1 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

1 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Suikast Mütarekeye Mâni Olmıyacak Şanghay, 30 — 29 Nisan gü- nü vukubulan suikastte ağır su- | rette yaralanmış olan M. Kawa- bat vefat etmiştir. Ayni suikaste maruz kalan Uyedanın sağ aya- iğinın baş parmaklarının kesilme- sine mecburiyet hâsıl olmuştur. Hariciye, Bahriye, ve Harbiye nazırlarının içtima ve müzakere- lerinden sonra, Çin - Japon müta- reke projesi ile Hong Kew parkı süikastini iki ayrı mesele gibi te- lâkki etmek kararı verilmiştir. Bundan başka, mütareke mü- zakeratı muvacebesinde — Japon- ya — vaziyetinin — tadil — edilme- mesi — ve — bilâkis — müzakera- t biran evvel inlacı için gayret sarfolanması kararlaştırılmıştır. Çinin Taziyeti Şanghay, 30 — Çin Hariciye | Bazırı M, Leowen Kan, M. Shige- mitsuya taziyetlerinini iblâğ eyle- miştir. Çin hükümetinin de bu- | gün akşama kadar ayni surettc hareket etmesi beklenmektedir. Fransiz Heyetinin Teessürü Cenevre, 80 — M. Bonkur, Frausır murahhas heyetinin te- #ssüratını beyan etmek için M. Satoyu ziyaret etmiştir. Japon başmurahhası, bu hâ- disenin mütarekenin aktini Lehir etmiyeceğini söylemişlir. Tokyo 30 Salâhiyettar Mmenabiin beyanına göre, Hong: Kow parkı. suikastinin Çin- Japon münasebatı Üzerinde müessir ola- cağı zannedilmemekte ve suikas- Ha Japon askerleri tarafından muvakkaten işgal edilmiş arazide vukuu, failinin bir Koralı olması hasebile hükümetin protesto et- meği derpiş eylemediği söylen- mektedir. Mesai Konfaransı Ve Çocuklar Cenevre, 30 — Beynelmilel mesai konferansı sınai meslekler Mmesaisinde çocukların kabul yaş- larına ait mukavele lâyihasını müttefikan kabul etmiştir. Kon- ferans, ayni zamanda 10 yaşın- dan küçük çocukların mesaiye kabul edilmemelerini tespit eden İspanya murahhası Madam Da- lenacinin tadil teklifini 17 reye karşı 65 rey il ylemiştir. EDEB! TEFRİKAMIZ: 101 A Ç Müellifi: Knut Hamsan Bunun Üzerine polisten ayrı- dım. Adamı büyük bir hayrete garketmiştim. Ağzı açık, saati elinde, gözlerile bep beni takip ediyordu. 7_' — Royal otelinin önüne vardı- ğun zaman arkama dönerek bak- tim. El'an ayni vaziyette göz- Terile beni takip ediyordu. E... İşte hayvanlara — böyle muamele yapmak lâzım, — tatlı bir küstahlıkla konuşmalıydı. Bu hareket — bayvanlara korku ve çekinme hissi telkin Kendimden Bir şarkı parçasını —mırıildanmıya koyuldum. Sinirlerim heyecan ile gerilmişti. Artık — hiçbir ıstırap ediyordu. | çok memnundum. | —SON POSTA — :Çı'n - Japon İtilâfı Kabul Edildi Cenevre, 30 — Şanghay'da | tanzim edilen mütareke projosi- nin tasvibine dair olan, ve Cemi- yeti Akvamın dört Mart tarihli karar suretini ancak J.pon kuv- | vetlerinin tamamile geri alınması suretile tatbik edilmiş olacağını tasrih eden On Dokuzlar Komi- | tesinin kararı Cemiyeti Akvam | Büyük Meclisine tevdi edilmişti. Büyük Meclis bu kararı Ja- ponyanın bir müstenkif reyine karşı ittifakla kabul etmiştir. Reis M, Hymans bir mütare- ke akti için Japonya ile Çin ara- | sında anlaşma hâsıl olduğunu bu vaziyerten anlaşıldığına dikkati celbetmiş, bu itilâhn dürüst bir surette tatbik edileceğini ve Ce- miyeti Akvam Büyük Meclisinin fevkalâde içtimamın devam etti- | gini sözlerine ilâve etmiş, komite azasile muhasım taraflı.4 mesai iştiraklerinden — dolayı —teşekkür eylemiştir. Cenevre 30 — On Dokuzlar | Komitesi Reisin Himans — içti- mada okuduğu raporda, Şanghay- daki Japon askerlerinin » m bir kısmının geri alındığını söy- lemiştir |(Terki Teslihat Konferansında İhtilâflar Cenevre, 30 — Terki Tesli- | hat Konferansı, gittikçe teknik sahalara dalmaktadır. Umumi komisyonun (tehir edildiği gün- denberi — teknik — encümenlerin hepsinin sayısız müşküllere çarp- makta oldukları müşahede edi- mekte ve halli kolay zannedilen meseleler üzerinde derin bir noktai nazar ihtilâfı olduğu gö- rülmektedir. Almanyanın İhracati Artıyor Berlin, 30 — Almanyanın ilk 3 ayındaki ihracatı'ithalâta karşı geçen 3 ayın yekünu olan 908 milyona —mukabil 362 — milyon marklık bir fazlalık göstermek- tedir. LIK Mütercimi: —P S. hissetmiyordum, bir tüy gibi ha- fiflim. Bütün çarşıyı geçtim. Et hallerine doğruldum ve Hazreti İsa heykelinin önünde bir sıraya | oturdum. Zaten bu on kronluk ban- konotun iade edilip edilmemesi- nin ne ehemmiyeti vardı. Madem- ki almıştım, benim demekti muhakkak bu paranın geldiği yerde sefalet yaktu. Sonra da bu- nu, mademki bana gelmişti mut- laka almak lâzımdı, — komis- yönerin elinde bırakmanın ma- |nası — yoktu. — Diğer — taraftan aldığımdan başka cinste bir kâ- ğet iade etmek te münasip de- gildi. ve |Akvam Cemiyeti, Çin - Japon İ Müttefikan Kabul Etti i tilâfını ispanyada cümhuriyet tesisinin ilk yıldönü- SA D P. münde yapılan merasimde Başvekilin refi- kası nutuk söylüyor. Pransız Başvekilinin Sıhhati Paris, 30 — M. Tardiyönün sıhhati hafif bir salah kespet- miştir. Maamafih dün sabah kim- seyi nezdine kabul etmemiştir. Başvekilin rey vermek üzere pazar günü gitmek — niyetinde bulunduğu Dell kasabasına azi- met edeceği zannedilmektedir Cenevre, 30 — M. Pol Bonkur reyini vermek Üüzere bugün inti- hap dairesine gidecek, gelecek hafta avdet edecektir. Honolulu Hâkimlerinin Kararı Honolulu, 30 — Jüri heyeti maznunları gayri ihtiyari katil cürmile ithbam eden kararını vermiştir" Karar mayıs - tarihinde maznunlara - bildirilecektir. ——— -— TAKVİM — ( PAZAR J 3684 <1- Mayıs - 932 Arabi Rumil - Zilhlece - 18-Nisan- ge xa - KM Kasım (7 1350 Vakt (Fran? ( Vet u | d Akşa n İi2. — Jtü, Yas İt un z s8 3 Vait JEzanl | V. !! İaamen Güne; (9 SIi 5B Öz (B oğir tt Ukdadı | 8 ST 3 İmsa « Çarşının — alışverişi ile alâku- dar olmak ve kafamı ehemmiyetsiz şeylerle işgal —etmek — istedim. Fakat muvaffak olamadım. Boyu- na ca kronluk - banknot ile uğ- Nibayet yururukları- raşıyordum. biddet yine içimden mi sıktım, yükseldi. — Geri gönderseydim, izzeti nefsine dokunmuş olurum, de- dim. Hem veden böyle yapacak- tım? Her zaman kendimi şunu veya bunu almıyacak kadar yük- sek mi görecektim, her vakit gurur'la kafamı sallıyarak hayır, teşekkür ! ederim mi diyecektim? Şimdi bu | hareketin insamı nereye kadar götürebileceğini — pek iyi gö- rüyordum. İşte kaldırım üstünde kalmıştım. Bir — vakitler elime ne fırsatlar geçmişken sıcak yu- vamı bile muhafaza edememiştim, Gurur beni yakalamıştı, ilk ke- limede — yerimden — fırlıyordum. İHı'ndenburg Sayfiyesine Küstü Berlin 30 — Tadil aylarinda her sene Alp dağlarına sayfiyeyo çıkan Hindenburg bu sene de Bavyera dahilinde Bad Rayşinhal civarındaki Nan kasabasına gide- cektir. Reisicümhur tatil günle- rini Diyetranziede geçirdi. Bu seaeki reisicümhur intihabatında bu kasabadan rey alamamış mağ- lüp olmuştu. Bu kasabada Hitler mutlak — bir ekseriyet almıştı. Hindenburgun —her sene - gittiği sayfiyeye gitmemesi bu itibarla çok manidardır. İspanyada Kargaşalıklar Madrit 30 — Son vakayi sı- rasında tevkif edilen eşhasın tah- liyesi için yapılan bir içtima ne- ticesinde vahim hâdiseler zuhür etmiştir. Yardıma çağrılan muha- fızlar taş darbeleri ve silâh ate- şile karşılandıklarından mukabe- leleye mecbur kalmıştır. 1 kişi ölmüş ve bir diğeri de yaralan- mıştır. Maamafih bunların muka- belesinden ni yoksa uümayişçi- lerin ateşlerinden mi yaralanmış oldukları şimdilik meçhuldür. Hiddetle köpürüyordum. Sağa sola onar kron dağıtıyordum. ve geçip gidiyordum.. Odamı terkedip — tekrar sokakta kaldığım için kendi ken- dimi şiddetle muahazeye başla- dun. Maamafih — nihayet, — bütün bunların Allah cezasını versin, dedim. Bu on kronluk bankanotu ben istememiştim. Elimi ancak bir defa dokundurmuş, hemen başkasına vermiş, bir daha su- ratlarını görmiyeceğim — yabancı- lara borcumu Öödemiştim. İşte ben böyleydim. Ah Yilâ- jaliyi iyice tanısaydım, muhak- kak bana bu on kuronu gönder- diği için o da müleessif olmıya- caktı. O balde bu hikâyeye saplanıp kalmanın ne manası vardı? Onun | bana arasırâ on - kronluk bir banknot — göndermesi, — nihayet yapılabilecek şeylerin en küçüğü idi Zavallı kız bana âşıktı, belki Dikkate Şayan Bir Mektup Dün çok dikkate şayan bir mektup aldım. Sahibi bu mektu- bun aynea neşrine razı - olmadığı için, karilerime bu yazıyı nakle- demediğime müteessirim, Fakat temas ettiği dertten bahsetmek- ten kendimi alamıyorum.. Çünkü ba kadının derdi, birçok kadın- ların müşterek derdidir. Bu der- din teşrih edilmesi zaruridir, Farzediniz ki evli bir kadın- sınız. Çocuğunuz falan da vardır. Bir gün kocanız ölüyor. Hayatta başka mesnediniz ve varidatınız da yoktur. Ne yapacaksınız ? En yakın akrabanızdan birinin evine ilticaya mecbursunuz. Bu akraba bazan anne, bazan kardeş, ba- zan da kocanızın ailesidir.Size hâmi rolü oynarlar, çocuklarınızı sokakta bBuakmak istemezler, Fakat gir- diğiniz - ev sizin için bayağı bir yerdir. Burada iğreti bir ha- yat yaşamağa mahkümsunuz. Her sözünüz, her hareketiniz ev sa- biplerini rencide edebilir. Öyle bir mecliste ve öyle bir cehen- memdesiniz ki, kurtulmanıza in- kân yoktur. Fakat fecaat bu kadarla bitam bulsa iyi. — Ya evin içinde bü genç, bir züppe, veya bir sır« naşık — erkek — varsal — Sizin zaafınızdan, variyetinirden İstifa- de etmek küstahlığında bulunur- sa o vakit ne yaparsınız? Bu acıklı vaziyet, bana kadı- m ve kızlarımızı. hayata hazırla- mânın zaruretini bir defa daha hatırlattı. Çalışarak kendi hayatı Bi ve yavrularının hayatını temin edemiyecek olan bir dul, dünya- nn ea bedbaht kadınıdır. HANIMTEYZE İrtihal Alomdar Mostafa paşa ahlfadından ve 'Ticarer mahkemesi Riyasetinden Mütekait Faik Beyin kerimesi ve Mü- tekaidini Mülkiyeden Hüsrov Beyia Reolikası Naciye Hanım Bebekte sikin oldukları yalıda duçar olduğu haata- hktan şifayap olamıyarak irtihali dare- beka eylemiştir ölesi: ktı. Hiç he lşıks Zıt:llı kızl.. Na * Saat beşti. Sinirli heyecanım geçti. kafam tekrar uğulda- mıya başladı. Bakışı sabit gözle- rimle önüme, sağ tarafıma, Ele- fan eczahanesine bakıyordum. Açlık karnımda fırtınalar ko- parıyordu. Şiddetli bir veca baş- lamıştı, oraya, boş bakışlarla bakmakta devam ederken göz- lerimin Öönünde bir hayal belir- di, — gittikçe — tecessüm — etti, onu sarih olarak gördüm: Bu Elefan eczahanesinin yanındaki simitçi idi. Silkindim. — Sıranın üzerinde doğrularak düşünmiye başladım. Hayır, yanılmıyordum. Bu, ayni — yerde, ayni masanın önünde, ayni kadındı. Birkaç ıslık çaldım. Par- maklarımı şakırdattım. — Sıradan kalktım, eczahaneye doğru yürümiye başladım. Hayır, hayır budalalığa lüzum yoktu, gurur insanı —öldü- rebilirdi. ( Arkası var ) *İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: