1 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

1 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K KP a - yar Haşii — evi de arıyabilirsin. Şayet bulur- — tirirsin, hem kendi hıncını çıka- HARUNÜRREŞİT EERAS 79 ÇARMELRANA Yacan: x 4 GN Tarihin Esrarengiz Savfaları İsmail, ber türlü mesuliyeti ve evdekileri susturmayı üzerine aldığı cihetle Mesrur için de tered- düt edecek bir nokta kalmıyordu. Zaten köle, kendisine zehir sunan herife karşı muğberdi. Onun müşfik sözlerinden bir lâbza duyduğu hazzı ve minnettarlığı çoktan unutup bu iğbirarla hare- ket ediyordu. O ve İsmail, kara- M verir vermez, icra sahasına geçmek — istediler, bulundukları odanın kapısına çıkıp Fenhası çağırdılar. Bir esir kız, onların sesine koştu : — Arkadaşlar, dedi, erken- den gitti, satın aldığınız kızları da götürdü. Bu, İsmail için çok iyi bir ha- berdi, şimdi Fenhasın — cezasını daha geniş şekilde verebilirdi: — Pekd, dediç biz'de yidece ğiz. Fakat ev sahibini görmek isteriz, efendin neredeyse söyle, gelsin. — Efendim de gitti. — Gitti mi, bizim genç arka- daşla beraber mi? — Hayır, o mühim bir haber İsmail, esir tacirinin vaziyeti kavradığını ve teblikeyi sezdiği- ni anlıyarak kaşlarını çattı, du- daklarını ısırdı. Lâkin emri vakii kabul etmekten ika bir şey yoktu. Herif, ya sa- vaşmuştu, yahut saklanmıştı. Sa- vuşmuşsa arkasından adamlar sal- durıp yakalatmak lâzımdı. Buna se ancak Harunun emrile teşebbüs hiçbir şey yay Ev ara- mak — müşküldü ve — taharriyat yapılsa — bile bir netice — elde edilemezdi. .- Binaenaleyh © ve köle emel- Jerine eremiyerek evden çıkarak saraya geldiler. Harun, uyumakta olduğu bahanesile amcasını huzu- (runa kabul etmedi. Lâkin köleyi çağırttı ve yazdığımız gibi * Git, onu öldür! , dedi. Mesrur, bu işi daha evvel kendilerinin yapmak istediğini, berifi bulamadıklarını düşünerek şaşırdı. Şu kadar ki teşebbüslerini — ve — uğradıkları muvalfakıyetsizliği efendisine söy- lemedi, zeki bir tecahülle salon- dan çıkt, doğru İsmailin kona- gına gitti, keyfiyeti anlattı. İhti- biraz düşündü: — İyiya, dedi, bir kere daha tecrübe edersin. Hem bu sefer — san hem halifenin emrini yerine ge- — Mesrur, yine eli boş döndü, — Fenbası bulumadı. Harun, bu be- iksizliğinden —dolayı — kölesini baçla mükemmelen dövdükten sonra _ıu emri verdi: ıbıüllelp. kurt yoksa ini Onu niçin yakmadın? z Bır saat sonra Fenhasın muh- | ğ evi alev ve duman için- | “fettan Zübeydenin yarat- ı nlu zifaf yuvosı kül olu- Fenhas nerede idi? Onu oku- aranız. yakında öğrenecek- Şimdi biz Zübeydeyi ta- nt Gözel Melike, vezir j Yahyanın işarelile irşadile Fehna- sın evine giderken, çok zevkli ve fakat tehlikeli bir oyuna giri- şirken iki noktayi "istihdaf et- mişti: Kocasını yeni bir aşkın pençesine düşmekten korumak, diğeri de kocasını kendine çe- virmek. Halbuki bu hedeflerin ikisini de ele geçirememişti. Ko- cası, hakikaten güzel üç cariye satın almıştı ve bu cariyelerin onu uzun günler meshur bıra- kacakları — tahmin - olunabilirdi. Şahsen kazandığı şeyi, iki güzel rüyanın tath hatıralarından iba- retti. Harun, o sihri maceranın şi- riyetinden sürekli — bir iğbirar hâsıl etmemişti ve — kendisine dönmüyordu. Zübeyde, bu hüsranı göz önü- | ne getirerek üzülürken halife 1in ittihaz ettiği haşin tedbirleri ha- ber aldı. Yapılan ciddi ve şi- mullü — tarassut, — saraydan — bir adım atmaması hakkında verilen emir, güzel Melikeyi yeni baştan yeise düşürdü. İçinden kan gidiyordu, den elem dökülüyordu. Maama- fih bu hayıflanmalar çok sürme- di. Zeki ve muhteris kadm, bir- kaç sıkıntılı. gün geçirdikten sonra — eski düşüncelerine, eski hulyalarına avdet etti: Men cerrebel mücerrep hallet bihinnedame, dedi, koca- mı İâzumsuz yere bir kere daha teeribe — ettim, pişman oldum, artık kendimle — meşgul olmalı- yun. Şimdi yüreğindeki ateş, küllen- miş gibiydi ve o bir sürü ziya- fetler tertibine girişmişti. Sara- yında ikamete memur - edilmekli- ğin hayatsız ve hareketsiz kalma- yı intaç edemiyeceğini kocasına ihsas etmek istiyormuş gibi her gün bir ziyafet veriyordu. Harun bu ziyafetleri menetmiyordu T menetmiye İüzum — görmüyordu. Yalnız kimlerin Darülkarar sara- yıma girip çıktığını öğrenmek- le iktifa ediyordu./Daha doğrusu ©o da kendıy zevkile meşgul idi. Vücuda getirdiği canlı murabba, her dıl'ından başka bir zevk fış- kıran müsekkir bir kaynak gibi onu daimi bir heyecan içinde bulunduruyordu. (Arkası var ) / Iayıs Pazar İstaabul —- (1200 metro) 16 gramı Hafız Burluan Bey — ile saz, 2i: Kemal Niyazi Boy Raz heyati ve Cennet Hanna, 91 ö: orkastrü Bükreş — (894 metre ) 20,10: kon- ser, 21,40: gramofon plakları, 29: Ba- ba Hared operatı. Belgrat — (439 metro ) 20: Milli şarkılar, 90,90 Çigan orkestrası, 01,40 solo, kono ve oörkestra, 23,80ü: ses konseri. Roma — ( 441 metre ) 20,20. Spor ve mömleket haberleri, gram: ları, 21,45: konser, 22,80: komedi S1,(10r Smotana kon Prag — (488 metre) 20: şarkı kon- seri, işçinin havası, 23,40: gratoofon, V' ana — (7'7 metra) 20,40: Tişer Kiendinin hayatı, komndi, 23,15: dans havaları, Peşte — (550 metre) 20: komlerana, 20,30 operadan naklın « Çingeneler » itmindeki opera. Varşova — (158 motre) 20,25: gra- mofon. 20.46 komedi, 21,15 hulk kon- seri, 22,40 Viyolensel konseri. Berlin -- (16,36) — Rişor konseri . . Şiravgn n | (Baş tarafı Vinci sayfada) getirildi ve teşhir edildi. Bütün taharri memurları, bütüu sabıka- hlar, kahve morga — çağırıldılar — ve rifin ismini de unutmamışlı ve derhak “ Bu adamın ismi Marsil- yos Solon dur., dedei. Bu zat melün — herifi 327 — senesinde takip — ettiğini, 0 zaman bu- rada hırsızlık yapmış - olduğunu da üâve etti. Hiç şüphesiz ki bu malömat polisi derhal harekete | getirdi. |Parmak İzi |Dairesindeki Dosyalar Morgta bulunan alâkadar polis amiri derhal Polis müdürlüğüne haber gönderdi. Çünkü eski bir mutlaka — müdiriyetteki bulunacaktı. Parmak izi dairesinin mütehassıs memurları hemen harekete geç- tiler. Bütün dosyaları teker teker muayeneden geçirdiler. Fakat 327 senesinde yapılan bir hâdisenin dösyesi kolay kolay bulunamı- yordu. Uzun uzadıya araştırmak lâzım geliyordu. Ayrıca herifin o zaman mahkemeye verilmesi ihtimali de akla geldi ve adliye dosyaları da araştırılmıya başlanıldı. Bu araş- tırmalar henüz neticesini vermiş değildir. Bu sırada ikinci bir tanmıyan daha çıktı. Bu zat Bahkesirlidir. Şeriri tanıdığını, hattâ ismini bile bildiğini, yalnız şimdi hatırlıya- madığını haber verdi. Bu suretle tanıyanlar ikileşmiş oluyordu. Takma Gözün Esrarı Anlaşıldı Hâdiseyi en ince noktalarına kadar tahkik ve tetkik eden mubarririmiz, bize herifin hüvi- yeti hafkında ilk söylenenleri bildirdikten sonra çok şayanı dikkat malümat getirdi. Bu muharririmiz, perşembe akşamı cesedi tetkik ederken bir gözünün takma olduğunu ilk gören ve hatta alâkadarları da haberdar eden — arkadaşımızdır. Acaba herifin bir gözü niçin takmadır? Arkadaşımız onu da anlatıyor. Bu adam beynelmilel tanınınış şerirlerdendir. Evvelce uzun bir müddet İtalyada bulunmuş ve İtalyan polisini kendisile çok uğraştırmış- tır. Nihayet bir gün İtalyan kara- binerlerile mel'un herif arasında bir müsademe olmuş ve o müsademe neticesinde şerir herifin bir gözü çıkmıştır. İşte o gündenberi bu i azılı adam takma göz kullanmak- dairede tadır. Tetkikat neticesinde takma gözün iyi ve pahalı cinsten oldu- ğu da anlaşılmıştır. Bu beynelmilel şerir 027 ge- mesinde Romanyada da bir hâdi- seye kahramanlık — etmiş, — bir bankayı soymuştur. hırsızın parmak izi ve sicil dosyası ——— ve han sahipleri | umuma | rilen bu malümat gittikçe inkişaf Mel'un Herif Beynelmilel Bir Şerirdir. İtalya Zabıtasile Yaptığı Bir Müsademede Çıkmıştır. Fakat Kat'i Netıce Bugün Veya Yarın Anlaşılacak 'Tamam Altı Lisan |Biliyor... terifin hüviyeti bakkında ve- I(qlıir edilen cesedi gördüler. | etmekte ve yeni yeni safhalar Fakat içlerinden hiçbirisi en | çıkmaktadır. Bu adamın ismini | küçük bir haber veremiyor, her- | ilk söyliyen zat, herifin Türkçe- | kes "bilmiyorum , cevabile ge- | den başka —altı lisan daha | çip gidiyordu. Fakak cesedi gö- bildiğini de ileri sürmektedir. renler arasında eski bir polis ;:ka“d:-k.hşe“d'b f-'*:"_'â bu" memuru herifi görür görmez ta- vreerayağari ge bi Bi di vo hayretle “Evet! , dedi. | Bizşüeklannı sörledik. — Fakat 327 senesinde İstanbul polis kad- muncüğun —manası - nedir?. İğte rosunda çalışan bu eski polis, he- bu gibi hâdiselerde tahminleri Iııvvelı olanlar diyorlar ki : — Evet, herifin üzerinde maymuncuk — çıktı. Fakat eğer bu maymuncuk herifin hırsız ol- duğuna delâlet etseydi, sabıka- hlar tarafından tanınması — lâzım- [elıı'dl. ıımıkının neticesi şudur: Herif çok kurnazdır ve bu gibi kötü işlerde pişmiştir. Bu sebeple, yakalandığı zaman hırsız zannedilmesi için yanında bir maymuncuk taşımaktadır. Herif Vücudüne i Pek İyi Bakmış! Cesedi gören ve yakından tetkik eden mütehassıs kimseler birçok mühim noktaları meydana çıkarmışlardır. — Herif, — vücudü çok kıllı bir adamdır. Elleri ve temizdir. Saçları ve bıyıgı da — muntazam sarette — kesilmiştir. Vücudünde eseri — hiç — yoktur. Bilâkis — itina görmüş bir mam- zarası vardır. işte bu hakikatler bazı neticelerin doğmasına sebep Fransız Frangı g hagiliz lirası Dolar Liret Belga Drahmi Leva Florin GLORYA'da 5 Mayıa Perşünbe' alışamı D 172 ta Münir Nurettin Bey ve ııhdulırı tarafından KONSERİ Çok güzel ve yeni bir program SAĞ US n d " Estar Perdesi Yırtılıyor Bir Gözü Vücudüne herifin, kıyafet malkâr — olamıyacağı ve — üze- rindeki — pejmürde — elbiselerin, Herifin hakiki elbiseleri olma- dığı anlaşılıyor. Herif bu partal e'biseleri iş icabı — giymiştir. Mel'un herif kumral ve sık saçlı- dır. Sarı biyıkları ve beyaz vücu- dile bir İslâv tipine daha uygun gelmektedir. Cesedin Teşhiri Devam Edecek Yukarda eski bir taharri me- murunun esrar perdesini yırtan sözler söylediğini yazdık. Fakat şunu da ilâve edelim ki bu sözler şimdilik hakikatin tam bir ifadesi olarak telâkki olunamaz. şahit bir tanedir. İhtimal ki bu zat yanılmıştır. Şu halde cesedin teşhiri ve bakan bir hususunda — ih- iyi Kat'i N.elice Ve Zaman ?... Şerir herife şimdilik Marsil- yos Solon diyeceğiz. Çünki orla- da bundan başka ihbar yoktur. erkânından salâhiyet uhıbc bir zat bize şunları söyledi: ihbtimalini de nazarı dikkate alma- hıyız. ,, Vazife Kurbanı Defnedildi T Hadise esnasında ağır bir yara alan polis memuru İsmail Hakkı Beyin vefatını dün tees- sürle haber vermiştik, Bu vazife- şinas memurumuzun cenazesi dün öğleden — sonra — büyük — bir ihtifal ile kaldırılmış, Vali Muavi- ni, Polis Müdürü, bütün polis erkânı, Cevdet Kerim Bey ve binlerce polis cenaze merasimin- de hazır bulunmuştur. Cenozeye bütün polis şube ve merkezleri, Vilâyet ve Dabhiliye Vekâleti pamına birer çelenk konmuştur. İtınıl Hakkı Bey, arkadaşla- defnedilmiştir. Kendisinin gırih bıraktiğı bir zevcesi ve iki şında bir çocuğu hükümet Hıı- yesindedir. Çok garip bir tesadüf- tür ki İsmail Hakkı Beyin pederi de bundan 20 sene kadar evvel bir vinç kazası neticesinde ölmüştür. Merhbum komiser kır Beyin ailesi ölümden, dün, taziyesile hıpb;lllr OİGnı'îhl Be, eri — Gerl =wy- on iki senedenberi evlidir. Bir üvey kızı, biri Meh- met, biri de Ayten isminde (iki pı.::ğ:'vırdıı Ölüm baberi aile efri şaşkına — döndürmüştür. Merhum Hakkı ve Şakir Beylerin haremleri elyevm hikı::lndîr 5 Şehrimizdeki - şel aralarında ( 200 L.FrıB:ıdıı bir toplamışlardır. parayı mk bir yudııı olur telakkisile merhum Şakir ve Hakkı Beylerim ailelerine hediye edeceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: