8 Mart 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

8 Mart 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rw x_——_—_—— İl'kan DaLGası |i Adbülhamit,BütünBendegânına Ve afiyelerine Lânetler Savuruyordu Hakkı Mahjuzdur —O Yazan: Ziya Şakir — Pekâlâ.. Bunlar ne oldu? | açığa burnunun dibine kadar | dm, bir kız.. Hasta, - sinirli —.M bu suale müsterihane P verdi: _;Hüuı de kurtuldu. Herşey B gça düşünüldüğü — gibi Llı e imülmüş ve pasaport- Batl, Zırlanmıştı. -Bombanın lt:irb günün akşamı, Sir- ""bn hareket eden ( kon- '©nel) trenine bindiler ve 'ğruca Viyanaya gittiler. syonun — mesaisinden Kt Me gününe haberdar olan Hlmiî. asıl faillerin bu A_Hk." ı firar etmiye muvaffak öğrendiği — vakit çıldıracaktı. An> KX ve ancak (nefsi şahanesi)- ) “.'&'yeıi için, bunca (nanü - &) e garkettiği (bendegân) W w, Btfiye) leri - bukadar za- %lçu Uyuyorlar midi? | malar, müzakereler, ta- :""hl'ı tertipler — oluyur.. susamış — düşmanları; inzibat sokuluyor.. Koca bir (cehennem ma- kinesi ) ateşleniyor. Otuz yedi kişi ölüyor. Yetmiş üç kişi ya- ralanıyor.. Ve ( Zatı şahane) si ancak ( Savnı sıyaneti sama- dani | ve ( hıfzı rubaniyeti ri- saletpenahi ) ile ( bu caniyane ve cür'etkârane sui kast ) ten kurtulabiliyor da sonra bu cinayetin failleri, ellerini, kol- larını sallıya sallıya çıkıp gi- diyor. Bu, görülmüş, işitilmiş birşey mi?.. Lânet olsun, O, buz gibi sırmalara, pırıl pırıl nişanlara garkolarak kapıların önünüde, — merdivenlerin — di- binde nöbet bekliyen ( tü- fenkyanı — harreti — şehriyari ) lere.. Lânet olsun, heybetlerin- den insam titreten o (zuhaf alayları) na., Lânet olsun, her gün avuçlarla, torbalarla ihsan alan ©o (hafiye gürubu) na.. Şu sevi kast yapanlar, Lari V| Skadar Harütleü, & İ u bir A Hı.,h Ka aalenoli ele avuca sığmaz adamlar olsa, ne ise.. Halduki bir ka- bir kız... Utanmalı, sıkılmalı... ğ şEcdadı izamı) nın bir. kılının düştüğü yerde kellesini düşü- ren o eski (bendegân) nerede?.. O, birlakma ekmeğin kırk yıl bakkını ödemek için canını fedaya hazır olan (kapı kulları) nerede?.. Sultan Hamit; bağrıyor, çağ- riyor, önüne geleni haşlıyor ve kendi kendine söyleniyordu: — Ne (Arabın)dan, ne (Ar- navudun)dan, ne (Çerkesin) den hayır var... Eğer şurada beş on tane (Söğütlülü) m olmasa, düşmanlarım gözümü oyacak?. Ve sonra, elindeki jurnal- da, (Hacı Nişanjın ismini gör- dükçe titriyor ve bütün bü- tün bütün hiddet ve asabiyet kesbediyordu. Demek (Hacı Nişan), tekrar İstanbula gel- raiş, senelerce burada — kal- mış ve bütün tertibata karış- LArkanı var) İestifadediniz 4 — İlân S satır geçmiyecektir. 1 e Her satır 4 kelime hesap edi- muteberdir. SON POSTA yı okudüktan #onra ilân kuponunu — saklayı- nız. Bundan 5 adedini ilâmınız koyarak posta ile idarehanemize gön- deriniz. İlânınızın gazeteye gir- mesi için bu kadarı kâfidir. —— SON POSTA wez BEDAVA İLÂN KUPONU 8 -Mart - 1931 ile birlikte bir zarfa ESKİŞEHİR OKUYUCULARIMIZA — Bugünden itibaren menfaatinizi düşü- ve gazelelerinizin =— dabenlee. badar ı-'ı'ı'=: Bir şekilde gelmesini teti, Herct elu ticerelnesine müracast ediniz ıou:_knmunı «« Sytlük dekler beşlel Binle Seray meydanı Taddeslede ti mumarılı baneye müracaatları B S e e T L D L e ea “SON POSTA,, nın Tombala Müsabakası Yarından İtibaren Numaraların Çîkilmesine Başlanacaktır No.1 — SON POSTA, karile- unda tertip ettiği “TOMBA- Müsabakasına iştirak ede- İçin elde bulunması lâzım 12 karttan, son iki tanesi- neşrediyor. Einaenaleyh gazetemiz itibaren hergün iki tane Numarası üye baş- Bu numaraları elinizde on iki karttan hangi- ü> O'Ulursanız Üzerlerini çi- ee Aradan bir müddet ! vakit birçok numara olacaktır. O zaman bakınız. Bunlardan dolmıya yaklaştığı- larında ise izilmemiş hll'_ boş yer kaldığını Z. ksini: kendinize düşününüz, bu kartlardan hangisi Çabuk dolacak, yâni Cak? Bittabi bilemezsi- tayin etmek sadece Ve tesadüfün elindedir. N zevki de, heyecanı da bu noktadadır. Oombala oyunu bu ; geldiği zaman, (SON ) numaraları çekmiye üye, ETecek ve size şunu h'fîşl di;ıîıde buluran on we doll:n bangisinin daha ça- Rok, n"gını hükmediyorsa- k"lı M"*“.VUnut. diğer on bir Miz ve alıkoyduğunuz ka Ertgün — neşredilecek Ponlarla birlikte mat- İz. .%“lrim'ı veya gön- tih <EEFEL- ! Ti AF Ç ÜŞT Ff fi fji?'t! iğğ' Bukya nn mukabil mat- ü ıîı ettiğini: karlı edecek, fazla olarak o "'lhıu_ı_ bir “sıra,, numa- 6 N :5%: ığıltdhnnb hâıdîli mua- N piltam — bulduğu Tej ŞAp OSTA,, bötün kakller —llı,,' d.':“-ll) en büyük sine- İleriç tü birine çağıracak ve K urun, huzurunda, — Noter & ü _-“n da kontrolü altın- N çek, İ tombala numari- ıy.c:];:üıdıîncmadı bu- Ü gn n duymalı içi Saka heğij ğ n b Verı '"i:. mutlaka bir | : Lâvha DlA Kaç Kişi Kazanacak? Bin mi, beş bin mi, on bin mi burasını keslirmek bu da- kikada mümkün değildir. Fa- kat tekrar edelim: En çabuk dolacak olan kartı kaç kişi intihap ederse, okadar karie mutlaka bir hediye verilecek- tir. Bu karilerin adedi kaç olursa olsun ! : Hediyelerimiz — Nelerdir? 7 — Hediyelerimiz arasında muhtelif kıymette olanlar var- dır. Birinci hediye nakten (150) liradır. İkinci hediye mükemmel bir gramofon makinesidir. Ü- çüncü hediye (50) lira, dör- | düncü hediye bir radyo maki- | nesi, beşinci hediye (25 ) lira nakit, altıncı hediye bir altın saatlir. Hediyeler arasında kıy- meti (50) lira ile (15) lira ara- sında değişen erkek, kadın ve çocuklara ait pek çok eşya vardır. Hediye Nasıl Dağılılacak ? 8 — Tombala kâğıtları olan her kari mutlaka bir hediye kazanacaktır, fakat bu hedi- yelerin kıymetleri muhteliftir. Bunları nasıl taksim edeceğiz? *SON POSTA,, bunu da dü- şündü, ve iyi bir usul buldu. © —Matbaada kartınızı tas- dik ettirirken o karta mahsus bir de seri numarası almıştınız. Kâğdımız. tombalayı kazandığı zaman yine ayni günde, ayni sinema — binasında bu — seri numaraları üzerinden ikinci bir kur'a çekilecek, kazan- dığınız hediyenin cinsi bu kur'ada anlaşılacaktır. Meselâ kur'a kutusundan, farzedelim, mara çekildi, hediyelerin liste- sine babtınız, bu (8) mnuma- rada ( 150 ) lira yazılıdır. Şu halde bu (8) sıra No, sı kimde ise o (150) lira kazan- evvelâ (8 ) n * demektir. -Kuponunuzu göst mükâfatı alacaksınız. vam — ediyoruz.: İkinci olarak (12)numara çık- tı, hediye listesine baktınız,,(12) numaranın hizasına bir altın saat konulmuştur. Demek Bir altin — saat . Meccanen Bir De Sinema Soıredeceksiniz Yukarda kaydettik: Tertip y | ettiğimiz eğlenceye iştirak için biçbir zahmet yoktur. Yapa- cağınız bütün iş, kuponları ile birlikte tombala kartlarını kes- mek, sonra gazetede hergün neşredilecek olan numarala- ra bakarak kartları doldur- " ve nihayet bir gün ungııujı gelerek — mütebaki numaraların çekilmesinde hazır bllîl_ınnuık, fwuğııı olarak hedi- enizi. almak ve — meccanen ir de sinema seyretmektir. Maamafih sinemaya gelmek için, meselâ taşra karilerimiz de olduğu gibi bir mecburiyet | yoktur. Sinemada çekilecek numara- lar ertesi gün gazetede ilân edilecektir, bakar, anlar, karz -| tınızın kazandığını görürseni- elinizde bulunan seri numara- Binı okuyarak, mükâfat listesi- ne bakar, kediyenizin ne ol- duğunu da anlıyabilirsiniz. Tombalamıza Taşra Karile- rimizde İştirak Edebilirler İstanbul — haricinde — bulunan karilerimiz bize musabakamıza kendilerinin de Iştirak edip ede- miyeceklerini sormaktadırlar. San Postanın taşra karilerini ihmal etmesi elbette mümkün değildir. Buna rağmen tasrih edelimi Müsabakamıza taşra karileri- miz de iştirak edebileceklerdir. Bu maksatla kartlarını tardik ettirebilmeleri ve sıra numarası alabilmeleri için kendilerine kâfi | derecede zaman bıravılacaktır. | Dikkat İ K Kuponlar — gazetenin baş | tarafındadır. dayia / ” HİKÂYE ; Bu Sütunda Hergün Yazan: Ragıp Şevki BİR ÖLÜM Gözlerini açtığı zaman oda- yı kapkaranlık buldu. Perde- ler sanki büsbütün kapanmış, havanın içine gölgeli bir du- man tabakası karışmıştı. — Lâmbayı yak, Şefika.. Diye seslendi. Gnî:.ım daha pek uzaktı. lüzün —güneşini göremi- yordu. Bııııııgulııı:klu-dı.x Karısı solgun yüzile kendisine eğili- yordu : — Daha çok erken Lümi- ciğim.. Akşam olmadı.. — Akşam olmadı hal.. Fa- kat bu oda niye böyle ka- ranlık?.. Perdeleri aç öyleyse.. — Perdeler açık nineciğim. Karısına baktı. Onun yüzü- nü bile bulanık görüyordu. — Odada bir duman var galba.. —diye nefes nefese seslendi. — Sana Ööyle gürünüyor canım.. Ve tekrar karısına baktı. Onun çökük bulcu. Göz altlarında donuk bir göl- ge var. Yasakları sönmüş gi- bi.. Ve dudaklarındaki o eeki kırmızı'ığı göremiyordu. Derin ve candan bir nefes almak istedi. Fakat odada bir ilâç kokusu duydu. Keskin ve ya- kıcı bir eter kokusu... Beyni uğualduyordu. Kalbinin çarpın- tısını dinledi. Damarlarındaki kanın sıcak- lğını yoklamak istedi. Odada rıııkhh:-in. ıekillın.!;.;n. ş,dem- tını bulmıya ç u. Ve gayri âıudyırl vücudu bir erzu dogğ:r— — Su ver Şefika, Karısı bir gölge gibi oyna- dı... Yürüdü.. Kayboldu.. Gel- di ve ağzına bir bardak uzan- dı. Dudakları soğuk camım te- sirile titriyordu. Suyu ağzına alabilmek için büyük bir kuv- vet sarfetmek ihtiyacını duydu. dudaklarını açabilmek, dişlerini çözmek, dilini oynatmak, ağ- zının içine his hassasını aşıla- mak ve yutkunmak... Karısı: İçsene Lâmi., diye ikaz Damarlarındaki kan daha ziyade hararetlendi. Ve kalbi- nin çarpıntısını duyuyordu. — İçsene Lâmi.. diye karr sı bardağı büsbütün ağzma bastırdı.. Genç adam bütün kuvvetlerinin muhassalasile ağ- zını açtı ve yutkundu.. Yüzü birden bire buruşmuştu. — Bu, su değil Şefika.. diye tükürdü. — Su değil nineciğim.. — Niçin veriyorsun?.. — Doktor tenbih etti.. Doktor.. İlâç.. Vizita.. Ha« vasızlık.. Yorganlar.. Ob, bu koku, bu hasta kokusu.. Beni birdenbire kınşıvemıı;ıti. Bi- raz kuvvet istiyordu. Bir parça kuvvet.. Kalkmak, - fırlamak, herşeyi, suyu, ekmeği, yeme- ğ:'tınyı. sıcağı, soğuğu, her- şeyi bir anda yutabilmek, koş- mak, yorulmak, yatmak ve gıçramak arzusunu yordu. Kansı da yOr .. diye seslendi. — Ne var ğıl.;:;ağun? — Biraz eğilsene.. — Söyle nineciğim?. —— Ben öleceğim Şefikal Karısının gözleri bir anda bulanıvermişti. Ne cevap ve- receğini şaşırmıştı. Mütevek- kildi. Yorgundu. Ve herşey, bir piyes gibi başlan aşağı çizilmiş ve oynanacaktır. Biliyor- du: Perde kapanırken bu dekor- da bîrhöl]üm vardı. Yutkundu: — Neler düşünüyorsun sen Lâmi? Deli misin?.. — Deli değilim Şefika.. Ben öleceğim.. Bunu iyi bili- l mıya kalkma.. Hayat bana ka- pısını, bu yatakta pek erken ve çok zalim kapıyacak.. Ve ben.. Ben öleceğim Şefika... Karısı susuyor ve ağlıyordu. — Ağla Şefika, ağla.. Ağ- la ki belki bütün kederlerin gö yaşlarınla kalbinden, vücudun-« dan defolup çekilirler. Ben de ağlamak istiyorum. Hem de nasıl?. Bağıra bağıra, çırpına Çırpına.. Fîıkıt yok.. Yok işte.. Ülüm bütün kuvvetile herşeyi mi sıkıyor.. Boğuluyorum, bur nalıyorum. Kadın hıçkırıyor ve susuyordu. — Odayı karanlık görüyo- rom, Halbuki dışarda güneş var. Hayat var. Çiçekler, ya- şıyan, bağıran, koşan, gülen insanlar var. Onlar derin derir nefes alıyorlar. Yoruluncıya kadar yürüyor, patlayıncıya kadar gülüyorlar. Oh Şefika, ben de onlar gibi olmak istiyorum. Onlar gibi. Hiç olmazsa bir gün, bir saat, beş on dakika.. Odayı dumanlı, güzel yüzü- nü renksiz, saçlarını ışıksız Eürüyomml. Eğil bana Şefika. ğgill Biraz daha.. Oh, o senin gözlerini. Ben hiçbir şeye ac- mıyorum. Ne hayala, ne çi- çeklere ve ne de insanlara.. Hiçbir şeye.. Vücudum düm yadan ayrılırken birşey için nııcıi? Gözlerine Şefika.. en bu gözleri de beraber toprağa götürmek istiyorum. Bana, hayatta bir güneş gibi yaşamak, çalışmak, bırpalan- mak arzusunu veren senin bu gözlerinden ayrılacağıma yanr yorum. Şefika eğil biraz.. Niçin gözlerin bukadar - ranlık?. Ö eski ışıkları ne oldu? O tatlı gülen, çocuk gözleri gibi oynaşan gözlerine ne oldu? Haydi, biraz birazl. Hal. Evet öyle.. Sonra ağlarsın.. Gül, güll, Kadın ağlarken gülüyordu. Göz yaşları gerilen yanakların- dan dudaklarına akıyor.. Ve kadın göz yaşı emiyordu. —Şefika, bana bak yavrucu- Tum. Beni yine eskisi gibi çağır sana.. Hani her zaman beni böyle çğırırdın.. Haydi, haydi Şefika.. Kadım ağlıyor ve bıçkırırken: —Nineciğim.. diye kekeliyor, — Nineciğim, oh nineciğim.. Nineciğim de bana Şefika... — Nineciğim.. Canım, Lâmi- ciğim.. — Şefika, yavrum, banı biraz sokul. Yanıma yatmar mısın ?.. Birkaç dakika için yanıma yat.. Kadın birdenbire irkildi. Göz leri kocasının sapsarı ve zayıt yüzüne kaçtı. Durdu ve birşeyler mırıldandı.. Erkek yalvarıyordu: — Bir defa için bana sokul Şefika.. Bir defa için benim ol. Hayatın son kapılarından sesler geliyor. Kadın ağlıyor, hıçkiriyor ve yavaş yavaş ba- şını geriye geriyor. Erkeğin — sesi Gözleri bulanıyor : — Gelme, gelme Şefika.. İstemem, gelme, Çünkü sen daha çok yaşıyacaksın. Çünkü güneş, hava, su, insanlar, _glı- çekler, taşlar, topraklar d: çok vakit senin olacak. Sen yaşan ak istersin Şelika. Hak buki ben... Ben öleceğim. Hasta yavaş yavaş döndü, Yüzünü duvara çevirdi ve kaldı.. Kadın karşı kanepede bıçkırı kıçkıra ağlıyor boğuluyordu. Ve akşam odaya, gölgeli ka yorgundu. yorum, çok iyi.. Beni kandır- | ranlıklarile yürüyerek yayıldı.. Şefika.. Gül *

Bu sayıdan diğer sayfalar: