10 Nisan 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Nisan 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çikolata Yerine zum Muallimlerin bir çikolata fab- rikasile anlaşarak bütün mektep çocuklarımızın bu fabrika istih- salâtını alacaklılarını, buna muka- bil de —müessesenin Muallimler Birliğine bir miktar para vere- ceğini, bu para ile hasta arka- daşların yardımına koşulacağını gazetenizde okudum. Üzüm ve incirlerimizin süslü kâğıtlar — için- de satılan çikolatadan — daha mugaddi ve daha iktısadi olduğu malümdur. Çikolata fabrikasile anlaşılacağına bunun yerine üzüm ve incir mütehassıslarile anlaşılsa daha iyi olmaz mı? Nakliye Taburunda Kasaba mualllım! SADİ Bir Nüfus Kaydi Sakiz ayı mütacaviz zaman- danberi mütecaddit müracaatımız Üzerine İstanbuldan — gelemiyen nüfus kaydimiz muhterem gaze- tenize müracaatımız. günü günü gelmiştir. Tbmit Hükümet tabibi Edirnede Karga Yokmuş! Edirne Ziraat Müdürlüğünden mynen gönderilmiştir: Efendim. Gazetenizin 28 Mart 932 ta- rihli ve 602 No. lu nüshasının dördüncü — sayfasında Edirneye kargalar bücum etti serlevhasile bir fıkra okudum, Edirnede kar- galar geçen senelere nazaran pekâz denecek derecededir. Mev- cut olanlar da daha ziyade küçük kargalardır. Çiftçiye en çok zarar — yapan beyaz — gagalı büyük kargalar hemen pek seyrek denecek — derece - olup bu sene yapılan ve devam edilmekte olan mücadelede hayli karga itlâf ettirilmiştir. Mücade- leye ikdam edilmekte bulunduğu gibi hiçbir yerden dairemize kar- gaların zarar verdiğine dair olan bir şikâyet vaki olmamıştır. Öyle binlerce karganın Yunanistan ve Bulgaristandan geldikleri de vaki değildir. Keyfiyetin bu suretle tavzihan dercini vica ederim Ef. ESAT Gulhane Hastanesi Müsamereleri Gülhanenin 932 senesi « eki- zinci müsameri bugün saat (17)de başlıyacağından muhterem mes- lekdaşların teşrifleri rica olunur. Sayfiye Arıyanlar ! İstanbulun münasip &ir sem- tinde yazlık bir ev istiyorsanız; Ev sahipleri! Siz de evinizi mevsimlik olarak kiraya verecekseniz SON POSTA ya hemen bir ilân veriniz. Müşteri bulaca- ğınızdan emin olabilirsiniz 23 Nisan 3 a ” O gün çocuk haftasının Başlangıcıdır. Çocukları unutmayınız b 23 NİSAN Elbısende, Gö Başka Bir Tarafında... Bir Yumurtadan 900 Dilim Çıkaran Bıçaklar Da Var! Kılık kıyafet, acınacak halde.. Yüzünü - ayıptır söylemesi - kö- pek yalasa do- yacak. Kırlaşmış bıyıkları, dudak- larının üstünde fırça kılları gibi dimdik duruyor. Herifin ağıu da amma kala- balık ha.. Nefes almadan habire ay var. Üç bıçak zor sattım.. Tiyatro kap- larında çığırtkan- hk etsem, hiç olmazsa — yarım Hira gündelik alı- rım! Bir zaman, bu leke sabunum- dan amma da satardım ha. Yetiştiremezdim müşteriye vermi- ye.. âlem bugün- bağırıyor : lerde işi derviş- — İnanmazsan liğemi vurdu, ne- gel bak.. Yala- dir.. pasaklı gez- Bıunm varsa — tüt Leke sabunu meraklılarından bir kafile mekten hoşlanı- yakamdan, — çal yorlar, tokatı... Aldatmaca yoök, göz — Bu, efendim, sizin anlıya- Dedim ki: bağcılık yok.. Reklâm için ya- pıyoruz. Her kimin ki elbisesin- de, gömleğinde, ya ki başka bir tarafında, yağ lekesi, sirke lekesi, yanık lekesi, pas le- kesi, demir lekesi varsa, de- nemesi bedava, önüme gelsin iki saniyede çıkartmazsam yüzü- mü karalayıp gezeceğim!.. Efendiler... Beyler... Son piş- manlık fayda vermez. Baş - salla- yıp geçeceğine azıcık durda leke nasıl çıkarılır gör... O sırada, yanı başında hayret- le onu seyreden bir çocuğun yakasına alacaklı gibi yapıştı : Meğerse, pantolonunda, bir leke gözüne ilişmiş. Hemen, elinde tuttuğu tebeşire benziyen leke sabununu çocuğun pantalonuna hoyratça sürmiye başladı. Bu na- zik () ameliyeyi yaparken bir taraftan da gelip eacenleri ikaz etmeyi unutmu . — : — Gözlüklü endi.. Dört gözünle uzaktan bakma, yanıma gel! Arada bir, — vecizeler de savuruyordu : — Eski giymek ayıp değil.. Ve lâkin lekeli elbise giymek ayıptır. — Beş kuruşla ömrün olduk- ça tırandas gezeceksin ! — Kibar bir ahpabın yanına lekeli pantolonla çıkmak, kendini bilen için yüz karasıdır!.. — Beş kuruş bu beyabu! | beş kuruş da nedir ki? Bir. bar- î dak gazoz parası... Her sabah gazeteye çeyreği verirsin de yir- mi senede bir defa, temizlik için beş kuruşu esirgersin.. Böyle bağıra çağra etrafına sekiz on meraklı topladı. Bu arada, açıkgözlükle galiba bir iki tane de leke sabunu sa- tabilmişti. Bu ilk muvaffakıyet onu coşturdu. Taşın üstüne çıka- rzk devam etti: ÖMER HAYYAM cağınız yumurta bıçağı.. Bir yu- murtayı tamam dökuz yüz par- çaya ayırıyor. miyan — saysın. Herkesin — gözü —önünde yapı- yoruz. — Bir... İ Üç.. Ne sihir, ne keramet. — Yumurta, kaç dilim oldu Efendi ağabey?. Şimdi tafsilâtile arzedeyim.. Allah afiyet versin, akşam Üstü, eve geldiniz. Çilingir sofrası aksi gibi hazır değil.. yumurtayı da sever- siniz. — Pişirip — getirdiler. Bi- çakla kesecek olsanız: dilim- ler kalm düşecek.. —Yaşasın bizim yumurta bıçağı« Şırrrp. Tereyağından kul çeker - gibi... Gördünüzya, ne kolay kesiliyor... Çenesi pırtı satıcı, lâfa biraz fasıla verince bir iki adım ileri- ledim. Yalnız o kadar kişi içinde lekelerimi çıkartmıya, yahat su- ratımı yumurla zannedip bıçağını bende tecrübeye kalkışmaması için pek sokulmayi doğru bul- madım. Beni görünce sırnaştı: — Hangisinden verelim Be- yim.. Soğan bıçağı m, kıravat makinesi «mi ?.. Kulağına eğildim: — BSeninle biraz konuşmak isterim.. Yüzü hafifçe sarardı: — Bir. kusurumuz mu - oldu yoksa? — Yok canım.. Senden banı şeyler soracağım da.. Müsterih oldu: — Sor bakalım.. Ve işi anlatınca dert yan- mıya başladı: — Bu zanaatın — dışı seai yakar, içi beni yakar... Gö- ren de bizi para kesiyor sanır. Halbuki, bütün gün boşuna çene çalar, dururuz. Dünya, eski dün- ya değil. Malım pahalısı satılm- yor amma, ucuzu da daha hiç satılmyor. Şu gördüğün yumurta bıçaklarını toptancıdan alalı bir — İstanbul sokaklarında senin gibi leke macunu, diştozu, kıravat maşası falan satan epeyce adam var, Kazanmasalar nasıl geçinir bunlar. Güldü: — Yanlışın olacak — senin.. Her sene içimizden — zanaatçı eksiliyor! postahanenin önünden, hiç geçmedin mi bugünler? Zım- balı defterle tapon kurşun - kale- mi satan Yahudi çocuklarından başka kim kaldı ki.,. Efendi, efendi.. Sen ne söylü- yorsun?Dil döksek değilya, ibreti âlem için kendini kör testere ile kessek başını — çevirip bakan olmuyor. — Merak ettiğim bir şey da- ı:ı»:" Bu yumurta bıçaklarını, vat alarını, tli macun- ÜT kerakar ha — Nerden olacak.. Mağaza- lardan!.. Vel.llnıı sermaye İster bunları — Ne sermayesi? — Bizim çeneden başka ser- mayemiz var mı ? Nefes borula- rını zorlayıp durmadan — bağıra- caksın. Sade bağırmak ta para etmez. Avukat gibi lâf edeceksin. Müşteriye bin dereden su geti- receksin. Dedim ya sermaye ister sermaye... — Maşallah, dedim, senin sermayen kolay kolay tükeneceğe benzemiyor. Kırlaşmış bıyıklarını okşadı: — Geçti, bizden artıkl.. Se- sime baksana, Bey... Çatlak zur- na yor.. 'e benimle daha fazla konuş- mayı faydalı bulmyarak — tekrar hığırııîyı başladı : — İnanmarzsan gel bak.. Ya- lanım varsa tut yakamdan.. Her kimin ki elbisesinde, gömleğinde, ya ki başka bir tarafında yağ lekesi, yanık lekesi, pas lekesi demir lekesi.. » *4 ——— ——— — MÜ Bu Senenin En Heyecanlı Tefrikası Selçuk Saraylarında Sevda Ve Istırap Maceraları || Yarından İtibaren (Son Posta) da mleğinde, Ya Ki İktısdî Haberler . | Almanyada Nekadar İşsiz Var? Almanyadaki işsizlerin adedi mart 1932 bidayetinde takriben 6,128,000 kişiye baliğ olmakta idi. Şubat ayı cetvelleri de hemen hemen ayni seviyede bulundu- ğundan aradaki müddet zarfında yeniden ehemmiyetli derecede işsizlik kaydedilmemiştir. Almanyada ilkbaharda bilhase sa zirai faaliyetin başlamasile işsizlik te bafif surette tenakus eylemektedir. Binaenaleyh elyevmi işsizliğin dönüm noktasında bu* lunulmaktadır. Bu sene havalar nisbeten iyi gittiğinden bu dönünü noktasının daha evvelki haftalara — isabet edeceği beklenmekte idi., Fakat Reisicümhur intihabatı do- layısile hüküm sürmekte olan k: sızlıklar bu vadide dahi fena tesif icrasından bali . Hate ta ticari bazı mukaveleler ve muahedelerin akti dahi intihabat neticesine talik olunmnqhır İntis habat, hükümetin iş imkânlari bulmak yolunda bir program ih« zarına matuf mesaisini dahi dure durmuüş ve güçleştirmiştir. Sabıl bir nazır tarafından tanzim edili bükümetçe henüz müzakere edil memiş olan “ iş tedariki plâ- nına nazaran maden istihsalâtı tevsi edilecek, poşta ve ıuıcı' difer — idareleri calük — sipeci DBe 'e taktlartş ı'.â',”.':' sarfile küçük meskenler inşastı, irva ve iska, su tesisatı ve cad de inşaatı gibi muhtelif işler yaptırılacaktır. Bu plân mucibince takriben 600,000 iş temi edilecektir. BN Yunkers Meselesi Almanyanın ve cihanın en bit Çık tayyare fabrikalarını lılel unkers Şirketinin iflâsa gittiğli haber vermiştik. Neşredilen beyannameye göre, Yunkers, m essesatının mevcudiyet ve yetini idame edebilmek noktal nazarından tasfiye yapmak me buriyetini — hissetmiştir. Beyan” :ımedı bu ledılıd. a li temini yolunı yap Jan teşebbüsat ve ııuııı: tın akim kalmasının gayıikab ictinap bir neticesi lundu; bidirilmektedir. Şayanı memnuniyet bir nokti olarak tasfiye talebine rağme! şirketin borcunun matlubat mevcudu tecavüz ği gö terilmektedir. Bilâkis umumi lânço aktif olduğu gibi mevci birçok ihtira beratları da hesab dahil bulunmamaktadır. Bundi başka şirketin bazı ıııbels z muamelâtile almış oldukları rişler geçen — seneye — nisbeti daha müsait imişler. Son zamanlarda yapılan bal tasarruflar sayesinde vaziyet bif derece ıslah edilmiş gibidir. E yevm mevcut müesseselerin hö halde idame ve işletilmesine Çi hışılmaktadır. Zira bu yalnız Yulf” kers - fabrikalarının ııyııcl itibarı noktai mazarından deği ayni zamanda bu müesseseli çalışan 3000 amele ve memul temini maişetleri için de müt” rem görülmektedir. Hususi istihbarata —naza Yunkers müesseseleri kısa vad li taahhüdatını tediye eylemt” üzere hükümetten iki defad? ceman - 800.000 mark kredi #7 mıştır. Hükümet tarafından yölf” tırılan bir tetkik neticesinde ©© umum besabatın aktif lııılıııı*ı anlaşılmıştır. Yunkers'in b larla motör ve makine fabrik$” rıma karşı taahhüdatı 2 mi! marktan dahi dun bulunmak

Bu sayıdan diğer sayfalar: