4 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

4 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Kimmusani BoT C iyaset Alemi Hindistan Tam Bir . . Ipham İçinde Bombay, 3 — Hindistan U- momi Hayır Birliği erkânı Gandi ile bir saat görüşmüş ve kendi- sine itidal ile hareket tavsiyesin- de bulunmuştur. Gandi, noktai nazarını. teşrih — ettiğini, şimdi karar vermek umumi valiye ait olduğunu söylemiştir. Bu mülâ- kattan sonra birlik erkânı umu- mi vali Lort Vellingtonun sara- yına gitmişler ve kabul edilmiş- lerdir. Murahhaslar, — kararın mes'uliyetini müdrik olan Gandi- | ye, bu kararıni bir daha gözden geçirmek — fırsatının rica etmişlerdir. » Bombay, 3 — Sabık teşril meclisi reisi M. Patel, sabık Kal- küte belediye reisi ve Bingale kıyamı reisi M. Subbas ve Ter- dünyonlar reisi — bir beyanname neşretmişlerdir. Bu beyannamede Gandide dahil oalmak üzere bü- tün kongre azasıni tam bir istik- lâl elde etmiye çalışmamakla ittiham etmekte, kongre icra komitesini de Hint hükümetile memleketin kabul etmediği bir misak aktine çalışmakla mua- haze eylemektedir. Bombay 3 — Maruf ihtilâlcı Subbas Bingale'de tevkif edilmiş ve meçhul bir semte sevkolun- muştur. Umuümi Vali de gitmiştir. Londra 3 — Parlâmento mu- halefet fırkası reisi M. Sandsbury Hint umumi valisine bir telgraf çekerek emirnameler hakkında m.unılıışı etmek hakkının Gan- diden esirgenmesinden — bütün Sosyalistlerin müleessir oldukla- rını bildirmiştir. Gandi Gülüyor _Bf:mbay 3 — Gandi, umum! valinin tebliğini kongre reisi M, Vallabk ile görüşürken almış ve mutadı üzre tebessümle karşıla- mıştır, Gı::;i, sabahın ikisinde anbe- an tevkif edilmeyi beklediğini valii umumiden Ğyu bir ş:lng: aldığı için müteessir olduğunu söylemiştir. Gandi bu telgrafa cevap vermiyecektir, Esasen va- linin telgrafı her türlü müzakere kapısını kapamıştır. Yeni İflâslar Nevyork 3 — Mevduatlarınm yekünu 16 milyon dolara baliğ olan sekiz baaka kapılarını ka- pamışlardır. ——— verilmesini Kalküta'ya 1 SON POSTA Japonları Vahşetle İtham Ediyorlar Çinliler Japonlara Vahşi Diyorlar Londra, 3 — Obrerver yse- yor: Mançurideki Japon askeri harekâtı tamamlanmak — üzere olduğundan Çin - Japon ihtilâ- finın — diplomasi sahaya intikal etmesi beklenebilir. Eğer Çin hakikaten — milli bir teşekkül olsaydı şimdiki ihtilâflar meyda- na gelmez ve Japonyanın Man- çurideki menafii haleldar edi- mezdi. Japonya, iştihasını kabar- tan bütün amillere rağmen Man- çüriyi ilhak etmemeyi taahhüt etmiştir. İşlerin fena gittiği bir zamanda, bu iyi bir beşarettir. Nankin 3 — Yeni Çin hari- ciye nazırı M. Öjen Şen vazife- sine başlamış ve Çin-Japon ihti- lâfı hakkında şu beyanatta bu- lunmuştuar: Cemiyeti Akvamın mukarrera- tının da gösterdiği veçhile mede- ni dünyanın arzusuna rağmen gıpon militaristleri, Mançuride, arp haline benziyen bir vaziyet ihdas ettiler. Yeni hükümetin va- zifesi, bu vaziyete nihayet ver- mek olacaktır. İnhizama kadar müdafaa etmesi için — maraşal Çang-Su Liyanga — verilmiş olan talimat ipka edilecektir. Böyle bir inhizam millete taze bir kuv- vet verecektir. Nasıl ki vahşiyana bir surette elde edilmiş olan her zafer bir milletin şerefini payı- mal eder ve beşeriyet nazarında nüfuz ve itibardan düşürür. Hitler Mücadelesi Mayısta Başlıyor Berlin, 3— M. Teodor - Volf, Hitler milliyetperverlerile şimdiki hükümet arasındaki mücadelenin mayısta — başlıyacağını Berliner Tagblat gazetesine yazmaktadır. Bu zat diyor ki; Şimdiki hükümetin taraftar- lag, bu dört ay zarfında halkı şimdiki marazi halinden kurtar- malı, bunun için fasılasız surette çalışmalı ve üçüncü bir impara- torluğun gelmesine intizar etme- nin meş'um olacağını onlara is- pat etmelidir. Milletlerin fena akıbetlerini hazırlıyan üç arkadaş şunlardır: Hamakat, zâf, korku. Eşyalarını alamadan Mukdenden Amerikan Milyonerleri Yarıya İndi kaçmıya mecbur olan Vali Mareşal Çang- Su - Liyangın eşyaları, sarayından çıkarılarak Japom kumandanlığı va- mıtasıle kendisine gönderiliyor. Amerikan Milgonerleri . . Yarıya İndi Nevyork 3 — Amerika Mali- ye Nazırı M. Mellon Amerikada 28496 milyonerin eksildiğini be- yan etmiştir. Bu netice, varidat vergisi — müracaatlerinin — sonu alındıktan — sonra — görülmüştür. Amerikada milyoner diye senede varidatı asgari (50) bin dolar olan kimselere derler. ( 1929 ) da milyonerlerin ade- di (43184 ) idi. (1930) yokla- masında — (38650) — milyoner (mevcut) demişti. 1931 senesinde ise bunların mevcudu ( 19688 ) e inmiştir. Şu hâle göre Amerika, iki senede milyonerlerinin yarısından fazlasımı kaybetmiştir. Amerikan hazinesine bu suretle, bu sene bir milyar dolar noksan vergi girecektir. Şimdiki halde senelik varidatları bir milyarı bulan 149 kişi vardır. Halbuki 1929 da 365 kişi idi. |Amerika Ve Tahdidi Teslihat Vaşington, 3 — Hariciye na- zırı M. Stimson, yalnız küşat celsesinde bulunup asıl tahdidi teslihat konferansında bulunmak istemediğine dair çıkan şayiaları tekzip elmiştir. Kendisi, bugün- lerde Amerika heyetinin diğer azasile görüşerek noktai nazar teati etmiştir. Amerika, bu kon- feransta yeni teklifler yapmayı düşünmekte ve bu tekliflerde, şimdiye kadar zit bir halde bulunan Amerikan - Fransız nok- tai nazarlarını telif edecek bir şekil aranmaktadır. Meselâ silâhların doğrudan doğruya tahdidi için harp büt- çelerinin azaltılması akla ilk ge- len tedbirlerden biridir, Amerika mütehassısları, zırhlı- ların hacmine muarızdir. Ağahan M. Makdonali Ve Amela Fırkası|/Ve Diyor? Londra 3 — Sandey Refere gazetesi, Başvekil M. Mak Donaldı Amele fırkasının başına getirmek için müzakereler cereyan etmekte olduğuna dair şayiaları nakledi- yor. Nüfuzlu azadan bir kısmı, başvekilin eski fırkasına dön- mesi için ekseriyeti — iskandil etmişlerdir. Stütgrat Şatosu Stütgart 3 — Vürtemberg hükümeti, ahiren bir yangın yü- zünden barap olan Stütgat şa- tosunu kısmen yeniden inşa ettir- miye karar vermiştir. —— *“SON POSTA , nın Milli Tefrikası : 70 AH, MİNEL AŞK! MUHARRİRİ : Roman! Evet, bir sürü âşıkane nlılmıılıı. Eskiden ben roman okumayı seaçma ve gayrici bir şey addederdim. Baş Tabırde lar için vakit kaybetmiye gönlüm razı olmazdı. Halbuki, meğer, ne istifadeli şeymiş! bayatı öğreniyor, kendisine Ezrzemiven birçok mablükların Yaşayışlarını, buylarını « siz nasıl dersiniz?- karakterlerini ve sairesini Öğre- niyor. Fevkalâde istifadeli bir şey. Ben kendimi evvelce kâfi SERVER BEDİ derecede tecrilbe sahibi, dolgun ye pişkin bir adam sanırdım. Ne gezer! Bu Narin vak'asından ve bir bayli de roman okuduktan sonra ne toy, ne görgüsüz bir adam olduğumu anladım. Tabiatim büsbütün — değişti. Evvelâ o eski basisliğimden zer- resi kalmadı. Şimdi yok yere para harcayıp duruyorum. Hemen her gece barlardayım. İçimde Narine tesadüf ümidi var. Fakat | koydunsa bul, Bir de, sahnede —— şarkı söyliyen ecnebi kadınlarını büyük bir merakla seyrediyorum. Çünki Narinin annesi hakkında bana fikir veriyorlar. Acaba Na- rin irsi olarak annesine mi çek- miş ? Onun garip tabiatleri her şantözde var mıdır? — Bunları arıyorum. Daha doğrusuhtu ister- sen, birader, bunların hepsi Na- rini düşünmek, balırlamak içim- de — yaşatmak — için — bahane. Fakat — hiçbir. yerden lezzet almıyorum. Sanra içime müthiş bir kıskançlık girdi. Narin şimdi ne yapıyor? Kiminle yaşiyor? Kendine bir âşık peydabladı mı?3 Birile evlenmeyi düşünüyor mu? Onun başka bir erkeğe muhab- betle gülümsediğini tasavvur et- mek beni çıldırtıyor. Eskiden maneviyata hiç itika- Paris 3 — Yuvarlak Masa Konferansının neticeleri hakkında Maten gazetesinin bir muhabiri, Hindistan meselesi hakkında Ağa- han ile görüşmüştür. Ağaban, vaziyeti halletmek — için, derhal, federal eyaletler vücuda getirmek lâziım olduğunu, bu suretle hare- ket edilirse halkın tahrikâtçılar- dan uzaklaşacağını — söylemiştir. Bugünkü mes'uliyet mevzu| bah- solunca, Ağahan, hatanın ta- mamen İngiltereye raci olduğunu söylemiştir. Sayfa Gönül İşleri Bir Delikanlıya Beş Nişanlı Birçok — sebeblerle — erkekler evlenmekten korkuyor ve kaçı- yorlar. Kızlarımız. koca bula- mayınca, erkeklerin kıymet ve itibarı artıyor. Erkekler de bu sun'i kıymetlerinden istifade et- meği ihmal etmiyorlar. Erkek - kıtlığı vebu . kıtlık karşısında kadınların zihniyetini anlatmak için, İzmir gazetele- rinde okuduğum bir vak'ayı size anlatayım. İzmirde — gencin biri, sevdiği bir kızla mişanlanıyor. Aradan birkaç ay geçiyor. Tali, yoluna ikinci bir kız. çıkarıyor. Bir müddet te bununla nişanlı hayatı yaşıyor. İki üç ay sonra bu kı- za da doyuyor. Âyrılmak üzere iken kayınvalde araya — giriyor ve genci sevdiğini, bizzat kendi- sinin nişanlanmak istediğini söy- lüyor. Genç muvafakat - ediyor. Bir müddette — kaymvalde ile ıyor, y”âülün bu nişanlardan annesi haberdar değildir. Oda oğlunun mürvetini gör- mek - istiyor. Beğendiği bir kım tavsiye ediyor. Oğlu onu da red- detmiyor, onunla da nişanlanıyor, evvelki Üüç nişanlıyı unutuyor. Dördüncü ile yaşamağa başlıyor. Fakat bu da kâfi gelmiyor. Genç dördüncü nişanlısına gidip gelirfen, mahalle kadınlarından biri tarafından beğeniliyor. Ka- dın allem ediyor, kallem ediyor, oğlana kızını pişanlıyor, bü. sür retle genç beşinci defa nişam lanmış bulunuyor. Nihayet, nışanlılar biribirlerin- den baberdar olup birleşiyor, ve oğlana hücum ediyorlar. Genç, dördüncü mışanlıyı tercih ediyor. Diğerleri ümit ve hayallerile baş- başa kalıyorlar. Bu vak'ayı okuduktan sonra kadın olduğuma utandım doğrusu. Kızlarımıza gaye olarak — evlem mekten başka bir şey vermezsek elbbette kadın böyle düşer ve izzeti nefsinden mabrum kalır. Kularınıza koca değil iş ara- yınız. —Onları evlenmek Üzere değil, çalışıp bayatını kazanacak surette yetiştiriniz. HANIMTEYZE Efganda - . Kamünizm Peşaver 3 — Hudut - eyaleti hükümeti bir istişari komite vü- cuda getirmiye — karar vermiştir. Zabıta, bir polis memurunu rehin olırıık ellerinde tutan beş kızıl gömlekliyi tevkif etmiştir. dım yoktu. Şimdi âdeta kocaka- rıya döndüm. Biri: “Sana büyü yaptılar!,, dese inanacağım. Sa- bahleyin kalkarken besmele çe- kiyorum, sağ ayağımla yataktan iniyorum, sağ ayağımla kapıdan çıkıyorum; 13 rakamından, salı gününden korkuyorum, Hayatımın hiç tadı tuzu kab- madı, Birkaç kere intihar etmeği düşündüm. Hâlâ da — aklımdan geçiriyorum. Sana tesadüf et- meseydim ve hayatımı anlatma- saydım bugüne kadar - belki de öteki tarafı boylamış olacaktım. Yine de vaziyetim sağlam deği- dir. Akıbetimi Allah bilir. Beni teselliye kalkma, Ha... Şunu da söyliyeyim ki bu romanın sonunu getirmek senin elindedir. İster çalış, cabala, Narini git gör, onu “ğil ba... kandır, aramızı bul; ister beni mukadderata olduğum gibi ter- ket: Ölür müyüm, kalır mıyım, sefil mi olurum, ne olurum? Sen beni gözden kaçırmaz ve akıbe- timi de romanına yazarsın, Öyle mi? Bak buna sevindim. Demek Narini gidip göreceksin. Aramızı — bulmiya — çalışacaksın. Vadediyorsun. Yaşa. Senin Naria Üzerinde büyük bir tesirin ola- cak, eminim. Kitaplarını okur ve bazılarını beğenirdi. Hepsini de- Çünki —sen de bazan kitaplarını baştan savma yazar- mışsın. Darılma, gücenme, Ben Narinin senin hakkındaki düşün« celerini söyleyim de ona göre konuş, idare et. ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: