğençler Bırlığının ğ Müsameresi » Gençler Birliğinin devri se- nevisi münasebetile on teşrini- 'evvel cuma günü Sultanahmet- t& merasim. yapılacaktır. “dirde birşey kıyhdmıleı. 3 — İmtihan evrakı vekâ- ,letçe tetkik edilecek, kazana- mıyanların isimleri eminliklere bildirilecektir. | yordu. ı Raul, Arnoldun üstüne doğ- Yu eğildi ve sordu: — Tehdit ediyorsun ha? | Neye güvenerek ? Arnolt -mırıldandı : — 1İki *kızkardeş te - sizi | seviyorlar. Sizin yüzünüzden Daralarında ciddi kavgalar zübur | etmiştir. Fakat ben bir kelime rıöyliyebilirim ki bunlar ebedi kesilebilirler. baklayı çıkarayım birer — düşman Ağzımdan mı? Raul az daha Arnoldun sı- yatına bir yumruk savu, 3caktı. | Fakat böyle bir hareketin çir- kinliğini çabuk kavradı. Hem de, herifin tehdidi Raul üze- Kadın Ve Kalp İşleri Kızlar Niçin Hayalci Olurlar? Kızlar Er keklerden Neler İsterler? Evlendıkten Sonra Beııkıqun (Ş O) imzasih mektup gönderen bir kari- imiz diyor ki: “Hayat arkadaşı arıyorum, fakat bulamıyorüm. Orta ha- lisinden tutunuz da, fakirine kadar hepsimutantan hayaller besliyorlar. Bu şerait dahilinde bir hayat arkadaşı bulmak güç bir şey. Bugünkü orta kazancımla ben bir aile kura- maz mıyım?,, C.— Genç - kızlar daima hayalci olurlar. Kızların ha- yalci olmalarının birçok sebep- leri vardır. Evvelâ - hayatla alâka ve temasları yoktur, di- mağları endişeden uzaktır. Di- mağ boş olduğu için hayale sapar. Cahil, okumamış bir dimağın hayali de tabil cinsi meselelere — münhasır — kalır. Onun için genç kız daima er- keğin hayalile meşguldür. Ev- lenme onun için bir gayedir. Evlenirken de başkalarını, yani kıskandıklarını — taklit İster. Kızları hayalcı olmıya sev- keden bir ikinci sebep te bü- tün gün evde boş oturmaları, işsiz, güçsüz olmalarıdır. Evin içinde veya arkadaşlarile ge- çen sadece hayat içinde kadı- nn başka endişesi yoktur. Bütün düşüncesi erkektir, ev- lenmektir. Kız evlenirken ne Kendisinin yaşadığı hayatın fevkinde —bir hayat. Daha mes'ut yaşadığıni gördüğü ar- kadaşları gibi mes'ut bir yuva.. Güzel bir mobile. Temiz ve muntazam bir ev.. Son moda birkaç kat elbise ve çamaşir. Ama bunlar ne ile yapılır? etmek ister” | Bunun parası nereden gelir? O,bunu düşünemez, — çünkü 'hayat ile alâkasi yoktur. Para “nasıl kazamlır?. Bilemez. Fakat genç — kızlıkta bu kadar hayalci olan kadın, ev- lendikten — sonra — birdenbire hayat ve — hakikatle karşı karşıya kalınca derhal kendini toplar. Hayaller kırılır. Vaziyet nazarında — derhal — kendisini gösterir. O vakit mesele kal- tinde hiçbir tesir icra etmeniiş değildi. İki kızkardeşin hisleri Raul için meçhul birşey değildi. Hatta o sabah, Bertrand Ra- ulü birdenbire kucaklamıştı ve Katerinin de Raule karşı böyle | âşikane tezahürler göstermesi nadir birşey değildi. Fakat bu © kadar girift ve derin bir his âlemine varan meselelerdi ki, Raul Ker defasında: " Şimdilik bunu düşünmiyelim, sonradan hallederiz.,, demişti. Raul neş'e ile bağırdı: — Vallahi, Mösyö Arnolt, | delilleriniz kıymetten hâli değil. O büyük ;apkanıı neden ma- muldü? N t ı |— l Şık Rop[ar Gi | | bun bütün dikişleri o noktada toplanmış, birleştirilmiştir. Bu şekli ile vücudun bütün şeklini resmedebilir. izşiğlrs ğ B maz. Ve anlaşma © vakit kızların Bın:ıen:ılıylı geni ğ orkutma- bol hayalleri sizi malıdır. Hanımteyze Gün S1 7-Teşrinievel-930 Hızır 154 Arabi Ruml 14-CemazlelevekiMs| 24 - Eyill - 1546 Vakst-Ezani Akşaml 12.— Yataa 190 1915 İmsak |10.39 | 423 Bu, krepten şık bir roptu.. Bir yanı pelisedir ve sanki ro- — Bezden. Bunun' için kö- layca cepte taşınabilirdi. — Ya o koskaca kundura- larınız? — Lâstikten. — Bu da zatı devletinizin hiç ses çıkmadan yürümenizi temin ediyordu, değil mi? — Evet, Mösyö., — Pekiâlâ Mösyö — Arnolt; bez şapkanız, lâstik kundura- larınız altın tozu ile dolacaktır. — Teşekkür ederim, Mösyö | Ratl Davnak. Bu altın ha- zinesini bulmak için her halde nasihatlerinizden — İstifadeyi çalışacağım. G | Arkası var j

Bu sayıdan diğer sayfalar: